36,4432$% 0
38,6922€% 1.17
46,6344£% 0.72
3.420,60%1,01
2.916,24%0,89
9.898,01%-0,13
OSMANLI ARAŞTIRMALARI xx Neşir Heyeti – Editorial Board Halil İNALerK-Nejat GÖYÜNÇ Heath W. LOWRY- İsmail ER ÜNSAL Klaus KREISER- A. Atilla ŞENTÜRK THE JOURNAL OF OTTOMAN .STUDIES xx stanbul – 2000 Sahibi : ENDERUN KİTABEVİ adına İsmail ÖZDOGAN Tel: + 90 212 528 63 18 Fax :++- 90 212 528 63 17 Yazı ri Sorumlusu : Nejat GÖYÜNÇ Tel : + 90 216 333 91 16 asıldı ı Yer : KİT AP MATBAACILIK San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: + 90 212 567 48 84 Cilt: FATiH MÜCELLiT Matbaacılık ve Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel : + 90 501 28 23 – 61 2 86 71 az a Adresi: ENDERUN Kİ ABEVİ, BüyUk Reşitpaşa Cad. Yümni İş Merkezi 22/46 Rt!yazıı – istanbul ir iş OSMANLI “MİLLET”LERİNİN GİRİFT İLİŞKİLERİ: 17. YÜZYIL HASKÖY ŞER’İYYE SiCİLLERİNDE KA YDEDİLEN BİR CİNA YET ÖYKüsü ı
Cengiz ŞIŞMAN Şer’iyye siciiieri yani Osmanlı mahkeme kayıtları, diğer arşiv belgeleriyle kıyaslandığında, Osmanlı çalışmaları için bir kaynak olarak halen hakkettigi konuma gelememiştir. Tamamı günümüze ulaşamamasına rağm , bugün yaklaşık 10.000 adedi İstanbu cia 10.000 adedi de diğer şehirlerde olmak üzere 20.000 adet defterden oluşan devasa bir sicil kolleksiyonu mevcuttur. Bu kolieksiyana Balkan ve Arab ülkelerinde bulunan siciller de eklenince Osmanlı arşiv kaynaklarının oldukça önemli bir bölümünün siciller tarafından oluşturulduğu görülür. Şimd ye kadar yeterince kullanılmadığından, veya kullanılsa bile tam olarak sınırları çizilip tanımlanamadığından olsa gerek bu literatür etrafinda pek çok “mit” oluşıı:ıuştur. Bunlardan birisi, Osmanlı mahkeme kayıt belgelerinin oldukça kısa ve gerekli detaylardan yoksun olduğu, dolayısİ ile kültürel ve entellektüel tarihin bir parçası olarak yeterince faydalı olamayacağı görüşüdür. Nitekim bugüne kadar yapılan çalışmalarda, bazı Metinlerde ‘b: ‘oğlu’ anlamında olan ‘bin’ yerine ‘v.’ ‘çocuğu’ anlamında olan ve gayri muslim isimleri ile beraber kullanılan ‘veled’ yerine kullanılmıştır. Diğer tür Osmanlı belgelerinde 17. yy’a kadar bazen müslümanlar için de ‘vcled’ ifadesi kullanılsa bu yüzyılda sözkonusu sınıflamanın yavaş yavaş netleştiğini görmek mümkündür. Nitekim bizim inciediğimiz 17 yy. ikinci yarısına ait sicillerde bu ifade hassaten gayri müslimler için kullanılmıştır. Burada ay nca metinleri çözümlememde bana yardımcı olan Dr. Tahsin Özcan’a· ve araştırmalarımin ilk bölümünde bana maddi destek sağlayan The lnstitute of Turkish Studies’e teşekkürü bir borç bilirim. OSMANLI ARAŞTIRMALAR , XX (2000). 386 istisnalar olmak şartıyla, sözkonusu belgeler daha çok sosyal ve ekonomik tarih çalışmaları için kaynak olarak kullanılmışlardır.2 Aslında özellikle erken modem dönem bazı Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan, ve örneğin Carlo Ginzburg’un3 kullandığı türden olan engizisyon mahkemeleri kayıtlarının içeriği ile karşılaştırıldığında, varılan bu kanaate ilk etapta katılmamak mümkün değildir. Ancak siciller incelenip gün yüzüne çıkarıldıkça bu kanaati gözden geçirmek bir zorunluluk halini almaktadır. Burada yayınladığımız belgeler bunun güzel bir örneğidir. Istanbul Hasköydeki bir meyhanede işlenen cinayet ile ilgili olarak altı adet belge Hasköy Mahkemesi 7 numaralı defterin 29 ile 34. sayfaları arasında kayda geçirilmiştir. 