DOLAR

34,5904$% 0.13

EURO

36,3519% 0.95

STERLİN

43,5523£% 0.5

GRAM ALTIN

2.980,74%-0,81

ONS

2.682,28%-0,86

BİST100

9.696,50%1,54

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Sevgili Okuyucularım, bu yazı dizisi ülkemizin 18 yıl önce bugüne ışık tutan yatırımların neler olduğu ve bugüne nasıl ışık tuttuğunun ispatıdır.

18 yılını geride bırakıp, 14 Ağustos 2001 yılında kurulan “ Adalet ve Kalkınma Partisi   “ yani kısaca AKP 03 Kasım 2002 seçimlerinde % 34,28 oy alarak seçimi kazanmış ve tek başına iktidara gelmişti.

İktidara geldikleri dönem olan 2004 yılı ile 2011 yılı seçimlerinde bir yandan kötü giden ekonomiyi yavaş yavaş sisteme oturtarak ve bir diğer yandan da özgürlük ve demokrasi alanlarında yaptıkları icraatlar sonucunda her iki dönemde de başarılı sonuçlar almışlardır.

Ancak bu başarılarının arkasındaki gerçek ise 1999 yılı ile 2002 yılı arasındaki 57. Hükümet olan DSP – ANAP- MHP partilerinden oluşan merhum Bülent ECEVİT dönemine aittir.

Çünkü 57.Hükümetin yaptığı tarihi icraatlar, AKP’ in iki dönemi olan 2011 hatta 2013 yılına kadar AKP hükümetinin başarısı olarak gösterildi. Eğer erken seçim kararı alınmamış olsa idi ve seçimler zamanında yani 18 Nisan 2004 yılında yapılmış olsaydı belki 57. Hükümet tek başına iktidara gelecek ve bugünler yaşanmayacaktı.

Ecevit ve ortakları, iş yapmaktan yaptıklarını halka anlatamadıklarından dolayı seçimi kaybetmek pahasına bedel ödemişlerdir.

 Ecevit bunun adını “ SESSİZ DEVRİM “ olarak koymuştu.

Ecevit dönemi öncesinde, yıllardan beri uygulanan politikaların yarattığı ekonomik krizin boyutları, ülkemizi darboğaza sokmuş olup, ileriye dönük iyileştirme politikalarının kısa vadeli sonuçlar ile bazı sıkıntıları beraberinde getireceğinden, toplumun her kesiminin bunu özveri ile karşılaması gerekiyordu.

Ecevit, ülkenin yıllardan beri dokunulmamış pek çok soruna neşter atarak ulusal yararları daima ön planda tutup, kısa dönemde tüm sıkıntılara rağmen köklü çözümler getirmeyi ve yapısal reformlar gerçekleştirmeyi kendince bir görev bildi.

Halbuki, iktidarda kalmak uğruna birçok alanda devam eden sorunları önceki dönemlerdeki hükümetlerin yaptığı gibi halka hoş gelebilecek geçici önlemler alarak geçiştirebilirdi. Ama o sandıkta bedel ödeme pahasına bu yolu seçmedi.

Ecevit’in asıl amacı, istikrarın sağlanmasından sonra, ülkenin üretim kapasitesini harekete geçirerek ekonomik büyümeyi sosyal adalet içinde sağlayarak, işsizliğin önüne geçilip, düzenli bir yatırım ortamının kurulmasını sağlamaktı.

Ancak yapılan ekonomik programların halkı rahatlatacak sonuçlarının alınması sürecine girildiği bir sırada daha seçimlere iki yıl varken ülkemizin seçime zorlanması sonucunda yapılan tüm reformların meyveleri AKP’nin iki döneminde gerçekleşti.

57. Hükümet, 3,5 yılda tam 384 yasa çıkartarak yapılan köklü ve yapısal reformlar AKP hükümeti tarafından sahiplenmiş ve halk buna inanarak AKP hükümetini iktidara taşımaya devam etmiştir..

Ancak AKP iktidara geldiğinde henüz yeni doğan gençler şimdi 18 yaşına geldi ve oy kullanabilecekler ve diğer gençler ise henüz eski liderleri tanımadığından ve icraatlarını bilmediklerinden iktidar tarafından onlara algı operasyonu yapılarak saflarına çekmektedirler.

ECEVİT REFORMLARI

AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİ

  • Bülent ECEVİT’ in kişilikli ve akılcı dış politika anlayışı ve AB ülkeleri liderleri nezdinde ki saygınlığı sonucunda 11 Aralık 1999 Helsinki Zirvesi kararı ile AB, Türkiye’yi diğer aday ülkelere uygulanan kriterler temelinde AB’ye aday ülke olarak kabul etti.

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik süreci de Başbakan Ecevit döneminde başlatılan ilk icraatlarındandır.

AB’nin 2000 yılında diğer ülkeler içinde istenen Türkiye için Katılım Ortaklığı “ belgesine bağlı olarak Türkiye’nin çıkartmasını beklediği “ Ulusal Program “  çalışmaları sonucunda 19 Mart 2001 tarihinde çıkartılarak AB’ye sunulmuştur.

 Ağustos 2002 yılında ise AB’nin aday ülkelerden istediği Kopenhag Kriterleri’ne uyumu sağlayan yasalarla birlikte çıkartılan yasa sayısı 384’ü bulmuş olup, bu yasalar TBMM üyelerinin geceli gündüzlü çalışmaları sonucunda çıkartılmıştır.

EKONOMİDEKİ TEMEL YAPISAL REFORMLAR

Bankalar Kanunu

  • 23 Haziran 1999 tarihinde yürürlüğe giren 4389 sayılı “ Bankalar Kanunu” bankacılık sistemine çeki düzen vermeyi amaçlıyordu.

Ayrıca da bankacılık sisteminin düzenleyici-denetleyici çerçevesini yenilemek amacıyla Kanunla “ Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu “ kuruldu.

Dünyada yaşanan 2008 Ekonomik Krizini ise Türkiye ve AKP iktidarı bu çıkartılan düzenleyici yasalar sayesinde atlatmıştır. Bunu kimse inkâr edemez.

Kamu Bankalarında Yeniden Yapılanma

  • 25 Kasım 2000 tarihinde yürürlüğe giren Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası hakkındaki Kanun ile bu bankaların çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmaları sağlanmıştır.

Kısaca, siyasal iktidarların yandaşlarına ucuz ve geri dönmeyen kredilerle beslenmeleri kesinlikle önlenmiştir.

İşsizlik Sigortası

  • Siyasi yaşamına atıldığı ilk günden bu güne kadar işçi haklarından yana olan Ecevit, 08 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe giren “ İşsizlik Sigortası” nı hayata geçirmiştir.

Gümrük Kanunu

  • Gümrükteki bürokratik işlemleri azaltmak, yolsuzluk ve rüşvet olaylarının önüne geçmek amacıyla 04 Kasım 1999 tarihinde yürürlüğe giren “ Gümrük Kanunu” nu çıkartılmıştır.

