Japon ahlakı
Katolik Hıristiyanlar, Japonların Hıristiyan olmadıkları halde nasıl bu kadar başarılı ve ahlaklı olduklarını sorguluyor.
Ahlak anlayışı, kültürlere ve toplumlara göre farklılık gösteriyor. Japonların başarıları mutlak ahlak bilincinden geliyor.
Örneğin ülkemizde sokakta öpüşen bir çift gören bazı bireyler, ahlak elden gidiyor diye yaygara koparırken aynı anda sokağın bir başka köşesinde bir cinayete tanıklık etseler görmezden geliyorlar.
O yüzden bizimki gibi ülkelerde sevişmek, adam öldürmekten daha ayıp sayılıyor.
Japonya’da bir doğal afet olduğunda (üstelik bu afetlerin boyutları azımsanacak gibi değil) hiçbir Japon, marketleri, mağazaları yağmalamıyor. Boşalan evleri soymuyor. Stok yapmıyor. Markette 2 ürün kalmışsa ikisini de satın almıyor, diğerini bir başkası alsın diye bırakıyor.
Devletlerinin dağıttığı yardımları stoklayıp, ihtiyacı olanlara fahiş fiyatlarla satmıyorlar. Ölü soymuyorlar. Felakette ölen insanların cesetlerini naklen yayın araçları ile yayınlamıyorlar, gösterişli olsun diye devlet büyüklerinin katıldıkları cenaze törenleri düzenlemiyorlar. Sadelikle, samimiyetle ve en önemlisi saygı ile defnediyorlar ölülerini.
Katolik Hıristiyanlar, Japonların Hıristiyan olmadıkları halde nasıl bu kadar ahlaklı olduklarını sorguluyorlar. Japonların bir dini inançları ve din kitapları yok. Ahlakın din ile sağlanamadığına en önemli örnek işte bu. Birde aksi taraftan bakalım, 1.5 milyar İslam coğrafyasında toplumsal ahlakın boyutu nedir? Duyarlılık, paylaşımcılık, hassasiyet nerededir?
Terör neden en çok İslam coğrafyasında yaygındır?
Bunu sorguladığınızda ilk yapılacak eylem sizi “din düşmanı” olarak suçlamaktır. Ama nedense hiç kimse inandığı dinin ve hatta bütün dinlerin ilk öğretisinin ahlak-hoşgörü ve paylaşımcılık olması gerekirken, neden böyle olmadığını düşünmez.
Kendisini asla eleştirmez. “Ahlak konusunda en çok ahkâm kesenler, en ahlaksız olanlardır” kuramı da kendini böyle doğruluyor. Bu tür insanların ahlak anlayışları, diğerlerinin özel yaşamını irdelemekten ibarettir. Başkalarına namus bekçiliği yapan zatlar, dul kadınları en çok rahatsız eden tiplerdir.
Gelelim yeniden Japonların ahlak öğretisine;
Japon ahlakının temeli, günah ve günah anlayışından kaynaklanan korkuya değil, çevreden utanma duygusuna dayanır.
İşin birde bu boyutu var, dünyada atom bombası yemiş bir başka millet yok. Yaşadıkları savaş, açlık, yoksulluk, hastalık ve sakatlıklar onların ahlak anlayışına zarar verememiş. Bu üzerinde düşünülmesi gereken bir olgudur.
Japon devlet adamı, işini layıkıyla yapamadığında, yüz kızartıcı suçla itham edildiğinde, kendisi görevdeyken, birimine bağlı bir yerde bir işçi kaza eseri öldüğünde o adam acı içinde intihar ediyor. Çünkü utanıyor. Zaten ahlak “utanmayı” bilmektir.
Yazımı Bekir Coşkun’dan alıntılayarak tamamlamak istiyorum;
Japonların dini “Şintoizm”dir…
Peygamberleri yoktur…
Zaten cennetleri-cehennemleri de yok…
Japonların inanç ve ahlak anlayışı; bu dünyada, diğer insanların gözündeki imajı esas alır…
Yani korkuya değil, utanma duygusu temeline dayanır…
Utanma duygusundandır; o özveri, düzen, disiplin, saygı…
Biz ise anadolu kültürümüzü yitirip tüketici toplumunun getirdiği batılı ahlak anlayışına savrulduk ve öz benliğimizi yitirdik. Tabi ahlakımız da erozyona uğradı. Eğer bunu tekrar kazanırsak başka bir Japon mucizesini de biz gerçekleştirebiliriz. Neden olmasın ?
