DÜNYA BANKASI’NIN VERECEĞİ KREDİ
DÜNYA BANKASI’NIN VERECEĞİ KREDİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankasıyla (DB) ile 2024 – 2028 mali yıllarını içine alan 18 Milyar Dolarlık ek kredi ilgili anlaşmaya varıldığını açıkladı.
Bu açıklamanın ardından aklıma birçok soru takılmadı desem yeridir. Çünkü bu kredi ne amaçla verildi ve anlaşmanın içeriğinde neler var henüz daha açıklanmadı.
Türkiye ilk olarak, Dünya Bankasının yan kuruluşu olan Uluslararası Kalkınma Ajansından (IDA) ilk krediyi 1950 yılından 1970 yılına kadar fakir ülkelere verilen faizsiz ve uzun vadeli kredi olarak kullanmış olup o tarihten sonra fakir ülke olmaktan çıktığı için daha sonra kullanmamıştır.
Daha ileriki yıllarda ise ülke olarak hem Dünya Bankası’ndan (DB), hem de IMF’den defalarca kredi kullanılmıştır.
Dünya Bankası (DB), sadece Kamu kesimine ve bu kesimin yatırım projelerine veya yeniden yapılanma programlarına kredi verir.
IMF ise bir banka gibi düşünülmemelidir. O iyi niyet mektubu ile sunulan başvuru ile projelere, yatırımlara bakmaksızın daha rahat ve daha geniş kullanıl alanlarına göre ödemeler dengesine bakarak kredi verir. Yani buradan alınacak krediyi bir ihtiyaç kredisi gibi düşünün. DB kredisini ise konut kredisi olarak düşünün.
Biz şimdi Dünya Bankası’ndan (DB) kredi aldığımıza göre bunlara, hangi kamu kurum veya kuruluşunun yatırım projesini veya yürüteceği programı olan fizibilite etüdünü, çevre etkilerini, ekonomik etkileri kapsayacak neler sundular şuan için açıklanmadığı için bilemiyoruz.
Örneğin ülke için en hassas konu olan ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “ inadına yapacağız “ dediği Kanal İstanbul ile ilgili proje sunuldu mu bilemiyoruz?
Ancak, bana göre sunulduğunu tahmin etmiyorum. Çünkü Dünya Bankası (DB) bazı konularda çok hassas olup bunlar özellikle çevre konusuna zarar verebilecek, siyasi tartışma konusu yapılmış, sivil toplum kuruluşlarınca karşı çıkılmış, özellikle de Montrö Boğazlar Anlaşmasını zedeleyecek bir projeye finans sağlamaz. Özellikle de Dünya Bankası (DB), ABD’nin etkisi altında karar veren bir kuruluş olduğundan ABD’lere ters gelen yatırımlara kredi vermez diye düşünüyorum.
Ayrıca, yapılacak bu yatırımlarda istihdam nasıl olacak, mülteciler bu istihdamın içinde olacak mı? Şayet olacaksa % 50 mülteci olması şartı var mı?
Sonuç olarak bu projenin, Türkiye’yi küresel sömürge üzerine hazırlanmış bir proje olmasından korkuyorum.21.04.2024