 Ayrıca yasa uygulamasında gerekli olan “ Gümrük Müşavirliği “ kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşu olarak örgütlenmelerinin önü açılmıştır.

Akreditasyon Kanunu

  • Yurt içi ve yurt dışındaki kuruluşların belirli standartlara göre faaliyette bulunmaları, verdikleri belgelerin ulusal ve uluslararası alanda kabulünün sağlanması amacıyla

04 Aralık 1999 tarihinde “ Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki kanun” yürürlüğe girmiştir.

Sermaye Piyasası Kanunu

  • 18 Aralık 1999 tarihinde “ Sermaye Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girerek küçük yatırımcıların hakları güvence altına alınmıştır.

Yap – İşlet – Devret

  • Yatırım ve hizmetlerin, Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde yaptırılması hakkında kanunun 2. Maddesine “ haberleşme” sözcüğünden sonra “ elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti” ibaresi 22 Aralık 1999 çıkan Resmi Gazete ile yürürlüğe girmiştir.

Telekomünikasyon

  • Türk Telekom, 233 sayılı KHK kapsamından çıkartılarak sesli iletişim ve alt yapıda tekel hakkının 31 Aralık 2003 tarihinde sona ereceği ve tüm telekomünikasyon hizmetlerinin Hizmetin türüne göre Ulaştırma Bakanlığı ile imzalanacak görev sözleşmesi, imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin kapsamında yürütüleceği esası getirilmiştir.

Tarım Kooperatifleri

  • 16 Haziran 2000 tarihinde yayınlanan ” Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun “ la, Tarım satış kooperatif ve birlikleri etkin, sürdürülebilir bir biçimde özerk ve mali yönden bağımsız kılınmıştır.

Elektrik Piyasası Kanunu

  • 03 Şubat 2001 tarihinde yürürlüğe giren “ Elektrik Piyasası Kanun “ ile elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli bir biçimde tüketicilerin kullanımına sunulabilmesi için mali açıdan güçlü, istikrarlı ve saydam bir elektrik piyasası oluşturulması sağlanacaktır.

Bireysel Emeklilik

  • 07 Nisan 2001 tarihinde “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu “ çıkartılarak, ulusal tasarrufu artırarak ve emeklilik döneminde bireylere ek gelir sağlanması amaçlandı.

Ekonomik ve Sosyal Konsey Kanunu

  • 21 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren kanunla bu konseye yasal statü kazandırıldı ve ayrıca kanunun amacı, sosyal kesimlerin temsilcilerinin konsey çatısı altında bir araya getirilerek sosyal konuların belirlenmelerine katılımlarını sağlamaktır.

Sivil Havacılık Kanunu

  • Sektörde rekabeti artırmak ve diğer konularla ilgili 26 Nisan 2001 tarihinde yayınlanan kanunla mevcut kanunun 25. Maddesi değiştirilmiştir.

Kamulaştırma Kanunu

  • İdarelerin yurttaşları mağdur etmemesi için yeterli ödenek temin etmeden kamulaştırma işlemlerinin önüne geçmek amacıyla 05 Mayıs 2001 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun çıkartıldı.

Merkez Bankası Bağımsızlaştı

  • 05 Mayıs 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4651 sayılı “ T.C. Merkez Bankası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun “ ile bankanın temel amacının piyasanın fiyat istikrarını sağlamak ve ülke para politikasının belirlenmesinde ve uygulanabilmesinde TEK YETKİLİ ve SORUMLU olduğu hükme bağlanmıştır.

Böylece, siyasal iktidarların Merkez Bankası üzerinde ki baskısına son verilmiş ve bu kanun ile siyasal iktidarların karşılıksız para basmalarının da önüne geçilmiştir.

Telekom Kanunu

  • 23 Mayıs 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4673 sayılı kanunla, “ Telgraf ve Telefon Kanunu ” unda değişiklik yapılmış ve devletin elinde bulunan hisse dışında Türk Telekom’un tüm hisselerinin özelleştirilme adı altında satılabileceği ancak yabancı hisse oranının % 45 i geçemeyeceği hükmü getirilmiştir.

Doğalgaz Kanunu

  • Yeni bir arz kaynağı olarak 1996 yılında İran ile doğalgaz alım anlaşması imzalanmıştır. 2001 yılında da ilave bir kaynak olarak devreye girmiştir.
  • 1997 yılında Rusya ile Karadeniz üzerinden gelen boru hattından ( Mavi Akım ) tedarik edilmek üzere 25 yıl süre ile doğalgaz alım anlaşması imzalanmıştır ve 2003 yılında ise fiili olarak devreye girmiştir.
  • Ayrıca 2001 yılında Azerbaycan ile 15 yıllık doğalgaz alım anlaşması imzalanarak ülkeye yeni bir arz kaynağı kazandırılmıştır.
  • Doğalgazın kaliteli, sürekli, ucuz, rekabete dayalı esaslar çerçevesinde ve çevreye zarar vermeyecek biçimde tüketicilerin kullanılması için doğalgaz piyasasının serbestleştirilmesi, mali açıdan güçlü ve istikrarlı bir doğalgaz piyasasının oluşturulması ve bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanması için 01 Haziran 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4646 sayılı “ Doğalgaz Piyasası Kanunu “ çıkartılmıştır.
  • Bu kanunun yayınlanmasından sonra EPDK’ nın da katkılarıyla şehir içi doğalgaz dağıtım ihale süreçleri hız kazanmıştır.

Tuz Kanunu

  • Tuz işletmeciliğin önü açılmak amacıyla 26 Haziran 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4683 sayılı kanunla “ Devlet Tekeli Dışında İşletilecek Tuzlar Hakkındaki Tüzük “ yürürlükten kaldırılmıştır.

Uluslararası Tahkim Kanunu

  • Bu kanunla, yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya bu kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklar uygulanacaktır.

Şeker ve Tütün Kanunu

  • 19 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 sayılı kanun ile yurtiçi şeker talebinin yurtiçi üretimle karşılanması ve gerektiğinde dış satıma yönelik olarak şeker üretimindeki usul ve esaslar ile fiyatlandırma, pazarlama şart ve yöntemleri yeniden düzenlenmiştir.
  • 05 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren “Tütün Kanunu “ ile de Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü yeniden yapılandırılmıştır.

Kamu İhaleleri Saydamlaştırıldı

  • Kamu ihaleleri, siyasi iktidarların siyasetten rant elde ettiği bir kapıydı.

Ecevit Hükümeti bunu önlemek için 22 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren “ Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu “ nu çıkararak kamu ihalelerinde siyasal kayırmacılığın önlenmesinde büyük adım atmış oldu.

Denetimsiz Fon ve Vakıflar

  • Özellikle 80 li yıllarda başlatılan fonlar, ülke yönetiminde sorumsuz ve denetimsiz harcamaların kaynağı olmuştur.

