Başarılı Olmanın Püf Noktaları !.. (Büyüklere Masallar)

 

Başarılı olmak veya başarı kazanmak kavramı,  herhalde insanoğlu ile birlikte gündeme gelmiş bir haslettir.  Ne var ki, toplumun değer yargıları sonunda da başarılı olmak anlayışı sıklıkla değişmiş sayılabilir.  Örneğin; bir Kızılderili kabilesinde at çalabilmek başarı simgesi sayılırken, yakınındaki kasabada at çalan kovboylar asılarak cezalandırılıyor imişler.  Demek ki, başarılı olmak yaşanan ortam ve o zaman boyutunda geçerli olabiliyor.

 

Bizim kuşağın gençlik yıllarında geçerli olan başarılı sayılmak değer yargısı, XX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren farklı algılanır olmuştur.  Önce ekmekler bozuldu hesabı, ne yazıktır toplumun değer yargıları da değişti (bize göre bozuldu !).  Hele hele, tüketim ekonomisinin kamçıladığı günlük yaşam kavgası insanoğlunun gözünü karartı desem yeridir. Bol para kazanmanın kolay yolu ne olursa olsun, artık toplumsal bir ayıp olarak değil, bir beceri olarak lanse edilmeye başlanınca, olanlar oldu!  Artık, toplum olarak ne yolla olursa olsun sadece çok para sahibi olmak için hep birlikte çabalıyoruz.  Bunu başaranları da alkışlıyoruz.

 

Bir fıkra anlatılır, bilirsiniz.   Mahalle de adamın birisi her nasılsa kolay yoldan çabuk para kazanarak zengin olmuş.  Hakkında şöyledir, böyledir diye dedikodular çıkınca, eski bir arkadaşı onu uyarmak istemiş.  Ziyaretine gitmiş ve hakkında iyi şeyler söylenmiyor diyecek olmuş.  Yeni zengin, “ Peki ne diyorlar? “ diye sormuş.   Uyaran kişi, yutkunmuş ve  “sahtekâr diyorlar “ demiş.  Zengin adam eline kalemi almış ve önünde duran sehpanın üzerine “ SAHTEKÂR “ diye yazmış ve sormuş karşısındakine; “ Böyle mi?”.  Arkadaşı biraz utanarak başı ile onaylamış.  Bunun üzerine sonradan kolay para kazanmanın yolunu bularak zengin olan kişi elini cebine atmış ve çıkardığı bir deste banknotu sehpayı tamamen örtecek şekilde dizmiş.  Sahtekâr yazısını para ile örten zengin kişi karşısında oturan arkadaşına dönerek sormuş; “ Peki ne şimdi görüyorsun? “.

 

İşbu risalemizi, yukarıda ki fıkrayı sıklıkla anımsayan ve yarım yüzyılı hayli geçen başarısız yaşamımızın bir yansıması olarak sizlere sunuyorum.  Kişisel amacım, bu yazıyı okuyarak ve önerilerimi uygulayarak çok başarılı olmanız ve çağınıza ayak uydurmakta sıkıntı çekmemenizi sağlamaktır.   Bu uygulamaları maddeler halinde dikkatinize sunuyor, küçüklerin gözlerinden ve büyüklerin ellerinden öperek başarılar diliyorum.

 

1. İdealistlikten vaz geçin: İdealistlikten hayır gelmez.  Eğer idealist iseniz hapı yutmuşsunuz demektir.  İdealistler, hem kendilerini mutsuz ve hem de toplumu huzursuz ederler.  Bu nedenle, tüm ideallerinizi unutun!

 

2. İyi ve doğru olmayın:  İyiliksever olmak, doğru sözlü olmak, güvenilir insan olmak, özü ve sözü aynı olmak gibi yanlışlıklar içinde olmayın.  Fi tarihinde böyle davranmış ve nadiren başarılı olmuş kişilere asla öykünmeyin.  Bu konulu öğütler, sizin başarılı olmanızı istemeyen münafıklar tarafından söylenmiş aldatmacalardır!  Siz, güncel yaklaşımlar olarak sıkça “ U Dönüşü “ yapın ve “ Dün dündür, bugün bugündür “ sihirli tümcesini aklınızdan çıkarmayın.  Günümüz,  “değişerek gelişme“ günüdür! 

 

3. Büyüklerinize saygılı olun:  Büyüklere saygılı olmak ilkokul günlerinden beri bildiğiniz bir kavram olabilir.  Ancak, burada söz edilen büyüklerin yaşam takvimi ile ilgisi yoktur.  Yeni düzenin büyükleri; sizi gerektiği zaman kollayacak güç demektir.  Bu büyük kişiler, makam sahibi olabilir, holding patronu olabilir, hatta işlerinizi kolaylaştıracak yeni tür organize güçler olabilir.  “ El öpmekle dudak aşınmaz “ diyerek, tüm bu büyüklerinize zinhar saygı da kusur etmeyin.

 

4. Adınızı duyurun:  Başarılı olmanın en geçerli yolu meşhur olmaktan geçer.  Prof. Tayfun Atay Hocamız, günümüzün ‘Meşhuriyet dönemi” olduğunu vurguluyor.  Bu nedenle en azından kentinizin spor kulübünün yönetimine girin ve ne yapın edin, kulübün basın sözcüsü olun.  Konuşmalarınızın sporla ilgili olması önemli değildir, hatta tercih nedenidir.  Gazeteci arkadaşlar sizin ağzınızdan kendi fikirlerini yazacaklardır zaten!  Adınız duyulduktan sonra büyük bir gruptan mal alabilir, şubesini kurabilirsiniz.  Ha, yeteri kadar varsıl olunca kulüp üyeliğinden derhal istifa edin.  Aksi halde sizden kulübe katkı isteyecek kıskançlardan kurtulamazsınız!

 

5. Sosyal statünüzü arttırın:  İşiniz ve banka hesabınız yoluna girince, eski dostlardan yolunuzu ayırın.  Böylece, eski dostlara borç vermek zulmünden kurtulmuş olursunuz.  Artık saygın ve yeni bir çevreye gereksinim vardır.  Sosyal hizmet iddiası olan bir derneğe bir yolunu bularak üye olun ( Yanlışlıkla yardım derneklerine girmeyin, zinhar! ).  Üye olunca, bilesiniz sosyal statünüz artmıştır.  Size düşen, medyanın ilgisini çeken bir konuk geldiğinde onun yakının da olmak ve böylece fotoğraf karesine girmekten geçer. 

 

6. Dini bütün olun:  Unutmayın, son yılların yükselen değeri dini bütün görünmekten geçiyor!  Zamanında din faktörünü kullanan siyaset, şimdiler de dinsel örgütlerin siyaseti ve ekonomiyi kullanmasına dönüşmüş bulunmaktadır.  O halde, hiç olmazsa Cuma gününü iyi değerlendirin.  Namaz kılmayacak olsanız dahi, cuma günleri arabanızı camiye yakın bir yere park edin!

 

7. Marka giyinin:  Başarılı bir insan imajı için kılık kıyafet çok önemlidir.  Paçanızda donunuz yoksa bile, fanilanız yırtıksa bile marka kostümle gezin.  İthal ve albenili ayakkabı giyin.  TV ekranındaki ‘Televole’ programına çıkacakmış gibi görünün!

 

Not: Bu güzel öğütleri uygulamakla birlikte halen başarılı olamadım diyorsanız, siz iflah olmaz bir idealistsiniz demektir.  Sizden ne köy olur, ne de kasaba!..

 

Erdal Akalın (11.12.2017)