Oxford'a giden 50 Türk vatandaşından biri olan Tuncelili Erdinç Sezgin, "Bu güvensizlikte Türkiye'ye dönmek riskli geliyor" dedi.
Tunceli’de 1990’lı yıllarda köylerindeki okul kapanınca ailesiyle birlikte Mersin’e göç eden Erdinç Sezgin (31), İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde Genetik ve Biyomühendislik eğitiminin ardından Almanya Dresden’de doktora yaptı. Sezgin, şimdi dünyanın en önemli üniversitelerinden Oxford Üniversitesi’nde bağışıklık sistemi, alerjinin biyofiziksel mekanizması konularında bilimsel araştırmalarına devam ediyor.
"TÜRKİYE'DE ZEMİN ÇOK KAYGAN"
Oxfordlu olma şansını yakalayan 50 Türkiye vatandaşından biri olan Sezgin, Türkiye’ye dönmeyi düşünmediğini belirterek
“Avrupa’da bilim insanları politik tutumundan dolayı yargılanmaz. Türkiye’de bu zemin çok kaygan. Bu güvensizlik içinde Türkiye’ye dönmek riskli geliyor. İkincisi haftada 20 saat ders verirken bilime odaklanmak zor oluyor” ifadelerini kullandı. Sezgin, Türkiye’nin Avrupa’daki imajının kötüye gittiğine dikkat çekti.
AB'DEN 2 DESTEKLEME FONU KAZANDI
Yoğun çatışmaların yaşandığı 1990’lı yıllara Tunceli’nin Mazgirt ilçesinde Güneyharman Köyü'nde köy okuyu kapanınca Sezgin ailesi de binlerce aile gibi Mersin’e göç etti. Toroslar Mahallesi’ndeki Kazım Üstay İlköğretim Okulu’nda eğitim hayatına başlayan Erdinç Sezgin MTSO Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra burslu olarak kazandığı Yeditepe Üniversitesi’nde Genetik ve Biyomühendislik eğitimi aldı. Almanya’nın Dresden kentinde doktora yapan Sezgin, doktora sürecinden araştırmaları ve bilimsel yayınları nedeniyle Avrupa Birliği’nden 2 destekleme fonu kazandı.
"ÇOK TUHAF VE KATLANILMAZ.."
Sezgin, doktoranın ardından dünyanın en önemli üniversitelerinden Oxford’a kabul edildi. Bilim insanı kariyerini Avrupa’da sürdürmek istediğini anlatan Sezgin,
“Türkiye’ye dönmeyi sürekli düşüyorum. Ancak hep düşünce aşamasında kalıyor. Neden dönmüyorum? Birinci sebep bilimin, politik kimlikler tarafından yönetilmesi. Fonları veren kurumların, üniversite yönetimlerinin tarafsız olmaması. Avrupa’daki bilim anlayışına alışınca böyle bir ayrım çok tuhaf ve katlanılmaz geliyor” dedi.