Fetullah Gülen tarikatı Örgütünü kim büyüttü

  Geçmişe bir dönelim Gülen harekâtı ne zaman başladı Devletin acizliği ve halkın gariban çocuklarına sahip çıkmayan siyasiler ve onların okumasına izin vermeyen siyasi zihniyet. Türkiye deki tarikatlara yol acıyor.  Yerel Yönetimler Birliği adı altında devletin içine sızmışlar bu olaylara yol açanlar ise il başkanları İlçe başkanları ve siyasi kollardır ve bakanlardır. Ve işe girmek isteyenleri iki liste halinde yöneticiler Gülen cemaatine tarikatı yakın isimlerin özellikle adliyelere belediyelere devletin tüm kurumlarına askeri okullara girmek isteyenlere subay, astsubaylara yolları açanlar bunlardır. Şimdi ise aynı yolla işe sokamadıklarını Gülen cemaatine tarikatı yakın isimleri bunlar halktan deyip işe alacaklar. Ve yapılandırmayı güçlendirecekler.  Geçmiş hükümetler. Fetullah Gülen bağış altında Türkiye de ve dünyada okul yapması ile gündeme oturdu ama bu okullardan yetişenler kimlerdi ve gelecekteki planları nelerdi Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün büyük planları vardı devleti ele geçirmek bu nasıl olacak dı Türkiye de fakir ailelerin çocuklarını okutup bu çocukların beyinlerini yıkayıp devletin içine sokup Türkiye cumhuriyetini devrim yapıp yönetmekti bunu nasıl başaracakları işte bu  Fetullah Gülen tarikatı Örgütüne kim yardım ediyordu CIA her türlü desteğini yapıyordu amaçları Türkiye yi ele  geçirip bağımsız olan bir ülkeydi ele geçirmekti Şimdi gelelim Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün nasıl bu kadar devletin içine girdiğine nasıl oluyor da bu kadar devleştiler. Türkiye de işe girmek için ilk önce ya ilçe başkanlıklarına yada belediyelerde form doldurmak zorundasın bu doldurulan iş formları bir yerde toplanır. Bir heyet işe işe gireceklerin formlarınla ilgilenir işte tam bu arada yıllardır işe girecekler ise Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün elemanları olur bunu eski ve yeni ilçe başkanları bilir kimleri işe almışlar kimleri devlet dairesine almışlar hepsinin listeleri geçmiş den  bu güne kadar eski ve yeni ilçe başkanlarının ellerindedir Devleşen bir örgütü ise hükümetlere gelen bakanlar ve ilçe başkanları il başkanları ve siyasi kollardır ve bakanlardır. Ve Gülen cemaatine yakın isimlerin özellikle adliyelere belediyelere devletin tüm kurumlarına  askeri okullara girmek isteyenlere  subay, astsubaylara yolları açanlar bunlardır. Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün elemanlarını tüm devletin içinden uzaklaştırıp yerine ise halkın çocukları ve yeni elamanlar almak isteyen devlet ve siyasiler ise halka yalan adıyor. Nasıl mı işte işe girmek isteyenlerin Türkiye de işe girmek için ilk önce ya ilçe başkanlıklarına yada belediyelerde form doldurmak zorundasın bu doldurulan iş formları bir yerde toplanır. Burada işte tam olan bir şey var. gizli kalmış olan Fetullah Gülen tarikatı Örgütü karar verecek yani eski tas eski hamam eğer burada bir yanlışlık yapılırsa Fetullah Gülen tarikatı Örgütü devleşir ve bir dağa önünü kimse kesemez Bir çok mağdur var Fetullah Gülen tarikatı Örgütü kullandığı insanlar ve kurumlardan atılanlar. Yeni işe girecekler halk dan olmazsa Fetullah Gülen tarikatı Örgütü güce güç katmış olacaklar ve Fetullah Gülen tarikatı Örgütü katını yükseltmiş olacaklar.   