Narin soruşturmasında 22 şüpheli adliyeye sevk edildi

ANKARA-BHA 

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde, 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi, 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Narin'in ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Narin'in anne ve babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklu amcası Salim Güran'ın eşinin de aralarında bulunduğu 22 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin jandarmadaki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildiler.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden N.B.'nin tutuklandığını duyurdu. Tunç, "Narin Güran'ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden N.B., çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmıştır. Diğer şüphelilerle ilgili işlemler devam etmektedir. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Narin'in ölümünden sorumlu olanlar adalet önüne çıkarılacak ve hak ettikleri cezaya çarptırılacaktır." dedi.

Narin'in tutuklu amcası S.G.'nin avukatı Seda Toğrul, beyan ve delilleri göz önünde bulundurarak müdafilik görevinden çekildiğini açıkladı. Toğrul, "Narin'in yaşadıklarının hüznünü ve acısını bir anne olarak derinlemesine hissediyorum. Dosyanın bundan sonra sanık müdafi olarak değil, bir anne ve vatandaş olarak yakından takipçisi olacağım. Adil bir yargılamanın gerçekleştirilmesi ve tüm sorumluların yargılanması temennisiyle." ifadelerini kullandı.

Narin'in kaybolması sonrasında başlatılan arama çalışmaları ve soruşturma çerçevesinde Tavşantepe Mahallesi Muhtarı ve Narin'in amcası S.G., 2 Eylül'de tutuklanmıştı. Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Narin'in 8 Eylül'de kıyafetleriyle birlikte çuval içinde, Eğertutmaz Deresi kenarında taşlarla gizlenmiş halde bulunduğunu açıklamıştı. İlk bulgular, Narin'in öldürüldükten sonra çuvala konularak dere kenarına bırakıldığını gösteriyordu.

Gözaltına alınan şüphelilerden N.B.'nin ifadesine göre, amcası S.G., N.B.'den Narin'in cansız bedenini 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istemiş. N.B., "Evimden aracımla çıktım. Arkamdan beyaz bir araçla S.G.'ın geldiğini gördüm. S.G. korna çaldı ve selektör yaptı. Bana içme suyu ile ilgili bir şey söyleyeceğini düşünerek bekledim. S.G. aracından inerek aracıma doğru geldi. Ben de araçtan indim. S.G. bana eliyle aracın ön yolcu koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek, 'Bunu yok edeceksin' dedi. Ben de gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı hareketsiz yatan bir insan olduğunu anlayınca şaşırdım ve tereddüt ettim. S.G. 'Aileni iyi düşün. Sana 200 bin lira veririm. Aracında torba var mı?' dedi. Aracımın bagajından bir çuval çıkartarak verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp, çuvalın içerisine birlikte koyduk. Çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort ile asılı bir küçük çanta vardı. Çocuğu torbaya koyduğumuz esnada sağ kulağının arkasında, boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı. Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra, çuvalın ağzını bağlamadan aracımın arka koltuğunun önündeki ayak paspasının olduğu yere koydum. Muhtar S.G. oradan ayrılmadan önce 'göl' diye tabir ettiğimiz Eğertutmaz Deresi'ne doğru götür diyerek eliyle orayı işaret etti. Yolda giderken ben pişmanlık duydum ancak aldığım şeyden de kurtulmam gerektiğini düşündüm. Aracımı derenin kenarında durdurdum, çuvalı aracımdan aldım, çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı. Çocuğun ayağının kesik olup olmadığını hatırlamıyorum çünkü çok telaşlıydım, çevrede ip aradım. Bulamayınca çocuğun çantasının ipi aklıma geldi ve çantanın ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım ve ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum, burada biraz su vardı. Bu alana çuvalı bıraktım ki çuval birisi tarafından bulunur diye düşünerek üzerine bir de taş koydum. Taşın büyüklüğü yaklaşık 15-20 kilogram civarındaydı." dedi. N.B., cesedi dere kenarına bıraktığını itiraf etti ve S.G.'nin her gün göstermelik olarak arama çalışmalarına katıldığını da belirtti.