Koronayı hafif geçirenlere kötü haber. Maalesef işler sandığınız gibi değil. Bilim insanları resmen duyurdu

Bilim insanları, korona virüsü hafif geçiren insanlar ilgili dikkat çeken bir çalışma ortaya koydu. Uzmanlar tarafından çalışma ile ilgili yapılan açıklamada, hastalığı hafif geçiren kişilerin akciğerinde, sanıldığından daha fazla hasar olduğu bildirildi.

Korona virüs salgını, katlanarak tehlike yaratmaya devam ediyor. Türkiye’de her gün en az 2 bin ve üstünde hasta sayısı açıklanırken, Avrupa’da günlük rekorlar kırılıyor. Ancak korona salgının bir diğer yüzü olarak, hastalığı belirtisiz geçirenler var.

Bu kişiler her ne kadar hastalığı belirtisiz ve ağrısız geçirdikleri için mutlu olsalar da işin aslı öyle değil.

İndependent Türkçe’de yer alan habere göre bilim insanları tarafından gerçekleştirilen yeni bir çalışmada, hastalığı belirtisiz geçirenlerin akciğerindeki hasarın, tahmin edilenden daha fazla olduğu yönünde.

Araştırma temel olarak hyaluronik asit adı verilen, vücutta kendiliğinden üretilen ve hücredışı matriste bulunan bir molekülü ele alıyor.  

Çalşmanın başındaki Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda sayısal sistem biyolojisi üzerine çalışan Daniel Jacobson, akciğerlerden aldıkları numuneleri inceleyerek virüsün hyaluronik asit seviyelerini etkilediğini tespit ettiklerini belirtti.

Jacobson, şöyle konuştu:

Virüs, kendi ağırlığının 1000 katından fazla su emerek hidrojele dönüşebiliyor. Koronavirüs hastalarında, hyaluronik asidi sentezlemekle görevli üç genin regülasyonunun ciddi şekilde arttığını ve bu dengeleri korumakla görevli iki genin de regülasyonlarının önemli ölçüde azaldığını gözlemledik. Fazla miktarda plazma ve suyun aynı alana dolmasıyla bir hidrojel oluşuyor. Akciğerlerinizde oksijen ve karbondioksit değişiminin yapıldığı yüzey jöleye dönüyor, solunum çok zorlaşıyor.

Bu durum neden bazı hastaların ventilatöre bile bağlıyken nefessiz kaldığını da açıklıyor. 

Araştırmacı, asemptomatik hastalar hakkındaysa şu uyarılarda bulundu: 

Akciğerlerinde farkına bile varmadan önemli ölçüde hasar meydana gelmiş olabilir. Dahası, bu kişiler asemptomatik durumdan ‘uzun süreli taşıyıcı’ya dönüşerek, uzun vadede daha ciddi sonuçlarla karşılaşabilir. Bu durumda salgına dair bakış açımızı değiştirmeliyiz. Çünkü asemptomatik enfeksyion toplumu derinden etkileyecek uzun vadeli sorunlara yol açabilir.

Salgınla mücadelede ülkelerin çoğu ateş ve öksürük gibi semptomlar gösteren vakaların tespit ve tedavisine yoğunlaşmış durumda.

Kaynak: İndependent Türkçe