Keza, bazı vakıflar da yine muhtelif kamu kuruluşlarında ve özellikle de yerel yönetimlerde denetimsiz harcamaların ve hatta rüşvetin, yolsuzluğun aracı olarak kullanılmıştır.

Bu sebepten muhtelif tarihlerde çıkarılan yasalarla denetimsiz fonlar kaldırılmış olup, Vakıflarla ilgili olarak da çeşitli düzenlemeler yapılsa da parasal açıdan denetimi yeterince denetim altına alınamamıştır.

Endüstri Bölgeleri

  • İleriki dönemlerde yerli ve yabancı yatırımcıların nitelikli Endüstri Bölgeleri kurulması amacıyla bürokrasi engeline takılarak geciken işlemlerini en geç 3 aya indirerek gerekli kolaylığı sağlamak için 19 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren “ Endüstri Bölgeleri Kanunu “ nu çıkarmıştır.

İstihdamı Teşvik Yasası

  • İstihdamı teşvik amacıyla Mart 2002 tarihinde yapılan yasal düzenlemeye göre işverenlere SSK ve İşsizlik Sigortası Primlerini erteleme olanağı sağlanmıştır.

Böylece ertelenen SSK ve İşsizlik Sigorta Primlerinin işveren hisseleri tutarında erteleme süresi içinde gecikme zammı alınmayarak, işverenleri işçi ücretlerinden kestikleri Gelir Vergilerinin ödemesine de kolaylık getirmiştir.

Yolsuzlukla Sürekli Savaş

Bugüne kadar yolsuzlukla gerçek anlamda mücadele eden tek hükümet Bülent Ecevit Başbakanlığında olan 57. Hükümettir.

Bu sayede her türlü yolsuzluğa ve hırsızlığa karşı kararlı, ödünsüz ve etkin olarak mücadele dönemi başlattı.

Yolsuzluk neredeyse ülkenin yaşam biçimi haline gelmişti. Ecevit hükümeti mücadele kapsamında “Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Yasası” ile “ Organize Suçlarla İlgili Yasa “ larının çıkarılmasını sağladı.

Bölücü ve Dinci Terör Bitirildi ve Toplumsal Barış Sağlandı

Bölücü terörün kaynağını oluşturan Güneydoğu sorununa akılcı bir şekilde yaklaşan Bülent Ecevit, bu sorunu Türklük – Kürtlük sorunu olarak değil o bölgenin feodal yapısından kaynaklanan sömürü ve baskı düzeninin bir sonucu olarak görmüştür.

Bu sebepten Ecevit Güneydoğu sorununa ve o zeminden kaynaklanan bölücü terör olayına karşı Güneydoğu’ ya yönelik olarak bir kalkınma hamlesi başlattı. Bölgede istihdam olanakları yaratacak büyük teşvikler sağlayan kanunlar çıkardı.

Bu düşünceyle,

  • Bölgede eğitim ve sağlık alanındaki eksiklikler büyük ölçüde giderilmeye başlandı.
  • Güvenlik nedeniyle boşalan köylere dönüşümü sağlamak veya yeni yerleşim bölgeleri açmak için çalışmalar başlatıldı.
  • Eğitim reformu kapsamında bölgedeki yatılı ilköğretim bölge okulu ve pansiyonlu ilköğretim okulu sayısı artırıldı.

Ayrıca, inançlara saygılı laiklik anlayışı çerçevesinde inançları sömüren ve bunu şiddet kullanmaya kadar getiren ülkede faaliyetlerini artırmış olan dinci terörle de mücadele başlatılmış ve dinci terörü her zaman lanetlemiştir.

57. Ecevit Hükümeti, güvenlik güçlerinin özverili çalışmaları sonucu PKK terör örgütünün elebaşı ve diğerlerinin yakalamış ya da etkisiz hale getirmiş olup terörü bu dönemde büyük ölçüde sona erdirmiştir.

Hukuk ve Yargı Reformu

Anayasada Köklü Değişiklikler Yapıldı

Türkiye’yi Anayasa’da daha demokratik bir konuma getirmek amacıyla bu dönemde temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla kapsamlı değişiklikler yapılmış ve bununla ilgili uyum yasaları çıkartılmıştır.

Bu değişikliklerin ana hatları ise,

  • Devlet Güvenlik Mahkemeleri sivilleştirilmiştir. Anayasanın 143. Maddesinde yapılan değişiklikle DGM’ de artık askeri yargıç ve savcılar görev alamayacaklardır.
  • Anayasa’nın 47.125. ve 155. Maddelerinde yapılan değişiklikle “ Özelleştirme “ ilk kez Anayasal bir dayanağa kavuşmuştur. Çeşitli uluslararası sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların ulusal ve uluslar arası tahkim yoluyla çözülmesinin önü açılmıştır.

En son 03 Ekim 2001 tarihinde yapılan Anayasa değişiklikleri ile ise,

  • Anayasa’nın başlangıç bölümünün 5. Fıkrasında geçen “ hiçbir düşünce ve mülahazanın “ ibaresi, “ hiçbir faaliyetin “ olarak değiştirilerek “ düşünce “ yerine

 “ faaliyetin “ cezalandırılacağı denilmiş ve düşünce özgürlüğü suç olmaktan çıkarılmıştır.

  • Temel hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının Anayasa’nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeni ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ilkesine aykırı olmayacağı ve ancak kanunla yapılabileceği getirilmiştir.
  • Yakalanan veya tutuklanan kişinin yakınlarına derhal bildirileceği hükmü getirilmiştir.
  • Anayasa’nın 19. Maddesi ile toplu suçlarda gözaltı süresi 15 günden 4 güne indirilmiştir.
  • Seyahat hürriyetinde “ ülkenin ekonomik durumu “ sınırlandırma nedenleri arasından çıkarılmıştır.
  • Anayasa’nın 20. Maddesinde yapılan değişiklikle özel hayatın gizliliği, 21. Maddesinde yapılan değişiklikle “ Konuk Dokunulmazlığı “a, 22. Maddesinde yapılan değişiklikle de “ haberleşme özgürlüğü “ ne daha çağdaş açılımlar getirilmiştir.
  • Anayasa’nın 26. Ve 28. Maddelerinde yazılı kanunla yasaklanmış olan bir dilde yayın yapılamayacağına dair hüküm çıkartılmıştır.
  • Anayasa’nın 33. Maddesinde yapılan değişiklikle dernek kurmadaki engeller kaldırılmıştır.
  • Anayasa’nın 34. Maddesinde yapılan değişiklikle “ toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı “ önündeki sınırlamalar kaldırılmıştır.
  • Anayasa’nın 38. Maddesi değiştirilerek “ savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör halleri dışında ölüm cezası verilemeyeceği “hükme bağlanmıştır.
  • Anayasanın 51. Maddesinde yapılan değişiklikle sendika kurmadaki bürokratik engeller kaldırılmıştır.
  • Anayasanın 69. Maddesi değiştirilerek siyasi partilerin kapatılması zorlaştırılmıştır.
  • Anayasanın TBMM’ in görevlerini düzenleyen 87. Maddesinde yapılan değişiklikle “genel ve özel af “ kararı alabilmek için TBMM üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun oyunun aranması şartı getirilmiştir.
  • Anayasanın100. Maddesinde yapılan değişiklikle TBMM Genel Kurulu, Başbakan ve Bakanlar hakkındaki meclis soruşturma önergeleri “ gizli oyla “ karara bağlanacaktır.
  • Anayasanın 118. Maddesinde yapılan değişiklikle MGK’da Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, Savunma Bakanı, İç İşleri Bakanı, Dış İşleri Bakanı, Kara – Hava – Deniz Kuvvetleri Komutanları yanı sıra Başbakan Yardımcıları ve Adalet Bakanı da yer alacaktır.
  • Ve en önemlisi ise yıllardan beri tartışılan ama gerçekleştirilemeyen ve demokrasiyi askıya alan “Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, KHK ile 2324 sayılı Anayasa Düzemi Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığı iddia edilemez “ şeklinde 12.09.1980 – 07.11.1983 tarihleri arasında yürürlüğe konulmuş olan Anayasamızın Geçici 15. Maddesinin bu son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

