ÜRETMEYEN EKONOMİNİN KRONİK İŞSİZLİĞE BULDUĞU ÇARE: KÖLELİK YASASI
Kölelik yasası" olarak bilinen "İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, tarafından kabul edildi.
İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda yer alan düzenlemeler şöyle:
* Türkiye’de halen 438 “özel istihdam bürosu” faaliyet gösteriyor. Tasarıyla özel istihdam bürolarına “geçici iş ilişkisi kurma”, yani “işçi kiralama” yetkisi veriliyor. Bu bürolar işgücü piyasası, istihdam ve insan kaynaklarına yönelik çalışmaların yanında eğitim de verebilecek.
* Ayrıca işveren, işçisini holding içerisinde başka bir yerde ya da aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde çalışmak üzere geçici olarak devredebilecek. İşveren, işçileri 18 ay geçici çalıştırabilecek.
* İşletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işlerde, iş sağlığı ve güvenliği bakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması halinde, işletmenin iş hacminin öngörülemeyen şekilde artması halinde ve mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları halinde, en fazla 4 ay süresince kiralık işçi çalıştırılabilecek.
*Geçici işçi sağlama, mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları haricinde, toplam 8 ayı geçmemek üzere en fazla iki defa yenilenebilecek. Sürenin sonunda aynı iş için 6 ay geçmedikçe geçici işçi çalıştırılamayacak.
* Kamu kurum ve kuruluşlarında, madenlerde kiralık işçi çalıştırılamayacak. Toplu işçi çıkaran işyerlerinde ise 8 ay sonra işçi kiralanabilecek.
* İşçiye ihtiyacı olan işveren özel istihdam bürolarından işçi “kiralayacak”. İşveren ile özel istihdam büroları arasında sözleşme yapılacak. İşçinin ücretini, sigortasını özel istihdam büroları ödeyecek.
* Mevsimlik tarım işlerinde, temizlik, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetleri gibi ev hizmetlerinde süre sınırı olmaksızın geçici işçi çalıştırılabilecek.
* Özel istihdam büroları, iş arayanlardan ücret alırsa, iş arayanlara ilişkin bilgileri başka bir amaçla kullanırsa, çalışma izni bulunmayan yabancı işçi çalıştırırsa, Borçlar Yasası’nın sözleşmelerin “ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı” sözleşme düzenlenemeyeceğine ilişkin maddelerine aykırı davranırsa, sözleşme yapmayan, işçilere sözleşmenin altında ücret ödeyen, kayıtdışı işçi çalıştıran, ayrımcılık yapan özel istihdam bürolarının yetkileri hemen iptal edilmeyecek. Ancak iki yıl içerisinde bu yasakları 3 kez ihlal ederse faaliyeti sonlandırılacak.
* Toplu işçi çıkarılan işyerlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında ve madenlerde özel istihdam bürolarından “kiralanan” geçici işçiler çalıştırılamayacak.
* Grev ve lokavt sürecince işveren geçici işçi çalıştıramayacak. Ancak yasa gereği grev sırasında teknik zorunluluk, işyeri güvenliği gibi durumlarda geçici işçi çalıştırılabilecek.
* İşletmenin iş hacminin “öngörülemeyen ölçüde” artması halinde çalıştırılacak geçici işçilerin sayısı işyerinde çalışan işçi sayısının 4’te 1’ini geçemeyecek.
* İşveren mevcut işçisiyle, geçici işçi arasında çalışma koşulları açısından “esaslı bir neden olmadıkça” ayrım yapamayacak. Ancak bu “esaslı bir nedenin” neye göre belirleneceği tartışmalı.
*Tasarı, “Çağrı üzerine çalışma” başlığı ile “uzaktan çalışma”yı da öngörüyor. Uzaktan çalışma, “işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi” olarak tanımlanıyor.
