DOLAR

34,1172$% 0

EURO

38,1433% -0.03

STERLİN

45,4492£% -0.16

GRAM ALTIN

2.874,56%0,01

ONS

2.621,87%1,39

BİST100

9.900,25%-0,76

a
  • AVRUPA BİRLİĞİ GAZETESİ
  • Bizden Haberler
  • İlk “sözde” Ergenekon tutuklamaları başladığında, Azerbaycan gazetelerinden birinde şöyle bir yorum çıkar: ” PKK ile mücadele edenlerden intikam alınıyor.”

İlk “sözde” Ergenekon tutuklamaları başladığında, Azerbaycan gazetelerinden birinde şöyle bir yorum çıkar: ” PKK ile mücadele edenlerden intikam alınıyor.”

Geldiğimiz nokta ne? Öcalan’ın tutuklanması, sorgulanması ve İmralı’ya tıkılması sürecinde kim görev almışsa, tek tek içeri alınıyor. Ar(H)ınç gene konuşuyor. Hakkında konuştuğu insanların ‘paçasına çıkamayan’ Ar(H)ınç konuşuyor!? Bir kasaba avukatı ama hukuktan bi haber. Bana göre ‘diline kalmış’ bir zavallı. Bugün gözaltına alınan komutanlar… ABD’ye gitmemiş hedefteki 3. Ordu Komutanı… Manzara:”Bir Arslan miyav dedi, minik fare kükredi.” Minik fare kozmik odada, minik fare ülke güvenliğini ilgilendiren belgelerin peşinde…” Sorulması gereken soru: Bu belgeler kimin için gerekli?Birzamanlar bizim bir kırmızı çizgimiz vardı; Kerkük’e müdahale savaş nedenimizdi(!).. Türkiye’ye atılan sis bombaları görüş alanımızı karartırken, Kuzey Irak’ta Yahudi Kürt Devleti kuruluyor. Türkmen Varlığını hatırlayan kaldı mı? Hükümet ve Genel Kurmay Başkanı’na asıl sormamız gereken soru şu: Türk Halkına “kırmızı çizgimiz” dediğiniz Musul ve Kerkük hangi gerekçeler ile kırmızı çizgi olmaktan çıkartıldı? Türk Halkı ve Türkmen kardeşlerimize bir açıklama yapmanız gerekmiyor mu? Atılan sis bombaları “Yahudi Kürdistan’ının kurulmasını saklamak” için mi patlatılıyor?Mardin’in Nusaybin Belediyesi, 70 sokak ve mahalleye çatışmalarda ölen PKK’lılar ile terör örgütü kamplarının isimlerini vermiş. Aslında bunda şaşıracak bir durum yok. Dağlıca baskınına PKK’nın yaktığı türkü, Ankara’da polis korumasında söylenmedi mi? Pentagon AKP’yi kullanarak ülkemizi işgal ediyor. Ekonomik işgal hemen hemen tamamlandı. AKP eli ile çıkartılan yasa ve yönetmelikler, Türk Halkına şimdilik kölelik vaad ediyor. ABD Irak’a götürdüğü “demokrasinin” bir başka türünü Türkiye’ye sunuyor. Demokrasi, demokrasi diye bağıran kiralık kalemlerin CİA+Soros beslemesi olması bu yüzdendir. Dün ABD darbelerini destekleyenlerin bugün demokrasi diye bağırıyor olması, ikisinin arkasındaki yönetmenin de ABD olmasındandır. Dün askeri kullanarak darbe yapanlar, bugün sivilleri kullanarak darbe yapıyor. Yani; Kenan Evren=Recep Tayyip Erdoğan’dır. Asker ve yargı halledildiğinde; emin olunuz ki Pentagon “bizim oğlanlar başardı” diyecektir.AKP iktidara geldiğinde bütün kurumları değiştirmeye başladı. Devlet kurumlarında yaşananlar “kadrolaşma” olarak algılandı ve bu kadrolaşmayı her siyasi iktidar yapıyor diye yorumladılar. O zaman muhalefet olan CHP’nin “hallaç pamuğuna dönen” kurumlar hakkında sesi hiç çıkmadı. Oysa bu kadrolaşma çok farklıydı. Devlete karşı paralel devlet kuruluyordu.Doğu’da bir ilçede mecburi hizmet yapan bir Doktorumuzun uyarıcı mektubunu dikkatinize sunuyorum:“Merhaba;Buraya ilk gelince insan önce bir şeyler başarmak istiyor ve bütün olanaklarını zorluyor. Ancak bir süre sonra bütün isteğini kaybedip ‘ben burada ne arıyorum?’u sorgulamaya başlıyor. Aile parçalanıyor. Malzeme almak istendiğinde, yerel firmalar (ki hepsi siyasilerin) kendi inisiyatiflerinin dışında her türlü alıma engel oluyor. Hastane yönetimlerine baskı had safhada; 2 yılıdır buradayım, artroskopim ve skopim yok. İlk bir yıl gerçekten bu malzemeleri almak için her türlü çabayı sarf ettim. 