34,2907$% -0.01
37,0996€% 0.07
44,6200£% 0.26
3.053,14%0,98
2.769,28%0,99
8.945,80%0,42
30 Temmuz 2024 Salı
Kısaca modern olmayı,devam eden çağın getirdiklerine ve
Zeitgeist’ine ayak uydurmak
şeklinde tarif edebiliriz.
-Moda,
-Bilim,
-Teknoloji,
-Siyaset,
-Akılcılık,
-Ekonomi,
-Kültür,
-Eğitim
Gibi daha pek çok konuda günün gereklerine ayak uydurmak suretiyle
ve çağın imkanlarını heba
etmeden insanoğlunun hizmetine sunmayı
modern olmak
şeklinde anlatılabiliriz..
“Modern yaşam” ın nasıl “bedelli köleliğe” dönüştüğünü ise yazımız ölçeğinde anlatmaya çalışacağız.
Modernizm ile ilgili tespitlerimiz ve yaşamın doğal akışıyla
ilgi değerlendirmelerimizi karşılaştırdığımızda “bedelli
kölelikten” kastımız daha kolay anlaşılacaktır.
Hayatın doğal akışı dediğimizde;insanlığın ilk yaratıldığı günden günümüze kadar,gerek inanç kaynaklarından ve
gerekse bizatihi tecrübelerinden;dolaylı
ve direk olarak
biriktirdiği bilgi,birikim ve değerleriyle bütünleşerek yaşamını sürdürmesi olarak anlıyoruz.
Biz burada temelde son elli yılı inceleyerek kıyas
yapacağız ve modern yaşam zannedildiği gibi masum olmadığını ve insanı nasıl esir
aldığını anlatmaya çalışacağız.
Doğal yaşam akışının orijinalliğine karşın modern yaşamı belirleyen,tetikleyen ve talep edenlerden bahsedeceğiz.
Yani modern yaşamın bizatihi kendisinin;fabrika,sanayi tesisi veya çiftlik olarak tekelcilerin oyuncağı olduğu gerçeğini su üstüne çıkaracağız.
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde;
doğal yaşamın hüküm sürdüğü kırsal yerlerde ülke nüfusunun %70 yaşıyordu.Bazı zorlukları olsada insanlar mutluydu.
-Toprağa bağlıydı
-Emek yoğun çalışıyordu
-Sosyal ilişkileri vardı
-Kendi kendine yetiyordu
-Kısada olsa yaşadığı süreyi kendisi ve ailesi için yaşıyordu
-Sevgi doluydu
-Vatanperverdi
-Dindardı
-Merhametliydi
Gibi daha pek çok yaşam ritüeline sahipken modern yaşama terfi ettiğini zannederek aslında “Bedelli Köleliğe” bile isteye itildiğini yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda fark edebilmiştir ancak.
Bunuda yaşam ritüellerinin açık bir şekilde değiştiğini ve
yaşam süresi artmış olsada
-Yaşam kalitesi,
-Çalışma şartları,
-Hane halkı çalışan sayısı ve -Çalışma süreleri
gibi pek çok konuda mutsuzluğunu tetikleyen sebepler türedi.
Yani;
-Artık toprağa bağlı değil ama patrona bağlı.Başka bir deyişle patronu toprakken yeni patronu baronlar oluvermiş.
-Emek yoğun çalışırken hem emek hem akıl hem Tilki’nin işine talip olmuş,ümüğünü sıkıyor.
-Toprağa bağlı çalışırken *ailesiyle birlikte vakit geçiriyor *çevresindeki insanlarla;
köy meydanında,
köy kahvesinde,
camide,okulda,merada birbirlerine vakit ayırabiliyordu.
Yani sınırlıda olsa sosyal hayatı vardı.
Modern yaşamda ise
*sosyal medya ile
*apartıman ve rezidanslarla
*mahallelerin yokoluşu ile
*ağır iş şartları ile
*trafik yoğunluğu
Aynı ortamı ve şehri paylaştığı ailesi,arkadaşı ve diğer insanların yüzlerine bile yabancılaşıverdi.Evden işe işten eve mekik dokur hale geldi.
-Kendi kendine bir şekilde yetişiyorken yani ne yiyeceğine ne giyeceğine nereye gideceğine gibi maddi ve manevi gereksinimlerini doğasına uygun karşılarken yönlendiremediği ihtiyaçlarına ise faiz lobisi karar verir oldu.Yani önce reklamlar ve her türlü medya vasıtalarıyla ona yeni ihtiyaçlar üretilmiş ve karşılayabilmesi içinde ömründen bilmem kaç vakit daha çalışmak zorunda bırakılmış.
-Yaşam süreleri bile ortalama 80 yıla ulaşması lehine görülebilecek tek unsur iken o bile eşşeklik süresinin artmasıyla baronların kâr hanesine yazılıvermiş.
-Toprağa bağlı yaşam insanın negatif enerjisini bir yandan alırken bir yandan da karnını doyuruyordu.Türlü nimetlerle nede olsa insanoğlunun atasıydı toprak.Modern yaşamın beton ve Demir yığınları ise öylemi.İnsanın içini karartıyor.
İşte bu negatif enerjisi içinde kalan insandan sevgi beklemek olacak şey değil elbet.Gelsin stres gitsin panik atak.Toplum toptan ateş topu adeta.
-Toprak vatandır idealindeki köylü beton yığınları işe beton babamdır demeye başlayarak vatan sevgisini batan geminin mallarına yönlendivermiş bile.Yani vatan sevgisinin yerini,mal,para ve makam hırsı almış.
-Yine modern yaşam insanlık değerlerini bir bir insanın bedeninden ve ruhundan sökerken dine karşı tutumunuda geçim derdinin arasında giyotine gönderdi.
Para-Mal-Makam yeni devrin inanç sisteminin ilk üç ayağı ve kaynağı oldu maalesef.
-Bütün bunlar olurken kuşkusuz insanı oluşturan değerlerin giysisi olan merhametide çöpe gönderdi bile.”Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” felsefesi yeni merhamet anlayışının tarifi olmuş.
Bunlar gibi pek çok başlık altında dile getireceklerimiz olsada bu kadarı bize “ Bedelli Köleliği” anlatmaya yeterde artar bile.
Şöyle ki:
Bütün bu insanın ve insanlığın aleyhine olan sözde gelişmeler insanı madden yani fiziken ne hale getirdiği ortadadır.Bunlara ilaveten zar zor bütün hane halkının emeğiyle üretilen birikimler ihtiyaçlarını belirleyen “Çağın Zitgeisti” ile elinden alınmaktadır.Hatta önünde yaşayıp yaşamayacağı belli olmayan uzun yıllarını borçlanarak hemde.
Görünen o ki %80 lere ulaşan modern yaşam köleleri daha uzun yıllar;
Baronların midesine çalışacak ve onların belirlediği ihtiyaçları olduğunu zannettiği:
-Enerjiye(Elektriğe)
-Akaryakıta
-İsraf ettiği yeme içmeye
-Giyim kuşama
-İhtiyacından çok daha fazlasını stoklamaya devam edecek gibi görünüyor..
Titreyip kendimize gelmezsek tabi.
Bizden söylemesi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.