ATATÜRK NEDEN BÜYÜKTÜR?
Sevgili okurlarım, dünyaca ünlü Alman hukuk Profesörü Andreas Schwartz’ın gözetiminde, Elke Mond ve ekibince hazırlanmış ve 1948 yılında basılmış “Hitler dönemi Almanyası” adlı kitabı okudunuz mu bilmiyorum. 1929 Dünya Ekonomik krizini milat olarak alan o kitabın 236. sayfasında Prof. Andreas Schwartz “Mustafa Kemal sağ olsaydı İkinci Dünya Savaşı çıkmazdı” diyor.
1930’lu yılların başlarında İtalya diktatörü Mussolini, Balkanlara ve Yugoslavya’ya saldırı hazırlığı yapmaktadır. Yugoslavya ve bütün balkanlar diken üstündedir ve İtalyan askeri gücüne karşı kendilerini savunacak durumda da değillerdir. 27 Kasım 1933’te Yugoslavya ile Türkiye bir Barış ve Saldırmazlık Anlaşması imzalar. Bu anlaşma hükümlerine göre iki ülkeden birine bir başka ülke saldırırsa diğer ülke saldırıya uğrayan ülkeye destek verecektir.
9 Şubat 1934’te de Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında ‘Balkan Anlaşma Yasası’ imzalanır. 1934’ün Haziran ayında Mussolini Yugoslavya’ya ve Balkanlara saldırı hazırlığını tamamlamak üzeredir. Bu gelişmeler üzerine Mustafa Kemal, Türkiye’nin Roma Büyükelçisi’ni Ankara’ya çağırır ve ona, ‘İtalya Dışişleri Banakı’na, eğer İtalya Balkanlara ve Yugoslavya’ya saldırırsa Türkiye buna seyirci kalmayacak, İtalya’ya savaş ilan edecektir. Gerek Yugoslavya ile imzaladığımız ikili anlaşma ve gerekse öteki Balkan ülkeleri ile imzaladığımız Balkan Anlaşma Yayası bizi bu konuda yükümlü kılmaktadır de’ der. Roma’ya dönen Büyükelçi, Mustafa Kemal’den aldığı talimatı İtalya Dışişleri Bakanı’na aynen söyler ve Mussolini, Mustafa Kemal’in bu tehdidi karşısında Balkanlara ve Yugoslavya’ya saldırmaktan vazgeçer. Yani İkinci Dünya Savaşı’nı 1934’te Mustafa Kemal önlemiştir.
Alman diktatörü Hitler de 1937 yılında Polonya’ya saldırı hazırlığı yapmaktadır. Bu kez Mussolini Hitler’e, ‘Bu saldırıdan önce Mustafa Kemal’in ne düşündüğünü biliyor musun?’ diye sorar. Hitler de ona, ‘Polonya ile Türkiye’nin bir ikili anlaşması yok. Üstelik Türkiye Polonya’ya komşu da değil. O nedenle bu Türkiye’yi ilgilendirmez’ der. Ancak Mussolini Hitler’e, ‘Mustafa Kemal’in ‘yurtta barış, dünyada barış’ söylemi var. Bu söyleme dayanarak Almanya’ya karşı çıkabilir’ der. Bütün bu gelişmelerden sonra Hitler de Polonya saldırısını erteler. Yani İkinci Dünya Savaşı’nı Mustafa Kemal bir kez daha önlemiştir.
Ünlü hukuk profesörü Andreas Schwartz, “Eğer Mustafa Kemal, ölmemiş olsaydı İkinci Dünya Savaşı çıkmazdı. Mustafa Kemal’in 10 Kasım 1938’de ölmesinden sonra Şubat 1939’da Hitler Polonya’ya saldırmış ve İkinci Dünya Savaşı başlamıştır” diyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya üzerindeki dirayetini, Vatan Gazetesi yazarı, sevgili dostum Sayın Can Ataklı’dan aldığım bir bilgi de net olarak göstermektedir. Sayın Ataklı, “Prof. Nevzat Yalçıntaş, Atatürk'le ilgili küçük bir anektotta, 'Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed'in kabrine geldiğini öğrenince Suudi Kralı’na bir telgraf çekerek, 'Eğer Hz. Peygamber’in mezarının bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim'
demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed'in kabrine dokunamamıştı’ dedi” diyor.
Görüldüğü gibi sağlığında Mustafa Kemal, bir dünya lideriydi ve söylediklerini bütün devlet adamları dikkate alıyorlardı. Çünkü herkes şunu biliyordu ki, Mustafa Kemal, boş yere konuşan, söylediği söze sahip çıkmayan, ağzından çıkanı kulağı duymayan bir adam değildi. O’nun yaşamında palavraya ve yalana yer yoktu. Söylediği söze sahip çıkar, verdiği sözde dururdu.
Gerek “Hitler dönemi Almanyası” adlı kitapta bulunan Schwartz’ın saptaması ve gerekse Sayın Ataklı’dan aldığım not Mustafa Kemal Atatürk’ün, dünya üzerindeki dirayetini net olarak göstermektedir.
Sefer Çetinkaya /Eğitimci, Araştırmacı, Gazeteci, Yazar