Ne oldu da  bu güne gelindi de Fetullah Gülen tarikatı Örgütü 15 Temmuzda darbe yapmaya kalktı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Harp Akademileri Komutanlığı'nı ziyareti sırasında genç subaylara seslenirken sürece ilişkin yapılan hataları kabullenip 'Türkiye'yi ele geçirmeye çalışanların ülkeyi yanlış yönlendirildiğini' söyleyip "Aldatıldık" dedi. , Balyoz soruşturması sanıklarına yönelik suçlamalardan iftira atıp 'camileri bombalama' planı olduğuna halkı yanlış yönlendirip ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nde  onları engelleyecek olan askerleri karlama kampanyası yapmışlardır işte geçmiş de, Burada da aynen daha önceki orduya kumpas kurup onları uzaklaştıran dava süreçlerinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin içini boşaltıp planı dereye koymuşlardır ve yaşandığı gibi, tabiri caizse 'sulandırma' veya 'sapla samanı karıştırma' gibi bir takım sıkıntılar yaşadılar: "Bu kadar ordu mensubunun, generalin tamamının bu örgütün mensubu olduğunu söylemek mümkün değil (...) bu olayı planlayanlar ise Fetullah Gülen tarikatı Örgütü 15 Temmuzda darbe yapmaya kalkanların bir oyunudur. Burada amaç Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün gizli bir planı yıllarca çalışmalarınla bazı insanlara oyun oynayarak Haksız yere gözaltına alınmış, tutuklanmış insanlar da vardır." Ankara'da 28 Şubat süreci sırasında ve sonrasında dönemin komuta kademesinin Yüksek Askeri Şura toplantılarında cemaatle ilgili subayların orduyla ilişiğinin kesilmesi konusunda yoğun bir çaba gösterdiği hatırlanıyor şimdilerde. Hatırlatılan bir başka olay da, AKP işbaşına geldikten sonra, önce Abdullah Gül'ün sonra da Erdoğan'ın başbakanlıkları dönemlerinde YAŞ ihraçlarına şerh koymaları, ihraçları zorlaştırmaları. Bazı gözlemcilere göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin de destek verdiği Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarında Cemaat ile hükümet arasında karşılıklı bir çıkar ortaklığı vardı. Bir süre sonra ise, bu işbirliği iktidar savaşına dönüştü. İŞTE TAM BU ARADA hükümet ile Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün arası açıldı ve Türk Silahlı Kuvvetleri polis, jandarma ve özellikle MİT'te yoğunlaşmış. Olan Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün devleştiği ve Kozmik Oda İhaneti   İsimsiz gelen “Bülent Arınç’a suikast düzenlenecek” iftirası ardından açılan dava bahane edilerek, devletin en önemli sırlarının saklandığı Kozmik Oda’ya girildi ve buradan bilgiler alındı. Bu kumpası kuran hakim ve kozmik odaya giren görevlilerin FETÖ adına çalıştığı ilerleyen süreçte ortaya çıktı. FETÖ bu kumpas ile askeri savunma sırlarımızı ifşa ederek ulusal güvenliğimizi zayıflatmayı amaçlamıştır.  Kozmik Oda Aramaları ile sonuçlanan süreç, 19 Aralık 2009’da, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında çıkan suikast haberleri ile başladı. Bu olayı ele alan savcılar Genelkurmay Başkanlığında bulunan kozmik odada arama yaptı. 22 kozmik odaya girilerek çok sayıda dosyaya el koydular ve bazılarında yok ettiler. Genelkurmay Seferberlik Tetkik Dairesi’nde yapılan aramada elde edilen belgelerin kopyalanarak çalındığına yer verildi. Kozmik odada yapılan aramada alındığı belirtilen “devlet sırrı” niteliğindeki belgelerin ayrıntıları şu şekilde: Seminer dosyası 2003/1: Yedek personel işlemleri, siyah personel, yardımcı kuvvetler, koruculardan faydalanma, oy tabanındaki hareketlilik, partiler sistemi, tarikatlar, azınlıklar, yeni kurulması gereken gerilla birlikleri konularını içeriyor. İş takip: 2002-2009 yıllarını kapsayan iş takip çizelgesi. Kontrollü evrak kayıt defteri: 1-9 Aralık 2002 tarihinden 17 Kasım 2009 tarihinde kadar olan dönemdeki bölümler.   