Dr. Rashid Haake: Halvet Der Encümen, Dünya’da ‘Halk’ içindeyken, ‘Hak’ ile beraber olmak

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sâdikat (Sadıklar yolu) kurucusu Klinik Psikolog Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.), ‘Halvet Der Encümen’in metotsal uygulamasını günümüz yaşantısına uygun olarak talep edenlere aktarıyor.

İslam sancağını taşıma gibi mukaddes bir kazanıma nail olan evliyalar, manevi ve zahiri anlamdaki görevlerini layıkıyla yerine getirmiş ve o sancağı gelecek nesillere ulaştırmıştır. Bu vesileyle de, İslamın ve o şerefli sancağın yeni mihmandarları her dönemde zuhur etmiştir. Etmeye de devam edecektir. Allah’ın (C.C.) nuru kıyamete kadar sönmeyecektir. Öyle ki; yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim (Tevbe-119)’de Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır: ”Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve ‘SADIKLARLA‘ beraber olun.”

Bu anlamda: ”Günümüz dünyasında özellikle de batı (AVRUPA) ülkelerinde İslamın sancağını dalgalandırmaya kendini adayan bir Allah dostunu ve metotlarını tanıyalım.” SADIKLAR YOLU anlamına gelen ‘SADİKAT’ ismiyle yeni bir harita ve yeni bir usül başlatan, tamamen metotsal yöntem ve tekniksel uygulamalarla sürdürülen yepyeni bir tasavvuf yolunu açan, Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.)’nin ‘Halvet Der Encümen’ metodu ve uygulamalı içsel yolculuğu ile farkındalık oluşturan makale haberimizde;

Sâdikat (Sadıklar yolu) eğitmeni Klinik Psikolog Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.) sevenleri/ihvanına yönelik Tassavûfî terbiye ile Nakşibendiliğin unutulmaya yüz tutmuş ana metodsal uygulamaları aşılıyor. Bunlardan biri de, Halvet der encümen. Peki Halvet der encümen nedir? ‘Halvet Der Encümen‘ ne demek ve ‘Halvet Der Encümen‘ nasıl uygulanır?

İnsanın aklen ve kalben olgunlaşıp ferasetli bir talip haline gelmesinin bir vesilesi olarak kabul edilen halk içindeyken bile inziva halinde olmayı başarabilenlere seslenen Sâdikat (Sadıklar yolu) kurucusu Klinik Psikolog Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.), “Halk içindeyken bile aklen ve kalben ruhunu uzaklaştırarak yalnız yaşamanın ilk örneğini vahiy öncesinde Peygamber Efendimizde görmekteyiz. Bu metod; tamamen bir sünneti seniye uygulamasıdır.” diyerek, konunun önemine dair dikkat çekti.

Nitekim, Klinik Psikolog Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.) konuyla ilgili nefsin basamaklarından olan ‘MUTMAİNNE’ye dikkat çekerek; ”Hayat Mutmainneye ulaşmak için fırsattır.” demiştir. Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.), ‘Halvet Der Encümen’in metotsal uygulamasını günümüz yaşantısına uygun olarak nefsin basamaklarını tırmanarak destek alabiliriz’ ifadelerini aktarmıştır.

Halvet Der Encümen: Dünya’da ‘Halk’ içindeyken, aklen de kalben de ‘Hak’ ile beraber olmak.

Hazreti Ebu Bekir Sıddık (R.A.) efendimizin yolu literatüründe “el kârda, gönül yarda”; “kalbin halktan gāib, Hak ile hâzır olması” gibi özdeyişlerle de ifade edilen halvet der-encümen, murakabe veya zikir halindeki kişinin bir istiğrak içinde hiçbir ses işitmeyecek derecede kendinden geçmesi şeklinde açıklanır; ayrıca “nisbet-i aliyye” terkibi de bu anlamda kullanılır. Sadikat (SADIKLAR) yolunda halvet maddî ve mânevî olmak üzere ikiye ayrılır. Açıktan encümen yani beden/dış görünüş, içsel encümen yani ruhsal görünüş. Gerçek halvet, halvet der-encümen diye adlandırılan metotsal uygulamadan ve içsel/ruhsal halden ibarettir.

Sadikat (SADIKLAR) yolunu benimseyen eğitim talepçileri sürekli biçimde veya belirli aralıklarla toplumdan ayrı yaşamalarına “halvet, uzlet, vahdet, inzivâ” gibi isimler verir. Sadikat SADIKLAR) yolunda genellikle halk ile beraber olan bir kimsenin Hak’tan uzak kalacağına inanır. Halvetin kalben ve aklen halktan ayrı kalarak kendini Allah ile birlikte hissetmekle yaşanabileceğini, bu durumda toplum içinde yaşamanın kalben Hak ile birlikte olmaya engel teşkil etmediğine inanır. Nitekim bedenen halkla iç içe olan bir kimse zihnen onlardan ayrı olabilir.

Melik Hüseyin, Şâh-ı Nakşibendi Hazretleri’ne: “‒Halvet der encümen nasıl olur?” diye sormuştu. 

Muhammed Bahaüddin Şahı Nakşibend Hazretleri: “‒Bu, zâhirde halk ile ülfet eden, bâtında ise devamlı Hak Teâlâ Hazretleri ile meşgul olan; halk ile ülfeti, kendisini Hak Teâlâ’nın zikir ve tefekküründen geri koymayan kişiye nasîb olur.” buyurdular.

Melik tekrar: “‒Böyle bir şey mümkün müdür?” diye sorunca Nakşibend Haz­retleri şu âyet-i kerîme ile cevap verdiler: ALLAH C.C., Kur’ân-ı Kerîm’de bu yolun talibi olan samimi kalbe sâhip kullarını şöyle tavsif buyurur;

“O erler ki, ne ticâret ne de alış veriş onları Allah’ı zikretmekten, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyabilir. Onlar, kalplerin halden hâle girip alt üst olacağı ve gözlerin dehşetten donakalacağı bir günden korkarlar. ” (en-Nûr, 37)

Sohbeti ve hizmeti bir sadıklae yolu esası olarak kabul eden Silsileyi Sadat’ın 11. Halkası Abdülhâlık Gucdüvânî (K.S.A.), toplumla ilişkiyi kesmeden mânen Hak ile birlikte olmaya büyük önem vermiş ve bu düşünceyi “halvet der-encümen” tabiriyle ifade etmiştir. Abdülhâlık Gucdüvânî (K.S.A.)’nin halifesi Hâce Evliyâ-yı Kebîr’e göre bu şekilde kendini tam anlamıyla zikre veren bir sâlik öyle bir mertebeye ulaşır ki çarşı pazarda dolaşırken bile kendi zikrinden başka bir ses işitmez (Reşehât Tercümesi, s. 36). Bahâeddin Nakşibend, “Sizin yolunuz hangi esasa dayanır?” sorusuna “halvet der-encümen” diye cevap vermiştir.

Sâdikat (Sadıklar yolu) eğitmeni Klinik Psikolog Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.), konu ile ilgili son söz olarak şöyle der; ”Burada esas olan Rabıta yapma halini doğru bir biçimde uygulamak ve bu durumu farkındalıklı ve bilinçli olarak yaşamaktır.” Allah C.C. hazretleri bizlere, Dünyada kendimizi Ahiret yurduna hazırlayan ve tüm hayatımızı da bu hale uygun bir şekilde bilinçli kullanarak yaşamımızı sürdürmeyi nasip etsin. AMİN.

Sadikat (Sadıklar) yolu kurucusu Dr. Rashid İbrahim Haake (K.S.A.) Kimdir?