Petek Dinçöz’den inanılmaz porno iddiası!
Uçankuş'ta yayınlanan habere göre; herkes, daha önce aylarca yaşanan olayların çoktan kapandığını zannediyordu.
Zaten resmen boşanalı 3.5 sene olmuş, daha sonra kısa süre bir araya gelip tamamen ayrılalı da 1 yılı da geçmişti.
Hatta Petek Dinçöz, genç biriyle arkadaşlık kurduğunu ve evlenmeyi planladığını açıklamıştı. Tv tv dolaşıp ve gazete röportajları yaptıktan sonra bu "eski" hikayenin kapandığı zannedilmişti.
Zaten Can Tanrıyar da 3 ay önce tüm konuları kapatmış, "tek kelime" bile etmiyor, hatta Twitter'a bile son dönemde girip, bir cümle bile yorum yapmıyordu. Tanrıyar, biraz kapalı kutu kendine bir hayat kurmuştu.
Ve şimdi...
SAVCILIKTAN GELEN DÜNKÜ DOSYA!..
İstanbul'daki savcılıktan yeni bir dosya geldi Can Tanrıyar'a...
Petek Dinçöz, tüm kapanmış konuları tekrardan açmak ister gibi öyle suçlamalarda bulundu ki...
Aslında Petek Dinçöz, bu iddialarını daha önce nedeni bilinmez bir şekilde Ankara'daki savcılıklarda gündeme getirmişti. Sonra, konu kapandı daha doğrusu öyle zannedildi fakat bu hafta ortaya çıktı ki, Petek tam tersi konuyu kapatmamış ve Ankara adliyesi yetkisizlik kararı verince olay İstanbul adliyesine taşındığı da bu hafta resmen ortaya çıktı.
Peki yeni hayatına başladığını söyleyen Petek, eski eşinden hala ne istiyor?
İNANILMAZ PORNO İDDİASI!..
Petek Dinçöz, savcılığa verdiği ifadede, kendisiyle ilgili porno konusunu şikayet konusu yaptı ve aynen şunları söyledi:
"Can Tanrıyar, tüm malvarlığımı kendine vermemi söyledi ve aksi takdirde benim montaj yaparak porno görüntülerimi medyaya ve internete vereceğini söyleyerek, beni açıkca tehdit edip şantaj yaptı"
İnanılmaz bir olaydı bu...
Acaba yıllardır internette "Petek porno" yazılınca çıkan ve herkesin izleyebileceği görüntülerin Tanrıyar tarafından yapıldığını mı, montajlandığını mı iddia ediyor?.. Ya da bir başka kasetten mi söz ediyor?.. İfadesinde hangi kasetten bahsettiği tam anlaşılmıyor.
İnternetteki görüntüye bakılınca... Öncelikle kaset bir mağdur kasedi değil ve Petek'e bire bir benzeyen birisi(benzeyen diyoruz çünkü Can Tanrıyar, yıllar önce bu görüntüler internete düşünce Petek'e sormuş ve bu ben değilim ama tıpa tıp bana benziyor yanıtı almış) açıkca "kameraya bakarak" seks yapıyordu.
KİM BU ADAM?.. KADIN PETEK Mİ?..
Partneri ise Can Tanrıyar'a hiç benzemiyor, esmer bir başka adamdı.
Peki, Petek bu kasedi mi(ya da bir başka kaset daha varsa) Tanrıyar'ın çektiğini ya da montajladığını mı iddia ediyor?.. Bu kaset mi montaj yoksa bir başka montajlanmış kaset mi var?.. Tam bir arap saçı?.. Niye bu konunun üstüne bu kadar gidiyor?.. O kendi değilse, nasıl şantaj oluyor, hiçbir şey anlaşılmıyor!..
SEDA SAYAN, GÜLBEN ERGEN, YILDIZ TİLBE İŞİN İÇİNE NASIL GİRDİ?
Ve Petek Dinçöz aynı ifadede bu kez çok ilginç isimlere yer verdi.
