34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
TÜRKİYE ORAYA BURAYA ASKER GÖNTEREÇEĞENE ARAKAN A ASKER GÖNDERSİN
Yıkım kapsamına giren binaların, nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Maungdaw ve Buthidaung kasabalarında yer aldığı, aralarında 12 cami ve 35 dini okulun da bulunduğu ifade edildi.ARAKAN GERÇEĞİ !
arakan neresi kaç müslüman var ile ilgili görsel sonucu
Arakan’da çoğunluğunu müslüman bölgelerde yer alan içinde
cami ve din okullarının yer aldığı 3 bin bina için
‘kaçak inşaat’ iddiasıyla yıkım kararı aldı
Myanmar’ın Arakan Eyaleti Güvenlik ve Sınır İlişkileri Bakanı Htein Linn,
bölgede “yasa dışı” inşa edildiği iddiasıyla camiler
ve diğer kaçak binaların yıkımı için yasal çalışmaların yürütüldüğünü söyledi
Yerel “Voice Daily” gazetesinin haberine göre,
Linn, eyalet genelinde izinsiz inşa edilen yaklaşık
3 bin binanın yıkımı için yasalar çerçevesinde çalışma yapıldığını belirtti.
Linn, Arakan eyaletinin başkenti Sittwe’de bir grup bölge sakiniyle
yaptığı toplantıda, yerel hükümetin yakın zamanda yıkım planı
ve zamanı konusunda resmi açıklama yapacağını kaydetti.
Binaların çoğu Müslümanların yaşadığı bölgelerde
Haberde, yıkım kapsamına giren binaların, nüfusun çoğunluğunu
Müslümanların oluşturduğu Maungdaw ve
Buthidaung kasabalarında yer aldığı,
aralarında 12 cami ve 35 dini okulun da bulunduğu ifade edildi.
“Karar gereksiz şiddete yol açabilir”
Burma’nın Demokratik Sesi radyosunda yayımlanan haberde ise
ibadethanelerin yıkım planının Müslüman ve
Budist gruplar arasında gereksiz gerilime yol açabileceği endişelerine yer verildi.
Radyoya konuşan Maungdaw’daki Müslüman bir grubun lideri,
yıkım planının bölge için yapıcı bir yaklaşım olmadığını,
gereksiz şiddette yol açabileceğini söyledi.
Myanmar’ın batısındaki Arakan eyaletinde 2012 yılında
Budistler ile Müslümanlar arasında yaşanan çatışmalar,
Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti.
Budistlerin saldırılarında çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş,
yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, şiddet olayları nedeniyle1000lerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
Ayağa kalk Ey Müslüman Arakan ağlıyor
Arakanlı Müslümanlar feryat ediyorbizden başka Müslüman var mı, varsa acımızı hissederdi
Ayağa kalk Ey Müslüman Arakan ağlıyor
Arakanlı Müslümanlar feryat ediyorbizden başka Müslüman var mı, varsa acımızı hissederdi
30 binin üzerinde Arakanlı Müslüman Myanmar’dan kaçtı.
Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da Ekim ayından bu yana Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir operasyon yürütülüyor. İngiltere merkezli Myanmarlı Rohingyalar Organizasyonu, operasyonda Ekim ayının başından bu yana ölenlerin sayısının 400’ü aştığını bildirdi.
Birleşmiş Milletler (BM), Myanmar’ı Arakan Müslümanlarına etnik temizlik uygulamakla suçluyor.
BM yetkilileri tarafından “dünyanın en çok zulüm görmüş olan ve bu zulümden kaçamayan halkı” olarak nitelendirilen Arakanlı Müslümanlara yönelik son operasyonlar, Myanmar’ın Bangladeş sınırındaki küçük bir kasabada yaşananlarla başladı.
Arakan Müslümanları
9 Ekim’den bu yana neler yaşandı?
Kaynak: BROUK(20 Kasım itibarıyla) AFP
9 Ekim’de bıçaklı saldırganlar Raghine kasabasındaki polis karakollarına saldırdı, 9 polis memuru öldürüldü.
Myanmar hükümeti saldırıyı yurtdışı kaynaklı radikal İslamcıların gerçekleştirdiğini açıklayarak, Arakanlı Müslümanları hedef alan geniş çaplı operasyonlar başlattı.
