36,4367$% 0
38,1418€% -0.06
46,0044£% -0.1
3.441,34%0,11
2.940,73%0,21
9.549,22%-0,55
ATO Duatepe Hizmet Binası‘nda gerçekleştirilen toplantıda, önemli isimler bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı Kutluhan Taşkın, Ekonomi Koordinatörü Ahmet Oğuz Sarıca, Ekonomik Modelleme ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürü Esra Güler, Ekonomi Danışmanı Burcu Miraç Diraor, Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman ve YMM Nazmi Karyağdı toplantıya katılım sağladı. ATO’yu temsil eden isimler ise Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Aktay, Meclis Başkan Yardımcısı Vecdet Fehmi Şendil, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Akça, Ali İhsan Güçlü, Ali Yıldız, Halil İlik, Doç. Dr. Ömer Çağlar Yılmaz, Yasin Özyolu, Meclis Başkanlık Divan Katibi Ayşe Nilay Çelik ve diğer Meclis Üyeleri oldu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan ATO Başkanı Gürsel Baran, finansmana erişim konusunda endişelerini dile getirdi. Ülke ekonomisinin bel kemiği olan KOBİ‘lerin, toplam istihdamın %75’inden fazlasını sağlayarak 11,5 milyon kişiye iş imkânı sunmasına rağmen, finansmana ulaşmakta zorlandıklarını vurguladı. Baran, enflasyonun ve alınan tedbirlerin etkilerinin işletmeler üzerinde ağırlaştığını, artan maliyetlerin yükünü üyelerin hissettiğini ve hem yatırım hem de günlük işlerini yürütmek için finansmana ihtiyaç duyduklarını belirtti. Özellikle bankaların, enflasyonla mücadele sürecinde kredi geri çağırma politikalarını eleştirerek, bankacılık sisteminin reel sektörden ayrı düşünülemeyeceğini ve bu bütünlüğün dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Konuşmasında ayrıca, ticarette yaygın kullanılan ticari kredi kartlarına uygulanan taksit sayısının artırılması gerektiğini de dile getirdi.
ENFLASYON DÜZELTMESİ VERGİ YÜKÜ OLUŞTURMASIN
Baran, konuşmasında enflasyon muhasebesi olarak bilinen enflasyon düzeltmesinin işletmeler üzerindeki olumsuz etkisine değindi. Enflasyon kaynaklı fiyat artışları nedeniyle işletmelerin kar etmiş gibi görünmelerine rağmen gerçekte öz sermayelerinden tükettiklerini belirtti. Baran, enflasyon düzeltmesinin işletmelere farklı sonuçlar doğuracağına ve borçlu işletmelerin daha fazla vergi ödemek zorunda kalacaklarına dikkat çekerek, bu durumun “vergi mali güce göre ödenir” ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Enflasyon düzeltmesinin işletme sermayelerini güçlendirmek için önemli olduğunu kabul ederken, üç ayda bir değil yılda bir kez uygulanmasını, vergisel sonuç yaratmadan sadece muhasebe işlemi olarak değerlendirilmesini talep etti.
VERGİ REFORMU VE KAYIT DIŞI
Baran, kalıcı refahı sağlayacak, kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldıracak adaletli ve kapsamlı bir vergi reformunun yapılması gerektiğini vurguladı. Reformun temelini, vergi oranlarının düşürülerek (KDV dahil) verginin tabana yayılması ve idarenin etkinliğinin artırılmasıyla vergi sisteminin sağlıklı işlemesinin sağlanması gerektiğini belirtti.
Kamu alacaklarına yönelik yeniden yapılandırma ve af gibi düzenlemelerin fayda sağlamadığını belirten Baran, bu düzenlemelerin borcunu ödemeyene kolaylık sağlarken, borcunu düzenli ödeyeni de ödememeye yönlendirdiğini ifade etti. Her iki yılda bir yapılan bu düzenlemelerin faydası olsaydı tekrarlanmazdı diyerek, vergide kalıcı bir reform yapılmasını ve ödemeyenlere yönelik af benzeri düzenlemelerin Anayasa ile güvence altına alınması gerektiğini belirtti.
Baran, Türkiye’de vergi ile ilgili en önemli sorunlardan birinin kayıt dışı ekonomi olduğunu belirterek, bu sorunun önlenmeden ekonomideki sorunların çözülemeyeceğini ifade etti.
