MUSUL KİMİN SAVAŞI?
Pazarlık coğrafyasının son perdesi Musul.Ortadoğu bir analistler çöplüğüdür. Suriye ve Irak hattında terör örgütleri ve legal görünümlü terör uygulayıcılarının sarmalı içinde yok olan bir millet var ortada. Birinci Körfez Savaşı’nda ya da 2003 yılında ikinci defa ABD’nin Irak’a müdahalesinde oluşan şartlarda kaç milyon insan yaşamını yitirdi artık hafızalarda değil.2011 yılında başlayan Suriye savaşından insan ölümü 1 milyona yaklaştı.2014 yılında BOP’da ve Arap Baharında olmayan ilk adı Irak El Kaide’si sonrasında IŞID ve en son DEAŞ olan yapılanma ne kadar uluslar arası bir terör örgütü yapılanması olsa da aysbergin görünmeyen kısmında olanlar üzerine kafa yormak daha gerçekçi olur.
Bugün Musul Savaşı öncesinde beliren şartları ortaya çıkaran yerel, bölgesel ve küresel etkenler ortadan kalkmış değildir. DEAŞ ile yapılan mücadelede Dünya’da karar verici pozisyonda duran AB-D bloğu, RUS-ÇİN ikilisi ile bölgesel güçler Türkiye, İran’ın pozisyonu iyi okunmalıdır. Türkiye, ABD hariç sorunu içinde yaşayan Irak ve Suriye’nin yanı sıra müdahil olan İran ve Rusya ile komşudur. Musul Savaşı’nın Irak içindeki aktörleri merkezi yönetim, bölgesel yönetim, terör yapılanması DEAŞ ve PKK, eski BAASCILAR, aşiretler ve alanda bulunan 16 ülkenin askeri varlığı. Tüm bunları alt alta topladığımızda tablo içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Diğer yandan Arap Baharı’nda fazla sesi çıkmayan İsrail’i alanda yok sayamayız.
Bugün Musul dünyanın en büyük açık hava cezaevidir. DEAŞ 2 milyona yakın insanı kontrol ediyor. Elinde Arap, Kürt, Yezidi, Türkmen binlerce esir insan var.Irak’ın ardından 2014 yılında Suriye’de de birçok bölgeyi ele geçiren örgütün elindeki esir sayısı net olarak bilinemiyor.Musul savaşı ile yoğunlaşılan bölgede 10 ülkeden yüzlerce gazeteci görev yapıyor.Alanda binlerce hem ülke içinden hem de dışarından binlerce aktivis var.BM başta olmak üzere uluslar arası yardım kuruluşlarının hepsi IRAK’ta.
Pazarlıklar coğrafyasından masada sadece Suriye yok.Irak’ın kuzey hattında DEAŞ ile alanı darmadağın eden üst akıl Kürt bölgesine bağımsızlık için yeşil ışık yaktı.Pazarlıkta DEAŞ sonrası Musul merkezi yönetime Kerkük ise bağımsızlık olursa Kürtlere verilecek.Şii Araplar Irak’ta güney bölgesinde Basra havzasındaki petrol zenginliğini alırken, kuzeyde Kürtler Kerkük petrollerine konacaklar.Irak’ın asli unsuru olan Türkmenler ise büyük oranda kuzey bölgesinde kalacak.İran etkisinde bir Bağdat yönetimi, AB-D güdümünde bir Erbil yönetimi.Elbette üst akıl PKK’yı unutamaz.Terör örgütü DEAŞ’la mücadele bahanesi ile legal hale getirilecek.Suriye PYD kantonları benzeri Irak’ta yeni yapının içine Sincar örneğinde olduğu gibi yerleştirilecek.Irak-Suriye hattında kurulaması planlanan yeni Kürt devleti en çok İsrail’in işine yarayacak.Peşmerge gibi savaşçı gücü olan yeni bir müttefik bölgede İsrail’e yeni müttefik olacak.Musul-Kerkük’den başlayan, Rakka-Halep ile devam eden ve Lazkiye hattından Akdeniz’e ulaşan petrol üretim ve sevk bölgesini bekleyecek yapay bir devletçik.Kürtlerin kontrolüne verilecek bu bölge ile Türkiye’nin güneyden Arap Dünyası ve Türkmenlerle fiziki bağıda karadan kesilmiş olacak.
Uzun lafın kısası sözde patron böyle istiyor. Ama Ortadoğu’nun değişmez gerçeği anlaşamazlıktır.Çöl fırtınası sert esiyor ve kum tepelerinin yeri sürekli değişiyor.Ve hala cevap bulunamayan soru MUSUL kimin savaşı?
GÜNGÖR YAVUZASLAN