İnsan hakları örgütleri, ordunun Arakanlı Müslümanlara ait köyleri tamamen haritadan sildiğini, pek çok sivilin yaşadıkları yerleri terk etmek durumunda kaldıklarını söylüyor.
Komşu ülke Bangladeş’e kaçan bazı Arakanlı Müslümanlar, kaldıkları kamplarda BBC’ye konuşmuş ve Myanmar ordusunun evlerini, camilerini yakıp sivilleri öldürdüğünü söylemişti.
New York merkezli insan hakları kuruluşu Human Rights Watch’un (İnsan Hakları İzleme Örgütü) yetkilileri yıkılan evlerin sayısının bini aştığını söylüyor ve “Acilen BM’nin bölgeye bağımsız denetçiler göndermesine izin verilmeli” diyor.
Image copyrightHRW
HRW Asya Direktörü Brad Adams, “Son uydu fotoğrafları, Arakanlıların köylerindeki yıkımın hükümetin dile getirdiğinden çok daha büyük olduğunu gösteriyor” diye konuşuyor.
BM ise Arakanlıların yaşadıkları köylerin neredeyse tamamının “güvenlik bölgesi” ilan edildiğini, 150 bin kişiye gidecek olan yardımları ulaştırmanın şu an için mümkün olmadığını belirtiyor.
Image copyrightREUTERSImage caption1990’lı yıllarda Nobel Barış Ödülü almış olan Myanmar lideri Aung San Suu Kyi, ordunun Arakanlıların köylerindeki operasyonları konusunda sessiz kaldı.
Hükümet ne yapıyor?
Myanmar’ın fiili lideri olan Aung San Suu Kyi, Arakanlılara yönelik operasyonlar konusunda şu ana kadar kapsamlı bir açıklama yapmadı.
1991 yılında “demokratik haklar için gösterdiği pasif direniş” nedeniyle Nobel Barış Ödülü verilen Aung San Suu Kyi, Arakanlılara yönelik insan hakları ihlallerinin kapsamlı bir soruşturmayla inceleneceğini söylemiş ancak ordunun operasyonlarını eleştirmemişti.
Myanmar’da güvenlik konusundaki karar mekanizmasında tek söz sahibi kuruluş ordu.
Image copyrightAFPImage captionBangladeş artık Myanmar’dan gelen Arakanlı Müslümanları geri iade edeceğini söylüyor.
Komşu ülke Bangladeş ne yapıyor?
Pekçok Arakanlı Müslüman Ekim ayında başlayan operasyonların ardından ülkeden kaçmaya çalışıyor.
30 bini aşkın Arakanlı operasyonların başlamasından bu yana evlerini terk etmiş durumda.
Gittikleri ilk yer ise komşu ülke Bangladeş.
Son haftalarda Bangladeş’e giden Arakanlı sayısının 2 bini aştığı tahmin ediliyor.
Ancak Bangladeş hükümeti, Çarşamba günü yaptığı bir açıklamada, ülkeye kaçak yollardan giren Arakanlıların Myanmar’a iade edileceğini söyledi.
Bangladeş’in sınır kasabası Cox’s Bazar karakolunda görevli polis memuru Shyamol Kumar Nath, Fransız haber ajansı AFP’nin sorularını yanıtlarken, 70 Arakanlıyı sınırı geçmeye çalışırken yakaladıklarını ve Myanmar’a geri göndereceklerini söylüyor.
Arakanlılar ise geri gönderilmeleri halinde Myanmar ordusu tarafından öldürüleceklerini vurguluyorlar.
Myanmar ordusunun Arakan’a saldırısı sonucunda Bangladeş’e sığınan 25 yaşındaki üç çocuk annesi Dilfurcahan Rahimullah, Kolatoli bölgesinde basın mensuplarına açıklama yaptı.
Arakan’ın Mondu şehrine bağlı Borgozibil köyünde yaşadıklarını ve çiftçilikle uğraştıklarını anlatan Rahimullah, askerlerin 9 gün önce köylerine helikopterle saldırı düzenlediğini aktardı.
Köylerinin bombalandığını dile getiren Rahimullah, “Kocam Rahimullah, 8 aylık bebeğimiz Muhammed Yasir ile kaçmaya çalışırken askerler tarafından yakalandı. Ben 4 yaşındaki kızım Farisa ve 2 yaşındaki oğlum Muhammed Kayser ile kaçmayı başardım” dedi.
