40,2592$% 0.13
46,7280€% 0.07
53,9463£% 0.2
4.309,12%-0,18
7.021,00%0,34
28.001,00%0,34
3.335,67%0,36
10.222,02%-0,03
4782277฿%1.63469

12 Aralık 2025 Cuma

SonDakika: NetHaberler.Com’un edindiği bilgiye göre; uzun süredir merakla beklenen songazete.com, NetHaberler güvencesinde yayın hayatına resmen başladı. Bu heyecan verici lansman, dijital habercilik dünyasında adeta bir deprem etkisi yarattı. Düşünün ki, her sabah telefonunuzu açtığınızda, sondakika haberleri parmaklarınızın ucunda, tarafsız ve hızlı bir şekilde sizi karşılıyor. Ekibimiz, sitenin ilk dakikalarından itibaren paylaştığı gündem odaklı içerikleri inceledi ve okuyucuların tepkilerini topladı. Sosyal medyada, özellikle X’te (eski Twitter), SonGazete‘nin tweet’leri anında binlerce etkileşim aldı – örneğin, İstanbul su kesintisi haberi sadece 1 saatte yüzlerce paylaşım gördü. Bu, NetHaberler.com‘un deneyimli ekibinin dijital dönüşümdeki ustalığını bir kez daha kanıtlıyor.
NetHaberler Özel Haberi;

Peki, bu site neden bu kadar ses getirdi? Son Gazete, geleneksel gazete ruhunu modern dijital yayıncılık araçlarıyla harmanlayarak okuyuculara sunuldu. İnternet araştırmalarımız, sitenin NetHaberler çatısı altında, 2 haftalık bir hazırlık sürecinden sonra yayına girdiğini ortaya koydu. X’teki son paylaşımlar, spor maçlarından ekonomi analizlerine kadar geniş bir yelpazede içerik sunduğunu gösteriyor. Örneğin, Galatasaray’ın basketbol maçı canlı yayın detayı, taraftarları coşturdu ve “Hızlı haber akışı için teşekkürler!” yorumları yağdı. Ekşi Sözlük’te benzer isimler için nostaljik entry’ler olsa da, bu yeni songazete.com tamamen taze bir soluk – tarafsız gündem takibiyle genç nesli hedefliyor. Heyecan dorukta: Acaba ilk 3 ayda kaç milyon ziyaretçi alacak?

Son Gazete‘nin gücü, sunduğu kategorilerde yatıyor. Güncel haberlerden eğitim köşelerine, magazin dedikodularından sağlık ipuçlarına kadar her zevke hitap eden bir menü var. Web aramalarımız, sitenin dini haberler bölümünde bile objektif bir yaklaşım benimsediğini doğruladı – örneğin, son rektör atamaları haberi, Mehmet Görmez’in İslam Üniversitesi göreviyle ilgili detaylarla dolu. X’te paylaşılan Manisa Belediye Başkanı’nın sağlık durumu tweet’i, 4 bin görüntülenme aldı ve empati dolu yorumlar aldı. Bu çeşitlilik, okuyucuyu ekrana kilitleyen bir sihirbazlık gibi; bir bakmışsınız ekonomi dalgalanmalarından spor zaferlerine kaymışsınız. Merak ettiniz mi? Hemen siteye uğrayın, sürprizlerle dolu!

Dijital çağda güven, her şeyden değerli. NetHaberler.com, 5 yıllık birikimiyle songazete.com‘u sırtlıyor ve bu, okuyucular için büyük bir güvence. Araştırmalarımız, X’teki etkileşimlerin %70’ini olumlu tepkilerden oluştuğunu gösteriyor – “Tarafsız haber için yeni favorim!” diyor bir kullanıcı. Wikipedia’daki eski gazete tarihçelerinden ilham alan bu proje, kültür ve sanat etkinliklerini de ihmal etmiyor; Solar Impulse 2 gibi yenilikçi haberler, geleceğe dair umut aşılıyor. Peki ya siz? Bu yeni platformun habercilik anlayışını nasıl buluyorsunuz? Yorumlarda deneyimlerinizi paylaşın, belki bir sonraki haber sizin ihbarınızla şekillenir!

www.NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre; Son Gazete ile dijital dünya daha da renklendi – takipte kalın, sürprizler bitmesin!
#songazete #songazetecom #wwwsongazetecom #NetHaberler #Nethaberlercom #nethaberler #yayıncılık #habercilik #gündem #sondakika #güncel #spor #eğitim #magazin #kültürevetsanat #ekonomi #sağlık #dinihaberler #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #keşfetteyiz #news #canliyayin


TÜRKİYEM TV VE HABERPARSA ÖZEL
İbrahim Erdem Karabulut soruyor Küre Enstitü Başkanı Hüseyin Mesut Alver yanıtlıyor
HÜSEYİN MESUT ALVER’İN JİTEM HUSUSU RÖPORTAJ METNİ
Araştırmacı gazeteci İbrahim Erdem Karabulut Küre Enstitüsü Başkanı Hüseyin Mesut Alver’i Türkiye’m TV’de Konuk Etti. Uzun sohbet sonrası röportaja geçildi.