AB ile ilgili uyum yasaları

  • Askeri Ceza Kanunu ile “ savaş ve çok savaş “ tehdidi halleri dışında idam cezaları ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüldü.
  • “ Eleştiri “ sınırları içinde olan yazılar askeri ve sivil yetkililerce dava konusu edilmeyecek.
  • Türkiye’deki dernekler yurtdışında ve yurtdışındaki dernekler de Türkiye’de faaliyet gösterebilecek.
  • Azınlık vakıflar, hükümet izniyle dini, hayri, sosyal, eğitsel, sıhhi ve kültürel ihtiyaçları için taşınmaz edinebilecekler.
  • Yabancılar da mülki idare amirlerine 48 saat önce bildirmek koşuluyla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilecekler.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ ne (AİHS) aykırı düşen yargı kararlarımıza konu olan davalar için yeniden yargı yolu açılabilecek.
  • Geleneksel olarak kullanılan dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayınları serbest bırakıldı.

Medeni Kanun

  • İki tarafa eşit sorumluluk getirildi.
  • Boşanmada taraflardan birinin istemesi halinde gizli oturum yapılabilecek.
  • Evin ve eşyaların kullanımına hakim kararı gerekecek.
  • Evlat edinme yaşı 35 den 30 a indirildi.
  • Refah düzeyine göre erkek de nafaka isteyebilecek.
  • Onur kırıcı davranışlarda boşanma nedeni sayılabilecek ve terkte süre 3 aydan 6 aya çıkarılarak 6 aydan sonra ihtara gerek kalmadan dava açılabilecek.
  • Evlilik dışı çocuklarda evlilik içi çocuklarla birlikte miras hakkına sahip olacak.
  • Evin reisi erkektir “ sözü tarihe karışıyor. Artık eşler evlilik birliğinde eşit haklara sahip olacak.
  • Evlenme yaşı kadın ve erkek için 18 yaşından gün alma koşuluna bağlandı.
  • Kadının isterse kızlık soyadını kullanabilmelerine olanak sağlandı.
  • Eşler mal rejimi sözleşmesi yapma hakkına sahip olacak ve evlenmeden önce aralarında 3 rejimden birini seçmeleri gerekiyor.
    • a -Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi.
    • b.- Mal Ayrılığı Rejimi.
    • c.- Mal Ortaklığı Rejimi.

Bu kanun, 01.Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girdi. Eğer çiftler 01 Ocak 2003 tarihine kadar istedikleri mal rejimini seçecekler. Şayet seçim yapmayan çiftlerde ise bu tarihten sonra boşanırlarsa 01 Ocak 2003 tarihinden sonra elde ettikleri malları eşit paylaşacaklardır.

Diğer Düzenlemeler

  • Memurlar ve diğer kamu görevlilerine atılacak asılsız iddialar ve iftiralar karışında korunmalarını amaçlayan “ Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.
  • Uzmanlık mahkemeleri olarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de “ Tüketici Mahkemeleri “ ,kurulmuştur.
  • İdari yargıda, Avukatlık Kanunu’nda ve Noterlik Kanunu’nda ciddi, ivedi nitelik taşıyan düzenlemeler yapılmıştır.
  • Adalet Bakanlığı’na bağlı kuruluşları ve ceza infaz kurumları ile bütün mahkemeleri kendi aralarında ve Yüksek mahkemelerle birbirine bağlayacak “ e-Devlet “ sistemi ile “ Ulusal Yargı Ağı Projesi “ (UYAP) uygulamaya konulmuştur.