Japonlar neye inanır?
Japonların büyük çoğunluğu Şintoizm dinine inanır. Budizm de yaygındır ancak Şintoizm onların milli dinidir. Şintoizm 'in Japoncada karşılığı Kami-Nomiçi 'dir, anlamı, Tanrıların Yolu demektir.11
Şintoizm, bol ilahlı bir dindir. Ama en önemli ilahlar hem kardeş hem eş olan izanagi (erkek) izanami (kadın)'dır. Bu iki ilah daha sonra geleceklerin ataları olmuştur.
Şintoizm 'de kutsal metinlerin de bu ilahların yaptıkları yazılıdır. Onlarda aynen insanlar gibi doğar, evlenir, banyo alır, hastalanır, kıskanır, ağlar ve ölür.
İnanç ve ibadetleri: İlahlarla ilgili inançlara göre birbiriyle hem kardeş hem karı-koca olan Gök (Baba Tanrı) ile Yer (Ana Tanrı) bütün Japon adalarını ve diğer Tabiat Tanrılarını doğurmuşlardır.
Nakledildiğine göre Japonya 'da 8.000.000 ilah vardır. Dağ, ırmak, ateş, gök gürlemesi, fırtına, yağmur, vb. ilahlar dışında her meslek sahibinin de ayrı bir ilahı vardır. Ölüler yaşayanlara muhtaçtır. Kendilerine ikram yapıldığı, mezarın üzerine yiyecek, içecek, eşya vs.. konulduğu sürece mesut olurlar.
Ailenin, köyün, klanın ve imparatorun atalarının ruhları en başta gelen ruhlardır. imparator Güneş ilahesinin torunudur.
İBADET ŞEKLİ: Japonların ibadet şekilleri çok sade ve basittir. İBadet etmek isteyen kişi mabede gider, elini, yüzünü ve ayaklarını Müslümanların abdest almaları gibi yıkarlar. Mabetteki kıymetli eşya karşısında diz çöker. İbadetini tamamlar ve dışarı çıkar. Eskiden ibadette kurban bulanmasına rağmen, günümüzde rastlanmamaktadır.
Evlenme törenleri mabetlerin bitişindeki evlenme salonlarında rahipler tarafından icra edilir. Cenaze törenlerini ise Budist rahipler yönetir. Bu anlayış bir Japon tarafından “Biz Şintoist doğar, Budist ölürüz” şeklinde kabul edilir.
İnançlarına göre ölen herkes “Kami” olur. Onlara göre “Aile bir dindir, aile ocağı ise tapınaktır.” Ölülere karşı görevini yapan insan, yaşayanlara karşı olan vazifelerini de yerine getirmiş olur. Bu da mezarlarına yiyecek bırakmak demek...
Günümüzde Şintoizm Milli bir din olması nedeniyle Japonlar arasında yaygındır.Başta Japonya olmak üzere Japonların yaşadığı diğer ülkelerde de yayılma imkanı bulmuştur.Günümüzde Şintoistlerin sayısı 100.000.000'un üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Şintoizm 'in kutsal metinleri de ikidir: 1- Kojiki 2- Nihongi. Çin yazısının kabulünden önce kendilerine has bir yazıları bulanmadığı için Kojiki 'nin yazıya dökülmesi 712 yılında imparatorun emri ile olmuştur.
Tanrıların ve devletin ilahi kaynağı ile insanlığın başlangıcından Kojiki kitabında bahsedilir. Nihongi ise, bir nevi Kojiki 'nin yorumudur. Nihongi 'de devlet hizmetlerinde görev alanların uyması gereken bazı tavsiyeler yer alır.
Tanrı Anlayışları: Japon dilinde genellikle Tanrı veya O 'nun yerini tutacak kavramlar için üst, yukarı anlamına gelen “Kami” kelimesi kullanılmaktadır.
Genellikle Japonlar dünyanın iyi ve kötü ruhlarla dolu olduğuna inanırlar.
Şintoizm 'de tapınak ve evde yapılabilir. Japonya 'da yüzbinin üzerinde mabet olduğu söylenmektedir. Mabetlerde genellikle eskiliği açısından değerli olan ayna, kılıç, mücevherli taş ve Amatarasu 'nun heykeli bulunur.
Japonlar ibadet için temizliğe çok önem verirler, bunu ihmal etmeyi büyük günah sayarlar. Bazı özel durumlarda islam inancındaki gusüle benzer bir temizlik yaparlar.