DOLAR

34,3088$% 0.2

EURO

37,3788% -0.06

STERLİN

44,2627£% 0.14

GRAM ALTIN

3.030,02%0,33

ONS

2.745,97%0,09

BİST100

8.863,88%-1,58

Faysal ATMACA

Faysal ATMACA

30 Temmuz 2024 Salı

    KADINA ŞİDDETİN EFENDİLERİ

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Çağın Zeitgeisti;kadına hakkını verenin erkek olduğu ve
    Kadının;Anne,bacı ve evlat olarak aynı evi paylaştığı erkekle uyum içerisinde yaşaması yerine rekabete sokulduğu bu vesile ile de giyotine yollandığı gerçek görenlerce çok nettir.

    Cenab-ı Hakk’ın yetkisini kullanarak kadına hak verdiğini iddia eden erkeğin kendi çıkarlarını koruma ve geliştirmeden öte yapabileceği bir kudretinin olmadığını anlamamız gerekir evvela.

    Oysaki;gördüğünü,okuduğunu,
    duyduğunu analitik düşünecek ve maksadın hasıl olmasına vesile olacak marifetli iyi niyetli ellerden dökülseydi nihai kelamlar cehaletin günümüz versiyonu yaşanmazdı elbet.

    Bugün kadınlarımız için bir kaç kelam ile muradımız 8 Martın Dünya Kadınlar günü olması hasebiyle gerçek gücün, özgürlüğün ne olduğunu ve dostunun kimler olduğunu hatırlatmaktır.

    Rabb’imizin hatırlattıklarıyla başlayalım öyleyse:

    “Onlardan birine kız(ının doğduğu) müjdelendiği zaman, öfkeden yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılanmaya katlanıp yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” (en-Nahl, 58-59)

    Ya Resulü Kibriya ne diyor:

    “Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.”

    “Cennet Annelerin ayakları altındadır”

    Demek suretiyle kadına bakış açısının ne olduğunu ve ne olmaması gerektiğini peşinen önümüze sermektedir.

    Hz.Ömer RA’dan bir kıssa İle biraz daha açık olmaya çalışalım öyleyse:

    “ Aklıma iki şey geldiğinde önce hüngür hüngür ağlıyorum ve sonrada sonrada gülmeye başlıyorum.Ağlıyorum; çünkü kızımı cahiliye dönemimde canlı canlı toprağa gömmek için mezar kazıyordum,o sırada sakalıma kum sıçrıyordu,
    mezarını kazdığım kızım ise sakalımdan kumları temizliyordu mezarın kendisi için olduğundan habersiz.Nasıl bir vicdanın esiri ve kölesiydim ki ben kızımı yinede canlı canlı koydum mezara.Bu yüzden gözlerim yerinden çıkasıya ağlıyorum.
    Güldüğüm şeye gelince;her sabah kalkıyor hamur karıyorum çeşitli şekilleri verdikten sonra pişiriyorum ve akşama kadar bu benim Tanrımdır diyerek tapıyorum ellerimle yoğurduğu putuma ve akşamına şapur şupur yiyorum ellerimle yaptığım Tanrımı.Ne ahmakmışım diye aklıma geldikçe gülmekten katılırım hep sonunda”

    İslam öncesi ve çağın Zeitgeistinde kadına yaşaması bile hak olarak verilirken İslam kadını asıl belleyip doğuştan Rabb’inden alıyor hakkını tıpkı erkek gibi.

    Bu değil midir insanı insan yapan?

    Şimdilerde kutlanan kadınlar günü hikayesinin kadınla ilgisinin aslında komünist propagandası olduğu ve bugün komünizmin çoktan tedavülden kalkmış olmasına rağmen niye devam ettiğini ancak düşünen beyinler farkedecektir.Görülecektir ki mesele yorganı kapmak komünist kapitalist farketmediği.