Emekçiye sıfır güvence, patrona sınırsız esneklik ya da post modern kölelik…
*‘Güvenceli esneklik’ adı altında işçileri güvenceden yoksun hale getiren tasarıda, kiralık işçilerin iş akdinin feshine karşı korumaya yönelik hükümler yer almıyor. Haklı nedenle işe iade hakkının nasıl uygulanacağı konusunda da tasarıda bir düzenleme yok. Emekçiler işe iade davası açamayacaklar, iş güvenceleri sıfırlanmış olacak…
* Bu yasa uyarınca özel istihdam büroları tarafından istihdam edilen ve geçici iş akdi ile İstihdam bürosunun tek başına ücret ödemesinden sorumlu olması, istihdam bürolarında alacakları biriken işçilerin, çalıştığı işverenden hiçbir hak talep edememesine neden olacağı gibi, işçilerinin ücret güvencesi de ortadan kaldırılmış olacak…
*Önerilen yasa uyarınca geçici iş ilişkisiyle çalışan emekçiler normal mesai dışında yaptıkları fazla çalışmaları için uygulamada ilave ücret alamayacak, haftalık ve yıllık izin hakları oluşmayacak, ikramiye hakkı doğmayacak, sosyal yardım ödemelerinin hiç birinden yararlanamayacaklar…
* Taşeron işçilik sisteminden daha vahim bir tablo karşımıza çıkıyor… Emekçilerin toplu sözleşme hukuku ve sendikal güçten doğan toplu hakları ortadan kalkacağı gibi, bireysel iş ilişkilerinden doğan haklarından da önemli kayıplar olacak…
*Yasanın kayıt dışılığı önlemek amacıyla çıkarılacağı iddiasına karşın, tasarıda işçinin istihdamının devam edeceğine ilişkin hiçbir düzenleme bulunmuyor. Kiralama süresi bittiğinde ÖİB’ye dönen işçi ikinci bir işe başlatılmazsa ücret alamayacak, işsizlik sigortasından da yararlanamayacak ve ÖİB ile iş akdi askıya alınacak.
* Kıdem tazminatı için bir yıl, ihbar tazminatı için 6 ay çalışma zorunluluğu bulunduğundan, bu yasa kapsamında kiralık işçi olarak çalıştırılacak işçiler bu tazminat haklarının da üstüne bir bardak su içmiş olacaklar...
*Tasarı yasalaşırsa emeklilik de hayal olacak. bir yılda geçici olarak dört ay çalışan bir emekçinin emekli olabilmek için 60 yıl çalışması gerekecek. Kısmi emeklilik ise 45 yıl dolu dolu çalışılırsa mümkün olacak…
Sonuç:
“Güvenceli esneklik” olarak yutturulmaya çalışılan yeni yasa teklifi ile birlikte iş gücü piyasası emekçiler için“köle pazarına”, işverenler için İrem bağlarına(1) dönüştürülmüş olacaktır…
Gerçi komisyonda yer alan CHP milletvekilleri, işçileri köle haline getireceği için tasarıya tümüyle karşı olduklarını ifade ederek, hemen her maddenin kaldırılması için ayrı ayrı önerge verdiler. Bu önergelerin tümü reddedilince, yazdıkları muhalefet şerhinde, “Bu düzenleme ile adeta leasing ile makine veya araç kiralar gibi örgütlenme ve toplusözleşme haklarından yoksun olan işçinin/çalışanın kiralanması yöntemi, ortaçağa dönüş gibidir” demişlerdi; ama bu kuşkusuz yeterli değil…
Öte yandan tasarının komisyonda kabul edilmesi, işçi konfederasyonlarından nihayet DİSK ve TÜRK-İŞ’i harekete geçirdi; DİSK, DİSK’in bütün bölge ve il temsilcilikleri kitlesel basın açıklamaları yaptı; TÜRK-İŞ ise imza kampanyası ve eylem kararı aldı ama bunlar da yetersiz… Sarılarda ise tık yok…
Zira zaten değil ağlamak yaygara etmeyen bebeğe mama verilmeyen bu ülkede;
" Develer tellal iken, pireler berber iken; eşek mühürdar, katır silahtar iken; medya reisinin başkanlık beşiğini tıngır mıngır sallar iken,
Ülke kan revan içinde, bir iç veya bölgesel savaşın eşiğinde iken,
İşsizlik sadece iş arayanların sayılarak yapılan TÜİK verilerine göre %11’e , 3.5 milyona ulaşmışken,
Her beş gençten biri işsiz iken,
Dolayısı ile bu hengâmede kamuoyu konuya tamamen Fransız iken,
Sendikalar ve siyasi muhalefetin örgütlü dayanışmaları ile toplumsal muhalefeti de yükseltecek kararlı ve ciddi bir direncin ortaya koyulmasından başka çare yoktur…
Zaten zorbalıklarla karşılaşmamak için sosyal siyaset tarihinde dayanışma ve uyarı grevleri falan da vardır…
KISSADAN HİSSE: KULLUĞA RAZI OLANIN, KÖLELİK KADERİDİR…
(1) Ad kavmi zamanında, Şeddad tarafından cennete benzetilme amacıyla yapılan bahçe olup, Şam’da veya Yemen’de bulunduğu söylenir. Kur’an-ı kerim’de fecr suresinde geçmektedir.
Dr. Noyan UMRUK