İNSANLAR AKLİ DENGESİNİ KAYBEDİYOR
Askerlerin amcasını öldürüldüğünü, aralarında kardeşi ve eşinin de bulunduğu 25 erkeği tutukladığını anlatan Rahimullah, “Kardeşim, kocam ve bebeğimin hapiste öldürüldüğünü gördü. Kardeşim daha sonra akli dengesini kaybettiği için serbest bırakıldı” ifadelerini kullandı.
Zor ve tehlikeli bir yolculuğun ardından kaçmayı başaran diğer kişilerle Bangladeş’e sığındığını, Arakanlıların kendilerine yardımcı olduğunu aktaran Rahimullah, kayıklarla sınırı geçerek, Bangladeş’e sığındığını ve çocuklarının hayatını kurtardığını söyledi.
Arakan’da Katliam Nasıl Başladı ?
Uzun yıllardır devam eden Arakan’daki müslüman katliamı ile ilgili bilinmeyen bir çok yönü aydınlatacak olan bir makaleyi siz okuyucularımızla paylaşıyoruz. Echo Of Jihad dergisi kaynaklı makalede Budist rahiplerin ve Burma hükümetinin zulmünü bir kez daha gözler önüne seriliyor. İşte o makale ;
Rohingya’da müslüman azınlığa karşı başlatılan soykırım, Budist Rahiplerin 3 müslüman gencin üzerine attıkları iftiranın alevlenmesi ile başladı.
Öncelikle 3 kişilik bir Budist Rahip grubu, 26 yaşındaki Burmalı bir kadına tecavüz edip ardından onu öldürdüler. Kadına tecavüz eden 3 kişiden birisi, kendisinin erkek arkadaşıydı ve kısa süre önce kadın tarafından terkedilmişti. Fakat aynı kadına tekrar geri dönmek istemesine rağmen, kadın tarafından reddedildi. Bunun ardından aynı kadın kendisine farklı bir erkek arkadaşı buldu. Bu durumu kaldıramayan eski erkek arkadaşı, yanına 2 kişiyi de alarak önce kadına tecavüz etti ve daha sonra da onu öldürdüler.
Katil Budist Rahipler, öldürdükleri kadının cesedini, bölgede bulunan bir müslüman köyünün yakınlarına bırakıp kaçtılar. Cesedin bulunmasının ardından yetkili Budist Rahipleri ve Burma Hükümet yetkilileri kadının başına gelen hadiselerden ötürü müslümanları sorumlu tuttular. Neticede 3 tane masum müslüman genç tutuklandılar. Tutuklanan gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi de mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Böylece hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu…
Bu hadiseyi takip eden aylarda, bir çok radikal rahip, Burma içerisinde ve dışarısında Rohingyalılara karşı bir anti-propoganda başlattılar. Burmalılara karşı kullandı slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir. Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”…
Anti-Rohingya Propogandalarından bir kare…
Daha sonra bu gösteriler, bir takım hükümet yetkililerinin katılımı ve desteği ile amacından saptırılarak çizgiden çıkmıştır.
Soykırım nasıl başladı ?
3 Haziran 2012 – Arakan şehri güneyinde bulunan Toungup şehir merkezinde, 8 müslüman hacı ve yanlarında bulunan 2 otobüs muavini ve bir kadın, Budist Rahipler tarafından öldürüldüler. 5 kişi ise kaçarak canlarını kurtarabildi. Hadise olduğu sırada öldürülen hacılar Thandwe’deki Thetsa mescidindeki bir dini merasimden ( islami/ilmi bir toplantı ya da münazara ) dönüyorlardı.
