Hayatın tadını 'tuz' ile kaçırmayın
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de beklenen yaşam süresinin ve sağlıksız yaşam alışkanlıklarının artışı ile birlikte kronik hastalıklar artmaktadır. Kalp damar hastalıkları, beyin damarı hastalıkları, kronik obstruktif akciğer hastalığı, solunum yolu ve akciğer kanserleri, yüksek tansiyon, diabet esmellitus gibi kronik hastalıklar ilk sıralarda yer almakta ve önemli hastalık yükü oluşturmaktadırlar. Temel hastalık gruplarına göre ölüm nedenleri sıralamasında ilk iki sırada kronik hastalıklar ve yüzde 48'lik bir oran ile kalp damar hastalıkları yer almaktadır. Bu hastalıklar tuz tüketimi ile yakından ilişkilidir.
Dünya Sağlık Örgütü, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gramdan az (günde 2 gram sodyum) olarak önermektedir. Yapılan çalışmalar dünya popülasyonunun, önerilen fizyolojik ihtiyacın çok üzerinde tuz tükettiğini göstermektedir.
Tuzu 5 grama indir felç riskini yüzde 23 azalt
Hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, özellikle kalp krizi ve inme için önemli bir risk faktörüdür. İyi kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon, yaklaşık \%49 oranında kalp damar hastalıklarına ve yüzde 62 oranında tüm inmelere eşlik etmektedir. Bu nedenle yüksek tansiyona bağlı hastalık ve ölüm global olarak büyük bir halk sağlığı sorunudur.
Tuz tüketimi ve kan basıncı (tansiyon) arasında direk bir ilişki vardır. Çoğu kişide tuz azaltımı ile birkaç hafta içerisinde kan basıncında düşüş gözlenir. Tuz alımı azaltıldığında uzun dönemde inme riski ve kalp damar hastalıkları azalmaktadır. Tuz tüketimi günde 10 gr.'dan 5gr.'a indirildiğinde, inme geçirme riski yüzde 23, kalp damar hastalıkları riski ise yüzde 17 oranında azalmaktadır.
Tuz nedir ve nerelerden alınır?
Masa tuzu olarak bildiğimiz madde sodyum kloriddir. 1 çay kaşığı kadar tuz 2,300 mg. sodyum içerir. Vücudunuzun düzgün çalışabilmesi için tuz ve su dengesini çok iyi ayarlamalısınız. İnsan vücudunun bazı fonksiyonları için sodyuma ihtiyacı varken, fazla alınması yüksek kan basıncı başta olmak üzere inme, kalp hastalıkları ve böbrek hastalıklarına neden olabilmektedir. Vücutta sıvı ve kan basıncı dengesinin düzenlenmesi, kas ve sinir sisteminin düzgün çalışması için sodyum gereklidir. Bir yetişkinin sağlıklı bir biçimde yaşantısını sürdürebilmesi için günde bin 500 mg sodyuma ihtiyacı vardır.
Beslenme şeklimizdeki sodyumun büyük bir miktarı pişirme sırasında eklediğimiz tuzdur. Genellikle besinler gereksinimden daha fazla sodyum içerirler. Sofra tuzu, kabartma tozu ve yemek sodası sodyumun en iyi kaynaklarıdır. Tüketilen sodyumun büyük bir kısmı mutfak masasında yemeklere eklenen tuzdan değil, işlem görmüş besinlerden gelir. İşlenmiş besinler sodium alımının genelde yüzde 75'ini oluşturur.
Sodyum İçeren Bileşkeler: Tuz (sodyum klorid veya NaCl), Monosodyumglutamate (MSG), Karbonat ve kabartma tozu, Disodyum fosfat, İsminde “sodyum” veya “Na” olan herhangi bir bileşke.
Her gün yenen gıdalarda tuz oranı yüksek
En yüksek tuz içeriğine sahip gıdalar arasında normal ekmek ve sandviç ekmeği, et ürünleri, hazır gıdalar, pizza, hazır çorba, sosis ve salamura edilmiş et, hamburger, peynir, çerezler, cipsler, atıştırmalık ürünler, turşu, zeytin, lezzetlendiriciler (ketçap, hardal, mayonez) ve restoranlardaki öğünler yer almaktadır.
Tuz alımını azaltmak için taze gıdalar, tuz eklenmemiş konserve gıdalar, düşük tuz/sodyum içeriğine sahip ürünler tercih edilmelidir.
50 yaş ve üzeri kişiler, yüksek tansiyonu (hipertansiyon) olan kişiler, diyabetik kişiler, kronik böbrek hastalığı olan kişiler tuz alımını sınırlandırmalıdır.
Kaynak : İHA