DOLAR

34,0985$% 0.19

EURO

38,0846% 0.02

STERLİN

45,3209£% -0.06

GRAM ALTIN

2.833,96%0,18

ONS

2.586,83%0,02

BİST100

9.975,61%2,06

a

Dr. Râshid Haake: 11 Ana prensiplerden 4 Temel esası dikkate alalım!

”Sâdikat” (Sadıklar yolu) kurucusu Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.) sevenleri/ihvanına yönelik Tassavûfî terbiye ile Nakşibendiliğin unutulmaya yüz tutmuş ana prensipleri aşılıyor.

AbdulHalik Göcdüvani (K.S.A.)’nın 8, Muhammed Bahaüddin Şah-ı Nakşibendi (K.S.A.)’nın ise de 3 olan ve toplamda 11 adet ana prensip bulunan 11 ana prensipler…

11 ANA TEMEL ESASLAR

  1. Hûş der dem: Her alınıp verilen nefeste mânen uyanık bulunmak.
  2. Nazar ber kadem: Gözün ayak ucuna bakması.
  3. Sefer der vatan: Her adımda Hakk’a yürümek.
  4. Halvet der encümen: Halk içindeyken bile Hâlık ile beraber olmak.
  5. Yâd-kerd: Kalbin zâkir hâle gelmesi.
  6. Bâz-geşt: Matlûb ve maksûdun ancak Allah rızâsı olması.
  7. Nigâh-dâşt: Şeytânî ve nefsânî havâtırdan korunmak.
  8. Yâd-dâşt: Kendini dâimâ Allâh’ın huzûrunda bilmek.
  9. Vukûf-i zamânî: Her an kendini yoklamak ve zamanı iyi değerlendirmek.
  10. Vukûf-i adedî: Zikir sayısına dikkat ve riâyet etmek.
  11. Vukûf-i kalbî: Kalbin dâimâ zikr-i ilâhî ile meşgûl olması ve zikirde kalbe yönelmek.

Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.): 11 Ana prensiplerden 4 Temel esası dikkate alalım!

Silsile büyüklerinden olan ve Hazreti Hızır Aleyhisselâmın bizzat mana aleminden müdâhale ederek ve eğiterek kendisini yetiştirdiğine inanılan AbdulHalik Göcdüvani (K.S.A.)’nın 8, bir rivayete göre de 7 olan, Nakşibendi yolunun kurucusu Hace-i Muhammed Bahaüddin Şah-ı Nakşibendi (K.S.A.)’nın ise de 3, bir rivayete göre de 4 olan ki, toplamda 11 adet ana prensip bulunan ve bu prensipleri sistemselleştirip, önce kendi ve aileleri üzerinde akabinde sevenleri/ihvanı üzerinden de tüm dünyaya yayılmasını başarmışlardır. Hatta Osmanlı padişahlarının savaş-sefere giderken veya ulusal (milletlerarası) önemli bir karar aldıklarında yanındaki şeyhülislam alimleri aracılığıyla bu tekniksel uygulamaları kullandıkları Türkiye Cumhuriyeti riyasetindeki, ‘Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri’nde kayıtlıdır. (Allah C.C. onlardan razı olsun)

”Sâdikat” (Sadıklar yolu) kurucusu Mürşidi Kâmil Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Klinik Psikolog Dr.Râshid İbrahim Haake (K.S.A.)’nin Tassavufi terbiye ile Nakşibendi yolunun temel uygulamaları olan ve unutulmaya yüz tutmuş bu ‘11 Ana prensipler’i dikkate ve nazara alarak eğitim programları ile bilgilendirmiş ve bu uygulamaları da metotsal tekniklerle hayatlarına entegre etmek suretiyle yaşamlarını bilinçlilik hali üzere bir düzene getirmiştir. Özellikle de ana prensiplerden 4 (dört) prensip uygulamasına yönelik hassasiyet göstermiş ve bu hususta sevenler-ihvanına da ehemmiyet göstermelerine tavsiye etmiştir. Her ne kadar 11 ana prensipleri merkeze almışsa da öncelik verdiği ve hayatın normal olağan akışına uygun olarak kabul gördüğü 4 ana prensibi daha yakından takip etmiş ve sevenleri-ihvanlarına uygulatarak bu sayede hayatlarına nakşetmiştir.