27 Ekim 1650 tarihinde meydana gelen bu cinayette İsrail adlı üç ortaklı bir meyhanede, meyhane ortakları nda~ Di mo adlı bir Rum meyhanenin diğer ortağı olan İstemati adlı diğer bir Rumu bıçaklayarak öldürür ve kaçar. Katilin bulunup sorgulanması için meyhanenin üçüncü ortağı ve maktulun kardeşi olan Marine ile maktulun karısı olan Sultana Osmanlı otoritelerine başvurur. Toplam beş gün süren ve hepsi kayıtlara geçen altı oturumda dava çözüme kavuşturulur. Belgelerde bir gayri müslim tarafından işlenen cinayet davasının Osmanlı mahkemesine nasıl intikal ettiğini öğrenmemizin yanısıra, 17. yüzyıl Hasköy toplumundaki ilginç ilişkiler ağı hakkında bilgi sahibi olmaktayız. Herşeyden evvel meyhane kiralıktır ve meyhanenin mülk sahibesi Fatıma Sultan adlı bir saraylıdır. Meyhanenin bitişiğinde ise bir yahudihane mevcuttur. Yani MüslüiTlan arı, Hristiyanları ve Yahudileri bir şekilde biraya getiren bir’bina kompleksidir burası. · Belgeler veraset, şehadet, vekillik, kefalet, ·sulh, özel mülk, ortaklık, kiralama gibi pek çok önemli konu hakkında bilgi vermenin yanısıra, bir 2 Özellikle son on yılda siciliere dayalı çalışmalarda bir artış olduğu muhakkaktır. Ancak sozkonusu çalışmalar halen siciiiere genel bir yaklaşım metodolojsini üretecek aşamaya gelmemişlerdir. Siciliere dayanılarak yapılmış olan tüm dillerdeki çalışmalaı:ın kuşatıcı bir bibliografyası için bkz .• H. Canbakal, H. Yılmaz ve H. Taşkömilr, A Bibliograplıy of tlıe Works ıvlıic/ı Utiliı.es tlıe Ottoman Slıeria Coıırt Records, Harvard University, 1998. Aynca Kadı Sicillerinin tasnif ve toparlanmasının bir tarihi için bakınız, Bilgin Aydın, “Osmanlı Dönemi Istanbul Mahkemelerinde Sicillerin Korunması ve Şer’iye Siciiieri Arşivinin Kurulması”, Arşiv Araştımıaları Dergisi, ı, ı 999, ss. 55-74. 3 Carlo Ginzburg, Peynir ve Kurt/ar: Bir 16. Yiiı.yıl Değirmencisinin Evreni, Istanbul, 1996. Mikro tarihin mükemmel örneklerinden biri olan bu kitapta, Erken modem · dönemi Avrupa ltalyasında okuduğu kitaplann etkisi altında kalmış bir değirmencinin kozmaJojik dünyası detaylanyla kaydedilmiş engizisyon mahkeme kayıtianna dayanılarak inşa edilmiştir. · ·· 387 davanın mahkemede b~ından sonuna kadar nasıl görüldüğünü aniatmasıyla da Osmanlı mahkemesinin iç işleyişini bize göstermektedir. Belgeler boyunca cinayet olayının nasıl soruşturulduğunu, nasıl bir komisyon kurulduğunu, Kadı’nın hangi aşamada devreye girdiğini, ne tür yaptınınlar uyguladığını, sulh mekanizmasının nasıl işlediğini ve karara nasıl ulaşıldığını takip edebilmekteyiz. Siciller, başka bir yaygın kanaate göre, dava sonuçlannı çok defa kaydetmezken, burada başı ve sonu belli tam bir aniatı ile karşı ~maktayız. Başka ilgi