Türkiye de şu anda FETÖ/PKK .PDY fefö kumbas çetesine karşı devletin kademesindekiler kendilerini korumaya çalışıyor. Türkiye de uyuşturucu ile mücadele nasıl yapılacak emniyet teşkilatında yeni elemanlar alınmadan bu olmaz ve uyuşturucuya karşı başarı elde edilemez
Türkiye de uyuşturucu ile mücadele edeni ilerde infaz ederler.ve ettirirler.
Türkiye de şu anda uyuşturucuya karşı mücadele edecek ne ekip var nede Tedavi
Merkezleri var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan uyuşturucuya karşı mucadele edecek ama nasıl yapacakl
Türkiye genelinde ve istanbulda uyuşturucu işine devletin içinden yol verenler var.
İçişleri bakanlıgının birimleri ise kendi içinde ikiye ayrılmış durumda bir çok emniyetci ve mit ci uyuşturucu mafyası ile kankiler.
Uyuşturucu satanları ihbar edenlerin atları ise hemen bazı devletin içinde kirli insanlar emniyetci ve mit ciler tarafından uyuşturucu mafyasına iletiliyor. Ve uyuşturucu mafyası da hemen bunları infaz etme yoluna gidiyor.
İçişleri, bakanlıgının İhbarcılar ile çalışacak birimi yok topu ise içişleri bakanlıgı emniyete atıyor. Vatandaşta emniyetin gözleri önünde satılan uyuşturucuyu bildiği için emniyete ihbar etmiyor. Bir çok sokakta ise uyuşturucu satılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise uyuşturucuya karşı topyekün mücadele istedi ama yukardan mahalle aralarını iyi göremediği için bu sözleri söylüyor. Ama gerceklerde uyuşturucu olayı üst kademeye kadar cıktı gençlik yok olma tehlikesine girdi
İçişleri, bakanlığına bu konuları ilettiğimiz de ise atlarını verin bakarız diye söylemde bulunuyor. Sanki vatandaş dedektif olacak uyuşturucu satıcılarının peşine düşecek onların atlarını da İçişleri, bakanlığına bildirecek güvenilir bir emniyet teşkilatı isteyen vatandaş ise karşısından bulamıyor.
içişleri bakanı sen bana güvenilir ekibi bir yolla ama istanbuldan olmasın he nasıl olsa beni koruyazsınız devlet zaten ihbarcıları ne zaman korumuşki bakmışınız bir yerde ölüleri bulunuyor. uyuşturucu mafyası ise ihbarcıyı öldürmüş neden öldürmüş uyuşturucu mafyası ile çalışan devletin içinde cıkarcı insanlar oldugu için ihbarcı öldürülüyor. Sayın bakan uyuşturucu olayında sen ilk önce ilçeni temizlede ondan sonra başka illere gec
buralarda yöneticiler bunu biliyor hangi yöneticinin ağzından uyuşturucu ile mücadelede halk duydu bu ilçede yok öyle bir şey hepsi korkuyor. Ve lafta kalıyor herşey bu bölgede her zaman uyuşturucu mafyası 1. 0 öndedir
herkesin gözü önünde uyuşturucudan topladıkları paraları sayıyorlar. Ve paylaşıyorlar
İçişleri bakanına bir tavsiyemiz var senin ilçende yaşadığın sokaklarda uyuşturucu satılıyor sabahlara kadar bundan haberin varmı son zamanlarda ise motarize ekipler ise işi büyüttüler evlere servis yapıyorlar. Bir telefon et evine her türlü uyuşturucu gelsin hele bir dene ilçen de bu uyuşturucu satanlara hemen kuşlar haber salıyor operasyon yapılacak kendi köşenize çekilin geçici olarak diye kuşlar haber salıyor uyuşturucu mafyasına
Cumhurbaşkanı Erdoğan uyuşturucuya karşı mucadelede ilk önce büyük bir alana Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi
Merkezleri (AMATEM) ... kurulmalı şu anda mevcut olan alanlar ise yedersiz kalıyor. Bizden söylemesi ama kim anlar
istanbul narkotik telefonu 0212. 6361957 telefonuna halk telefon ediyor ihbar damı bulunacaksınız diye ortanda bir başka yere bağlıyorlar. İhbar edenin Adını soyadını alıyorlar ve kayıt a geçiyor. Buradan da hemen kuşlar bir yerlere haber uçuruyor. 0212. 6361957 telefona bakan kişi ise ne amirlerle konuşmaya fırsat veriyor nede iyi davranıyor. Halk kendini güvende hissetmesi için emniyet teşkilatında güvenilir adam arıyor ama bu sistemle bulması zor onun içindir ki Türkiye de her mahalle köşesinde uyuşturucu furyası tam gaz devem ediyor işi ehline değil acemilere vermişler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyuşturucuya karşı topyekün mücadele istedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uyuşturucunun tüm insanlığı özellikle de gençleri ve çocukları ciddi manada tehdit ettiğini belirterek, “Yeşilayı, sivil toplum kuruluşlarını ve medyayı bu illetle topyekün mücadeleye davet ediyorum” dedi.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin ev sahipliğini yaptığı, “Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu” başladı. Sempozyum, Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), Avrupa Birliği Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA), Avrupa Konseyi Pompidou Grubu gibi uluslararası seviyede 20’den fazla teşkilatı bir araya getiriyor.