Öldürülen müslüman hacıların cesetleri…
Hacıları taşıyan otobüs, dönüş yolundayken terörist Budist rahipler tarafından durduruldu. Durdurulan otobüsün plakası 7(Ga)7868’dir. Rahiplerden birisi kapıya gelerek “Hepiniz inin aşağıya” diye seslendi. Otobüs şöförü ve muavin müdahale etmek istediler, otobüste herhangi yabancı birisinin olmadığını söylediler. Buna rağmen budist rahipler ilk olarak onları dövmeye başladılar. Daha sonra otobüsün içine dalan Budistler müslüman hacıları döverek otobüsten dışarı çıkardılar. Sayıları 300’ü bulan Budistler, müslüman hacıları yolun ortasına alarak ölünceye kadar dövdüler. Buna rağmen ne bir polis ne de bir hükümet yetkilisi olaya müdahale etmedi. Ne olay sırasında ne de olay bittikten sonra…
Otobüs baskını sonrasında dövülerek öldürülen müslüman hacılar…
Dövülerek hayatlarını kaybeden 8 hacının kimlikleri şu şekildedir ;
Muhammed Sharif – Taung Twin Gyi şehrinden
Muhammed Hanif – Taung Twin Gyi şehrinden
Shafield Bai – Taung Twin Gyi şehrinden
Aslam Bai – Taung Twin Gyi şehrinden
Balai Bai – Taung Twin Gyi şehrinden
Shuaib – Taung Twin Gyi şehrinden
Salim Bai – Myaung Mya şehrinden
Lukman Bai – Myaung Mya şehrinden
Ve bunlarla birlikte otobüste görevli olan bir karı-koca çift dövülerek öldürüldüler.
Diğer 5 müslüman hacı bu katliamdan kaçarak kurtulmayı başardılar. Rahipler kazandıkları bu zaferi ( ?) yola attıkları cesetlerin üzerlerine tuvaletlerini yaparak ve içtikleri şaraplarından dökerek kutladılar. Buna rağmen hiçkimse tutuklanmadı ve bu katillere karşı herhangi resmi bir soruşturma dahi açılmadı. Cesetler aynı günün akşamında Thandwe de toprağa verildiler.
Hacıların cesetleri cenaze için götürülürken…
Bu elim hadisenin ardından ise, Burma hükümetinin verdiği destekle ve iç güvenliği tehdit ettikleri gerekçesi ile rahipler tarafından müslümanların köyleri baskına uğramaya ve yakılmaya başlandı…
Budist rahipler Burma güvenlik güçleri ile beraber gece vakti bir müslüman köyü yakıyorlar…
Rahipler müslümanların evlerini yakarken, güvenlik güçleri rahiplerin emniyetini sağlamakla görevlendirilmişlerdi.
FİLİPİNLER’DE IŞİD’İN SONU YAKLAŞIYOR! KÖŞEYE SIKIŞTILAR
Bir Burmalı güvenlik görevlisi gündüz vakti müslüman köyü yaktıktan sonra böyle resmedildi.
Bir güvenlik görevlisi alevlerden kaçan müslümanlara ateş ederken…
Çıkan bu hadiselerde güvenlik güçleri ve Rahipler güruhu, Razak, Lalu ve Syed Ahmet köylerindeki evleri yaktılar. Müslümanların ticarethaneleri ve 150,000,000 Kyatlık ticari malları yakıldı. Sawmawna köyündeki bir cami ateşe verildi. 200 Rohingyalı evsiz kaldı.
Tarihler 9 haziranı gösterdiğinde 100’ün üzerinde Rohingyalı müslüman hayatını kaybetmiş, 500ün üzerinde müslüman ise evsiz kalmışlardı.
Bunca zulümün ardından Müslüman halk, Bangladeş devletinin kendilerine bu zor zamanda yardım edeceğini düşünerek onların kapısını çalmak istediler. Zira halk, polis, güvenlik güçleri ve rahipler tarafından her gün katliama uğratılıyordu.
Müslümanlar kaçarak geldikleri Bangladeş ülkesinden barınak talep ederken…
Bangladeşte karaya çıkmak isteyen müslümanların kayıkları tekrar zorla denize itiliyor…
Lakin bunca beklentiye rağmen Tağut Bangladeş hükümeti Arakanlı müslümanların ülkelerine girmelerine izin vermediler. Şayet halk içinden herhangi bir kişi Arakanlılara ensarlık yapıp ev verirse, derhal tutuklamaya ve muhacirleri de sınır dışı etmeye başladılar.
Bangladeş askerleri ülkeye girmek için Burmadan kaçan müslümanların kayıklarını ararken…
Bangladeş askerleri karaya çıkmak isteyen müslümanların kayıklarını tekrar denize itiyor…
Arakanda tutuklanan bir müslümanın akibetinden, herhangi bir akrabasının haber alması mümkün değildir.