çekici bir boyut da böylesine karmaşık bir davanın beş gün gibi kısa bir sürede karara bağlanmış olmasıdır, ki bu da modem bir zihin için biraz şaşırtıcıdır. İstanbul’un oldukça karmaşık olduğu, sarayda ciddi iktidar krizlerinin yaşandığı, dini anlamda hala Kadızadeli tartışmalarının devam ettiği bir· arkaplanla okunursa belgeler daha da derinlik kazanacaknr.4 Şunu da unutmamak gerekir ki bu belgeler sistemin nasıl işlediğini bilenler göz önünde bulundurularak inşa edilmişlerdir, ve bu metinleri n daha iyi anlaşılması ancak davanın görüldüğü kadılık kurumun arkaplanını oluşturan fıkıh literatürü, fetva kurumu ve o toplumda karar verme mekanizmasında etkili olan tarihi pratik ve örfler hesaba katılarak mümkün olacaktır. Aynca ‘kültür’ tarihi ve ‘kültür’ antropolojisi gibi modem disiplinlerin araçlannın kullanılmasının sicillerin kullanım alanını genişleteceği muhakkaktır. Burada sözkonusu metinler sırayla ve derinlemesine incelenmeksizin sadece bazı konulann altı çizilerek sunulacaktir. Belgelerin ariginaileri makalenin sonunda yeralacaktır. 4 Dönemin Kadızadeli tartışmalan ve ‘selefi’ Kadızadelı fikirlerinin osmanlı toplum ve politikası üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu daha geniş görmek için bkz. Semiramis Çavuşoğlu, Tire Kadızade/ı Movement: A11 auempt of Şeriat-Minded Reform 111 rlıe Ottoma11 Empire, Basılmamış Doktora Tezi, Princeton Üniversitesi, 1990. 388 ME TİNLER I. Medine-i hazreti Ebi Eyyub el-Ensari tevabi’inden Hasköy’de vllki’ lsrllil meyhanesi dimekle ma’ruf olan meyhanenin meyhanecisi olan baisü’l-kitab Marine nam zımml meclis-i şer’a hazır olub iltimas-ı keşf ve tahrir ile şöyle bast-ı meram eyledi kim, hilliya sakin olduğum zikr olunan meyhanede karındaşım ve şerikim olan istemati veledi —-nam zımmiyi tarih-i kiti\.b günü vakt-i asrda yine şerikimiz olan Dimo nam zımmi sol memesi altında bıçağıyla urub mezbur istemali’yi kati eyleyub firar eylemişdir haliya kıbel-i şer-i şerifeden üzerine varulub keşf ve taharri olunması mat! O bumdur dedikdesavb-ı şer’da bizzad bu fakir zeyl-i kitabda mesturu’l-esaml olan muslimln ile maktOI-ı mezbürun üzerine yarılub yine karye-i mezbura çarhacısı olan Yusuf Çaviış ve su başı olan Ramazan Bey ve maktOl-ı mezbOrun zevce-i metrOkes i Sultana nam zımmlye mahzarlannda keşf olundukda fi’l-hakika mczbur Marine’nin karındaşı olan halik-i merkarn lstemati maktOI olub eser-i cerahatı mezbOrlar muvacehesinde tefahhus ettikde sol memesi altında bıçak yarası muayene ve muşahede oldukdan sonra vaki’ h1il bi’t-taleb ketb ve tahrir olundu hurrire fi’s-sani min zilka’de li-sene el-merkOme. (2 Zilkaade 1060/27 Ekim 1650) Şuhiid a l-Hiil Mehmed Çelebi b. Ahmed Ağ:ı Huseyin Bey b. Abdull:ıh Musaili b. Abdullah ~ehmed Çelebi b. Mustafa Çelebi b. El hııc Osman b. Mu$t:ıf:ı Arslan b. Abdullah Süleyman Bey b. Abdullah lbr:ıhim b. Ali Muhnmmed b. Abdullah Kayıkçı Mehmed Bey b. Ali Huseyin b. lbrnhim Ahmed Bey b. Yusuf Mehmed b. Ahmed Birinci belgede görüldüğü gibi, vakt-i asrda yani akşama