”Sâdikat” (Sadıklar yolu) kurucusu Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.)’in tavsiye ettiği; Huzur, huşu ve motivasyonun kaynağı 11 ana prensiplerden 4 tanesi:

Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.)’in tavsiye ederek önerdiği Tasavvufi terbiye ile Nakşibendi yolunun temelinde bulunan öncelikli 4 (dört) prensipler sırasıyla şöyledir:

1-Huş-der Dem (Nefes alma teknikleri ile mekanizmasal Allah’ı zikretme)
2-Sefer-der Vatan (Tatilde bulunan turist gibi dünyada turist halini yaşama)
3-Nigah-ı Daşt (Akıl-kalbe gelen olumsuz düşünceleri görme ve yönetme)
4-Halvet-Der Encümen (Kalabalıkta yalnızlık hissetme-hakla olma)

1- Hûş der-dem (Nefes alma teknikleri ile Allah’ı zikretme)
Anlamı her alınan ve verilen nefeste manen uyanık bulunmaktır. Nefes alıp verirken, gaflette olmamak.. 

Sâdikat (Sadıklar yolu) kurucusu Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.) bu ölçüyü;

“Bir nefesten diğer bir nefese geçerken bile asla gaflete düşmemek ve dâimâ Allâh ile huzurda olmak.” şeklinde târif eder.

Her nefeste uyanık olmak, zâkirin gerek zikir esnâsında, gerekse sâir zamanlarda, Allah’tan gâfil olmaması demektir. Nefesleri gafletten kurtarmak, kalbe huzur bahşeder. Her nefes alıp-verişte kalbin Allâh ile huzurda olması; Allâh’a itaat bereketiyle nefesleri ihyâ etmeye bağlıdır. Bir insanın kalbi Allâh ile beraberliğin huzur ve şuuruna erişince, buna bağlı olarak diğer hâl ve tavırlarında da düzelme görülür.

2- Sefer der-vatan  (Tatilde bulunan turist gibi dünyada turist hali)
Dünyada turist halini yaşamak

Sefer der-vatan, Sâlikin kötü ahlak ve beşerî sıfatlardan sıyrılıp güzel ahlak ve melekî sıfatlara; aslî vatanına sefer etmesidir. Mürşid aramak üzere yapılacak sefer de buna dâhildir.

Her adımda Hakk’a yürümek demektir. Nefsânî sıfatlardan sıyrılıp rûhâniyeti inkişâf ettirerek mânevî zirvelere ulaştıracak olan iç âlemdeki yolculuğa yönelmek. Zâhiren de mürşid-i kâmili ziyaret edip terbiyesine girmek için seyahat etmek.

Sefer Der Vatan’ın Anlamı Nedir?

Bir mürşid-i kâmile varabilmek kastıyla çıkılan yolculuğun yanısıra, sâlikin, kötü ahlâktan ve günahların kesâfetinden arınıp güzel ahlâk ve latîf duygulara, yâni aslî hüviyetine yönelmesini ifâde eder. Sâlik hiçbir zaman içinde bulunduğu mânevî hâli kâfî görmeyip, daha güzel bir hâle ulaşmaya çalışmalıdır. Yahut bir makamdan, daha yüksek diğer bir makama sefer gayretinde olmalıdır.

  • Nurdan doğdu aşk Aşktan doğdu  nur Aşk da, nur da, O’dur
  • Aşkın adı var Canın tadı var Kalbin feryadı var
  • Ruhun bedeni Canın kefeni Bedenin nedeni
  • Aşktan geldi can Sefer der vatan Sıvadan el aman
  • Can pazarı bu Aşk gülzarı bu Gönül hızarı bu
  • Satarım canı Dökerim kanı Akibet encamı
  • Candan geçenler Nuru seçenler Bekâyı biçenler

Ebû Osman el-Mağribî Hazretleri buyurmuşlardır ki:

“Sâlik, hevâ ve hevesini terk edip Allâh’a ibâdet ve tâata dönmelidir. «Sefer der vatan» sözüyle kastedilen, bir memleketten diğer bir memlekete yolculuk etmek değil, insanın kendi iç âleminde Allah -celle celâlühû-’ya vuslatıdır. Sâlik, bir mürşid-i kâmil bulduğu zaman zâhirî yolculuğu bırakıp bâtınî yolculuğa başlar.”