Yapılan Diğer İşler

  • Meslek ve teknik okullarına rağbeti artırmak amacıyla belli koşullarla meslek okulu mezunlarına Meslek Yüksek Okulları’na sınavsız geçiş yapma olanağı sağlandı.
  • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’ndan 5 yıl içinde (Ecevit’in iktidarda kaldığı süre) 24 milyon kişi/aileye trilyonlarca yardım yapıldı.
  • Depremzedeler için,
    • Körfez ve Düzce depremlerinden etkilenen yurttaşlara 200 trilyon lirası bağış olmak üzere 3,5 katrilyon yardım yapıldı.
    • Depremzedelerin barınabilmesi için 44 bin prefabrik konut ve daha sonra 40 bin kalıcı konutun yapımı tamamlandı.
    • Yeni okullar ve ek derslikler için 5 bin üç yüz derslikler yapılarak 200 bin öğrencinin eğitim olanağı sağlandı.
    • 16 prefabrik sağlık tesisi, 2 kalıcı hastane yapıldı.
    • Depremzedelerin vergi ve SSK prim borçları ile Bağ-Kur prim  borçları ertelendi.
    • Deprem bölgesindeki yükümlülerin deprem öncesi vergi dönemi borçlarının hemen hemen tümü silindi
    • Ziraat ve Halk Bankalarınca kredi borçları ertelendi ve 200 trilyon liradan fazla kredi açıldı.
    • Deprem zararlarının giderilmesindeki bu aksaklıklar için bütçede yeterli ödeneğin olması önemli bir eksiklikti. Bu eksikliği gidermek ve depremzedelere daha çok yardım yapabilmek ve tüm olumsuzlukların önüne geçebilmek için “ Zorunlu Deprem Sigortası “ sistemi getirildi.
  • Esnaf ve Çiftçinin vergi ve SSK Prim Borçlarına kolaylıklar getirildi. Çiftçilere dönüm başına 10 milyon lira karşılıksız doğrudan destekleme yardımı yapıldı.
  • Torpile büyük ölçüde son verilmek amacıyla kamuya memur ve işçi alımında sınav sistemi getirildi.
  • Faili meçhul cinayetlerin tamamına yakını aydınlatıldı. (Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ..vs.)
  • Ceza ve İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurumları Kanunu çıkartılarak cezaevlerinin teröristlerin, mafyanın ve çetecilerin işgalinden kurtarıldı.
  • AR-GE’ in ve yazılım üretiminin desteklenmesi amacıyla 26 Haziran 2001 tarihinde “ Teknoloji Bölgeleri Geliştirme Yasası “ çıkartıldı.
  • Laiklik karşıtı akımların ve etkinliklerin yönlendirdiği yurtlar devlet yönetimine alınarak Kur’an kursları laiklik karşıtı akımların elinden kurtarıldı.
  • Okullarda türban sorunu büyük ölçüde çözüldü. Koalisyon partilerin aralarında yaptığı protokolüne İlköğretim okullarının 5. Sınıfından sonra isteyen öğrencilerin Kur’an Kurslarına gidebilecekleri yazılmış olup üniversitelerdeki türban sorunuyla ilgili bir ifade konulmamıştır
  • İşsizlik Sigortasından sonra işçini daha güvenli ve verimli çalışabilmesi için işverenlerin karşı çıkmalarına rağmen 07 Ağustos 2002 kabul edilen “İŞ BARIŞI “olan “ İŞ GÜVENCESİ YASASI” çıkartılmıştır.
  • Başlangıçta sadece kader kurbanlarının yeniden topluma kazandırılmasını amaçlayan “ Şartlı Salıverme Kanunu” koalisyon dengeleri nedeniyle biraz genişletilerek çıkarılmıştır. (Bu konuda daha geniş bilgi edinilmesi için “ Af ve Rahşan Ecevit “ adıyla yayınlanan kitabı okumanızı tavsiye ederim.)
  • Sporda ise ulusal ve uluslar arası yarışmalarda üstün başarı elde eden sporcu ve kulüplere ödül verilmesine ilişkin kanun çıkarılmıştır.
  • Polis Yüksek Öğretim yasası çıkartılarak polislerimizin eğitim düzeyinin yükseltilmesinin önü açıldı.

57. ECEVİT Hükümetinin tekrar iktidar olmaları durumunda devam edecek olan uzlaşıları

–     Güneydoğu ve Doğu Anadolu yörelerinin çağdışı yapısını temelinden değiştirecek, yoksulluğa ve işsizliğe somut ve etkili çözüm getirecek, devlet baskısına da ağa baskısına da yer vermeyecek, toprak ve gelir dağılımı adaletsizliği son verecek reformlar yapmaya devam ederek Ulusal Birliği sağlamak.

–     Bugüne kadar yapılan Anayasa değişiklikleri ile elde edilen olumlu gelişmeler sonucu demokrasiye gerçeklik ve işlerlik kazandırmak için toplumsal uzlaşmaya dayalı yeni bir Anayasa hazırlamak.

–     Türk Ticaret Kanunu ile İcra İflas Kanunu başta olmak üzere sosyal yaşamı düzenleyen tüm kanunlarda yeni dünyadaki çağdaş düzene uygun düzenlemeler yapılanma yoluna gidilecektir.

–     Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun  (HSYK) yapısı ve işleyişi değiştirilecek, Adalet Bakanlığına bağlı olarak çalışan Teftiş Kurulu bu yüksek kurula bağlanacak, hakim ve savcıların mesleğe kabul edilmesi, atama ve nakilleri, yükselmeleri, idari denetimleri, disiplin işleri ve görevden uzaklaştırma işlemleri bu kurul tarafından yapılarak yargı mensuplarının Adalet Bakanının vesayetinden kurtarılacaktır.

–     Yeni Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza ve Tedbirlerinin İnfazına İlişkin Kanun tasarıları öncelikle yasalaştırılacak.

–     Türk Adalet Akademisi Kanunu tasarısı, idari ile kişi arasında çıkacak uyuşmazlıkların yargı yoluna başvurmaksızın uzlaşma ile çözülmesine olanak sağlamak üzere hazırlanan “ Kamu Denetçiliği Kanunu “ tasarısı hayata geçirilecek.

–     Anayasa’nın 38. Maddesinde yapılan değişlik doğrultusunda karşılıksız çek dolayısıyla hapis cezası uygulamasına son verilecek ve aynı zamanda çeke olan güveni artırmak amacıyla ilgili kanunda düzenlenmeler yapılması yoluna gidilecektir.

–     Adliyelerdeki davaların daha kısa sürede sonuçlanması için özellikle mali piyasalarda (bankacılık ve sermaye piyasası) ve diğer konularda ilgili uzmanlık mahkemelerinin kurulması, bir kısım ticari davaların da hakemde görülmesi ve bir kısım yarı idari, yarı yargısal işlerin mahkemelerin görevlerinin dışına çıkartılması ile yargının yükü azaltılacaktır.

–     Yeni Türk Medeni Kanunu’nun aile hukuku ile ilgili yapılan değişikliklerin daha başarılı uygulanabilmesi içi “ Aile Mahkemeleri Kanunu “ tasarısı da hayata geçirilecektir.

–     Hakim ve Cumhuriyet savcılarımıza hizmet içi eğitim verecek “ Türkiye Adalet Akademisi “ kurulacaktır.

–     İnsan hakları konusunda evrensel ve uluslar arası bildiri ve sözleşmelerde benimsenmiş çağdaş normlara uygun kurallardaki eksiklerini süratle gidermek, Medeni Kanunda gerekli düzenlemeler yapılmış olsa da kadın-erkek eşitliği ile ilgili bazı eksik uygulamalar giderilecek.

–     TRT ve diğer özel radyo – televizyon yayımcılığının yansız habercilik ilkesi çerçevesinde siyasal partilere ve düşüncelere yer verecek ve böylece medyadaki tekelleşmenin önüne geçilecek.

–     Ülke nüfusunun yüzde 70 ine yaklaşan gençliğin TBMM’ de temsil edilmesi için hala 25 olan Milletvekili yaşının daha aşağılara çekilmesini sağlanacak.

–     Milletvekillerinin ve Başbakan veya Bakanların dokunulmazlıklarının kaldırılmasını zorlaştıran Anayasa hükümlerinin değiştirilecek.

–     Seçim yasasının daha demokratik bir düzeye kavuşturabilmek için yapılacak yasalar çıkartılacak.

–     Yurtdışında bulunan vatandaşlarımızın oy kullanmalarının daha sistemli olmaları açısından “ Yurt Dışı Seçmen Kütüğü “ oluşmasını sağlanacak..

–     Ulusal Program’da katılmayı taahhüt ettiğimiz “ e-Avrupa girişimi “ üye ülkeleri dolayısıyla Avrupa’yı dünyanın en dinamik ve rekabet gücü yüksek pazar haline getirmeyi amaçlamaktadır. Bu sebepten ülkemizde de bu girişim sayesinde daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenli Internet kullanımı sağlanacak.