doğru Hasköy’deki meyhanede işlenen bir ayerayn ı gün içinde otoritelerine intikal etmiş ve hadise bölgenin güvenlik sorumlulan olan çorbact, subaşı ve bir grup şahidin cinayet mahallinde yaptıklan incelemelerden sonra kadı huzurunda kayda geçirilmişti . Yani Osmanlı mahkemesini oluşturan üç birim olan kadı, şahitler ve ‘polis’ harekete geçmiştir. Hem katil hem de maktı1 1 gayr-ı muslim olsalar bile böylesi cezai bir dava, ·prensip olarak Osmanlı mahkemesinde görülmek durumundaydı. ZJırımller prensib gereği cezai olmayan yani evlenme, boşan a ve bir takım dini konular gibi davalan kendi mahkemelerinde halletmek durumundaydılar. Ancak sicillerde her iki prensibin de sık ıkla çiğneodiğini görmek mümkündür. Zımmilerin neden Osmanlı mahkemelerine başvurduklan ise bir tart şma konusudur. Sebepler asında Osmanlı mahkemelerinin yaptının gücünün olması, mahkeme ücretlerinin oaha düşük olması, rüşvetin mümkün olabilmesi, mahkemeterin daha adil olması sayılabi lınektedir. Burada cinayet sonrasında katil kaçmıştı r ve davacılar katilin yakalanıp Osmanlı hukuk sistemine göre cezalandınlmasını istemektedirler. · 389 II. Medine-i hazreti Ebi EyyOb el-Ensiiri muzafatından Hasköy nam karyede vaki’ !srail meyhanesi dimekle ma’ruf olan meyhanede tarih-i ki tabdan Oç gün mukaddem maktO len keşf olunan lstemati nam maktOlun veresesinden zevce-i metrukesi Sultana nam ve lieb ve Omm kanndaşı olan Marine nam zımmi meclis-i şer’a haziran olu b yine maktOiu mezbOrun meyhanede şeriki olan Dimo veledi istemali nam zımmi mahzarında şöyle takıir ve dava eylediler ki tarih-i ki tabdan Oç gO n mukaddem vakt-i asrda mezbOr Di mo . mOrisimiz merkOm Estamoyu sol memesi altindan biçağla urub kati eylemişdir mezbOr Dimo’dan keyfiyet-i kati sual olunup taharri olunmak matlubumuzdur dedikte gibbe’ssual mezbOr Dimo cevabında tarih-i kitabdan ilç [gOn] mukaddem zikr olunan meyhanede ben kendi halimde oturub peynir ekmek yerken şerikim olan mezbOr Istemali ile çekişub sövOşilrken mezbOr lstemati odun yarmasi ile üzerime gelip beni urmak murad eyledikde ben dahi elimde olan ak saplı biçağıla mezbOr istematiyi sol memesi altından urub ben kati eyledim ve firar eyledim deyu tayi’an ikrar ve itiraf eyledikde ma hOve’l-vaki’ bi’t-taleb ketb [ve] tahrir olunub yed-i.vereselerine vaz’ ve der olundu fi’r-rabi min zilkaade. (4 Zilkaade 1060/29 Ekim 1650) Şuhüd al-Hal Ali Bey b. Mehmed Musaili b. Ali Mehmed b. Yusuf Bosıani Mehmed b. Davud Yunııni v. Yani Mehmed Bey b. Abdullah Diğer Has:ın b. Abdullah Ali b. Elmuhzır Mehmed b. Ahmed Yorgi v.Y:ıni Mehmed Bey b. Ali Mehmed b. Abdullah Ş:ıban b. Mustafa Eskoli v. Anz:ırb:ıyos Y :ın i S:ıru Cinayetten üç gün sonra katil, eğer kendisi teslim olmadtysa, yakalanarak davacı lar ve kadı huzuruna çıkarılmıştır. Katile göre cinayet bir nefsi mudafa şeklinde gerçekleşmiştir. Yani Dimo kendi halinde peynir ekmek yerken İstema ti ile tartışmış ve İstemati odun parçası ile üzerine gelirken Dimo kendini savunmuştur. Oysa davacılara göre Dimo İstematiyi