Kontrollü evrak kayıt defteri: 1-9 Aralık 2002 tarihinden 17 Kasım 2009 tarihinde kadar olan dönemdeki bölümler. Seferberlik Bölge Başkanlığı: Sorumluluk bölgesi vali ve belediye başkanlarının isimlerinin yer aldığı belge ve kayıtlar. Afyonkarahisar, Ankara, Burdur, Eskişehir, Isparta,Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat illerinin vali ve belediye başkanlarının adlarının bulunduğu, bu illerin erkek-kadın nüfus ile toplam nüfus sayılarının yer aldığı listeler. Çizelgelerde il il beyaz personel, siyah personel, yeşil personel, turuncu personel, yardımcı kuvvet sayıları. Bir başka çizelgede ise bu personellerin isimleri. Yardımcı kuvvetler sürekli yönergesi: Yardımcı kuvvetlerin yapacağı görevler. Yardımcı kuvvetler listesi: İsimlerin karşısında ‘Gerilla-Mukavemet- K-K Lojistik’ gibi ibareler. Eğitim ve öğretim sürekli yönergesi: Gayri nizami harp ile ilgili esaslar belirleniyor ve özel personel, beyaz personel, siyah personel, yardımcı kuvvetler gibi tanımlar.   Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı yönergesi: Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığı’nca yürütülen grup ve bireysel gayri nizami harp eğitim ve öğretimleri. Özel personel faaliyetleri sürekli yönergesi: Gayri nizami harp teşkilatına alınacak özel personelin tespiti, tahkikatı, takip ve kontrolü, özel personel seferberlik hazırlıklarının yapılmasının standart hale getirilmesinin amaçlandığı belirtiliyor. Rektörler gizli ibareli dokümanlar: Rektörler ile ilgili bir kısım bilgiler, öğrenci konseyleri kurultayı açılış konuşması bulunuyor. Kozmik odaya girerek devlet sırlarını çalan hakim Kadir Kayan’dı.   Kadir Kayan, 2005 yılında Fethullah Gülen’e yönelik açılan bir davada beraat kararı veren hakim olarak karşımıza çıkıyor. Kayan’ın üye olarak yer aldığı o davanın tutanağı şu şekilde: FETÖ’cü Hakim Kadir Kayan’ı gördüğümüz bir başka yer de Temmuz 2009’da Hizb-ut Tahrir Grubu’na yönelik operasyon bahanesiyle kurulan kumpas. Şüphelilerin birinin evine silah, aydınlatma fişeği konuldu. Hakim Kadir Kayan ise parmak isi incelemesi dahi yapmadan silahları ve fişekleri Süleyman Uğurlu adlı bu kişinin üzerine yıktı. Bu konu Müslümanlar’a yönelik kumpaslarda işlendi. Gülen’e beraat kararı verilen bu davada Güvenlik Daire Başkanlığı’ndan da bilgi istendi. Bilgi notunu hazırlayan ise kayyum atamasından önce FETÖ’nün yayın organı olan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın polis kardeşi H.D. Fetullah Gülen tarikatı Örgütü 15 Temmuzda darbe yapma ve yoları açma Üst görev bunlara verilmişti Türkiye ise Fetullah Gülen tarikatı Örgütünü yok etmişmiy di hayır hala hazırda devletin içinde devleşmiş şekilde duruyorlar.  Bunu en çok ise eski ve yeni ilçe başkanları bilir kimleri işe almışlar kimleri devlet dairesine almışlar hepsinin listeleri geçmiş den  bu güne kadar eski ve yeni ilçe il başkanlarının ve eski ve ve yeni bakanlarının ellerindedir geçmiş dönemden ve bu güne kadar listeleri ellerindedir  Önümüzdeki aylarda yıllarda Fetullah Gülen tarikatı Örgütünü 2 . ve 3 .darbe planı eğer varsa bunun içinde eski ve yeni ilçe il başkanları ve eski ve ve yeni bakanlar bunları biliyordur. Ama halk darbeye karşı olduğu için şimdilik buna kimse cesaret edemez ve Fetullah Gülen tarikatı Örgütüne yardım etmeye bile göze alamazlar. BELEDİYELERİN VE DEVLETİN İÇİNDE İKİYÜZLÜLER VAR İŞTE BUNLAR