İRONİK DÜNYA!

BEĞENDİM

Neden İronik Dünya dediğimi sizlere özetleyeyim. İronik dünya çünkü biz insanlar inanmadığımız şeyleri yapma konusunda kimseye fırsat vermeyen, inanmadıklarımızı yaparken de ya doğruysa sözünü düşünmeden edemeyen ademoğullarıyız.

Bunun örneklerini şu şekilde açıklayayım.

Otobüsten ineceğimiz zaman bastığımız buton. Birileri basmış olsa dahi “bide ben basayım da garanti olsun” diye yaptığımız bir eylem. Zihnin bunu bu şekilde pekiştiriyor olması görmediğine inanmamasından kaynaklıdır.

Birinden bir şey isteyipte “Yok” cevabını alınca, istemsizce “ Hiç mi yok?” diye sormamız. Umarsızca çare arayışımız.

Batıl inanç olduğunu bildiğimiz halde mavi boncuk, at nalı gibi saçma sapan şeylere tutunmaya çalışmamız.

Ya da diğer bir örnek Yahudiler !!!

İnanmadıkları halde hemen hemen her Yahudinin evinin önünde Gargat Ağacı dikilidir. Bu ağacı dikerken inandıkları için değil; sadece ya gerçekse diyerek bunu yaparlar. İnanmış olsalardı zaten Müslüman olurlardı…

Âhirzaman peygamberi Hz. Muhammed (a.s.v) efendimiz bir hadis-i şerifinde buyuruyor ki:

“Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları kırıp mahvedecekler. Öyle ki, Yahudilerden bir kimse bir ağaç veya bir taşın arkasına saklanacak olsa, o ağaç ve taş dile gelerek “Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür,” diyecek. Sadece Ğarkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır. (Müslim, Fiten, 82).

Bu hadis-i şeriften de anlaşıldığı gibi Yahudiler inanmadığı halde bir şekilde, kendilerini garantiye alma peşindeler.

Aynı zamanda son yılların vebası olarak bilinen Koronada bunlardan bir tanesi. İnsanlar varlığına inanmadıkları halde korunmak için aşı sırasına giriyor. Çünkü beyin görmediği şeye inanmak istemez. Gözünün önünde ölmeyen cenazesine dahi katılamadıkları insanların koronodan öldüklerine inanmak güç. Doğal olarak da korona tezi bir yerde afaki kalıyor zihinlerde.

Biz ademoğulları inanmadığımız halde yaptığımız o kadar çok şey var ki. Müslüman olduğu halde her 23 Nisan’da Büyük Ada’da Aya Yorgi Kilisesine dilekleri kabul olsun diye ip bağlayıp yalın ayak yüzlerce adım atarak çıkıyorlar. Allahtan isteyip sabırla beklemeyi bilsek ne kiliseye nede iplere gerek kalmayacak oysa. Ama sorsan adı müslüman !!!!

İstediğimiz eylemlerin gerçeklemesi için yapamacağımız şey yok gibi sanki. Buna inançlarımızı alt üst etmekde dahil. En inanmadığımız şeyleri dahi sırf kendimizi garantiye alalım, yaşamak istediğimiz şey gerçeklesin, beynimiz tatmin olsun, yada gözümüzle görelim kalbimiz mutmain olsun diye kendi kendimize sahte kanıtlar seriyoruz ortaya. Göz görür kalp tatmin olurdu..

Doğru ya Nasreddin Hoca gibi göle yoğurt mayalamayı ihmal etmiyoruz. “Ya tutarsa”…