kasıtlı · olarak yani. ‘amden’ öldürmüş ve dolayısı ile katile kısas gerekmektedir. ‘Ortaya çıkan savunma ve saldın tarz ve formüllerine bakılırsa, zım~l olan her iki tarafın da O~manlı mahkemelerinin prensibierinin inceliklerini bildikleri ne hükmetmek zor olmasa gerektir. Yani Dimo nefs-i müdafa argümanı ile kurtulamak isterken, davalılar osmanlı hukuk sisteminde geçerli olan kısas prensibini uygulamak istemektedirler. Bu arada dikkati çeken başka bir husus cinayete kurban giden k’im~e zımmi duğundan dolayı kendisinden müslümanlar gibi ‘merhum-Li mezbur•· olarak değil ‘halik-i mezbur’ olarak bahsedilmektedir .. Dimo’rıu_n ölümden kurtulmasının tek çaresi Osmanlı hukukunun başka birprensi_bi ol~ri s.ulh, yani mahkeme dışında anlaşma, prensibini işletmesi il~ ~u!P·kün _.olacaktır. Anca~ mahkemenin bundan önce görmesi gereken başka konuia; da\ıardır. 390 ~·· III. Fahru’l-muhaddarat tacu’l-afayif ve’J-mestOrat baisetü’l-kitab izzetli Fatıma Sultan darnet ismetuha ve ziidet iffetuha hazretleri kibelinden hususu ati’l-beyanı ikıiira vekil ve nehc-i şer’i üzere isbatı vekalet id up mumaileyhanın had”ernesi nden olan fahru ‘1- akran Baltacı Ali Bey meclis-i şer’i samihu’l-ibad ve mahfeli munif-i ıiisihi’l-evtiida hazır olub meyhaneci Marine nam zımml mahzarinda bi’I-vekale şöyle bast-ı meram eyledi kim medine-i hazreti Ebi Eyyub ei-Ensari aleyhi rahmeti rabbihi’l-bari muzafatından Hasköy nam karyede vaki’ Sultan mumaileyhanın mülkü olan meyhanesi bundan akdem mezbur Marine’nin li~eb ye ümm karındaşı ve şeriki olub maktillen mürd olan Istemali nam zımml bin altmış ruz-i Hızın ibtidasından seney-i atiye ruz-i Hızır ibtidasına vannca bir senede yirmi sekiz bin akçe idire ile kabul idup eceli merkilmun altı ayı kamil murur eyledikde mürd-i mezbilr zimmetine ediisı lazım olan on dört bin akçe ücreti Sultan mumaileyha tarafina edil ve teslim eylemedin mürd olmağla haliyan meblağ-ı mezbilr mürd-i merkilm İstemati zimmetinde baki kalmış idi el-haletu hazihi mezbur Marine mürd-U merkilmun varisi ve şeriki olmağla Milik-i merkilm zimmetinde olan meblağı m11ru’z-zikr on dört bin akçe deyni kendi üzerine kabul ve tarih-i kitabdan seney-i atiye ruz-i Hızır ibtidasına varınca tedricle şey’en feşey’en eda ve teslime müteahhid olduğundan gayri hali ya tarih-i ki tabdan seneyi at iye ruz-i Hızır ibtidasına varınca maru’z-zikr meyhiinenin civarında vaki’ bir bab yahudihanesi ve tevabi’i olan dekakin ile mezbür Marine yedine on dört bin akçeye vekaletim hasebiyle icar ol dahi minvali muharrer üzere istiçar ve kabul eylemişdir sual olunup takrir ve taharri olunm~k matlubumdur didikte gibbe’s-sual mezbur Marine karındaşım ve şerikim olan hillik-i mezbur !stemfiti zimmetinde baki kalub Sultan mumaileyhaya eda ve teslimi lazım olan on dört bin akçe deyni kendi üzerime kabul id u b ve tarih-i ki tabdan seney-i at iye ruz-i Hızır ibtidasına vannca tedricle eda ve teslimitmek üzere zimmetimde Iiiz.imu’I-eda ve vacibu’l-kaza deynimdir ve yine zikr-i murur iden meyhane ci