VERGİDE DİJİTALLEŞME MİKRO VE KÜÇÜK İŞLETMELERİ ZORLUYOR
Vergide dijitalleşme çalışmalarının, özellikle mikro ve küçük işletmelerde vergiye uyum maliyetini arttırdığını vurgulayan Baran, dijitalleşme konusunda bir ciro limiti konulması gerektiğini ve belirli bir cirodan yüksek ciro yapan işletmelerin e-defter, e-fatura ve e-irsaliye uygulamasına geçmesinin sağlanması gerektiğini belirtti.
NİTELİKLİ İŞGÜCÜ EKSİKLİĞİ VE İSTİHDAM SORUNU
Toplantıda, reel sektörün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak için mesleki eğitimin geliştirilmesinin bir beka meselesi haline geldiği vurgulandı. Ayrıca, sosyal yardımların işgücüne katılımı destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi.
PERAKENDE TİCARET KANUNU BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALI
Perakende Ticaret Yasası’nın çıkmasını, perakende sektörünün sorunlarının çözümü için önemli bulduklarını ifade eden Baran, perakende sektörünün tüketicilere faydaları, pazarlama gücü, sağladığı istihdam ve ödediği vergilerle ekonomide önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Yerel zincirlerin sektörün bel kemiği olduğunu ve ekonomide önemli bir taşıyıcı rolü üstlendiğini vurgulayan Baran, sektörün enflasyonu düşürmekten kayıt dışı ekonomiyi önlemeye kadar birçok alanda önemli işlevler gördüğünü belirtti. Ayrıca, son yıllarda yerel üreticilerin varlığını koruması açısından da büyük destek sağladığını vurguladı. Sektörün sağlıklı bir büyüme göstermemesine ve yerel zincirlerin güç kaybetmesine dikkat çeken Baran, Perakende Ticaret Yasası’nın çıkmasının sektörün sorunlarının çözümü noktasında çok önemli olduğunu belirtti. Marketlerin açılış kapanma saatleri, nerede açılabileceği, hangi ürünlerin satılabileceği ve haftalık tatiller gibi konuların yasal düzenlemeye bağlanmasının hem sektörün hem de ülkenin yararına olacağını ifade etti.
FAHİŞ FİYAT VE STOKÇULUK TANIMI NET BİÇİMDE YAPILMALI
Enflasyonun perakende sektöründeki ürün fiyatlamalarını etkilediğini belirten ATO Başkanı Baran, sektörün varlığını sürdürmek için, sattığı her ürünün fabrika çıkış fiyatını takip ederek, yerine koyacağı fiyattan satmak zorunda kaldığını belirtti. Ancak, ilgili yönetmelikte açık ve net bir şekilde belirtilmemiş olan “fahiş fiyat” kavramının, işletmeleri stokçu veya fahiş fiyatçı konumuna düşürerek cezai müeyyidelerle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Baran, yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmesi için ilgili yönetmelikte fahiş fiyat ve stokçuluğun tanımının net biçimde yapılmasını istedi.
Baran konuşmasında, reel sektörü ilgilendiren konularla ilgili sektör mensuplarıyla ön istişareler yapılarak kararlar alınmasının verimlilik başta olmak üzere birçok açıdan fayda sağlayacağını söyledi.
SERVİS ARAÇLARININ KALDIRILMASI
“Kamuda Tasarruf Paketi” ile iptal edilen servis araçları nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarına hizmet veren yaklaşık 3 bin servis aracının işsiz kalacağını, 4 bin 250’sinin de gelir kaybı yaşayacağını belirten Baran, kamuda ve her alanda israfı ortadan kaldıracak düzenlemelere destek verdiklerini ancak servis araçlarıyla geçimini sağlayan yaklaşık 30-35 bin kişinin mağduriyetinin söz konusu olduğunu belirtti. 5,8 milyon insanın yaşadığı Ankara’da, servislerle taşınan kamu kurumu personelinin toplu taşıma veya bireysel araç kullanımı trafik yoğunluğunu, akaryakıt tüketimini ve karbon salınımını artırarak çevre sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Baran, servis araçlarıyla sözleşmelerin yenilenmemesi kararının yeniden değerlendirilmesi talebini de ifade etti.
Baran‘ın konuşmasının ardından ATO Yönetim Kurulu ve Meclis üyelerinin tek tek söz alarak sorunlarını dile getirdiği toplantıda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a, ATO‘nun 68 Meslek Komitesi’ne bağlı üyelerinin görüşlerinin yer aldığı bir dosya sunuldu.
Aydemir Akbaş: Hayatımın filmi çekilmesin!