22 Ekim Dünya Kekemelik Günü

Sivas Numune hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Beyza Erkaya Güler, 22 Ekim Dünya Kekemelik Günü vesilesiyle yaptığı açıklamalarda kekemeliğin akıcı konuşma bozukluğu olduğunu vurguladı.

Hakan BAKAR/SİVAS – BHA

Dil ve Konuşma Terapisti Beyza Erkaya Güler, kekemeliğin akıcı konuşmayı etkileyen bir bozukluk olduğunu açıklayarak, "Kekemelik, konuşma sırasında istemsiz olarak ortaya çıkan tekrarlar, uzatmalar ve sessizlikler gibi engellerle karakterize edilen bir akıcı konuşma bozukluğudur. Bu durum, konuşmanın akışını sekteye uğratır ve bireyin iletişimini zorlaştırır. Araştırma sonuçlarına göre, insanların yaklaşık %5'i hayatlarının bir döneminde kekemeliğe benzer belirtiler gösterebilir. Kekemelik genellikle 2 ile 5 yaş arası çocuklarda ortaya çıkmaya başlar," dedi.

Beyza Erkaya Güler, kekemeliğin cinsiyete göre farklı oranlarda görüldüğünü belirterek, "Kekemelik, kız çocuklarında erkeklere göre daha az sıklıkla görülür. Bu oranın 1:6 ila 1:3 arasında olduğu düşünülmektedir. Ancak yaşın artmasıyla bu oranın değiştiği ve kızlarda erkeklerden daha yüksek bir oranda kendiliğinden iyileşme görüldüğü gözlemlenmiştir. Ailede kekemelik geçmişi olan bireylerde de kekemelik riskinin daha yüksek olduğu bilinmektedir," diye ekledi.

Kekemeliğin korku veya taklit yoluyla oluşmadığını vurgulayan Beyza Erkaya Güler, "Kekemeliğin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, genetik, nörofizyolojik, çevresel ve mizaç faktörlerinin birleşimiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Kekemelik, zeka problemiyle ilişkilendirilmemelidir. Kekeleyen bireyler, normal veya normalin üstünde zeka seviyesine sahip olabilirler," dedi.

Kekemeliğin iki temel alt sınıfa ayrıldığını belirten Beyza Erkaya Güler, "Kekemelik, edinilmiş kekemelik ve gelişimsel kekemelik olarak sınıflandırılır. Nörojenik kekemelik, genellikle yetişkinlerde serebrovasküler olaylar, kafa travmaları, iskemik ataklar veya travmatik beyin hasarı gibi nedenlerle ortaya çıkar. Psikojenik kekemelik ise yetişkinlerde aşırı stres ve kaygıya bağlı olarak psikolojik travmalar sonucunda görülebilir. Gelişimsel kekemelik, en yaygın görülen alt sınıftır ve genellikle okul öncesi yıllarda başlar ve ileri yaşlara kadar devam edebilir. Gelişimsel kekemeliğin kesin nedeni bilinmese de, bilişsel, motor, dilsel, nörolojik ve çevresel faktörlerden etkilendiği düşünülmektedir," şeklinde açıkladı.

Beyza Erkaya Güler, kekemeliği olan bireylerin sadece konuşma akıcılığında sorun yaşamadığını, aynı zamanda ikincil davranışlar da sergileyebileceklerini belirtti. "Kekemeliği olan bireyler, göz kırpma, kafa sallama, konuşmaktan kaçınma gibi ikincil davranışlar gösterebilirler. Ayrıca, sözel çıktı azalması, kelimelerden kaçınma, dilbilgisi kısıtlamaları, yaşam kalitesinde düşüş ve eğitim ortamında zorbalık gibi olumsuz etkilere maruz kalabilirler," dedi.

Kekemelikte erken müdahalenin önemini vurgulayan Dil ve Konuşma Terapisti Beyza Erkaya Güler, sözlerini şöyle tamamladı: "Erken çocuklukta başlayan kekemelik, şiddetinde aylarca veya haftalarca değişim gösterebilir. Erken dönemde başlayan kekemeliğin yaklaşık %80'inde kendiliğinden ortadan kalktığı gözlemlenmiştir. Kekemelik teşhisi için konuşma bozukluğunun türü ve sıklığı, ilgili motor davranışlar, konuşmaktan kaçınma davranışları, konuşma hızı ve olumsuz duygusal tepkiler değerlendirilmelidir. Değerlendirme sırasında ikincil davranışların ve kekemeliğin gözlemlenmesi de önemlidir. Terapi sürecini takip etmek ve konuşma örneği elde etmek için video kayıtları alınması önerilir. Okul öncesi, okul çağındaki ve ergen-yetişkin bireylerin değerlendirme süreçleri birbirinden farklıdır. Kekemelikte erken müdahale, konuşmanın daha akıcı hale gelmesi, bireyin daha rahat iletişim kurması ve varsa konuşma kaygılarının azalması için çok önemlidir. Gelişimsel kekemeliklerde erken müdahale ile kekemelik kaybolabilmektedir. Ancak kekemeliğin süresi uzadıkça kronik hale gelme riski artmaktadır. Bu nedenle çocuklarda 6 aydan uzun süredir görülen kekemelik benzeri belirtiler varsa ve şiddetinde artış gözlemlenirse uzman bir dil ve konuşma terapistinden değerlendirme alınması önerilir," şeklinde ifade etti.