Eyupsultan belediye başkan adayı Emel Bilenoğlu, İyi Partiden neden aday olduğunu anlattı...
Geçen seçimlerde CHP ,den aday olan Emel Bilenoğlu, neden İyi partiye geçtiğini ve aday olduğunu anlattı...
5 yıldır sahadan ayrılmadım, seçimden seçime insanları hatırlayan siyasetçilere inat ben 5 yıldır çalmadık kapı sıkmadık el bırakmadım, elimden geldiği kadar milletimizin yanında oldum zor da olanların yanında oldum, Eyupsultan, beni tanıyor bende Eyupsultanı, iyi tanıyorum biz halkımızla bir bütünüz dedi.
Şeyh Edebali, “ İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın. ”der.
Siyasetin bir öznesi olmaya karar verdiğim günden bu güne, bu değerli söz benim yürüdüğüm yolda hep kılavuzum olmuştur.
Bu güne değin yaptığım tüm çalışmalarımın merkezine insanı, insanlarımızı en çok da benim güzel Eyüpsultan’lı komşularımı koydum.
Bugün sizlerin huzurunda “belediye başkan adayı” olarak duruyor olmamı sağlayan yegane güç de, merkeze koyduğum insanlarımızın bana verdiği güçtür.
Bu yüzden değil midir ki her zaman kendimize Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinde, bir çift mavi gözün ışığıyla aydınlanan bu yolda bir nefer olmayı görev edindik? O’nun ilkelerini kendimize yön edindik. O’nun bize emanet ettiği bu cennet vatanın belki de en güzel ilçesini, bu ilçede yaşayan kıymetli komşularımızı kendimize kader arkadaşı olarak gördük, kaderimizi de en İYİ olacak şekilde niyet ettik.
Değerli Eyüpsultan halkı, kıymetli komşularım, yol arkadaşlarım, kardeşlerim.
Taraflarını konsolide etmek için siyasetin yarattığı kutuplaşmadan hepimiz payımıza düşeni maalesef ki alıyoruz.
Ortak sorunlarımıza, ortak çözümler bulmak adına dahi bir araya gelmekten imtina ediyoruz. Bizi biz yapan değerlerden uzaklaşarak, sorunların büyümesine her birey maalesef ki katkı sunuyor.
Bu sebepledir ki, BEN ÖNCE VİCDAN, ÖNCE İNSAN derim.
Bu sebepledir ki, Eyüpsultanlı komşularımız arasında hiçbir ayrım yapmaksızın 5 yıldır hepsiyle hemhal oluyorum.
Kırkmerdiven’de oturan Saniye ablanın derdine derman, Akşemsettin mahallesinde bir göz gecekonduda oturan Ali amcanın çaresizliğine çare olmaya çalışıyorum.
İnşaat işçisi Nurettin abimin kıt kanaat okuttuğu makine mühendisi kızı Fatma’nın ve çöp toplamaya bile razıyım diyen üniversite mezunu Yusuf kardeşimin derdine çözüm bulmak için çırpınıyorum.
Değerli Eyüpsultan halkı, kıymetli komşularım;
Çok büyük projelere imza atabiliriz, çok şaşalı temeller atıp, çok şaşalı açılışlar yapabiliriz, büyük binalar yapabiliriz ve çıkıp kendimizi başarılı siyasetçi, belediye başkanı da ilan edebiliriz.
Ben buna kısmen katılıyorum.
Eğer o binaların içinde mutlu hikayeler yoksa, o binaları boşuna yapmış oluruz.
Eğer liyakat esaslı istihdam yaratmamışsak, o şaşalı açılışların hiçbir anlamı yok.
