ANAYASALAR VE DEĞİŞİM
S -1 : Anayasalar ile değişim süreçleri arasında ne gibi bir bağ bulunmaktadır ?
C-1 :Dünya düzeninde asıl olan değişimdir . Her canlı varlık gibi cansız varlıklar da evrenin sürekli değişen dönüşüm süreci içinde hızlı bir değişime sürüklenmektedir . Değişen canlıların hareketleri yer yüzündeki değişim süreçlerini doğrudan etkileyerek eskisinden çok daha farklı bir yeni dünya düzeni oluşumunu insanlığın önüne çıkarmaktadır . Önemli olan insanlığın bu durumun farkına vararak yaşam düzenini sürdürebilmesidir . Anayasalar da değişime uyum sağlamalıdır .
S-2 : Hukuk açısından değişim olgusu nasıl değerlendirilebilir ?
C-2: Hukuk bir sosyal bilim olarak değişim süreci içindedir .Ne var ki ,değişimi arkadan izleyerek normal hukuk düzeninin devam etmesi hukuk biliminde esas olduğu için , değişim adına bir takım alt üst oluşların kabül edilmesi mümkün değildir . Esas olan geçmişin birikiminin korunması ve geçmişten gelen hukuk birikimi çerçevesinde değişim olaylarının izlenmesidir . Bu çerçevede ortaya çıkan her yeni durumun hukuk düzenleri açısından ele alınarak değerlendirilmesi ve ortaya çıkan yeni tabloya göre hukuk düzeninde geleceğe dönük yeniliklerin devreye sokulmasıdır . Hukuk alanında yenilikler belirlenirken geçmişin birikimi yol göstermeli , değişiklikler de uygulama alanına getirilirken var olan hukuk düzenlerinin bozulmamasına dikkat edilmelidir .
S-3 : Hukuk ile anayasalar arasında ne gibi bağlar bulunmaktadır ?
C- 3 :Bir ülkede hukuk düzeninin varlığı o ülkede bir devlet düzeninin bulunmasına bağlıdır . Her devlet düzeni beraberinde bir hukuk yapılanması getirir . Ayrıca bir devletin var olması da anayasaların bulunmasına doğrudan bağlantılıdır . Anayasalar bir anlamda devletlerin hem statüsünü hem de kimliğini yansıtan belgelerdir . Bu çerçevede , bir ülkede gerçek anlamda hukuk düzeninin varlığı anayasal yapılanmanın bulunmasına bağlıdır .Anayasalarda var olan genel ilkelere göre hukuk düzenleri biçimlenir . Her ülkede geçmişten gelen toplum düzenlerine uygun hukuk yapıları kurulurken , anayasalar daki genel ilkeler esas alınır . Anayasalar genel olarak her ülkede var olan hukuk düzenlerinin temel dayanağıdır . Anayasası olan her devlet hukuk devleti olma iddiasını da beraberinde taşımaktadır . Gelişmiş hukuk devletlerinde anayasalar en ileri düzeydeki formları gündeme getirebilmektedir .
S- 4 : Devletler ile anayasalar arasında ne gibi yakın ilişkiler bulunmaktadır . ?
C- 4 : Esas olarak her devletin bir anayasası vardır . Bunun iki istisnası olarak İngiltere ve İsrail’de yazılı anayasal olmadığını belirtmek gerekir . Dünyayı beş yüzyıl yöneten İngiliz devletinin bayrağında Hrıstıyanlığın işareti olarak haç bulunmaktadır ve devletin kendi mezhebi olarak diğerlerinden farklı bir biçimde Presbiteryenlik esas alındığı için bir tarikat devleti olarak dini esasları temel almış ve yazılı bir anayasaya yönelmemiş bir devlettir . İsrail Davut yıldızlı bir din devleti olarak kutsal kitaplarını esas aldığı için Tevrat ülkenin anayasal düzeninin esası olarak benimsenmiş ve bu yüzden yazılı bir anayasa ortaya konulmamıştır . Her alanda temel yasalar çıkartılarak anayasa boşluğu doldurulmaya çalışılmış ama normal anayasal devletler de olduğu gibi istikrarlı bir kamu düzenine kavuşulamamıştır .Bu iki devletin dışında her devletin bir yazılı anayasası vardır ve devletlerin hukuk düzenlerini bu yazılı metinler belirlemektedir .