Türkiye’de nüfusun yüzde 2.7’si kullanıyor
Sempozyumun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üç gün boyunca insanlığın önündeki önemli meselelerden birisinin ele alınacağını belirterek, “Uyuşturucu, insanlığı özellikle de gençleri ve çocukları ciddi manada tehdit ediyor. Dünyada 180 milyon insan uyuşturucu kullanıyor. Bunların 75 milyonu bağımlı. Her yıl yaklaşık 2 trilyon dolarlık maddi kayıp yaşanıyor” dedi. Türkiye’de nüfusun yüzde 2.7’sinin yasadışı madde kullandığını hatırlatan Erdoğan, “Bu oran dünya ortalamasının çok altında fakat ülkemizde de hızlı bir artış var. İnşallah çıkardığımız yeni yasalarla bu oranı daha da aşağıya çekeceğiz. Bu mesele her zaman gündemimizde olacak” diye konuştu.
Manevi değerler yok oluyor
Yasadışı madde kullanımının birçok çeşitli sebebi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son yüzyıl içinde dünya büyük bir değişim yaşadı ve bu devam ediyor. Maddenin manevi değerleri boğmaya başladığını görüyoruz. Ahlak ve hoşgörü gibi kavramlar maddiyat karşısında büyük bir erozyona uğruyor. Bir avuç petrol, elmas, ve altın için çocukların katledilmesi artık normal görülmeye başlandı. Manevi değerler yok olmaya başladı. Başta Yeşilay olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşları ve özellikle de medyadan rica ediyorum bu illetten gençliğimizi kurtaralım. Yeşilay’dan uluslararası örgütlenme müjdesini almaktan memnun oldum. Polis, asker bu meseleyle mücadele ediyor fakat evlerde bu mücadele yoksa bu işte başarılı olamayız. Benim çocuğum asla kullanmaz demeyin. Okullarda bu olayın eğitimine önem vereceğiz.”
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman ise dünya genelinde yaklaşık 243 milyon kişinin kullandığı açıklanan uyuşturucu maddelerle ilgili küresel ölçekteki böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan dolayı onur duyduklarını söyledi.
Bağımlılıkla mücadelenin tek bir kurum veya mercinin işi olmadığını, kamu, özel sektör ve sivil toplum gibi birçok paydaşın ortak çabasını ve uzun soluklu bir programın tavizsiz uygulanmasını gerektirdiğini belirten Karaman, şöyle devam etti: “Uyuşturucuyla topyekün mücadele için için yedi bakanlığımızın ve Yeşilay’ın ortak çalışmaları sonucunda hazırlanan yeni bir eylem planının açıklanması son derece önemli bir gelişmedir. Başta Yeşilay olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının uyuşturucuyla mücadele çabalarında yer alması, geleneksel devlet algılarının tersine, bir acz ifadesi olarak değerlendirilmemeli ve bu işbirliği kamuoyuna açık yüreklilikle deklare edilmelidir. Vatandaşlarımız da sadece çözümü istemek ve beklemek yanında, sivil toplum örgütlerine maddi ve manevi destek vermelidir. Bağımlılıkla mücadele çabalarına sivil toplumun entegrasyonu, madde bağımlılığı sorununda ‘talebi azaltma ve rehabilitasyon’ alanlarında daha hızlı ve yaygın bir sonuç almayı beraberinde getirecektir.”
