DOLAR

34,1027$% 0.21

EURO

38,1021% 0.09

STERLİN

45,3838£% 0.11

GRAM ALTIN

2.839,95%0,39

ONS

2.592,52%0,24

BİST100

9.975,61%2,06

a

SAHİ KİM ?

SAHİ KİM ?
Deli gibi korkuyorum bir gelirde beni mutlu eder diye!
Niye? Öğrenmişiz, her gülmenin ardı ağlamak. Çok güldük başımıza gelecek var.
Her sefanın bir cefası var! Oysa bunları bilmeden de devam etmez miydi hayat, kendimiz görseydik bizim mutluluklarımız sonsuz mu yoksa ardı ağlamak mı? Neden her şeyin en kötüsünü öğretirler önce. Koşma düşersin , sevme yanarsın, çok gülme ağlarsın, neden bu kurallar vardı. Sahi bu korku dolu kuralları kim koydu?
-Çok güldüğünün ardından ayıp diye annesinden dayak yiyen kız çocuğumu?
-Ardında dağ gibi gördüğü babası, bir anda göçüp giden yetim mi ?
-Şarkılar söyleyerek yemek yapan annesini, babası gelince korkudan sustuğunu gören çocuk mu?
-Kınalı kuzum diye göğsünü gere gere gururla askere yolladığı oğlunun al bayraklı tabutuna sarılan anamı ?
Kim koydu bu kuralları!
Ne çok isterdim Dünya bir bahçe olsa, dikensiz güller olsa her yerde herkes gülse eğlense, gülerken öğrensek her şeyi. Bilsek kötülükten bir fayda gelmediğini. Hatta bilsek kötülükte yok, her şeyin ardı var. Ardını görmeyi bilsek keşke. Perdelerimize perde eklemesek te, görsek güzeli iyi olanı, acıyı geleni gideni ve güdeni. Anlasak akmayan bir damla gözyaşı nerede?
Ama olmadı. Mümkün de değildi. Sonra baktım nefes alamaz oldum bu dünyada.
Bende kendi bahçemi kendim yapmaya karar verdim, göğe kadar uzanan ağaçlar dikecek, güllere su verecektim, belki güzel bir ev yapacaktım içine tüm sevdiklerimin sığdığı. Dumanının dertli tütmediği,
Şarkıların hiç susmadığı.
Yol çok uzaktı, gitmek zor yolu bulmak daha zordu.
Dikenli teller, bazen ateşten gömlekler, kışın kuru ayazı ve kar fırtınası, açılmayan kapıların altından cılızca süzülen ışıklar.
Mevsimler aldı bahçeye varmak. Vardım sonunda, vardım da toprak kuraktı bu kez de, bir damla yağmur yoktu gökyüzünde. Bazı bazı gözyaşları ile suladım, bazı bazı sevdiklerimin ışığı ile havalandırdım toprağı. Bir fırtına koptu, yağmur değdi toprağa sel aldı önce her yeri , artık gücüm kalmamıştı dayanmaya vazgeçmenin kapısında durdum, onca emek dedim, ziyan oldu dedim. Fırtına dindi sel gitti.
Fırtına topraktaki taşı dikeni ne varsa götürmüş yağmur yeni kanallar açmıştı toprağa.
Artık göğe uzanan ağaçlarım var, suladığım güllerim, sevdiklerimle dolu bacası neşe ile tüten bir evim var. Anladım ki her fırtınanın ardı kıyamet değilmiş. Anladım ki her mutluluğun ardı ağlamak değilmiş.
Anladım ki mutluluğun, huzurun, içten sevmenin, anlamanın, yaşananın ardını görmenin bir kuralı yokmuş!
Sahi kim koydu böyle acı kelimelerle inşa edilmiş kuralları.
Fırtınada yuvası yıkılan serçeler mi? Ağustosta şarkı söyleyerek gezen ağustos böceğimi ?
Sevgi ve şifa ile!

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

YETER Mİ, DEVAM MI?

HIZLI YORUM YAP