S-5 :Anayasalarda ne gibi durumlarda değişiklikler yapılır ?
C- 5 :Dünya siyasal sisteminde ya da çeşitli ülkelerin toplumsal yapılarında önemli değişikler meydana gelirse ve bu durumda var olan hukuk düzenleri tehlikeye girerse o zaman anayasalarda değişikliğe gidilebilir . Önemli olan var olan devlet yapısının korunması , devletin özünün ve temel yapısının değişiklikler karşısında zarar görmesinin önlenmesidir . Her devlet uluslararası rekabet alanında diğer devletler ile rekabet halinde olduğu için , kendisini güçlendirecek değişikliklere gereksinme duyulduğu zaman gidebilir . Anayasalarda yapılacak değişiklikler tümüyle devlet düzenini korumayı ve güçlendirmeyi hedeflemelidir . Aksi durumlar , devletlerin ve hukuk düzenlerinin geleceğini tehlikeye atacağı için dikkatli hareket edilmesi gerekmektedir .
S-6 :Durduk yerde anayasalar değiştirilebilir mi ? Ya da temel anayasa maddelerinde değişikliğe gidilerek ortaya bambaşka bir devlet modeli getirilebilir mi ?
C- 6 :Durduk yerde anayasa değiştirilemez . Anayasa gibi temel bir yasal belgede değişikliğe gidilmesi için acil ya da beklenmedik durumların belirmesi ya da ülkeyi tehdit eden yeni bir olumsuz durumun gündeme gelmesi gerekmektedir . Herhangi bir devlette bir anayasal düzen varken bambaşka bir devlet kurmaya yönelen bir köklü değişikliğe gitmek, devletlerin devamlılığı ya da hukuk sistemlerinin sürekliliği gibi ilkeler açısından anayasa hukukunda mümkün değildir . Devletlere her türlü saldırı yapılırken ; askeri , ekonomik ve elektronik saldırılar gibi hukuki yönden de farklı saldırılar örgütlü bir biçimde gündeme gelebilir . Yer yüzünde var olan iki yüz devlet düzeni içerisinde büyük devletler küçük ve orta boy devletler üzerinde hegemonya mücadelelerine girebilmektedir . Her büyük devlet ya da siyasal güç dünyanın herhangi bir bölgesinde kendi çıkarları doğrultusunda yeni bir siyasal düzen kurmaya yöneldiği aşamada ,o bölgede bulunan çeşitli devletleri emperyal projelere uygun bir biçimde değişime zorlamaktadır . Bir çok ülkede olduğu gibi bu gibi durumlar Türkiye Cumhuriyetinin geçmişinde fazlasıyla görülmüştür . Batılı emperyalistler önce Osmanlı İmparatorluğunu kendi istedikleri düzene sokmak için anayasal değişime zorlamışlar ve bunun sonucunda da koskoca merkezi imparatorluk çökerek dağılmak zorunda kalmıştır . Bugün de benzeri durumlar ortaya çıkmakta ve bir çok büyük ulus devlet emperyal güçler tarafından bölünmeye çalışılırken , bunu kolaylaştıracak yeni yasal yapılanmalar anayasal değişiklik paketleri ile ülkelerin siyasal gündemlerine taşınmaktadır .
S-7- :Türkiye’de gündeme gelen anayasa değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz . ?