TÜRKİYE İÇİN TEHLİKE OLUŞDURUYOR Hukuk yoluyla Fetullah Gülen tarikatı Örgütünü Türkiye yok edemez İşte tam bu konuda Türkiye nin başına ilerde Fetullah Gülen tarikatı Örgütüne yine bele olacak    Kimdir bu Fetullah Gülen tarikatı  Fetullah Gülen çocukken keşfedilip seçilmiş! Gülen ve örgütü hakkında 1960’tan itibaren pek çok istihbarat raporu yazıldı. Ancak neredeyse tamamı sümenaltı edildi. Bunların içinde dönemin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’le ilişkilerini gösterenler bile vardı. Yeni Şafak’ın ulaştığı o raporlar, Gülen’in Gülek üzerinden mason örgütleriyle kurduğu ilişkiyi tüm ayrıntılarıyla açıklıyor.   Türkiye, 30.03.2015 sabahı hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir güne uyandı. Yeni Şafak, yakın tarihin sırlarına ışık tutacak şok belgeleri okurlarının değerlendirmesine sundu. Tarihi manşetler, ülkeyi bir ahtapot gibi saran, yüzbinlerce insanı dinleyen, fişleyen, cezaevine atan, Emniyet, TSK içinde örgütlenen, haraç kesen, mahremleri gözetleyen hatta faili meçhul cinayetlere adı karışan kirli örgüt Paralel Devlet Yapılanması’nın (PDY)’nin ve örgütün 1 numarası Fetullah Gülen’in karanlık dünyasına ışık tuttu. Gülen’i büyüten eski Türkiye’nin vesayet odaklarının kozmik odalarına girilmesini sağladı. GÜLEN’İN HIRSINI KEŞFETTİLER Eski Türkiye’nin karanlık dehlizlerinde ilerledikçe (PDY) Örgüt Lideri Fethullah Gülen’in daha askerlik döneminde başlayan garip ilişkileri, mason teşkilatları ile bağlantıları, bu bağlantılar üzerinden Moon tarikatıMOSSAD ve CIA ile irtibatları, gençlik döneminden itibaren bir proje olarak yetiştirilip hazırlandığını gösteren bilgilere ulaşıldı. Gülen’in 1990′lı yıllarda istihbarat raporlarına yansıyan ‘kendi hocasını Jandarma’ya ihbar edecek kadar gözünü karartan hırslı kişiliği’nin karanlık örgütlerce daha çocukken keşfedildiği görüldü. ESKİ TÜRKİYE’NİN MUHBİRİ Belgeler kullanışlı bir dini cemaat lideriyle kendilerini gizleyen eski Türkiye’nin karanlık yapılarının gücü ve ilişkilerini de deşifre etti. Gülen’i dünya mason teşkilatlarıyla, Moon tarikatı ve CIA ile tanıştıran kişi olduğu iddia edilen eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile masonluk ilişkisi de gün yüzüne çıkmış oldu. Eski Türkiye’nin Karanlık Dehlizleri yazı dizisinde tüm bu yapılara ilişkin çok daha çarpıcı belgeleri ve daha önce yayınladığımız belgelerin tam metnini okuyacaksınız. İSTİHBARATI KİM SÜMENALTI ETTİ? Ulaştığımız belgeler, Fetullah Gülen’in hayatının henüz emeklemeye başladığı günden itibaren didik didik edildiğini ve hakkında onlarca istihbarat dosyası hazırlandığını gösteriyor. Asıl dikkat çekici olan ise tüm bu raporların bir şekilde sümenaltı edilmiş olması. Gülen’e devletin son 15 yılda göz yumduğu iddiasını boşa çıkaran raporlara ve belgelere göre Başbakanlar, Bakanlar, Genelkurmay Başkanları, MAH, MİT gibi istihbarat örgütleri de dahil olmak üzere devlet bürokrasisinin her kademesine sızan mason örgütlenmeleri Gülen’in faaliyetlerini gizlemeyi ve Gülen’i korumayı başardı. MASONLARA HOCA’YI KÜSTÜRMEYİN ÇAĞRISI   İstihbarat raporlarında verilen bilgiler Yeni Şafak’ın Gülen’in Masonluk belgeleri arasında yayınladığı Kasım Gülek’in 16 Temmuz 1967 tarihli şu mektubuyla örtüşüyor: “Saygıdeğer KK” (KK: Konuk Kardeşler) “Türkiye’de yegane ve muntazam mason teşkilatı, Türkiye Hür ve Kabul edilmiş Masonları Büyük Locası (Türk Yükseltme Cemiyeti)’dır. Hal böyle iken bazı kimselerin biraraya gelerek bir dernek kurmalarıyla bunca yıllık, temeli 1900′lere dayanan ve dünyaca tanınmış ve kabul görmüş Türk masonluğunu bir kenara itmeğe çalışmak doğru bir iş değildir. (…) Birtakım yan fikirlerle destekleyip kamufle edilen bu şiddetli ihtiras Türk masonluğunu ikiye hatta üçe bölmüş, bir kısım arkadaşlarımızı Ş.K., A.