Konuya da savcılıkta verdiği kendi imzasıyla yer alan ifadede şöyle girdi:
"Benimle birlikte bir çok sanatçı arkadaşımı, sanat dünyasında olan bir çok insanı, bir çok ünlü iş adamını aynı yöntemlerle tehdit etmekte ve kendilerine şantaj uygulamaktadır. Ellerine aldıkları medya gücü ile insanların zaaflarını yakalayarak üzerlerine gitmekte ve bir çok menfaat temin etmektedirler. İnsanlar korkularından ve AÇIKLARINDAN dolayı bu durumu adli mercilere iletememektedirler. Yakın geçmişte ünlü sanatçı HADİSE'ye, GÜLŞEN'e, GÜLBEN ERGEN'e, SEDA SAYAN'a, YILDIZ TİLBE'ye ve pek çok ünlüye yine bu şüpheliler organize halde ve DEVAMLI olarak BANA YAPTIKLARININ benzerlerini yapmaktadırlar"
Hele hele Petek Dinçöz'ün, Can Tanrıyar'la evli olduğu döneme(işin ilginç yanı, o aralar televizyona çıkıp sürekli "Can sana aşığım diye bağırıp çağırıyor, benimle neden evlenmiyorsun" bile diyordu ki, sonunda evlendiler) ait savcıya verdiği suçlamalar ise şöyle:
ŞANTAJ KASETLERİ KASADAYMIŞ!..
"Evlilik zamanından bildiğim üzere şüpheli Can Tanrıyar, bir çok iş adamına şantaj yapmıştır. Şüphelinin ev kasaları ya da banka kasaları araştırılırsa buna ilişkin belge, kaset, cd benzeri delillerin ortaya çıkacağı kanaatindeyim"
İşte bu şok suçlamalarda Petek'in verdiği açıkça bir mesaj var:
(Petek'in unuttuğu durum; bu çok feci iddialar ispat edilmezse ne olacak?.. İftira yüzünden neler yaşanabilir?..)
"Can Tanrıyar'da Hadise, Gülşen, Güben Ergen, Seda Sayan,Yıldız Tilbe'yle ilgili de kaset var" mı demek istiyor ya da Tanrıyar'da bunlarla ilgili ne var?.. Bir şeyler ima ediyor ama net değil?.. Belki mahkemede açıkca söyleyecektir bildiklerini!.. Yanİ Tanrıyar'da bu kişilerle ilgili ne olduğunu iddia ediyor?..
Bu öyle bir yönlendirme ki... İşte böyle bir hava yaratıyor Petek!.. Şüphe uyandırıyor!.. Başkalarını işin içine sokmak ister gibi!.. (İnce lafları var, "Bana yaptıkları gibi aynı yöntemle tehdit ve şantaj" gibi ifadeler kullanmış!..)
Seda Sayan'ın artık delikanlı olmuş genç bir oğlu var, Oğulcan... Ne yapacak Oğulcan, annesine mi soracak, "Nedir bu diye?..." diye... Can Tanrıyar'ın oğulları ile birlikte büyüyen, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Seda Sayan'ın Oğulcan'ı ile Tanrıyar'ın Oğulcan'ı arasına kara kedi mi girecek şimdi?.. İşte buna gülerler.
Ya Gülben Ergen... O zaten yıllar önce bu konuda bir mağduriyet yaşamıştı. O kaset de bu kaset gibi değildi. Gizli bir çekim, Gülben oyuna gelmiş ve çok zor günler geçirmişti. İşin ilginç yanı Gülben Ergen'in de hiçbir zaman inkar edemeyeceği gibi o dönemde de en büyük destekçisi Can Tanrıyar'dı...
Şimdi hepsine bir çamur sürülüyor. Tabi ki en başta Can Tanrıyar'a... Onu hayat boyu bir yerlere taşımak için uğraşan Can Tanrıyar'a...
BU SANATÇILARIN AÇIĞI MI VAR?
Şimdi bu sanatçılar, Petek'in iddia ettiği gibi korkudan ya da açıkları olduğu için mi susmak zorunda mı kalacaklar, son dönemde işleri çok kötü giden Petek'in reklam peşinde olduğunu düşünüp hiç mi konuşmayacaklar, bilemiyoruz.
Ama, tüm bu isimlerin dosya mahkeme aşamasına geçtiğinde ya da şimdi savcılığa ya da mahkemeye gitmek zorunda kalacakları kesin... Vicdanı rahatsız olan, belki de hiç çağrılmadan direkt kendi gidecek, bildiklerini anlatacak.