Seyr u sülûkte bu düstûr ile sâlik, “Ben Rabbime gidiyorum.” (es-Sâffât, 99) diyen İbrahim -aleyhisselâm- gibi, her adımda Rabbine gitmekte olduğunun idrâkine ulaşır.

3- Nigâh-daşt (Akıl/kalbe gelen olumsuz düşünceleri görme)
Anlamı; nefsani ve şeytani vesveselerden korunmaktır. Kalbi zararlı düşüncelerden korumak.

Nefsânî ve şeytânî havâtırdan korunmaktır. Gözü uygunsuz şeylere bakmaktan, aklı kötü düşüncelere dalmaktan muhâfaza etmek ve Hakk’ın tecellîgâhı olan kalbi dâimâ kontrol altında tutarak, mâsivânın orayı istîlâ etmesine mânî olmaktır.

Tasavvufun bir hedefi de, kalbi menfî havâtırdan ve fâsid fikirlerden muhafaza etmektir. Kalbi bunlardan muhafaza etmek ise çok zor bir iştir. Buna muvaffak olan kimse tasavvufun gerçek semeresini elde etmiş olur.

4- Halvet der-encümen (Kalabalıkta yalnızlık hissetme-hakla olma)
Halk içinde de olsa, halvet hali olmalıdır.

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de bu kalbî dirâyete sâhip kullarını şöyle tavsif buyurur:

“Onlar, ne ticâretin ne de alışverişin kendilerini Allâh’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı kimselerdir. Onlar, kalblerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” (en-Nûr, 37)

Nakşîlikte sohbet ve ictimâîleşmek esastır. Bu sebeple de tek başına tenhâ bir yerde halvete girmek değil, zâhiren kalabalıklar içinde bulunulsa bile kalben Hak Teâlâ ile halvet hâlini sürdürebilmek daha makbûl görülmüştür.

Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.) böylece bu 4 prensipleri metotsal uygulamalar üzerinden sevenleri/ihvanının hayatına entegre ederek farkındalık ile bilinçlilik halini sürdürebilmelerini sağlamıştır.

”Sâdikat” (Sadıklar yolu) kurucusu Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.)’nin Dünya genelinde bulunan bâzı önemli velilerle temas ve ilişkileri

Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.) Türkiye’de ve Dünya genelinde bulunan bâzı önemli veli, evliya ve mürşitlerle doğrudan temasta bulunmuş ve onlarla zâhiri ve mânevî ilişkiler kurmuştur.

Kimilerini misafir ederek, kimilerinin bizzat ayağına kadar giderek, kimileri ile de Hac-Umre vazifesi görevini edâ ettiği sıralarda Allah (C.C.)’ın yardımı ile bir araya gelmiştir. “Bir ağacın dallarıyız. Kökümüz de bir gövdemiz de…” sözü-düstûru ile İslam’ın mukaddes yolunda, birlikte gönüllü hizmetler kapsamında bir çok önemli  programlar yapmıştır.

Temasta bulunduğu velilerden bazıları;

Kutb-ul Ula Zekeriya Buhari (K.S.A.)
Kutb-ul Azam Abdullah Habeşi (K.S.A.)
Kutb-ul Aktab Bedir Karahan (K.S.A.)
Mürşidi Kâmil Musa Topbaş (K.S.)
Müceddid Mahmud Ustaosmanoğlu (K.S.)
Şeyh Nazım Hakkan/Kıbrıs-i (K.S.)
Şeyh M. Seyyid Baba Surûcî (K.S.)
Mevlana Mürşid Muzaffer Özak (K.S.)
Sultan Abdullah el Darkav-i (K.S.)
Seyyid Şeyh A. Muhammed El Haznevî (K.S.)
gibi Allah dostları ile temas kurmuş ve birlikte bazı manevi hizmetleri sürdürmüştür. (Allah cennetinde de buluştursun. ÂMİN.)

DR. RASHİD HAAKE (RAŞİD İBRAHİM HAAKE) KİMDİR? BİYOGRAFİSİ İÇİN LÜFEN TIKLAYIN

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dr. Râshid Haake: 11 Ana prensiplerden Nigâh Daşt metodunu tanıyalım!

HIZLI YORUM YAP