vannda vlli’ olan bir bab yahudihane ve tevabi’ olan dekakin ile tarih-i kitabdan seney-i atiye ruz-i Hızır ibtidasına varınca on dört bin akçe ile isticar ve kcıbul eyledi m zikr olunan deyni merkOm ile mliru’z-zikr meyhane ve tevabi’nin altı aylık icare-i aliyesi olan on dört bin akçe ki cem’an yirmi sekizbin akçe ider Sultan mumaileyhaya deynimdir de yu Ulyı ‘an ikrar ve itiraf eyledikde d anı’s-salıana es-seniyye mahmiyey-i Kostantinniyye hısnı ebvabından Edirnekapusu sukkanından Bernandi ve Yorgo nam zımmiler merkilm Marine’nin nefsine emr ve.kabulu haviye kefaletle kefil olduklarında ma veka’ bi’t-taleb ketbolundu hurrire fi’I-hamis min zilkaade sene 1060. (5 Zilkaade I 060/30 Ekim 1 650) Şuhüd al-Hal Mehmed Bey … Sultım-ı m uma lleyh:ı Ali b. Elmuhzır Dilaver Bey Elhatib Kira v ….. t ‘ · Me yhan e sahibi bir saraylı olan Fattma Sultandır. Yani bir müslüman özel ,. mü*.ü olan binayı meyhane olarak işletilrnek üzere gayri müslimlere kiralamış ve yine aynı binanın etrafındaki bazı mekanlar dükkan ve yahudihane olarak . .- kullanılmıştır. Yahudihane’nin bir ibadethaneden ziyade bir ev· olduğunu 391 düşünmek makul gelmektedir.5 Kira yükümlülüğü açısından meyhaneciler Fatıma Sultana karşı yıll k 28.000 akçe karşılığında sorumlu iken, dükkan sahipleri ve yahudihane sahibieri meyhanecilere karş ı sorumludurlar. Görünen odur ki Fatıma Sultanla kira sözleşmesini yapan şi cinayete kurban giden ste rnato’dur ve dolayısı ile anlaşmanın yenilenmesi gerekmektedir. Fatı a Sultan mahkemede bir erkek vekil tarafından temsil edilir ve söz eşmesi yenilenir. Bu sırada muhtemelen hapiste olan Dimo kadaşları ya da arabulucular vasıtasıyla davacılar ile sulh yapmaya çalışmakta ve bunun için de sulh bedeli olan parayı aramaktadır. IV. Tersane-i llmirede vaki’ mir-i zindan huddamından Ar,ıdoni v. Durak nam reis meclis-i §er’a hazir olup medine-i hazreti ebi Eyyub ei-Ensllri muzaflitindan Hasköy nam karyede vakı’ lstemllti meyhanesi meyhanecilerinden Dimo v. lstemliti nam meyh1ineci mahzarinda §öyle bast-ı meram eyledi ki mezbOr Dimo bundan akdem Istemali nam zımmiyi kati iyledikde veresesi mezbOrdan dem ve diyetini taleb ve da’vasında iken mezbOr Dimo ile muslihun tavassutuyla sulh olduktarindan bedel-i su!h içun kendinin malı müsait olmamağin mezbOr Dimo’ya sekizbin sekizyüz akçe karz virdim şol §art ile meblağ-ı ınezbOr sekizbin sekizyüz akçeyi mezbOr Dimo bana eda ve teslim edinceye benim hıdroetirnde olubahar yere gitmeye hakikat kendinden sual olunup takrir-i tahrir olunmak matlubumdur didikte gibbe’s-sual mezbfir Dimo mukrızı merkum Andoni hususu mezbOr içun sekiz bin sekizyuz akçe istikraz eyledim zimmetimde Jazimu’l-eda ve v1icibu’l-kaza deynimdir hatta meblağı mezbOru merkarn Andaniye eda ve teslim edince merkarn Andani h idrnetinde olup ahar yere gitmeyeyin deyu ikrar ve itiraf edicek ba’de’t-tasdik mezbOr Andani’nin talebiyle kayd-ı sicil fı’ssadıs min zilkaade sene1060. (6 Zilkaade 1060/31 Ekim 1 650) Şuhüd al-Hal Zabıta Hasköy F:ıhrul :ıkr:ın Mehmed