Ş., Fethullah Gülen hocamızı, A.D., Z.E., K.T., V.K. ve T.K. biraderleri küstürmüşlerdir. Bu arkadaşlarımızın büyük locadan en büyük madalya aldıkları unutulmaktadır. Üstün hizmet madalyasına sahip olmak her masonun rüyasıdır. Türk masonluğunu bozmaya, bölmeye ve Türkiye büyük locasını yıkmaya yeltenen bir kimse Türk masonluğuna karşı nasıl bir suç işlemiş olmaktadır? Geliniz de bu sualin cevabını herkesin vicdanına, nizamnamelere ve Türk masonluğu tarihine bırakılır. TELKİNDE BULUNANLAR İnsanların iyi niyetle biraraya gelerek halledemeyecekleri hiçbir ihtilaf, elbirliğiyle ıslah olunmayacak hiçbir aksaklık bulunmadığına göre bir kısım biraderlerin bu normal yoldan ayrılarak, fani insan için böylesine ideal, böylesine güzel bir birliğin bozulmasına teşvik edenlere uymuş olmalarını anlamak kabil değildir. Onlar acaba nefis muhasebesinde bulundukları zaman bu tutumlarını samimiyetle doğru mu buluyorlar. İnsanlık mabedi mefkuresini bu mukaddes emaneti her zaman korumak ve daha ilerilere götürmeğe çalışmak zaruridir. Bunda kimsenin tereddüdü yoktur. Herhalde mevzuları ve hadiseleri varmak istedikleri neticelere göre izah etmek suretiyle, biraderlere telkin ve teşviklerde bulunanların bu maksatlı hareketlerine aklıselim sahiplerinin pek gecikmeden teşhislerini koyacaklarını ve hakikatleri olduğu gibi göreceklerine eminim. Bir mason olarak saygılarımı sunarım.” (Kasım Gülek) CIA’DAN GELEN PARAYI KASIM GÜLEK AKLADI Yazı dizisinin ilk bölümü sümenaltı edilen raporlardan biriyle başlıyor. Raporun en çarpıcı özelliği kapağının Fethullah Gülen ve Kasım Gülek’e ayrılmış olması. Gülen’in Gülek üzerinden Mason örgütleriyle kurduğu ilişki tek tek açıklanıyor. Söz konusu belge “Fethullah Gülen kimdir?” sorusuyla başlıyor. Raporun ilk sayfası Gülen’e ayrılırken 2. sayfada ise Kasım Gülek var. Ardından Gülek-Gülen bağlantıları açıklanarak Gülek’in temsilciliğini yaptığı Moon tarikatıylabağlantıları aktarılıyor. İŞTE RAPORDAKİ GÜLEN: "Erzurum’un Pasinler ilçesi Korucuk Köyü’nde 27 Nisan 1941′de doğmuştur. Babası Ramiz bey, annesi Refia Hanım 6′sı erkek, 2′si kız, 8 kardeşin ikincisidir. Kur’an’ı 1945′te öğrenmeye başlayan Gülen, kısa sürede Kur’an’ı hatmetmiştir. 1946′da ilkokula başlamış, babasının Avar köyünde imam olması ve ailesinin oraya taşınması sebebiyle ilkokulu bırakmak durumunda kalmıştır. Erzurum’da dışarıdan sınavlara girerek ilkokulu bitirebilmiştir. Babası İmam Ramiz Bey’den Arapça dersi almış, Hasankale’de Hacı Sıtkı Efendi’den tecvit ve Kur’an dersleri alan Gülen, 1951′de hafızlığını tamamlamıştır. Gülen 1954′te Erzurum’da Kurşunlu Cami Medresesi’nde Alvar İmamı Muhammed Lütfi’nin torunu Sadi Efendi’den medrese dersi almıştır. 2,5 ay içerisinde Emsile, Bina ve izharı bitiren Gülen Sait Efendi’de Molla Camiye başlamıştır. 1955′ten 1959′da Edirne’ye gidinceye kadar Osman Bektaş’tan fıkıh ve din eğitimi almıştır. Askerlik öncesi ve sonrası Edirne Üç Şerefeli Camii’nde toplam 4 yıl imamlık yaptı." KASIM GÜLEK KİMDİR? Raporda Kasım Gülek kimdir başlıklı bölümde şu ifadeler bulunuyor: “1905 Adana doğumlu olup siyasetçi Cumhuriyet Halk partisi Genel Sekreteri (1950-1959) Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kontenjandan Bilecik Milletvekili olarak siyasi hayatına başladı. İki dönem Bilecik Milletvekilliği yaptı. 