35,9385$% 0.03
37,4945€% 0.18
45,0515£% 0.17
3.310,57%0,19
2.868,39%0,21
9.719,81%-0,89
Yüzyıllar boyunca yaşanan fakat günümüzde artış gösteren bir konudur sahtekarlık.
Bazen maddiyatı anımsatsa da hayat ideolojisinde sahtelik, daha ön plandadır.
En kötüsü bu tarz insanlarla hiyerarşik düzende muhatap olma zorunluluğudur.
Bu insanlar, zamanla sizi ve bakış açınızı sinsi bir yılan gibi etkileyebilir.
Bir kurum, bir grup, bir insana hitap etmeyen bu cümleleri, dünya düzeninin eleştirisi olarak kabul edebilirsiniz.
Uyandırmak isteyen bir eleştiri.
Verdiğiniz kararlarda fikirlerinize, attığınız adımlarda gittiğiniz yola inanıyor musunuz?
Belki tefekkürü ön planda tutabilsek her şey çok daha anlamlı ve kolay olurdu.
Geçen gün girdiğim bir ortamda ısrarcı bir şekilde oy vermem gereken bir parti hakkında konuşuldu.
Bir müddet dinledim.
Bir müddet sustum.
En sonunda dayanamadım.
Müsaade isteyerek, sizin canınızı yakan insanlara, tercihlerinize ve inancınıza paçavra muamelesi yapmaya çalışan bir grup hadsize oy verir miydiniz?
Siz veya çevrenizden sevdiğiniz birinin açık olduğu için eğitim hakkı, sosyalleşme hakkı, çalışma hakkı elinden alındı mı?
Daha sonrası sessizlik ile birleşen sınırlı veda.
Kıymetli büyüğüm, değerli hocam Muhammed Önder Nar’ın bana verdiği eğitimin ilk cümlelerinden biri şuydu:
“Bir insan, bir yanlışa alıştıysa yine yapar. Güvenirken dikkat et.”
Hala daha kulağıma küpedir.
Başkalarının kime oy verdiğinin, hangi din, dil, ırktan olduğunun bir önemi yok.
Fakat saygı, daima önem arz eder.
Bir takım kimseler, basit bir dünyanın, sancılı ortaklarını anımsatıyor.
Önce seni bu dünyaya nasip edene daha sonra kendine güven. Hakikatten vazgeçilmez!
Sezai Karakoç’un dediği gibi:
“Tırmandığını unuttuysan, öyle duracağına düş ve yeniden tırman; durmaktan daha iyi bu.
Ot gibi var olacağına öl ve yeniden diril.”
HALKIN ENFLASYONU