Yukarıda anlattığımız hadiselerin yaşandığı 8 haziran ve 19 haziran tarihleri arasında 60 müslüman kadın Hükümet güvenlik güçleri, polisler ve Budist rahipler tarafından tecavüze uğradılar. Paungzarr köyünden bir kişinin anlattıkları şu şekilde:
“Köylere giren güvenlik yetkilileri, köyün erkekleri tek bir meydana toplayarak onlarla gelecekteki durumları hakkında bir toplantı yapacaklarını söylediler. Evlerden çıkıp köyün dışında bir meydanda toplanan erkekler, orada bir grup tarafından oyalanırken diğer bir grup polis ve rahip köye girerek onlarca kadına tecavüz ettiler. “
Günümüzde Arakanlı müslümanları koruyan hiç bir kuvvet yoktur. Maruz kaldıkları onca zulüm, tecavüz ve evlerinden çıkarılmaya karşı hiç bir koruyucuları bulunmamaktadır. Buna rağmen Burma hükümeti tarafından, Rahiplerin ölcülük ettiği bu katliamı meşrulaştıran bir çok kanun tasarısı devamlı olarak kabul edilip yürütmeye konmaktadır. Hükümet destekli bu sistematik soykırım faaliyeti günden güne hıncını ve hırsını arttırarak devam etmektedir.
Murad Gündoğan / @mur_gundogan tarafından ISLAH HABER için tercüme edilmiştir.
Kaynak : Echo of Jihad Magazine
Kaynak : ISLAH HABER
İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütü, Myanmar hükümetine ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde Rakhine Budistleri’nin “korkunç saldırılarına maruz kalan Rohingya Müslümanlarının güvenliğini sağlamak için acil önlem alması” çağrısında bulundu. Son olaylardaki ölü sayısının resmi rakamların çok daha üzerinde olmasından endişe ediliyor.
GELİŞMELER ENDİŞE VERİCİ
Merkezi New York’taki İnsan Hakları İzleme örgütünün Asya’dan sorumlu Müdür Yardımcısı Phil Robertson, “Myanmar hükümetinin, Arakan eyaletinde korkunç saldırılara maruz kalan Rohingya Müslümanlarının güvenliğini sağlamak için acil önlem alması gerekmektedir. Yetkililer, şiddet olaylarının kökenine inmediği sürece durumun daha da kötüleşeceğinden endişe duyuyoruz” dedi.
2800’DEN FAZLA EV ATEŞE VERİLDİ
Arakan eyaletinde devam eden etnik çatışmaların yol açtığı tahribatı gösteren uydu görüntüleri yayınlayan örgüt, sadece Kyaukpyu kentindeki 35 dönümlük bir alanda 24 saat içinde 633 ev ile 178 tekne-evin ateşe verildiğine işaret etti.
ÖLÜ SAYISI 112
Myanmar hükümeti, son bir hafta içinde 2800’den fazla evin ateşe verildiğini ve 112 kişinin yaşamını yitirdiğini açıklamış, daha sonra ölü sayısını daha sonra 67’ye düşürmüştü.
İnsan Hakları İzleme örgütü ise, katliamdan kaçan görgü tanıklarının ifadelerine dayanarak ölü sayısının hükümetin açıkladığından çok daha fazla olmasından endişe duyduğunu belirtti.
105 BİN KİŞİ EVİNİ TERK ETTİ
Haziran ayındaki çatışmalar sırasında hem Müslümanları hem de Budistleri korumakta başarısız olan Myanmar güvenlik güçlerinin Rohingyalara karşı işlediği cinayet, tecavüz ve toplu tutuklamaları da belgeleyen örgüt, Myanmar hükümetinin bölgeye insani yardım gönderilmesini kısıtladığı için yaklaşık 105 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını bildirdi.
Örgüt, 1982’de kabul edilen vatandaşlık yasası ile ülkede yaşayan yaklaşık 1 milyon Rohingya Müslümanının vatandaşlık haklarının elinden alındığına dikkati çekti.
Kaynak: http://www.ensonhaber.com/arakanda-muslumanlari-diri-diri-yakiyorlar-2012-10-27.html
Müslümanları soykırımla bitirmeye niyetli olan Budist çeteler, şu ana kadar sayısı tespit edilemeyen binlerce Müslümanı insanlık dışı yöntemlerle katletti.