—   Kolektif zekaya sahip toplumlar, teknoloji geliştirmeyi, yeniliği hedefleyen araştırma, geliştirme, bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayarak yeni bilgileri elde etmek, yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek üzere yeni sistem ve süreç ve hizmetler oluşturur veya mevcut olanları geliştirir. Bu amaçla “AR-GE” kültürünü toplumun her alanına yayılması sağlanacak.

–     Toplumların alt yapısını oluşturan temel endüstrilerden olan “ Yazılım “ ın geliştirilmesi amacıyla Türkiye’nin bulunduğu bölgenin bilgi teknolojisi bölgesi olması için yabancı yazılım ve bilişim kurullarının ülkemize yatırım yapmasını sağlanacak.

–     Üniversiteler ve araştırma kurumları ile üretim sektörlerinin birlikte işbirliği yapmasını sağlamak ve bu sayede ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve dış satıma yönelik bir yapıya kavuşmasını sağlamak. Bu yapının sağlanması için “ Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası “ çıkartılmıştır.

  • Yeni ekonomide girişimcilik, bilgiye ve zekaya dayalı bir olgudur. Bu sebepten Türk halkında güçlü bir girişici özelliği vardır. İnsanlarımızı doğru yönlendirip destekleyerek bu potansiyellerini ekonomik başarılara dönüştürebiliriz. Girişimciliğin en büyük desteği Risk Sermayesi ve Risk Sermayesinin karını realize edebilmesine olanak sağlayan borsalardır. Bunun için “ Girişimcilik ve Risk Sermayesi “ olgusunu ileride geliştirmek amacımız olacaktır.

–     Ayrıca Türkiye “ Bilgi Toplumudur “ denilerek “ e-Türkiye “ projesini hayata geçirilerek genişletilecektir.

–     Devletin vatandaşlarına karşı yerine getirmekte yükümlü olduğu görev ve hizmetler ile vatandaşın da devlete karşı görev ve hizmetlerini karşılıklı olarak yerine getirmek amacıyla alt yapısı hazırlanmış olan “ elektronik devlet “  kısaca tanımlanmış olan   “ e-devlet “ projesi hizmete sokulacaktır.

–     Bilişim ve Internet konularında çalışacak “ İhtisas Mahkemeleri “ ‘in kurulacaktır..

–     Elektronik kayıtlara kanıtlama gücü verilmesi ve gerekli kurumsal yapının (onay makamı) oluşturulması için  “ e-imza “  ya hukuksal geçerlilik sağlanacaktır.

–     Eski ve yeni ekonomi arasındaki en belirgin fark bilgi ve iletişimin önemi ve kullanış biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Eski ekonomide sistemin bir parçası olan iletişim, yeni ekonomide bizzat kendisi olmaktadır. Bilgi, en önemli değer haline geldiğine göre, bilginin üretim, iletim, paylaşım ve denetiminde çok yönlü kanallara gereksinim duyulacağından ve bu bilgiden katma değer yaratabilmek için ürün ve hizmetlerin üretim, pazarlama ve tüketiminde yeni süreçlerin tanımlanması amacıyla “ Bilgi Ekonomisi “, “ Yeni Ekonomi “ kısaca “ e-ekonomi “ ile “ e-Ticaret “ in gelişmesi hayata geçirilecektir.

–     Bilgi toplumu için alt yapı, eğitim, insan kaynakları teknoloji gereksinmelerinin göz önünde tutulacağı ve gerekli tüm yasal düzenlemelerin bir bütün olarak ele alınacağı bir “ Bilişim Reformu “ gerçekleştirilecektir.

–     Okul öncesi eğitim yaygınlaştırılacak, okullaşma oranı AB ve OECD ülkeleri düzeyine getirilecek.

–     Eğitim sistemi “ eğitim – insan gücü – istihdam “ ilişkileri dikkate alınarak yeniden yapılandırılacak. İstihdam ihtiyacı ile üniversitelerde eğitime alınacak öğrenci sayısı arasında denge sağlanacak.

–     Mesleki Teknik Eğitim yoluyla “ ara insan gücü “ yetiştirilecektir. Bu amaçla öğrencilerin % 65 i Mesleki Teknik Ortaöğretimde % 35 i de genel ortaöğretim kurumlarında okullaşmaları sağlanacak.

–     Eğitimin her kademesine teknolojinin sağladığı olanaklar sağlanması için gerekli çalışmaları hayata geçirilecek.

–     Özel eğitime önem verilecek ve üstün zekalı ve engelli çocukların eğitimleri yaygınlaştırılıp geliştirilecek.

–     Düşünen, bilgi üreten, sorumluluk duygusu gelişmiş, yeni fikirlere açık, araştırıcı, topluma ve kalkınma sürecine katkı sağlayabilen, özgüveni olan, paylaşımcılığı benimsemiş, zihinsel üretimi yüksek bir gençlik yetiştirmek amacıyla gençliğin ihtiyacı doğrultusunda, bilişim teknolojisinde, istihdam da, kültür-sanat ve sporda, gerekli destek ve yardımın sağlanması için çalışılacak.

–     Engellilerin haklarını gözetmek, sorunları ile ilgilenmek, izlemek ve sonuçlandırmak üzere bir “ Engelliler Bakanlığı “ kurulacak.

–     Bakanlar Kurulu bünyesindeki Devlet Bakanlıkların sayısı Hizmet Bakanlığı sayısından çok olması nedeniyle çıkartılacak yasa ile Devlet Bakanlıklarının sayısı Hizmet Bakanlığı sayısının üçte birini geçemeyecek olup azaltılacaktır.

–     Başbakanlığa bağlı kurum ve kurullarının sayısının da çokluğu nedeniyle bunlarda azaltılma yoluna gidilecektir.

–     Bakanlar Kurulu’nun iş gücünü hafifletmek amacıyla hükümet politikasını ilgilendiren kararlar ile birden çok bakanlığı ilgilendiren kararlar dışında ki tüm kararlar ilgili bakanlığa veya kuruluşa devredilecektir.