Dünya Yeşilaylar Federasyonu kuruluyor
Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin, kuruluşunun yüzüncü yılını idrak edeceği 2020 yılına yaklaşırken, ulusal ve uluslar arası projelerin hız kesmeden devam edeceğini ifade eden Karaman, şunları kaydetti: “Bu bağlamda, daha önce kuruluşlarına önayak olarak destek verdiğimiz değişik ülke Yeşilaylarının sayısı 16’ya ulaşmış olup, bu sempozyum sonrası eklenecek yeni ülkelerle
Bir çok uyuşturucu ihbarcısı öldürüldü ve öldürdüler
Devlet 1994 yılında beri
Uyuşturucu mafyasının öldürdüğü istikbaarat Teğmen Hasan Kayaoğlu'nun katilini yakalayamadı Uyuşturucu mafyasınla devlet nasıl baş edecek
Dosyaların içinde her şey belli, ama birileri devletin içinde bunu sümer altı yapmış istikbaarat sorumlusu Teğmen Hasan Kayaoğlu'nun katilini Kayaoğlu'nu öldüren ise antalya sahilerinde bir kaç oteli var ve işlediyor.
Teğmen Hasan Kayaoğlu'nun Şüpheli Ölümü 12 Yıl Sonra Yargıya Taşınıyor (Özel)
Emniyet Genel Müdürlüğü eski Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın şüpheli ölümü ve Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı yaparken 1994 yılında lojmanında ölü bulunan Kazım Çillioğlu ile ilgili başlatılan soruşturmalar, diğer ölümü şüpheli...
Emniyet Genel Müdürlüğü eski Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın şüpheli ölümü ve Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı yaparken 1994 yılında lojmanında ölü bulunan Kazım Çillioğlu ile ilgili başlatılan soruşturmalar, diğer ölümü şüpheli bulunan kişilerin ailelerini umutlandırdı.
2000 yılında Gaziantep İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda görevli iken lojmanda eşi ve çocuğu ile birlikte ölü bulunan Teğmen Hasan Kayaoğlu'nun ailesi, konuyu yeniden yargıya taşıyor. Aile Kayaoğlu'nun şüpheli ölümünün tekrar araştırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmaya hazırlanıyor. Battal Kayaoğlu, kardeşlerinin ölümüyle ilgili ciddi şüphelerinin bulunduğunu söyledi. Konuyu sivil mahkemeye taşıyacaklarını açıklayan Kayaoğlu, kardeşinin hayatında alkol kullanmadığını, ancak kanında 402 promil alkol bulunduğunu söyledi.
Jandarma Teğmen Hasan Kayaoğlu, eşi Çimen Kayaoğlu ve oğlu Çağrı Kayaoğlu 29 Mayıs 2000 tarihinde Gaziantep İl Jandarma Alay Komutanlığı'na ait Şehit Jandarma Er Ömer Uygun Apartmanı iki numaralı dairede ölü olarak bulundu.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın hazırladığı rapora göre Teğmen Hasan Kayaoğlu'nun kanında yüksek miktarda alkol bulundu. Ölüm sebebi ise "ateşli silah yaralanmasına bağlı kafatası kırığı ile müterafik beyin kanaması, beyin doku harabiyeti" olarak gösterildi. Kayaoğlu'nun kanında 402 promil etanol ve 43 miligram metenol bulunması, kafaları karıştırdı. Kayaoğlu ailesi, çocuklarının alkol kullanmadığını söyledi.