Bunun adı: Sistematik Soykırım
Dünyanın sessiz bakışları arasında Myanmar’ın batısındaki Arakan bölgesinde Rohingya Müslümanlarına yönelik vahşet, dehşet verici boyutlara ulaştı. Genç kızlar tecavüze uğrarken, camiler ve evler içlerindeki kadın, çocuk ve yaşlılarla ateşe veriliyor. Binlerce müslümanın zorla göç ettirildiği ülkede, küçük çocuklar elleri bağlanıp nehre atılıyor. Arakan’da sadece bir günde bine yakın insan vahşi yöntemlerle katlediliyor.
Bizden başka müslüman var mı?
Arakan’da Müslüman köylerine elektrik verilmiyor, Müslümanların cep telefonu kullanması yasak, kullananlara 6 ay hapis cezası var. Erkekler yakalanmamak için dağlara kaçıyor. Kadınlar tecavüze uğramamak için denize atlıyor.
Arakanlı Müslümanlar feryat ediyor: Bizden başka Müslüman var mı, varsa acımızı hissederdi.
“Müslüman kanı ucuz”
Katliamlar Arakan’da yıllardan beri devam ediyor. Dünya seyirci kalıyor çünkü Müslüman kanı ucuz ve sahipsiz. Bu olayların temel nedeni Müslümanların temel merkezli birlik ve beraberlik içerisinde olmamasıdır. Dağınık yapının caydırıcılığı yok. İslam Konferansı, Arap Birliği gibi birlikler kağıt üzerinde var. Türkiye’den sivil toplum kuruluşlarından zaman zaman yardım gidiyor ama yetmiyor.
Güneydoğu Asya ülkesinde Budist çetelerce katledilen Müslümanlar şimdi de ülkelerinden sürgün edilmek isteniyor. Müslümanlar diri diri yakılarak katlediliyor, evlerinden ediliyor. İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) raporuna göre son olaylarda binden fazla Müslüman öldü, 90 binden fazla Müslüman evsiz kaldı. Ülkede Müslüman nüfusun yoğun olarak bulunduğu Arakan bölgesinde her gün tecavüzler, ev yakmalar, toplu sürgünler ve katliamlar gerçekleştiriliyor.
Myanmar’da onlarca yıldır askeri cunta tarafından kışkırtılan Budist çeteler ‘Rohingya’ adı ile bilinen Müslümanların üzerine salınıyor. Evleri yakılan, tecavüz edilen ve adeta kaçmaya zorlanan Müslümanlar tekneler ile okyanusu aşıp özellikle Bangladeş ve çevre ülkelere kaçmaya çalışıyor. Durumu daha da trajik hale getiren nokta ise Bangladeş’in haziran ayından bu yana ülkeye sığınan mültecileri kabul etmiyor ve ülkede bulunan mültecileri de geri göndermeye başlıyor.
Eski cunta lideri Müslümanların desteğini almıştı
Öte yandan Nisan ayındaki seçimler öncesi, “Katliamlar duracak. Bütün etnik unsurlar barış içinde yaşayacak” diyen ve bu sözüyle Müslümanların da desteğini alıp seçimleri kazanan eski cunta lideri, yeni Devlet Başkanı Thein Sein, verdiği sözden dönüp ‘Müslümanları, isteyen ülkeye gönderebiliriz ‘ diyerek Arakan’daki 4 milyona yakın insanın sürgün edileceği mesajı verdi. Eğer İslamdünyası harekete geçmez ve Thein Sein’in onay verdiği katliam durdurulmazsa, Güneydoğu Asya ülkesi Burma’daki Müslüman nüfus adeta ‘tarih’ olacak.
Uluslararası camia sessizKatliama tepkiler artarken uluslararası camia olaylara kayıtsız kalıyor. Birleşmiş Milletler yaşananları endişe ile karşıladığını belirtirken uluslararası af örgütü yöneticilerin iki grup arasındaki çatışma gibi yansıttığı olayların asıl kurbanının Rohingyalı Müslümanlar olduğunu açıkladı. Açıklamada olayın kurbanları olmalarına rağmen yüzlerce Müslüman’ın gözaltına alındığı bildirildi.
