DOLAR

34,2793$% 0.05

EURO

37,2574% 0.4

STERLİN

44,6323£% 0.03

GRAM ALTIN

3.069,34%0,43

ONS

2.785,21%0,39

BİST100

9.006,55%0,68

Faysal ATMACA

Faysal ATMACA

30 Temmuz 2024 Salı

    KÜRESEL ÇUKUR

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Kitle iletişim araçları İle yığınlara;
    basılı,görsel,duyusal haber ve bilgi aktarımı olarak
    basitçe tarif ettiğimiz medyanın küresel çukura ve teröre
    dönüşümünü konu edeceğiz bugün.

    İlk çağlardan beri insanoğlu çeşitli metotlarla,
    toplumsal lüzum gereği,haberleşmeyi kullanagelmiştir.

    Bunlar;
    -Hayvanları taklit eden sesle
    -Bazı cümleleri kurabildikleri Dil (Lisan) ile
    -Duman ile
    -Hayvanlar aracılığı ile
    -Hiyeroglif resimlerle
    -Telgraf ile
    -Telefon ile
    -Radyo ile
    -Televizyon ile
    -Gazete,Dergi,Kitap ile
    -İnternet ile
    Gibi sayabileceğimiz pek çok yöntem ile,sürekli yaygınlaşmış ve daha büyük kitlelere ulaşabilmiştir.

    Yirminci yüz yıla gelindiğinde ise;

    Yasama
    Yürütme
    Yargının yanında
    Dördüncü kuvvet olarak medya devletlerin ve milletlerin
    Kaderini tayine dahil olmuştur.

    Maksatını aşmadan kontrol edilebilmesi şartıyla;

    İnsan haklarına
    Adaletin tesisinde
    Kalkınmada
    Bürokrasi

    Gibi pek çok alanda öncü rol oynadığını da kabul etmeliyiz pekala.

    Yirmibirinci yüzyılın birinci devresini yaşadığımız bugün ise;

    Bireysel olarak sosyal medya (İnternet)

    Kitlesel olarakta Radyo,Televizyon,Dergi ve
    Gazeteler aracılığı ile toplumların hayatına yön
    verme yarışına kadar evrildikleri görülmektedir.

    Atv ve Fox televizyonlarının karşılıklı iki kesime yaptıkları yayın gibi.

    Gelinen bu noktaya;

    -Küresel güreş minderi
    -Dünyevi ve uhrevi mahkeme salonu
    -Görsel ve işitsel sanatlar merkezi
    -İbadethane
    -Eğitim kurumu
    -Aşevi
    -Eğlence mekanı
    -Aşk yuvası
    -Ticarethane gibi pek çok mekanın adını versek
    yanılmış olmayız takdir edersiniz.

    Bütün bu gelişmelere ilave olarak iletişim teknolojilerinin
    geldiği nokta ile sanal bir dünya üretmesi de cabası ayrıca.

    Böylecede çok daha yaygın kitlelere ulaşması mümkün olmuş,bir merkezden bütün insanlığı yönetir hale gelmiştir.(Korkunç tehlike)

    Başta masumluğuna ve faydasına inandığımız gelinen nokta;
    muhatapları olan halk yığınları ve hukuk düzenleri vasıtasıyla
    engellenemez ya da kontrol altına alınamazsa geleceğin
    insanlık için tehlike altında olduğunu söylemek kehanet olmasa gerek.

    Sosyal medya aracılığı ile kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu kan gölüne çevirerek dizayn ettikleri gibi..

    Birde;
    Geniş kitlelerce kutsallık atfedilen sadece haber programları vasıtası ile bile
    siyasal ve dünya görüşlerinin tayini artık oligarklar tarafından
    belirlenme evresine geçilmiş ve onların Cennetine giden yollara taş döşenir hale gelmiştir maalesef.

    -Ne aile hayatına
    -Ne kültürel değerlere
    -Ne iktisadi faaliyetlere
    -Ne İnanca dair ritüellere

    Kontrol edilebilir hal bırakmış ne de değerini muhafaza imkanı.
    Dünya’nın küresel çukura yuvarlandığını çıplak gözle seyreder olduk artık.

    Konuyu daha fazla uzatmadan öncelikle bireyler olarak
    akabinde ulusal ve uluslararası hukuk sistemlerinin devreye girmesi ile
    yapılabilecekler olduğuna inanıyoruz.

    Bireysel olarak;

    -Her şeye maydanoz olmamak
    -Her söze itibar etmemek
    -Her konuya angaje olmamak
    -Adil olmak
    -Aklı kullanmak..
    -En önemlisi de test edilmiş değerlere kulak vermek;

    Test edilmiş değerlere bir kaç örnek vererek son kelamı etme vakti öyleyse :

    Nisâ süresi 83.Ayeti kerimesinde;

    “Onlar,müslüman toplumun güvenliğini ilgilendiren ve Mü’minler arasında korku ve paniğe yol açabilecek bir haber geldiğinde,olayın sebep olabileceği zararları düşünmeden,onu hemen yayıverirler.Halbuki onlar bu haberi Resûlullah’a ve aralarındaki yetki sahibi kimselere götürselerdi,işin iç yüzünü araştırıp ortaya çıkarabilecek olanlar,elbette onun mahiyetini anlayıp,ne yapılması gerektiğini bilirlerdi.Eğer Allah’ın üzerinizde lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç,hepiniz şeytana uyup giderdiniz,”

    Buyuran Cenab-ı Hak başka söze hacet bırakmıyor birincisi.

    Resulullah ise;

    “Yakında büyük fitneler olacak, o fitnelerde (yerinde) oturanlar ayaktakilerden, ayaktakiler yürüyenlerden, yürüyenler koşanlardan, daha hayırlı olacaklar. Kim o fitne içinde bulunmuş olursa, ondan uzak dursun. O zaman bir iltica yeri, sığınacak mekan bulursa ona sığınsın.” (Sahihu’l-Buhari VIII, 92; Tefriru’l-Kurani’l-Azim II, 43; Sunenu İbn-i Mace, II, 3961.)

    Diyerek,anlatmaya gayret ettiğimiz ve yüzleştiğimiz medya terörüne karşı yapılması gerekenleri ne güzelde özetliyor.

    Batı kaynaklarında da durum farksız;

    Sokrates bir gün filozof tanıdığına rastladı ve adam ona dedi ki:
    Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?
     
    Sokrates :
    Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum.
      
    Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek iyi olacak kanaatindeyim.

    Önce
    Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?
     
    Adam: Hayır. Aslında bunu sadece duydum..
     
    Sokrates: Öyleyse,sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.

    Peki söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?
     
    Adam: Hayır, tam tersi..
     
    Sokrates: Öyleyse, onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan da emin değilsin.

    Son olarak,
    söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?
     
    Adam: Hayır, pek değil.
     
    Sokrates: İyi, eğer bana söyleyeceğin şey
    doğru değil,
    iyi değil,
    işe yarar ve faydalı da değilse bana niye söyleyesin ki?

    Diyor Sokrat ne de iyi ediyor nihayet.

    Gayret bizden Tevfik Allah’tandır
    [email protected]

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.