Çavuş Fahrul Akr:ın Mehmed R:ımazıın bey Elcundı Halil b. Must:ıfa Dilııver bey b. Abdullah Osman b. abdullah Said Bey b. Yunus H:ılil b. Mustafa Yargı v. Alex Yanı v. Kıır:ı Musıılli Bey b. Abdullah Cinayetin beşinci günü Dimo sulh kurumunu işletmeye karar vermi ş ve sulh bedeli olan 12.000 akçeyi kendi imkanlarıyla bu amadığından başka bir ımmiden borç almaya karar verm ştir. Borcu veren kimse hem borcunu, hem 5 Osmanlı Yahudilerinin Istanbuldaki mahalle ve evlerindeki ya§am biçimleri üzerine yazan Minna Rozen, belgelerde geçen ‘yahudihane’ ifadesinin farklı mimari özellikleri ta§ıyan bir yerlC§im birimi duğunu söylemektedir. Bak. M. Rozen, “Public Space and Private Space among the Jews of Istanbul in the Sixteenth and seventeenth Centuries”, Tıırcica, 30, 1998, p. 341. . 392 de borcu ne şartla verdiğini kadı huzurunda tesbit ettirmektedir. Bilindiği gibi mahkemenin bu onayının asıl kopyası tarafiara verilmekte ve metnin özeti ve ya tamamı da kadı defterine yani sicile geçirilmekteydi. Şarta göre Di mo borcunu ödeyinceye kadar borçlu olduğu Andani’ye hizmet edecek ve bu süre zarfında başka bir yere gitmeyecektir. ·, Mahkemelerde dava görülürken davaya şahidlik eden ve kimi zaman da bu işi mahkemenin bir parçası olarak profesyonelce yapan şahitler bulunmaktaydı. Fonksiyonlan tam olarak anlaşılamasa da şuhiid al-hal olarak adlandırılan bu kimselerin mahkemede hazır oluşu mahkemenin aleniyet içinde ve dürüst şekilde cereyan etmesi açısından önemliydi. Şahit er arasında kimi zaman davanın içeriğini bilen insanlar da v~dı, ancak bunların dava üzerinde nasıl bir etkisi olduğu tam olarak belli değildir. Buradaki davada şahidierin arasında zımmilerin de olması, gerektiğjnde zımmilerin de Osmanlı mahkemesinin kurumsal bır parçası olabileceğinin göstergesi sayılabilir. V. Medine-i Ebi Eyyub leviibi’nden Hasköy nam karyede vaki’ İsrail meyhanesi dimekle ma’ruf olan meyhanede tarih-i kitabdan beş [gün] mukaddem maktı11 olan Istemiili nam maktUiun verescsinden zevce-r metrukesi Sultana nam zımmiye ve maktOI-u merkOmu n li-eb ve ümm karındaşı olan Marine nam zımmi meclis-i şera’ haziran olup yine maktulu merkOmun katili olan hamil-i haza’J-kitab Dimo v. istemfiti nam zımmi mahzarında şöyle ikrar ve itiraf eylediler kim mezbur Dimo muresimiz merkCim Istematiyi ‘amden kati eyledikde haliyan mezbur Dimoyu kisas sadedinde iken muslihun tavassulu ile mezbur Dimo ile on iki bin akçeye sulh ve bedel-i sulh olan meblağ ı merkOmu bi’t-tamam mezbur Dimo yedinden ahz ve kabz eyledik ba’dc’l-yevm makıQI u mezburun dem ve diyeline müteallik da’va ve nizaımız yoktur dediklerinde mukirran ı mezburanın minvali muharrer Uzre cari olan sulh ve ibralarını mezbur Dimo bi’lmuvacehe tasdik ve kabul idicek ma veka’ bittaleb ketb ve tahrir olunub yed-ı tali be vaz’ ve der olundu hurrire fı yevmi’s-sadis min şehri zilkaade-i şerife lisene’l-mezbura (6 Zi 1 ka ade 1 060/31 Eki m 1 650) Şuhild cs.