İşin ilginç yanı, Petek'in tüm bu savcılık iddialarında sürekli menajeri Haluk Şentürk'ün adı geçiyor. Hatta hatta, Petek, annesi ile birlikte Haluk Şentürk'ün TANIKLIK yapacağını söylüyor.
HALUK ŞENTÜRK, NEYİN TANIĞI, KASETLERİN Mİ?
Haluk Şentürk'ün bu porno vs ile ilgili neler bildiği ve nelere tanıklık edeceği merak konusu?.. (Bir ilginç nokta daha; Petek'in verdiği isimlerin çoğu Hadise, Gülşen, Yıldız Tilbe gibi, hep Haluk Şentürk'ün menajeri olduğu sanatçılar!!!)
Ancak başta insanın kendisinin pornosunu gündeme getirmek gibi ortaya çıkan bu iddialar normal bir kafayla yapılacak iddialar değil bize göre!.. "Bu neyin kafası" denilecek cinsten...
PORNO ŞANTAJI KİMLERE YAPILDI?..
Ama tabi, örneğin (yıllardır dost olduklarını bildiğimiz için rahatlıkla örnek veriyoruz) Gülben Ergen ya da Seda Sayan çıkıp, "Can, bana da kasetle şantaj yaptı" diyebilir!.. Yani lafın gelişi!.. Ama bu kişiler, şayet böyle bir şeyi hiç yaşamadılarsa Can'la, o zaman Petek nasıl cevap verecek bu kişilere?.. Can Tanrıyar'ı düşürmek istediği durum dışında bu insanların yüzüne nasıl bakacak?.. Hele hele şahit gösterilen Haluk Şentürk???
İfadede, daha iş adamları var!!! Bakalım Petek, daha sonra hangi iş adamlarının ismini verecek?.. İfadede şimdilik, iş adamları diye geçmiş kısaca...
Can Tanrıyar'ın neden bu kadar sessiz kaldığı sorusuna ise kendi gözlemimizle cevap verelim:
TANRIYAR NE DİYOR?..
"Can ağbi Ramazan'dan beri, yani 3 aydır, ruhen başka bir dünyaya geçti. Tam tevekkül denilen bir şekilde yaşıyor, tamamen kendini Allah'a teslim etmiş bir durumda... Ortalıkta çok görünmüyor, tamamen işine gücüne bakıyor. Çok güzel bir inşaat işine girdi, bir film senaryosu yazdı. Uçankuş vs tarafını da çocuklarına teslim etti. Yani bir başka dünyada, işi gücü keyifli, villalar yapıyor v.s v.s ama belli ki tekrar bu çirkin hikayenin içine çekilme durumunda şimdi... Fakat dışarıdaki insanların bilmediği çok önemli bazı gelişmeler var. Gözlemimiz şu; O'nun bu ruh haliyle Petek'e bile kızgınlığı kalmamış!.. Yeni hayatıyla ilgili mutluluklar diliyor, bu yaptıklarıyla ilgili de Allah'ın onlara doğru yolu göstermesi için Petek ve Haluk Şentürk'e bile dua ediyor. Kinden öfkeden kurtulmuş, başka bir mod'ta... Agresiflik sıfır olmuş. Bir yıl boyunca yaşadıklarını Allah'ın bir imtihanı olarak görüyor ve etrafına "Allah insanları en çok iyilik yaptıkları insanlarla imtihan edermiş. Sonra, iyilik yaptığı insanı şeytan dürtermiş. O kişi şeytana uyarsa, işte o zaman imtihan başlarmış. Ve "Ben bu insana bu kadar iyilik yaptım, bana bu kötülükleri nasıl yapar, bu iftiraları nasıl atar" diye düşünmeye başlarmış. İşte tam o sırada Can, geçen yıl vergi rekortmeni listesinde olan eski eşinin son 3 ayda nasıl elindeki varı, yoğu kaybettiğini görünce, bir başka noktaya varmış. Allah 12 senede verdiğini 3 ayda aldı. Onlar şimdi onda, bunda, hatta bende suç arayacaklar. Ama veren de Allah alan da Allah... Peki ya benim verdiklerim?.. O verdiklerim de benim değildi ki!.. Onları da bana Allah vermişti. Ben de severek tüm bu maddi ve manevi imkanları