Kayaoğlu ile birlikte eşi ve çocuğunun da 7.65 mm çapında MAP marka 504619 seri numaralı silahtan çıkan mermilerle öldükleri belirlendi. Kayaoğlu'nun bıraktığı ve intihar notu olarak değerlendirilen mektupta ise "Kimsenin suçu yok. Ailemle ilgilenememem ve oğlumun amansız hastalığı, yaşıtlarına göre geri olması benim ve eşimin ağır çalışması bana bu kararı aldırdı. Bizi Gaziantep'e gömsünler. Subay olduğuma pişmanım. Benim psikolojimi bozdular, aralarına beni almadılar." ifadeleri yer aldı.
NAMAZ KILAN, KUR'AN OKUYAN BİRİ NASIL ALKOL ALIYOR
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan Teğmen Hasan Kayaoğlu'nun kardeşi Battal Kayaoğlu, bu hafta konuya ilişkin yeniden araştırma yapılması amacıyla savcılığa dilekçe vereceklerini söyledi. Kardeşinin abdestli, namazlı biri olduğunu, gizli yaptığını, ancak kimsenin bilmediğini dile getiren Kayaoğlu, olay günü telefon görüşmeleri bulunduğunu, iki saat içinde evden de çıkmadığını ifade etti.
Evde alkol olmadığını, kendilerine olup olmadığının sorulduğunu anlatan Kayaoğlu, şöyle devam etti: "Gaziantep'de alkol olduğunu söylemiyorlar, İstanbul Adli Tıp'ta söylüyorlar. Bu işte biraz çelişki var. Öldüğü gün 80 bin TL'lik alış veriş yapmış. Beğendik makbuz fişi var. Eşinin hamile olduğunu, ölünce bize söylediler raporlardan. Turhan Yoldaş adlı posta, 'komutanım dikkat et, gözetleniyorsun, dinleniyorsun' demiş. Bediüzzaman Said Nursi'nin kitabını vermiyorlar. Bir dosyanın içinde açmıyorlar. Çantasında Kur'an çıkmış, Kur'an'ı biz aldık ancak kitabı vermediler. Askerin çantasında Kur'an ve Bediüzzaman Said Nursi'nin kitabının ne işi var? Çantasından bunların çıktığı adam, 402 promil alkol alıyor. Biraz mantıksız. Ben bayramda, düğünde arada alkol alırım ama ben rahmetlinin aldığını görmedim. Gören duyan da bugüne kadar yok."
EROİN KAÇAKÇILIĞIYLA İLGİLİ MAHKEMEDE TANIKLIK YAPIYORDU
Teğmen Kayaoğlu, Gaziantep'ten önce Van Jandarma Alay Komutanlığı'nda istihbaratçı olarak çalışıyordu. Kayaoğlu'nun Van'da patlak veren ve aralarında Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı Lojistik Şube Müdürü Albay N.Ö. ile birlikte iki astsubayın da yargılandığı uyuşturucu ticaretini ortaya çıkaran ekipte yer aldığı ifade ediliyor.
Kardeşinin bıraktığı nottaki yazıyı hiç benzetemediğini belirten Kayaoğlu, raporu tamamıyla askerin düzenlediğini, hiçbir şekilde sivilin karıştırılmadığını ifade etti. Bu işte ciddi şüphelerinin bulunduğunu dile getiren Kayaoğlu, "Öldüğü gün Gaziantep'te büyük bir olay oldu, dolar ve altın yakalandı. Bu zaten sevmezdi o tür şeyleri. Eroin kaçakçılığından dolayı Van'daki mahkemeler devam ediyordu, bu tanıklık yapıyordu. Astsubayken İl Jandarma Alay Komutanı Genelkurmay'a şikayet etmişti. Cesaretliydi, kimseden korkmazdı." dedi.
BİR HAFTA ÖNCE BENİ ÖLDÜRECEKLER DEMİŞ
Kardeşinin en son İstanbul'da ağabeyi ile kaldığını anlatan Kayaoğlu, "Ağa.eşile 'beni öldürecekler, istifa edeceğim' demiş. Ölümüne bir hafta kala onunla konuşmuş. Terörden korktuğundan değil kendi iç hesaplaşmalarından. Bu tür kaygılarımız var. Kur'an okurdu. Postası, 'abi sabahları ben kaldırırdım Nurdağı'nda yatarken, kalkar sabah namazını kılardı.' diyor." şeklinde konuştu.