  • Sağlık Enformasyon Sistemi (SES) gerek kamu kesiminde ve gerekse özel kesimde sağlık sektörünün öncülerindendir.” Hazırlanan “ Sağlık Reformu “ n da (SES) in çeşitli bilgi sistemlerini de içinde bulunan “ Hastane Bilgi Sistemleri” (HBS) genişletilerek bilgi alışverişi sağlamaya çalışılacak ve böylece sağlık sektörüne ve hastalar ile onların hastalıklarına internet aracılığı ile ulaşılabilecek.
  • Böylece, bir hastaya ait röntgen filmleri, tahlil sonuçları gibi veriler internet aracılığı ile yurtiçi ve yurtdışı uzman doktorlarca izlenebilecektir. Ayrıca hastane, doktor, hasta ve eczacı döngelinde birliktelik sağlanabilecektir.
  • Çalışma Yasasına ilişkin reform çalışmaları devam edecek olup, ayrıca,
    • Yasalarla ve toplu iş sözleşmeleri ile elde edilen hakların çiğnenmesini önlemek için “ Hak Grevi “ uygulaması yasalaştırılacaktır.
    • Kamu görevlilerine yaptırımlı toplu sözleşme hakkı tanınacaktır.
    • Tarım işçilerin eksik olan sosyal hakları giderilecektir.
    • Kaçak yabancı işçi çalıştırılmasına karşı etkili önlemler alınacaktır.
    • Kayıt dışı ekonomi alanındaki emek sömürüsüne son verilecektir.
    • Tüm işyerlerinde gerekli sağlık ve güvenlik önlemleri özenle ve ödünsüz uygulanacaktır.
    • İşverenin ödeme aczi işine düşmesi durumunda işçi haklarının korunması için “ garanti fonu “ tesisi kanunlaştırılacaktır.
    • Çocuk işçi istismarının önüne geçmek için 15 yaşın altında çocukların çalıştırılması yasaklanacaktır.
    • Tarım ve orman işçileri için ayrı bir yasa çıkartılarak yasal düzenleme yapılacaktır.
  • Doğal sermayemizin diğer sermayeler kadar önemli olduğu şu ortamda, bu sermayenin yitirilmemesi, korunması ön planda tutulması gerekmektedir. Çünkü unutulmamalıdır ki, “ Bacasız Sanayi “’ mizin hammaddesi doğal sermayenin kaynağı olan doğal zenginliklerdir.
  • Bu doğal zenginliklerimizin,
    • Sınırlı su kaynaklarına sahip olan ülkemizde bu kaynakların korunması,
    • Tuz Gölü olmak üzere diğer hoyratça kirletilen göl ve akarsularımız korunması,
    • Tüm kentlerimizde ve sınai tesislerimizde arıtma sisteminin kurulması ve bu sistem için gerekli yatırımın devlet tarafından teşvik edilmesi gerekmektedir.
  • Gelişmeyi ve sanayileşmeyi tüm yurda yaymanın gereği olarak üretim ve tüketim bölgelerini birbirine bağlayacak “ Çift Hatlı ve Hız Tenleri “ ne elverişli demiryolu projeleri geliştirilecektir.

Özellikle DDY banliyö ve yolcu vagonlarının konforsuz ve çağdışı görünümü değiştirilecek.

Bunun yanında Karayolları, Deniz işletmeciliği ve tersanecilik alanları ile THY da gerekli yatırımlar yapılarak geliştirilecektir.

  • Ülkemizin bulunduğu coğrafik yapısı, bölgesel kalkınma için “Sorunlar Coğrafyası “ ‘n dan kurtarıp, “ Fırsatlar Coğrafyası “’ a dönüştürülmelidir. Bu sebepten komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurup, yatırımlar için özendirici, koruyucu, çifte vergilendirmeyi önleyici anlaşmalar imzalayarak, geçmişte imzalananları hayata geçirerek ve sınır ticaretini geliştirip dış satım potansiyeline dayalı alt yapı hazırlanması sağlanacaktır..
  • Bu çalışmalarla ilgili olarak ekonominin sağlıklı işlemesi için finansal piyasalardan gerekli alanlara uzun vadeli, düşük maliyetli kaynak yaratılma çalışmaları yapılacaktır.
  • Yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan yurttaşımızın inançlarından dolayı tasarruflarını yasal korumaya sahip olmayan alanlarda, tamamen güvene dayalı ilişkilerle belirsiz kişi ve kuruluşlara vererek onlardan kar payı almakta iken bu güven ilişkisinin bozulmasından dolayı tasarruflarını kaybederek mağdur olmaktadırlar. Bu mağdur olmuş “ sessiz ortaklar” ın sorunlarının çözümü için gerekli çalışmalar yapılıp bunun önüne geçilecek etkin düzenlemeler yapılacaktır.
  • Finans piyasasındaki yasal olmayan eksikliği gidermek ve mağduriyet yaşayan kişilerin bu piyasadaki mağduriyetlerini gidermek amacıyla “ Sigorta Kanunu” çıkartılacaktır.
  • Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu gelişen şartlar gereği yeniden düzenleme yoluna gidilecektir.
  • İstihdam yaratmada temel ilkelerinden birisi de genç girişimcilere kendi işletmelerini kuracak olanaklarının yaratılmasıdır. Bu sebepten her sene bütçeye Halk Bankasınca girişimcilerden gelecek projelerde kullanılmak üzere ödenek konulacaktır.
  • Üreten ekonomisinde vergi oranları kesinlikle ekonomik faaliyetleri engelleyici olmayan düşük düzeylere indirilecektir.
  • Esnaftan salma esasına göre vergi almaya olanak veren “ hayat standardı “ esası kaldırılacak ve vergi oranları düşürülecektir.
  • Değişik nedenlerle atıl tutulan ve geçmişte konusu suç teşkil etmeyen ancak kayıt dışı faaliyetlerden oluşmuş varlıkların, hiçbir ayrım gözetmeksizin sanayi sermayesine dönüşmesi, getirilen varlıklardan istihdam yaratan her yatırımlara yönelirken ek yükümlülük getirmeyecek yasal düzenlemeler yapılacaktır.
  • Yoksul köylüden çiftçi yaratan Cumhuriyet Projelerinin şuanda ki çağdaş dünyaya uyum sağlayacak ve geliştirecek, ayrıca köyde yaşayan yurttaşlarımızın yaşam standartlarını yükseltecek olan “ KÖY KENT “ (Bülent Ecevit’ in hayalindeki proje) projesini hayata geçirecek yasalar çıkartılacak.
  • Yoksul köylüden çiftçi yaratan ve daha sonra ise çağın gereği olarak da çiftçilikten de “ Endüstriyel Tarım İşletmeleri “ ne geçiş projeleri yaşama geçirilecek. Bu sayede de ziraat mühendislerine, veteriner hekimlere ve bu sektöre bağlı kişilere istihdam sağlanacak ve aynı zamanda da “ Tarım Sigortası “ gerçekleştirilecektir.
  • Köykentlerdeki hayvancılık faaliyetlerinin de geliştirilmesi için “ Organize Hayvancılık Bölgesi “ kısa adı  “OHAB” modelinin alt yapısı hazırlanmış olup, bu yöredeki hayvancılık branşlarında uzmanlaşmış, kendi yemini kendi üreten ve entegre “ Küçük Orta Boy Aile Hayvancılık İşletmeleri”, “ KOHİ “ in köy-kent civar köylerinde kurulmasını sağlanacak.
  • Ekonomimizi büyütmek, yaşam standardımızı geliştirmek ve ülkemizin rekabet gücünü artırmak için gerekli enerjiyi en az finansmanla, en az çevresel ve sosyal maliyetle ve sürekli olarak temin etmeye olanak sağlayacak ulusal bir enerji politikasını hayata geçirmek gerekmektedir.
  • Bu sebepten, ülkemizin de coğrafik durumunun elverişli olmasından dolayı güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklarının kullanımı artırılmalıdır. Bu yönde teknolojik yeniliklerin yükseltilmesi için bu konuda AR-GE çalışmaları devreye sokulacaktır.
  • Son yıllarda enerji tüketiminde payı giderek artan doğalgaz kullanım oranı ileriki yılarda diğer enerji kaynakları gibi doğalgaz rezervleri de tükeneceğinden ülke olarak ileriye yatırım yapmak zorundayız,