onunla paylaştım. Bu yaşanılan vefasızlık ve nankörlük bana değilmiş ki aslında... Çünkü ben de Allah'ın emanetçilerinden bir kulum sadece... Bu yapılan vefasızlık Allah'ı gücendirmedir. Ve çok tehlikelidir. O yüzden benim Petek'e ne öfkem, ne kinim var. O yüzden O'na da dua ediyorum. Allah kalp gözünü açsın ve onu, artık benim bile toparlayamayacağımı, sadece Allah'a dua etmekle, kendini affettirmekle yeniden eski Petek olabileceğini anlaması lazım... Ben o kızgınlığımı sildim attım. Öfkem yok, Allah'a sitemim yok. Tam tersi, tüm bunları bana yaşatıp, gözümü açtığı ve dünya görüşümü değiştirdiği için şükrediyorum. Hayatımın anlamı zannettiğim içkiden bile kurtulup, beni bugünlere kavuşturduğu için sürekli dua ediyorum. Sosyal yaşantımı da aynen sürdürüyorum. Ama artık dağılan bir Can yok. En eğlenceli yerlerde bile en fazla bir, iki bira içerek, her türlü sofraya da eşlik ediyorum. O da kendimi meze yapmamak için!!!. Ve sonuçta böylece, sahte değil gerçek mutluluğu yaşamaya başladım. Allah bozmasın... O yüzden, bir yıldır benimle ilgili plan yapmaktan yorulmayan Petek'e de, Haluk'a da, annesine de, asistanı Murat'a da, hatta son dönemde kızın bir çok yanlışa(!) düşmesine neden olan Tamer'e de hiçbir kırgınlığım, kızgınlığım kalmadı. Allah onları affetsin... Bugün karşıma çıksalar, benden en ufak bir tepki bile görmeyeceklerdir. Onlara bile dua ediyorum. Allah'tan her gün af dileyen bir insan olarak, benim kimseyi affetmeme gibi bir lüksüm yok ki... Beni bu günlere taşıyan Çengelköy'den Avni hocama, dostlarına, Mehmet Fevzi Siverek'e, Şengül hanıma, Mehmet Fatih Sağdıç'a ve daha bir çok Allah dostu insana müteşekkirim. Petek de inşallah müstakbel eşiyle mutlu olur. Çocuklarım biraz anlattı. Benim çocuklar, Oğulcan ile Anılcan az çok tanıyormuş, onların yaşında gibi, 1986 doğumlu, annesi hacı, eniştesi ve amcaları da son derece muhafazakar, iyi insanlarmış. Şimdiden söylim(hala bir koruma içgüdüsü var içimde, tüm yaşadıklarıma rağmen, insan bazen sevdiğini, her şey bitse bile bu kez kızı gibi görebilirmiş), kimse bu yaş konusunu da onlar ortaya çıktığında dile dolamasın... Aşk'ın, sevginin olduğu yerde yaşın önemi yoktur. Petek'ten 6-7 yaş küçük diye, hatta benim çocuklarla aynı yaştalar diye biliyorum bir sürü haber yapılacak ama bu da günahtır. Herkes dilediği hayatı yaşar, dilediği kişiyi seçer. Yaş'ın hiç önemi yoktur. Ne var, Petek de benden 19 yaş küçüktü. İlk eşimse rahmetli, benden 2 yaş büyüktü. Hayatın kime ne getireceği belli olmaz. Her şeyi Allah bilir. Benim tek beklentim bu kadar zaman geçtikten sonra artık adımın birlikte anılmamasıydı. Belki yeni ailesi uzak kalması konusunda ikna eder Petek'i... Sonuçta bu gelişmeler de Allah'ın takdiridir. Belki de hala bazı eksiklerimi görüyor ki, benim bu suçlamalarla biraz daha üzülmemi istiyor, hatta daha doğrusu sabrımı imtihan ediyor. İnşallah bu sınavı da geçeceğim. Allah öncelikle O'nu ve Haluk'u hayatın içindeki bu anlamsız kin ve düşmanlıktan arındırsın" diye konuşuyor her yerde ve çözüm olarak sadece duayı gördüğünü anlatıyor.
Uçankuş