C- 7-:Bir genel kamu hukuku bilim adamı olarak son değişikliklere lüzum olmadığı kanaatındayım .Çünkü bugünkü anayasa önceki dönemlerde 18 defa değişmiş maddelerinin yarısından fazlası yeniden kaleme alınmış ve ülkenin hem küreselleşme hem de Avrupa Birliği süreçlerinde gereksinmesi olan anayasal yapılanmalar bu değişiklikler aracılığı ile uygulama alanına getirilmiştir .Bu çerçevede Türkiye’nin halen bir anayasa sorunu bulunmamaktadır , çünkü yıllardır yapılan değişiklikler aracılığı ile Türkiye Cumhuriyeti devleti yeni dönemin koşullarına uyum sağlamıştır . Özellikle insan hakları ve demokratik süreç açısından Avrupa Birliği üzerinden Türkiye anayasal yapılanmasını çağdaş düzeyin üzerine çıkartmıştır . Ne var ki , daha sonra ortaya çıkan Büyük Orta Doğu ya da Büyük İsrail projeleri doğrultusunda Türkiye de bir merkezi alan devleti olarak yeniden yapılandırılmaya çalışılmaktadır . Emperyal projeler bölge devletlerini parçalarken , Türkiye’de buna uygun bir yapılanmaya doğru sürüklenmektedir . Yeni kamu tüzel kişilikleri oluşturma girişimleri üzerinden eyalet ve federasyon yapılanmaları öne çıkartılmaya çalışılmaktadır . Türkiye’nin böyle bir yeni yapılanmaya hiç biri biçimde gereksinmesi bulunmamaktadır .
S-8- :İçinde bulunulan sıcak çatışma ve savaş koşullarında anayasa değişikliği doğru mu ?
C-8-:Sıcak çatışmalar ve savaşlar beraberinde yeni yapılanmalar getireceği için , bu gibi istikrarsızlık dönemlerinde anayasa değişikliklerine gidilmesi ülkenin birliği ve güvenliği açılarından doğru değildir . Her gün değişik çizgilerde gelişme gösteren sıcak çatışmaların yarın ne gibi gelişmeler göstereceği belli olmadığı için , belirsizlik ortamlarında anayasa gibi temel metinler değiştirilemez. Öncelik savaşların ve sıcak çatışmaların durdurulmasına verilmelidir .Bir yandan insanlar ölürken , diğer yandan dışarıdan zorlanan emperyal projeler çizgisinde anayasaların değiştirilmesi orta ve küçük boy devletler açısından yok oluşun başlangıcı olabilir . Bölgesel projeler milli devletlerin anayasal yapısını bozabilecek derecede anayasa değişikliklerine neden olmamalıdır .Savaşların nasıl sonuçlanacağı , yeni güç dengelerinin oluşumunda hangi gücün galip geleceği , çatışma ortamlarından kazançlı çıkan güçlerin ne gibi yeni planları gündeme getireceği belli olmadığı için ,savaş sürecinde kesinlikle anayasalara dokunulmamalıdır . Merkezi coğrafya ülkelerinin hepsinin gelecekte parçalanacağı ve bir bölgesel federasyona uygun yeni eyaletler oluşturulacağı artık açıkça ifade edildiği için Türkiye ve komşusu olan mevcut devletler böylesine bir dağılma girişimine karşı kendilerini koruyarak var olan anayasalarına sıkı sıkıya sahip çıkmalıdırlar .
S-9-:Anayasa değişikliklerinde nelere dikkat edilmelidir ?
C-9-:Anayasaların değiştirilmesi sırasında devletin ve buna dayalı olarak kurulmuş olan siyasal rejimin korunmasına ve bunu bozabilecek değişikliklere karşı çıkılması gerekmektedir . Devletlerin ,ulusal,üniter,merkezi ,laik ,sosyal ve demokratik yapılarının kazanılmış hakların muhafazası açısından korunmasında her ülkenin ve devletin ulusal çıkarları vardır ve bunlar kesinlikle korunmalıdır .
S-10-:Türkiye’nin bugünkü anayasa referandumunu nasıl görüyorsunuz ?
C-10-Çok erken atılmış bir adım olarak görüyorum . Öncelikle dünyanın nereye gideceği belli değildir .Yeni dünya düzeni belirlenmeden yapısal bir anayasa değişikliğine gitmek ,Türk devletinin çöküş ve dağılma sürecini hızlandırabilecektir . Ancak yeni dünya düzeni belirlendikten sonra , Türkiye o zaman yeni duruma uyum sağlamak üzere bir anayasa değişikliğine gidebilir .
PROF. DR. ANIL ÇEÇEN :