    GELELİM HİKAYESİNE:

    “8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapması olarak kabul edilmektedir. Bu grevler sırasında çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can vermiş, bu olaylardan 52 yıl sonra (1910), Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonal toplantısında Clara Zetkin’in önerisiyle, 1857’de başlayan, kadın haklarının kazanılması ve kadınların birlikteliği mücadelesinin her yıl “Kadın Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
    1975 yılında Uluslararası Kadınlar Yılı olarak kutlandı. Yapılan etkinlikler kapsamında Birleşmiş Milletler, 8 Mart’ı “Dünya Kadın Günü” olarak kutlamaya başladı. İki yıl sonra 1977 de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 Mart, “kadın hakları, uluslararası barış günü” olarak kabul edildi.
    Bu kabule gerekçe olarak iki temel neden gösterildi. Bunlar: dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlama gereksinimi idi. Kadınlara eşit hakların verilmesinin dünya barışını güçlendireceği kabul edildi.”

    Hikayenin kadınlarla ilgisinin
    ölçümünü okuyucuya bırakmakla birlikte düşünenlere verdiği mesaj ise hiçte masum olmadığıdır.

    Önümüze konulanın kaynağını araştırmadan ve analitik düşünmeden tutulacak yolun varılacak menzili vuslat değildir asla..

    Sokrates’in de dediği gibi;size ulaşan bir haberin önce kaynağını sonra iyi mi kötü mü olduğunu ve nihayet sizi ne kadar ilgilendirdiğini ölçtükten sonra buyur edin sofranıza der.

    Eğer bugün kadınlar günü dahil dünyanın dört bir yanında masum kadınların şiddete maruz kaldığını okuyor,görüyor veya duyuyorsak;

    İnanın her şartta erkek egemen kapitalistlerin kartellerine binbir çeşit entrika ile kadınları kapital yapma gayesinden başka bir şey olmadığı kolayca görülecektir..

    Şiirin toparlayıcı dilindende anlatmaya çalıştığımız gibi:
    -Kadınlar Anamızdır
    -Kadınlar Hayat ortaklarımızdır.
    -Kadınlar Bacılarımızdır.
    -Kadınlar Evlatlarımızdır.
    -Asla rakibiz değil birlikte yaratıldığımız kainat paydaşlarımızdır..

    Evelemeden gevelemeden batılın bataklığından kurtulup; İslamın gülistanında
    yaratılışa kafa tutmadan aslımıza rücü ederek,kadına şiddetin efendilerini saraylarının çöplüklerine kadın/erkek birlikte dökebiliriz ancak.

    Yani Nasrettin Hocanın da anlatmaya çalıştığı gibi yorgan gitmeden kavgayı çıkaranların başına bela etmektir hüner ve kadın/erkek kendi yaratılış sermayemize sahip çıkarak alt edebiliriz bu kartelleri ancak vesselam.
    YERYÜZÜ
    KANDİLLERİ
    Kelâmların evveli
    Anam diye süzülür
    Biz yanmadan o yanar
    Bizden önce üzülür..
    Cennet’in Kapısında
    O’dur gişe memuru
    Benim anamda kadın
    Yeryüzünün gururu..
    Tek başına erkeğin
    Gider adımı geri
    Eşim dediği kadın
    Gönüldür onun yeri..
    Evlerde genel müdür
    Akan hayatta kaptan
    Yeryüzü kandilleri
    Arkadaş bize Hak’tan..
    Bacıyken yarım anne
    Derdimizin sırdaşı,
    Aslan olur uşaklar
    Kızlar onun kardaşı..
    Her hanede hizmetçi
    Üstelikte vazife
    O kadar temizler ki
    Adı bile Nazife..
    Evlât diye acımaz
    Canlı koyar mezara
    Erkeğe lâzım ise
    Çıkarırlar pazara..
    Cahilin erkekliği
    Kendinden aza yeter
    Bilmişleri kullanır
    Cahilden daha beter..
    Oysaki döner erkek
    Onların etrafına,
    Kalplerin ömrü bile
    Bakar kadın lâfına..
    Severken çiçek açar
    Nezih kurar düzeni,
    Eskimez canlarımız
    Her yaşlarında yeni..
    İnsanlık temelinde
    Dinimde herkes eşit
    İffet ziynetlerinde
    İnsanlıktır bin çeşit..
    Ebu cehil itinden
    Bekleyen fazileti
    Hergün yaşar daima
    Bin çeşit rezaleti..
    Para’dan giyotinle
    Doğradılar kadını
    Baldırana döktüler
    Özündeki tadını..
    Batı’nın keşfi böyle
    Kadın tiçari meta,
    Dönelim aslımıza
    Demeyelim elveda..
    Behruz-ı Babayani

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.