1946 yılında Adana’dan milletvekili seçildi. 1947 yılında Bayındırlık Bakanlığı, 1948 yılında Ulaştırma Bakanlığı yaptı. 1949 yılında Kore’ye giderek ve Birleşmiş Milletler Kore Komisyonluğu Başkanlığı yaptı. 1968 yılında Kuzey Atlantik Asamblesi Başkanlığı’na seçildi. 1969′dan 1975′e kadar Cumhuriyet Senatosu üyeliği yaptı. Moon tarikatıyla ilişkisi bilinen Kasım Gülek CIA’nın Türkiye’deki 1 numaralı siyaset adamlarından birisidir. Aynı zamanda en büyük gücünü Mason localarının maddi ve manevi desteğiyle sağlamlaştırmıştır. Fetullah Gülen ile CIA ve Moon tarikatıyla tanışmasında vesile olmuş, Komünizmle Mücadele Derneği gibi birçok kuruluşa CIA’nın maddi desteklerinin aklanmasında önemli görevler almış bir siyasetçidir.”   OPUSDEİ VE MOON’LA İRTİBATLI Fethullah Gülen ve Kasım Gülek anlatıldıktan sonra Moon tarikatına geçilen raporlarda bu üç başlığın arka arkaya gelmesi oldukça korkunç. Bu başlıkların niçin peşpeşe sıralandığı ise bir sonraki bölümde açıkça ortaya seriliyor. Önce rapordaki Moon tarikatı başlıklı bölüme bakalım: “Kurucuları özünde Budist olan sonradan papazlığı tercin eden Sung Myung Moon Kuzey Kore’den kaçarak Günel Kore’ye yerleşti ve Moon tarikatını kurdu. Tarikatın resmi adı Birleştirme Kilisesi’dir. 1951′de ABD’nin müdahalesinin hemen ardından kurulmuştur. Birleştirme Kilisesi o kadar faal ve etkileyici çalışmıştır ki, Güney Kore nüfusunun yüzde 45 ile 50′sini Budistlik’ten Hıristiyanlığa devşirmiştir. Moon tarikatı lideri 1959′da ABD’ye yerleşmiş CIA kaynaklı örgütlemelerini Birleştirme Kilisesi, Dinlerarası Diyalog adı altında CIA’nın direktifleri ve ABD’nin yararına sürdürmüştür.” CIA’İN OYUNCAĞI “Moon tarikatının ortağı CIA’nın kurduğu Kore’deki CIA temsilcisi ise Albay Bo Hi Pak’tır. Bo Hi Pak da Moon tarikatının en güçlü üyesidir. Onun vasıtasıyla Güney Kore Amerikan vesayetine girmiştir. Dinlerarası diyalog ve hoşgörü adı altında siyonizmin amaçlarına hizmet etmektedir. Bu tarikat NED, CSİS ve CIA gibi istihbarat örgütleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. OPUSDEİ gizli bir Yahudi örgütüdür. Moon tarikatı, Fetullah Gülen tarikatı bunların üçünü de CIA kurdurmuş ve maddi olarak güçlenmelerine vesile olmuştur. Bunların üçünün de programları aynı, taktik aynı, yapılanma ve kullandıkları kelimeler bakımından bile aynıdır. Çünkü üçünü de CIA kurdurmuş amaçları doğrultusunda alabildiğince kullanmaktadır.” CHP’NİN HALK EVLERİ’NDE YÖNETİCİYDİ “1963′de ailesi ile Erzurum’da bir yıl yaşayan Gülen, Komünizmle Mücadele Derneği’nin ikinci şubesini açtı ve Erzurum Halk Evleri’nin yönetimine girdi. 1965′te Kırklareli’ne tayin olup burada 1 yıl vaizlik yaptı. 1966′da İzmir Vaizliği’ne atanan Gülen, 1971′e kadar görevine devam etmiştir. Kestane Pazarı Kur’an Kursu’nda yöneticilik ve gönüllü öğreticilik yapmış 1968′de resmi görevlendirme ile hacca gitmiş, gezici vaiz olarak Ege ve ilçelerinde vaaz ve sohbetlere katılmıştır. 1971′de 12 Mart döneminde cuntanın isteğiyle tutuklandı. 7 ay tutuklu kaldıktan sonra 5 Kasım 1971′de serbest bırakıldı. 1972′de Edremit Vaizliği’ne aynı zamanda Manisa ilinde vaizliğe devam etti. Sonra İzmir Bornova Vaizliği’ne atandı. Fetullah Gülen tarikatı Örgütünün başı   Bügün ise Fetullah Gülen tarikatı Örgütü gider ilerde başka bir tarikatı Örgütü gelir bunun tek suçlusu siyasilerdir.