Sabah işe giden yurttaşlarımızın trafikte geçirdiği zamandan 15 dakika dahi yurttaşlarımıza geri kazandıramamışsak,
Caddelerimizde yapılan düzenlemeler ile esnafımıza merhem olmayı bırak, dertlerine dert ekliyorsak,
Gençlerimiz ile uyuşturucu ve yozlaşmanın arasına sosyal donatı alanları, spor alanları ile set oluşturamıyorsak,
Tapu ve mülkiyet hakkını talep eden gecekondu sakinlerinin tapu problemini çözemiyorsak,
3 ve üstü katlı evlerde yaşayan binlerce yurttaşımızın, olası bir İstanbul depremi karşısında duydukları endişeyi, kentsel dönüşüm veya kentsel yenilenme ile ortadan kaldıramıyorsak,
Kadınların iş ve sosyal hayata rahat erişimi önündeki kreş sorununu çözemiyorsak,
Şeffaf ve katılımcı belediyeciliğin önündeki en büyük engel olan kent konseylerini faaliyete geçiremiyorsak,
Her gün biraz daha yoksullaşan vatandaşlarımıza sosyal belediyeciliğinin şefkatli eliyle dokunamıyorsak,
Pazar artıklarıyla evine meyve ve sebze götüren komşularımızın yoksulluğuna çare bulamıyorsak,
Kapalı kapılar ardından, lüks döşenmiş ofislere kendimizi kapatıp, sokakla, yani halkımızla hemhal olamıyorsak, bir şeyi eksik yapıyoruz demektir.
2019 yılında yürüttüğüm yerel seçim çalışmalarımda, vatandaşlarımızdan en çok duyduğum ‘Emel hanım, kazanamazsanız bir daha bu sokaklara gelmezsiniz. Diğerleri gibi siz de bizleri unutacak, bir sonraki seçime kadar da hatırlamayacaksınız’ sözüydü.
Bende kazanamasam da yine bu sokaklarda, yine esnafımızla, yine komşularımızla bir arada olacağıma dair kendilerine söz verdim.
31 Mart yerel seçimlerinden sadece iki gün sonra, Fahri Korutürk caddesinden başlayarak bu güne kadar, verdiğim sözü yerine getirmek için esnafımızla, komşularımızla bir aradaydım.
Yerel seçimler safhasında yollarımın kesiştiği Uzel Makine işçilerinin hakları için verdikleri mücadelede haklarını aldıkları güne kadar yanlarındaydım.
İmzaladığım taahhütname ile; “Seçildiğim takdirde sizlere, haklarınızı almanız için çalışacağıma söz veriyorum!” dediğim gecekondu sakinlerinin hakları için aracı da oldum, onlarla yol da yürüdüm.
Binlerce komşumun kapısını çaldım merhabalaştım. Yüzlerce Eyüpsultan’lı komşumun evine misafir oldum, dertlerini dinledim. Çözebildiklerime çözüm, çözemediklerime aracı oldum.
Sayısını hatırlamayacağım kadar çok sayıda gençlerimizin en mutlu günleri olan nişan ve düğünlerine şahitlik ettim.
Yüreğimizi yakan deprem sonrası Hatay’da da oldum, şehit düşen evladımızın annesi ile gözyaşı da döktüm.
Kıymetli büyüklerimizin rahat ve huzur içinde yaşayabilecekleri yaşlı bakım evinin yapılması için en büyük çabayı verdim.
Yaptıkları her sosyal ve kültürel çalışmada bana çağrıda bulunan, davet eden STK’larımızın misafiri ve neferi oldum.
Gün geldi yoruldum ama vazgeçmedim!
Haksızlığa uğradığım zamanlar oldu ama yolumdan dönmedim!
Çünkü ben Eyüpsultan’ı kalbime yazmıştım.
Değerli Eyüpsultan halkı, kıymetli komşularım, yol arkadaşlarım, kardeşlerim.
İşte bugün bu hikayeyi daha büyük bir aşkla yeniden başlatıyoruz.
Beş yıldır bir gün dahi hiç kopmadığım siz kıymetli komşularımın dertlerine, problemlerine çözüm bulmak adına yolculuğumuza başlıyoruz..
İYİ insanların yaşadığı mukaddes Eyüpsultan’ın kangren olmuş sorunlarına çözüm olmak adına, güçlü kadın, değerli genel başkanım Sayın; Meral Akşener’in önderliğinde İYİ Parti’de yeni yolculuğumuza sizleri de davet ediyorum. Biz Eyüpsultan’ı, omuzlarında her yükü taşıyan güçlü kadınlarımızın, gençlerimizin, emek emek çalışan tüm Eyüpsultan'lıların gücüyle yeni bir anlayışla geleceğe taşımaya geliyoruz.
Bir çift mavi gözün ışığında,
Bir GÜNEŞ gibi doğacağız Eyüpsultan’a dedi.