3 defa ihaleye çıkıldı, ancak bu firmalar yüzünden hep iptal oldu. Siyasiler hastane üzerinden resmen devleti soyuyorlar. Bir’e mal olanı dört’e satıyorlar. İnsanlar doktorlara karşı büyük bir öfkeye sahip. Geldiğimden beri darp edilmeyen arkadaşım kalmadı. Burada halk aşırı şımartılmış. Hastanede sıra bulamayan direk kaymakama şikayete gidiyor ve işin acısı kaymakam bunu ciddiye alıp hastaneyi arayıp hastaya baktırtmaya çalışıyor. Batıda kaymakamın yanına bu kadar kolay kaç kişi çıkabiliyor? İnsanların işini halletmeyince ‘-Ben PKK lıyım, seni vururum’ diye tehdit ediliyoruz. Kısacası; devlet bizi buraya sallıyor, sonrası hak getire. Can ve mal güvenliğimiz sıfır. Burada insan ‘acaba buralar ülkemiz için çok mu gerekli ‘ diye düşünmeden edemiyor. Kimse vergi vermiyor, elektrik-su vb. faturalar ödenmiyor. Herkese ayda 150 Tl çocuk parası (ki çocuk başına), çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren mama ve bez parası ödeniyor. Sorarım, batıda bu yardımları hiç alabilen var mı? Okula giden her çocuğa devlet harçlık veriyor, harçlık gecikince anneler okulu basıp çocuklarını okuldan almakla tehdit ediyor. O çocuklar ne yapıyor peki? Üzerlerinde üniformaları, ellerinde PKK bayrakları ile DTP mitingine gidiyor. Herkese, eksin ya da ekmesin, toprak yardımı yapılıyor (ki zaten kimse ekmiyor). Bu yardımı yaparken sadece beyana bakıyorlar. Adam beşi elli yazdırabiliyor. Van da dağıtılan toprak yardımı miktarının, “göl bile tarım arazisi olarak kabul edilse”, bu alandan daha fazla miktarda olduğunu biliyor musunuz? Her Cuma kaymakamlık elden nakdi para dağıtıyor. Buralarda tek vergi verenler memurlar. Yani mecburen, ailemden ayrılıp zorla getirildiğim bir yerde, zorla tedavi ettiğim insanların tedavi masraflarını ve bakımlarını da ben karşılıyorum. İnsan lanetler okuyor.Kafanızı şişirdiğim için kusura bakmayınSaygılarımlaDr. ………. …….”Ve yazımızı bir hikaye ile bitirelim:ŞEYTAN: Kıssadan HisseGünlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş.Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş. Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış. Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam; bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;“- Bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi” demiş.Öyküyü gönderen A. Ö. de bu kıssadan şu hisseyi çıkarmış:Son zamanlarda kurumlar arasındaki sinsi savaşı önlemek bir yana, daha da ateşlenmesi için körüklemeye devam eden Çankaya’daki A.KE.PE li Abdullah ve Başbakanlıktaki ; olayların birinci sorumlusu olarak buzağının ipini gevşetmişlerdir.Süt kovası desen, çoktan devrildi. Peşinden oluşacak her türlü kötülüğü, siyaset cambazlığıyla başka yerlere yamamak isteyenler pişkince soracaklardır:“Biz ne yaptık şimdi?”Ben de diyorum ki:Bir Arslan miyav dedi, minik fare kükredi(!).. Farelerin girmediği ambar, mutfak, tarla, kurum kalmadı. 

Z.Buket GürsesATAM İZİNDEYİZ

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

ÜÇBİN ESKİPAZARLI KAYABAŞINDAYDI.

HIZLI YORUM YAP