ÇARŞI PAZAR ALEV ALEV

Yaza girdiğimizden bu yana Pazar fiyatları oldukça yüksek seyretti. Evine meyve sebze götürmekte zorlanan vatandaş isyanlarda. Evet ülkemizde açlık yok ancak yokluk mevcut. Dar gelirli vatandaşın cebindeki parayı sömürmeye çalışan tedarikçiler mevcut.

Tarladan 3 kuruşa aldıkları meyveyi, sebzeyi 5 liraya satan; asgari ücret alan vatandaşın cebindeki paraya göz diken toptancılar. Lüks yaşayabilmek adına düşük gelirli vatandaşın çocuğunun defterinden, kaleminden, okul kıyafetinden, okula gidebilmek için kullanacağı servisinden, sofradaki lokmasından koparan tedarikçiler.

Geçen sene 3 TL ye aldığın Mürdüm Eriğini bu sene 6 TL ye bulmak, 2 TL’ye bulabildiğin domatesi bu sene 5 TL’ye bulabilmek, 2,5- 3 TL ye alabildiğin patlıcanı bu sene 5 TL ye bulmak bir ayrıcalık oldu. Kısaca en az 200 TL’lik haftalık Pazar harcaması çıktı ortaya. Aylık yaklaşık 800 TL Pazar harcaması yapan asgari ücretle ev geçindiren bir aile babasının market alışverişlerini ekseri olarak evin faturaları, evin kirası, çocukların harçlıkları, okul masraflarını hesaba katarsak işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu gidişle Askeri ücretle çalışan bir insanın Pazar alışverişinden evine götüreceği sadece patates ve soğan olacak .

Ya toptancıları aradan çıkartmak gerekiyor ya da çalışanların maaşlarına zam yapılması ideal olacak. Bu şekilde üretici de hak ettiği ücreti kazanarak üretilebilirliğin devamını mutlu bir şekilde yapmış olurlar.

Bir de bu maaşla asgari ücret belirleyicileri yani işverenleri baş başa bırakmak çalışanı anlama noktasına gelmelerini sağlar.

Yıllardır hep aklımdaki soru asgari ücret belirleyen kurul neden işveren çoğunluğu ile oluşturuluyor? Devletten kaçırdıkları yetmiyormuş gibi çalışanına vermekten de imtina ediyorlar.

Dikkat ediyorum işverene yüklenmek yerine her defasında devlete yükleniyoruz. Neden siyasiler bile bunu bildiği halde devlete yüklenir ki?

Tabi ki bide artan oranlı gelir vergisi faciası. Zaten maaş usulü ile kazanan işçi üstüne yıllık olarak kazancından artan oranla vergi tarifesiyle ödüyor vergisini. Tüm bu harcamaları yapmıyormuş gibi. Hani 24.000 TL üzeri kazanıyorsan yani asgari ücret dahi alıyor olsan 24.000 TL üzerine çıktığında %20 gelir vergisi ödüyorsun. Nasıl büyük bir handikaptır bu? Asgari ücretin altında işçi çalıştırmak yasak ancak altında kazanmalısınki %15 in üzerinde vergi ödemeyesin.

Öncelikle bu gelir vergisi dilimlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerekmekte. Ki asgari dahi olsa aldığın ücret yıl sonuna doğru düşmesin yıl boyu harcamaların stabil kalabilsin..

Aslında işçiden bu artan oranlı vergi tarifesini uzaklaştırmaları gerekiyor. Ya da %20 lik dilimi 100.000 TL üzerinden başlatmalısın gerçekten kazanan birinden alabilmen için. Sonuçta tacir değil, tüccar değil elde edeceği hepi topu standart maaş usulü yıllık gelir. Belki nohut oda bakla sofa bir ev hayali. Hayal kurmak bile lüks olacak yakındır. Sömürgeci iş veren zihniyeti sayesinde..