SÜRGÜN YABANCILAR
İnsanoğlunun atası Hz.Adem ile validemiz Hz.Havva’nın Cennetten Dünya’ya sürgün edilmesiyle başlayan yer kapma davası geldiğimiz şu ahir zamanda hız kesmeden devam ediyor.Herkes ötekini iteleyip duruyor durmadan.
En kapsamlı yabancı tarifinin insanoğlunun Dünya sürgünü ile izah edilmesi gerekmesine rağmen biz yine de daha dar manalarıyla ele alarak yabancılar meselesini açıklığa kavuşturmak isteriz.
TDK’ya göre:
-Başka bir ülkeden, başka bir ulustan olan (kimse) ya da başka bir ülkeyle, başka bir ulusla ilgili, ona özgü olan (şey)
-Aileden ya da yakın çevreden olmayan (kimse ya da şey).
Olarak tanımlanmaktadır.
Bizde başlarken dediğimiz gibi işin felsefi boyutuna girmeden tekrar düşünelim isteriz bu yabancılık meselesini.
Tarihe yön vermiş pek çok imparatorluk Dünya’ya nizam verirken iskeletlerini birbirleriyle çeşitli nedenlerle kaynaşmış farklı milletler oluşturuyordu.
Yani yukarıdaki tarife uygun birbirine yabancı insanlar;
ama onlar güçleri ve maharetleri oranında işbirliği yaparak sürdürdüler varlıklarını.
Bir kaç örnek:
Her ne kadar Latinler ve Yunanlı’lara atfedilse de Roma imparatorluğunun etnik sahipleri yakın geçmişte yapılan DNA analizlerinden;Ortadoğu,Kuzey Avrupa ve Kuzey Afrika sakinlerinin sayısız test sonuçlarına ulaşılmıştır ve anlıyoruz ki Romalılar Romalılardan ibaret değildi.Çok milletle asırlara hükmetti.
Yine Dünya’ya
altıyüz yıl İslâm sancağını
dalgalandıran Osmanlı imparatorluğu;Arnavut,Arap,
Ermeni ve Slav kökenli milletleri kurduğu sisteme entegre ederek maksadına ulaşabilmiştir.Tıpkı diğer imparatorluklar gibi.
Bu örnekleri Asya ve Afrika’da kurulmuş ve asırlarca tarihte yerini almış diğer kadim imparatorluklar içinde sıralayabiliriz.
Günümüze geldiğimizde durum farklı mı? Değil elbet.
İkinci Dünya harbiyle
yer ile yeksan olan
Alman imparatorluğu
1960’lı yıllarda Dünyanın pek çok yerinden başta Türkler olmak üzere ithal ettiği yabancılarla küllerinden doğmuştur.
Ayrıca;
Bugün Dünyanın kabadayısı benim ve Dünyanın Jandarmasıyım diyen
Amerika birleşik devletlerinin hikayesi ve gücü de yabancılar üzerinden kurulu olduğunu bilmeyen var mı?
Amerika birleşik devletlerine rakip olduğunu iddaa eden Rusların pek çok milletten olduğu hepimizin malumu.
Aynı şekilde;
Avrupa birliğini oluşturan bütün devlet ve devletçiklerin sömürgecilik geçmişlerinden devşirdikleri pek çok milleti sistemlerine entegre ederek tarihten nasıl istifade edebildiklerini göstermişlerdir.
Modelimizi küçültüp Futbol organizasyonlarından bir kaç karşılaştırmalı örnekle ilerleyelim birazda.
Dünya’nın en büyük ve başarılı kulüplerini sayınız desek,hemfikir olunacak takımlar şüphesiz;
Real Madrid
Barcelona
Bayern Munich
Manchester City
Liverpool
Paris S.Germen
Milan
Juventus
Diye sayılacaktır.
Dikkat edip araştırdığınızda hiç birinde ya hiç yoktur yada pek azdır yerli futbolcu.
Lâkin başarıları tartışmasız.
İspanyol Atletico Bilbao ve bizden Altınordu takımları ise tamamen yerli ama başarıları sadece büyük düşünenlere cephane sağlamakla sınırlı.
Başka bir bakıştan ise;
Hak ve Batılın savaşında Mekkeli müslümanların sırf inançları sebebiyle yurtlarından edildiği hicret hadisesinde Muhacir durumuna düşmüşlerdi.
(Bugün bunlara yabancı diyor insanlar).
Ama o devrin Medineli aslanları bu muhacirlere kucak açarak paylaşılabilecek her şeylerini paylaşarak Ensar kelimesine anlamını kazandırdılar.(Bugün bunlarada yerli diyorlar)
Sonuç Mekke’nin fethi ve bugün İslamiyetin ulaştığı mertebe.
Sonuç olarak dünya da zülüm hüküm sürdüğü sürece daima Muhacirler olacaktır ve onları kucaklayacak Ensar’larda.
Paylaşmanın nasıl güce dönüştüğünü çeşitli tarihi gerçekler ve güncel verilerle ortaya koymamıza rağmen hala yabancı düşmanı olan YABANCIlara itibar etmek iş bilmemezliktir en hafifinden.
Hemde Atalarımızın;
“Misafir on kısmetle gelir birini yer onunu bırakır”
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”
Gibi müthiş bir öğütleri var iken.
Bakmayın siz 1798’de ulus devletleri tahrik edip
nsanlığı etnisite üzerinden
parçalayarak kolay lokma
haline getirmek isteyen
burjuvaların hezeyanlarına.
Dikkat edin onlar Dünyayı bölerken kendileri
-Amerika Birleşik Devletleri
-Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri
-Avrupa Birliği
-Çin Hindistan hakeza
Gibi farklı milletler ile yeniden toparlanırlarken birde.
Onlara Dünya’yı tek başına bırakmak isteyenlere yerli yabancı akıl dilenmekten başka bir şey yok.
Dünya sürgünümüzü
bizi buraya süren O muhteşem gücün kudretine ve merhametine emanet ettiğimizde Mülkün sahibine ortak olmaya gerek kalmayacaktır.
Unutmayalım hepimiz burada yabancıyız ve Dünya hepimize yeter.
“Birlikten kuvvet doğar”
Yeterki elin atına binip tez inenlerden olmayalım.
Yabancının yabancıyı yabancılamadığı müreffeh bir ömür sürmek dileğiyle..
faysalatmaca@gmail.com