-Sabıkiln Yine aynı gün davacı olan Iylarine ve maktU!un eşi olan Sultana kadı karşısında, sulhu kabul ettikleri ni ve sulh bedeli olan miktari Dimodan aldıklarını, Dimo ile artık ‘dem ve diyet’ yani kısas ve diyet davası ve tartışması kalmadığtnı bildirmişlerdir. Burada göze çarpan husus, Sultana’nın erkek bir vekil tarafindan temsil edilmey.ip bizatihi kendisinin kadı karşısına çı kmış olmasıdır. 393 VI. Hasköyde vaki’ İsrail meyhanesi dimelde ma’ruf olan meyhanede bundan akdem maktCil olan İstemati nam hiilikin veresesinden zevce-i metrukesi Sultana nam zımmiye ve maktfilu mezbürun li-eb ve ilmm kanndaşı Marine nam zımmi meclis-i şer’da haziran olub yine karye-i mezbfira meyhanecilerinden işbu hazırunu fı’l-meclis olan hamilu hlize’l-kitab Yorgi v.Alex ve Yaya v.Esfadar ve Yani v.Mihal ve Manoyi v …. ve Istati v … ve Nakule v … ve sairler mahzarlarinda tayi’an şöyle ikrlir ve itiraf eylediler kim muresimiz olan maktfil-u merkfimun katili yine şerikierinden Dimo nam zımmi olduğu mutehakkık olmağla mezbOrlardan haliki merkOmun dem ve diyetine milteallık da’va ve nızaımız olmamağla hususa muteallik da’vadan zimmetlerden ibra ve iskat eyledik dediklerinde mukırran-ı merkOmiinın vechi meşruh üzere ciiri olan ikrar ve itiraflarını zımmiyunu mezbOrun muvaceheten tasdik ve kabul edicek mii veka’ bi’ttaleb kayd şildd hurrire fı yevm-i mezbOr lisenetil’l-merkOme (6 Zilkaade 1060/31 Ekim 1650) Şuhiid es-Sabıkiin Aynı günün sonuda üçüncü defa toplanan mahkeme meclisinde davacılar bölge meyhanecilerinin önünde davalı Dimo ile sulh ettiklerini ve sulh bedelini aldıklanndan dolayı da davalannın bitmiş olduğunu belirtmişlerdir. Bu meyhanecilerin sulh için arabulucuk yapan ‘muslihun’ olmas ı muhtemeldir. Böylesi bir otururnun sebebi belki de daha sonra meyhaneciler arsındaki muhtemel bir gerginliği ya da kavgayı engellemek olsa gerektir. Sonu ç Başta da be irttiğimiz gibi bir cinayetin ardından peşpeşe gelişen olaylara ilişkin kayda geçen bu altı belge, sicillerin detaylı bilgi içermediği hakkındaki kanıyı yeniden gözden geçirmek için yeterli bir sebep olarak görünmektedir. Bu belgeler bize gayri. müslimlerin cinayet gibi bir olayda Osmanlı mahkemelerini hangi şartlarda kullandıklarını ve mahkemede geçerli olan prensipleri bildiklerini gösterdiği gibi, İstanbul gibi büyükbir şehirde Osmanlı ‘milletleri’ denen gruplann nasıl bir grift ilişkiler ağı içinde de yaşadtğının ipuçlanriı da vermektedir. Ancak şunu da hemen kabul etmek gerekir ki bu belgeler tüm detaylarına rağmen hala lakonik yani veciz bir tarzda i!’lşa edilmiş erdir ve çözülmeye ihtiyaçlan vardır. Dolayısı ile bu belgelerin daha verimli kullanılmaları onlan oluşturan yatay ve dikey tarihi ve kültürel süreçleri devreye sokarak mümkün olacaktır. Bu kaynak özellikle de Osmanlı çalışmalannın diğer disiplinlerinin de yardımı ile önümüzdeki yıllarda Osmanlı çalışmalarında en önemli ve en zengin kaynağı olmaya kesinlikle adaydır. 394 Metin: 1 395 . . . • 1 • •” ~ Metin: 2 396 Metin: 3 397 Metin: 4 398 Metin: 5 399 Metin:6
Irak-ı Arap’ta Osmanlı-Safevi Mücadelesi (XVI-XVII. Yüzyıllar)