Müslümanlar diğer yandan da gıda sıkıntısı çekiyor. Yeterli gıdanın olmadığı Arakan’da Müslümanların evlerinden çıkıp alışveriş yapmalarına izin verilmiyor. Uluslararası kuruluşlardan gönderilen yardımlar Müslümanların eline ulaşmıyor.
Müslüman dünyasında birlik beraberlik yok
Milli Gazete Yazarı Mustafa Özcan: Katliamlar Arakan’da yıllardan beri devam ediyor. Dünya seyirci kalıyor çünkü müslüman kanı ucuz ve sahipsiz. Bu olayların temel nedeni Müslümanların temel merkezli birlik ve beraberlik içerisinde olmamasıdır. Dağınık yapının caydırıcılığı yok. İslam Konferansı, Arap Birliği gibi birlikler kağıt üzerinde var. Türkiyeden sivil toplum kuruluşlarından zaman zaman yardım gidiyor ama yetmiyor.
Bugün dünyada en kötü mülteci kampı Arakan’dır. Ben gittim gördüm. O kadar kötü şartlarda yaşıyorlar ki anlatmak mümkün değil. Tabiri caizse hayvan bağlasanız durmaz. İçler acısı bir durum. Müslümanlar katliamdan kaçıp Bangladeş’e sığınmak istiyor ama Bangladeş de fazla mülteci istemiyor. Bangladeş’te mülteci kampına gittiğiniz zaman mültecileri saklıyorlar oraya kontrollü bir şekilde götürüyorlar. Bangladeş Burma’dan toprak kiralayıp orayı değerlendirmek istiyor. Burma’nın kendisine muhtaç olduğunu görüyor. Burma kapalı bir ülke olduğu için dünyaya sesini duyuramıyor. Dünya siyasi iradesi çok düşük. Uzun yıllardan beri askeri cuntanın sözü geçiyor. Batı mültecilere değil Burma’daki muhaliflere sahip çıkıyor. Arakan’da gıda sıkıntısı da var. Nehirden elde ettikleri ürünlerle geçinmeye çalışıyorlar. Ancak gıda ihtiyaçlarını karşılamaları mümkün değil.
‘Yardım gönderilecek’
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, Myanmar’daki Müslümanlara yönelik şiddet olaylarının önüne geçmek insan hakları örgütleriyle temasa geçeceklerini söyledi. Mısır’ın başkenti Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yle bir görüşme yapan İhsanoğlu, Müslüman ülkelerde yaşanan sıkıntıların ve Myanmar’da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarını ele aldıklarını belirtti. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Myanmar’daki sivil toplumkuruluşları ve bütün uluslararası insan hakları örgütleriyle temasa geçeceğini dile getiren İhsanoğlu, Myanmar’ın Arakan bölgesindeki Müslümanlara yardım gönderileceğini söyledi.
Hamaney: Batının ‘insan hakları’ yalan!
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ”Batılı ülkelerin insan hakları savunuculuğu iddialarının yalan olduğunun Myanmar’da Müslümanlara yönelik katliamlar karşısındaki sessizlikleriyle bir kez daha ortaya çıktığını” söyledi. Ayetullah Hamaney, Kur’an-ı Kerim hafızları ve hocalarını kabulde yaptığı konuşmada Myanmar’da Müslümanlara karşı uygulanan şiddet eylemlerine değindi. Hamaney, ”Batılı ülkelerin, Myanmar’da binlerce Müslüman’ın katledilmesi karşısında sessiz kalmaları onların ahlak ve insan hakları savunuluğu iddialarının yalan olduğunun bariz örneğidir” diye konuştu. İnsanların, ”ahlak ve maneviyatten uzak maddiyatçı Batı kültürü tarafından sömürüldüğünü” belirten Hamaney, ”Batı kültürü, geçmiş asırlarda da her nereye ayak bastıysa neticesi fesat ve sömürü olmuştur” ifadesini kullandı.
İran da, Myanmar’daki Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddetin durdurulması için Birleşmiş Milletler’i harekete geçmeye çağırdı. İran devlet televizyonu, Myanmar’da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarına ve katliama son verilmesi için İran yönetiminin uluslararası toplum, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve BM nezdinde girişimlerini sürdürdüğünü duyurdu.
Bayramda hasta olmak yasak Bu ne böyle dağ başımı burası