Üniversiteli İşsiz Ordusu Yerine Üreten Bir Millet Olalım


Türkiye’de son yıllarda sayıları hızla artan üniversiteler, artık birer “diploma dağıtım merkezi” haline geldi. Her yıl binlerce genç mezun oluyor ama aynı oranda iş bulamıyor. Sonuç: umutla okuyan, yıllarını eğitime adayan ama mezun olduktan sonra işsiz kalan bir gençlik.

Artık şu gerçeği kabullenmemiz gerekiyor:
Her gencin üniversite okuması gerekmiyor.
Eğitim sistemimiz sadece “okuyan” değil, üreten bireyler yetiştirmeli. Ortaöğretimden itibaren gençler mesleki eğitime yönlendirilmeli, yeteneklerine uygun alanlarda yetiştirilmeli.

Bugün sanayiden hizmet sektörüne kadar birçok alanda ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Çırak, kalfa, usta yetişmiyor. Oysa bu meslekler bir ülkenin temel direğidir. Zanaatkarını, ustasını kaybeden bir toplum üretim gücünü de kaybeder.

Üniversiteler elbette önemlidir. Ancak sadece bilimsel, teknik ve topluma doğrudan katkı sağlayan alanlarda güçlendirilmelidir. Tıp, mühendislik, hukuk, öğretmenlik gibi temel meslekler dışında, iş imkanı olmayan bölümler gözden geçirilmeli; kaynak israfına son verilmelidir.

Üniversiteyi bitirip işsiz kalan milyonlarca gencin hayal kırıklığı, toplumsal bir sorundur. Bunun yerine, mesleğini eline almış, üretken, özgüvenli bir gençlik yetiştirebiliriz. Çünkü bir ülke, ancak üreten insanıyla güçlüdür.

Kısacası; “herkes üniversite okusun” anlayışı yerine, herkes bir meslek sahibi olsun anlayışına geçme zamanı çoktan geldi. Aksi halde, diploma duvarı süsleyen ama iş bulamayan “üniversiteli işsiz ordusu” büyümeye devam eder.