ÖTV SADECE TÜKETİCİDEN ALINAN VERGİ OLUP ÜRETİCİYİ KAPSAMAMASI GEREKİR.

İktidar partisi genel başkanının muhalefeti hedef göstererek yaptığı eleştirileri görünce inanın insan olarak hayrete düşmemek elde değil. Bu eleştirdiği eylemleri kendisi yaptığında vatan millet menfaati oluyor ama muhalefet yaptığında ise vatan haini. Beni hayrete düşüren ise körü körüne buna inanan insanların bunu savunan olması.

Meclis Genel Kurulu’nda Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon için Cumhurbaşkanı'na verilen yetkinin iki yıl daha uzatılmasını öngören tezkereye CHP, “ Hayır “ oyu verdi ve sırf HDP’ de “ Hayır “ oyu verdi diye AKP Grubu CHP’yi PKK’ya destek vermekle suçladı ve tüm kanallarda gazeteci kimliğe sahip kişilerce de(!) acımasızca eleştirildi.

Burada dikkat edilmesi gereken husus detaya girmeden verilen “ Hayır “ oyların bakış açısıdır. CHP’nin verdiği “hayır” oyunun içeriği ile diğer partinin oyunun içeriği çok farklıdır. Bunu bilmelerine rağmen iktidara yaranabilme amacıyla “Evet” oyunu destekleyenlere şaşıyorum.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı’nın Batman’da gençlerle yaptığı görüşme sonrasında Kürtçe şarkı söylemesi, eşlik etmesi dinlemesi gerçekten doğru bir paylaşımdı, ancak bunu yapan muhalefet olsaydı durum ne olurdu? Bunu tarafsızca bir düşün bakalım derim ben.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın Bingöl'de, tepkisini dile getiren bir şehit yakınına karşı ağır ifadeler kullanması kesinlikle affedilecek bir durum değildir. Ayrıca da kendince gereği yapılmış şehit yakınından özür dilemiş ve parti görevinden de istifa etmiştir. Ancak milletvekilliğinden istifa etmesi gerekir mi derseniz bence gerekmez. Çünkü istifa kavramını yok eden ülkeyi 20 yıla yakın yöneten AK Parti iktidarıdır.

Bırakın bir milletvekilini, bir başbakanın her ne olursa olsun vatandaşını hem dövüp ve dövdürüp hem de “ Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü “ diyerek hakaret etmesi bile affedilecek bir durum olmayıp istifa etti mi? “ HAYIR “. Kendinin yapamadığını başkasına önermek ne kadar etiktir siz düşünün.

Hayatım boyunca kadar çok siyasetçi gördüm ama bu 20 sene içerisinde gördüklerim kadar kirli ağızları olanları görmedim.

Hakaret sadece karşı tarafa yapılan ağır ifadelerle sınırlı değildir. Halkına yalan söylemek, iftira atmak, yolsuzluk yaparak ülkesini dolandırmak, yönettiğin halkın kendisi ve torununu dahi 15-20 sene yaptığı yanlış ihalelerle borç altına sokmak, kendi yandaşına usulsüz iş olanağı sağlamak, kendine yakın olan iş adamlarına olanak sağlayarak zenginleştirip yönettiğin halkını fakirleştirmek vs. olanlar sadece sayabildiklerim.

Artık ülke olarak seçim aylarına girdik sanırım. Bunu nereden mi anlıyorum, Cumhurbaşkanı’nın Eskişehir’de yaptığı açıklamalarından.

Günaydın beyler, biz bu filmi daha önce de görmüştük. EYT sorunlarının çözümü, 3600 ek gösterge sözleri. Bunların üzerinden tam bir seçim geçti, şimdi mi aklınıza geldi.

Ne diyor Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “ Zarar ettim diyen çiftçimiz yok  “. Bunu söylerken bile insanın yüzü kızarır.

Çiftçinin tarladaki ürünü para etmiyor, aldığı krediyi ödeyemiyor. Traktörüne haciz geliyor. Sen ne kadar yapılandırma yaparsan yap, girdisi olmayınca nasıl ödeyecek o borcunu. Hiç düşündün mü?

Düne kadar kendi kendimize yeter bir ülke iken, şimdi ithalata dayalı tüketim ülkesi olduk.

Nasıl mı olduk? Sen çiftçinin sorunlarına eğilmez isen, mazota, gübreye, tohuma ciddi oranda zam yaparsan ve buğdaya, gübreye yaptığın desteği kısıtlarsan çiftçinin sonunu getirirsin.

Ayrıca ülkenin verimli arazilerin boş dururken gidip Doğu Afrika ülkesi olan Sudan’ın 780 bin 500 hektar tarım arazisini kiralamak hangi akla hizmettir. Ülkenin tarımsal üretiminin ülke dışına taşıması ise en çok tartışılan konulardan birisidir.

Üretime verilecek en büyük desteklerden birisi “ ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ “ nin kaldırılması olacaktır.

Aslında bu verginin amacı, bireylerin fizyolojik gereksinmelerinin dışında olan Lüks araba, mücevherler, alkol ve sigara gibi harcama yaptığı ürünlerin tüketimini azaltmak ve tamamen ortadan kaldırmak amacıyla bu ürünlere eklenen vergidir.

Daha açıkçası adı üzerinden anlaşılacağı üzere sadece TÜKETİME DAYALI ürünlere yapılan harcamaları içermektedir. Bu “ Özel TÜKETİM Vergisi “ ÜRETİCİYİ kapsamaması gereken bir vergi türü olup, yargı yolu açıktır. Genel Bütçe içerisinde olan tüm vergilerin % 20 sini oluşturan ve İktidarın en büyük gelir kaynaklarından biri olan bu vergiyi kaldırmasını düşünmek bu iktidar için hayalden öte bir şeydir.