Bu sebepten,

  • Enerji tüketiminde linyit ve taşkömürü kaynaklarımızın ağırlıklı olarak kullanımı sağlanmalıdır.
    • Jeotermal enerji kaynaklarımızın kullanımına önem verilmeli ve geliştirilmelidir.
    • Enerji olarak ülkemizin doğal potansiyelini yeterince kullanmak amacıyla hidroelektrik enerji potansiyelinin özellikle Doğu Karadeniz olmak üzere diğer bölgeseller olarak doğaya fazla zarar vermeden küçük ölçekli hidroelektrik santrallerini devreye sokulmalıdır.
    • Girişimcilerin veya kooperatiflerin akarsular üzerinde düşük güçlü hidroelektrik santralleri kurma girişimleri kredi, teknik yardım ve ulusal şebekeye bağlanma güvencesi verilmelidir.
    • Bunun yanında ülkemizdeki güneş ve rüzgar enerjileri ile enerji saklama kapasiteleri yüksek olan tuz göllerinden gerekli araştırma ve yatırım çalışmaları yapılarak yararlanılmalıdır.
    • Şu bir gerçektir ki, dünya BOR yataklarının %76 sı Türkiye’dedir. Enerji üretimi gibi yeni potansiyel kullanım alanlarına bakıldığında ülkemiz bir Bor hazinesine sahiptir. İleriki yıllarda bitmesi beklenen petrolün yerini Hidrojen yakıtı alacağından ve hidrojen yakıtının üretiminde kullanılan tek geleceğin madeni de BOR elementidir. Bu nedenle bu maden için gerekli yatırımlar yapılacaktır.
    • Keza, Uranyum gibi nükleer yakıt hammaddesi olan toryumun kaynağı da ülkemizde bulunduğundan Toryum da Bor gibi geleceğin minerali olarak değerlendirilmelidir.
  • Ulusal Diş Politika alanında ise ülkemizin dünyadaki genel sorunlara da katkıda bulunabilecek bir güç potansiyeline sahip olduğundan bu gücünü ve yetkilerini bölgesinde ve dünyada  “ Barış ve Uluslar Arası İşbirliği “ için kullanacaktır.
  • Zamanın gösterdiği gelişmeler ve özellikle de küreselleşme olgusunu dikkate alarak ulusal çıkarlara dayalı bölge merkezli ve geniş açılımlı bir dış politika anlayışı sürdürecektir.
  • Kıbrıs konusunda ise, Güney Kıbrıs Rum yöneticileri ile görüşmelere başlanıp, eşitlik ilkesi çerçevesinde Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin sağlanması ve korunması iki halkın egemenliğine ve eşitliğine dayalı kalıcı ve hakça bir anlaşma ile çözüm yolu izlendi ve izlenecektir.
  • Ve bunun gibi diğer politikalar.                                             
  • Bülent Ecevit, dünyada önemli değişikliklerin yaşandığı, çok güçlü zannedilen sistemlerin çöktüğü, güç dengelerinde önemli kaymaların yaşandığı bir kriz ortamında 57. Hükümeti kurmak suretiyle ülke yönetim sorumluluğunu üstlendi.

Bülent Ecevit, ülkede bir araya gelmesi mümkün değil dendiği bir ortamda seçmen böyle istedi diyerek ve geçmişe sünger çekerek MHP’ in de içinde yer aldığı DSP-ANAP-MHP den oluşan partilerle ve şimdiye kadar rastlanmayan bir uzlaşı kültürüne dayalı ortaklık kurdu.

Kabul etmek gerekir ki, ülkede biriktirilen sorunlar düşünüldüğünden de ağır ve çözümü zaman gerektiren sorunlardı. Kaldı ki, ülke bu günlere öyle birkaç senede gelmedi.

Ben burada okurlarıma Ecevit Hükümetinin bedel ödemeyi göze alarak bu yapısal değişiklikleri yaptığını ve ileride seçim sonunda yapacaklarını yazdım.

 Ancak bu son yıllarda ülkemizin yapılan yanlış politikalarla nereden gelip nereye gittiği ise malumunuzdur.

Bu yapılanlar Ecevit Hükümetinin “ SESSİZ DEVRİM “ idir.

Ecevit 2002 yılı seçim sonuçlarından sonra üzüntüsünü şöyle ifade etmişti, “ halkımıza hizmet yapmaktan yaptıklarımızı halkımıza anlatamadık.”

Bülent ECEVİT, SESSİZ DEVRİM’ i şöyle tanımlamıştı.

  • Toplumun ve bireylerin geleceğe dönük öngörülerde bulunmasına yeniden olanak sağlamak içindi.
    • Toplumsal barışı yaygınlaştırmak içindi.
    • Ülkemizi çağdaş dünyaya taşımak içindi.
    • Ülkemizin varlığını koruyarak küreselleşen dünyada var olmak ve her koşulda dünya ile rekabet etmesini güçlendirmek içindi.

Bu vermiş olduğu taahhütten sonra tekrar halkın vereceği kararla tekrar seçilmiş olsa idi sonuçta kazanan HALK ve HAK olacaktı.

,5 yıl içinde bir ülkeye bu kadar yatırım yapan ve yaptığı yatırımlar ile yetinmeyip daha da geliştirmek için bu yatırımlarının daha da hız kazandıracağını taahhüt eden bu Ecevit Hükümetine halk bu yapılan icraatların yapısal geleceğini tahmin edemediğinden tekrar hükümeti kurma yetkisi vermemiştir.

Son 18 senede olanlara bir baktığımızda ise Merhum Bülent ECEVİT ve 57. Hükümet ortaklarına ne kadar haksızlık ettiğimizi daha iyi anlamalıyız.

Ne demişler “ Her millet layık olduğu şekilde yönetilir. “

Artık ülkenin tekrar istikrara kavuşması ve yaralarını sarması için son seçim köprüden önce son çıkış olacaktır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

57. ECEVİT Hükümetinin tekrar iktidar olmaları durumunda devam edecek olan uzlaşılarına / devam ediyoruz

HIZLI YORUM YAP