DOLAR

34,3088$% 0.2

EURO

37,3788% -0.06

STERLİN

44,2627£% 0.14

GRAM ALTIN

3.030,02%0,33

ONS

2.745,97%0,09

BİST100

8.863,88%-1,58

Faysal ATMACA

Faysal ATMACA

30 Temmuz 2024 Salı

    TEK ADAM

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL


    Başlığı okuyan pek çok kişinin ilk bakışta
    “Tek Adam” ifadesine yakıştıracağı anlam;

    -Zülüm
    -Baskı
    -Korku
    -Yokluk
    -Yobazlık
    -Haramilik..

    Gibi pek çok olumsuzluktur hiç şüphesiz.

    Aslında işin özüne angaje olunca ortaya
    çıkan manzaralar bize öyle demiyor.

    Aksine ulaştığımız
    bu asıra gelinceye kadar bütün “Sırat Köprüleri”inden
    “Tek Adam”lar aracılığı ile geçildiği gerçeği karşılıyor bizi.

    En başından başlarsak Cenab-ı Hak Hz.Adem AS
    yaratarak başlattığı insanlığın serüveninde Hz.Havva’yı
    ona yardımcı olsun diye gönderdi.

    İkisini birden peygamber
    (Lider+Yol gösteren) olarak göndermedi.
    Ve daha sonra gönderdiği
    her kavme bir peygamber ile yönetimde tutulacak yolun ne olduğunu insanlığa işaret etti.

    Hz.Harun As.ile Hz.Musa As’ın birlikte aynı kavme gelmeleri
    bile,Harun As’a kitap indirmeyip Musa As’ın yolculuğunda ona yardımcı olmasını istemesi maksadımızı anlatmaya ayrıca bir karinedir hiç şüphesiz.

    “Ele verir talkımı kendi yutar salkımı” özdeyişinden zuhur
    eden bir topluluk ise;
    insanlığı kolayca idare edip sömürebilmek için

    “Böl parçala yönet”
    felsefelerinin ürünlerini
    tedavüle sürdüler

    sözümona çoğulcu yönetim anlayışı modellerini kendilerinden olmayan milletlere,ülkelere ihraç ederken kendilerine
    “Tek Adam”rejimleriyle idare edilmeyi uygun gördüler.

    Onlar geliştikçe semizleşti,sömürgelerde eridikçe
    deri-kemiğe büründü maalesef.

    Müşahhas örneği ise;
    ABD-Rusya-İngiltere-Fransa-Japonya denen dünyanın beşlisi “Tek Adam” rejimi ile idare edilip parlementoları ise tıpkı
    meslek odaları gibi kendi işlerini (İşaret edilen yasaları çıkarmak) yaptıklarını görmekteyiz,bu da maksatlarını anlamamıza yeterlidir.

    Buraya kadar ortaya koyduklarımızın daha iyi anlaşılabilmesi adına;

    Nasrettin hocaya kulak verelim:

    Köylüler toplanır ve Hocanın kuzusunu da yanlarına alarak pikniğe giderler.Tabiiki kuzuyu eğlendirmeye değil midelerine indirmek için çevirmek isterler ve duruma şahit olan bir çoçuk koşarak hocaya gider.

    Çoçuk:

    -Hocam köylüler toplanmış senin kuzuyu kesecek,yetiş!

    Hoca:

    -Korkma evladım onlar kuzuyu kesene kadar kuzu kaçar meraklanma.Çünkü onlar;
    biri boğazından keselim derken diğeri başka bir yeri işaret edecek,
    biri hemen keselim derken diğeri ateş iyice harlansın isteyecek,
    biri kuşbaşı olsun derken başka biri kıyma olsun diyecek
    birbirine girecekler ve bizim kuzuda çoktan köyün yolunu tutmuş olacak.
    Amma sen bana hocam bir adam kuzunu kaçırdı dere kenarında kesip çevirme
    yapacak deseydin o zamanda;

    Evlat koş yetişelim bari çevirmeden nasiplenelim derdim sana.

    Ve günümüzden;

    Şevket Süreyya Aydemir’in Mustafa Kemal Atatürk’e izafeten yazdığı “Tek Adam” kitabının sadece adı bile maksadımıza işaret ederken birde kitap hakkında değerlendirme yazan

    Emre Kongar’ın fikirlerine kulak kesilelim ve her ikisinin de sol jargona sahip olduklarınıda
    bilerek tabi.

    “Değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel
    imparatorluktan ve Sevr’i
    imzalamış olan bir kalıntıdan yepyeni bir ulusun,yepyeni bir devletin doğuşunu anlatıyor”

    Derken bile Tanzimat’la dayatılan “Çok Adam” kargaşasının Mustafa Kemal gibi “Tek Adam”la,uhulete ve suhulete kavuşacağını beyan ediyor.
    Lakin her ikisininde
    yığınlara komünizm ile idareyi temel prensip olarak önermesi ise ne menem çelişkidir
    varın düşünün derim.

    Bizimde Atatürk’ün “Tek Adam”lığına sözümüz yoktur.Çünkü gelinen noktadan çıkış yoluda buydu zaten..

    Bunun sonucu olarak yeni kurulan bir devlet çok dar zamanda;

    -Fişek fabrikalarını
    -Çimento fabrikalarını
    -Bez fabrikalarını
    -Mensucat fabrikalarını
    -Demir-Çelik fabrikalarını
    -Uçak ve Araba hangarlarını

    Ülkenin dört bir yanına açabildi..

    Tıpkı bugün Atatürk’ten sonra inkitaya uğrayan sistemin Recep Tayyip Erdoğan’la yeniden inkişaf etmesi gibi..

    Bunun sonucu olarak ta:

    -Oto yollar
    -Köprüler
    -Tüneller
    -Şehir Hastaneleri
    -Sağlık devrimi
    -Savunma Sanayi
    -Uluslararası ilişkiler
    -Yerli uydu
    -Teknoloji
    -Yönetim
    -Askeri düzenlemeler
    -Yedi düvelle mücadele
    -Kamusal binalar
    -Kentsel dönüşümler
    -Yerli Otomobil sanayi
    -Yerli Uçak sanayi

    Daha pek çok alanda dünyayla yarışır bir ülke..

    Sözü toparlarken

    -Metehanın onluk sistemi ile askeri dehası,
    -Fatih Sultan Mehmet’in çağ açıp çağ kapaması,
    -Büyük İskender’in dünyayı kısa zamanda kontrolü altına alması,
    -Sanayi devriminden coğrafi keşiflere,
    -Rönesanstan iktisadi sistemlere
    Ünlü filozof ve düşün adamlarının “Tek Adamlığı” yatmaktadır..

    -Hitler ve Mussolini’n tek adamlığından bakmak isteyenlere ise sözümüz;

    Dünyevi her şeyin istismar edilebileceği gibi bununda istismar edilebilmesindendir inancındayız.

    “Dünya beşten büyüktür” diyerek

    Sömürü geçmişleri ve düzenlerini korumak için kurdukları dünyanın dört bir yanındaki beş adet
    “Tek Adam”
    düzenlerine,
    dünyanın merkezi Türkiye’den yükselen paylaşım/merhamet eksenli “Tek Adam” ının narasını duymamak en hafif tabiriyle saflıktır.

    Demek ki
    Tek adamlık ilk bakışta öğretildiği gibi pekte kötü değilmiş meğer..

    Selam ve Dua İle
    Gayret bizden Tevfik Allah’tandır..
    [email protected]

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.