İbrahim Erdem Karabulut – Hüseyin Mesut Alver
İbrahim Erdem Karabulut : Hocam hoş geldiniz. Türkiye birkaç gündür gazeteci Saygı Öztürk’e gelen o telefonla çalkalanıyor. Kendini “Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım” olarak tanıtan bir kişinin, yıllar sonra ilk kez bir gazeteciyle konuştuğu iddia ediliyor. Siz bir güvenlik ve kriz uzmanı olarak bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hüseyin Mesut Alver:
Hoş bulduk İbrahim Bey. Öncelikle şunu söyleyeyim: Türkiye’de “Yeşil” ismi, sadece bir kişiye ait gibi görünsede gerçekte olan dönemin devletin gayri nizami güvenlik doktrinini sembolize eder. Bu nedenle böyle bir kişinin yeniden ortaya çıkması gerçek olsun ya da olmasın devlet refleksini, derin yapı tartışmalarını ve hatta geçmişin çözülmemiş dosyalarını yeniden gündeme taşır.
Saygı Öztürk gibi isimlerin aranması da tesadüf değildir. Çünkü bu tür figürler kendilerini ifade edecekse doğrudan kamuoyunu önünde yer almak yerine gazetecilikte güvenilir görülen isimlere yönelirler.
Karabulut:
Peki hocam, bu telefonun gerçek olduğunu varsayarsak… Bu bize ne anlatır? Neden bugün?
Alver:
Eğer gerçekten arayan kişi Yeşil ise, bu devlet içi eski yapıların tasfiyesinin tamamlanmadığı, en azından bazı unsurlarının hâlâ varlığını sürdürdüğü izlenimini verir.
Türkiye’de güvenlik birimleri 1990’larda asimetrik tehditlere karşı konvansiyonel yöntemlerin dışında çalışma birimleri oluşturmuştu. JİTEM’in varlığı uzun yıllar reddedildi ama bugün artık resmi ağızlardan bile dolaylı teyitleri görüyoruz.
Yeşil’in kendisi de bu yapıların operasyonel unsurlarından biridir. Dolayısıyla yüzeye çıkması, o eski dönemin yeniden hatırlatılması anlamına gelir. Bu da bir tür mesaj niteliği taşır:
Ya “Ben hâlâ buradayım” mesajı,
Ya da “Bir şeyler oluyor, olabilir bilin” mesajı.
Her ikisi de önemlidir.
Karabulut:
Hocam, JİTEM’e özellikle değindiniz. O dönem güvenlik mekanizmasının oluşturduğu yapıların bugün hâlâ etkili olup olmadığı tartışılıyor. Sizce bu yapı tamamen dağıldı mı?
Alver:
JİTEM, bir tabela örgütünden çok bir metodolojiydi. Yani “adı var mı yok mu” tartışmasından bağımsız olarak, devletin PKK terörüne karşı kontrterör stratejisinin sahadaki karşılığıydı.
Bugün aynı isimle bir birim yok elbette, ancak o dönemin anlayışı bazı noktalarda sürüyor:
Sahada esneklik,
Kimliği belirsiz operasyon timleri,
Devletin adının karışmadığı ama devlet lehine sonuç üreten yapılar,
Yarı resmi, yarı otonom aktörler,
Bu tarz mekanizmalar, dünyanın birçok ülkesinde devletlerin kullanmak zorunda kaldığı araçlardır. Bu nedenle “tamamen bitti” demek doğru olmayabilir. “Dönüştü” demek daha doğrudur.
Karabulut:
Saygı Öztürk’e gelen telefonun satır aralarında “geçmişte ihanet edildiği”, “bazı operasyonların bitirilmediği” gibi ifadeler de var. Siz bu dili nasıl okuyorsunuz?
Alver:
Bu dil, derin yapılar arasındaki çatışmanın anlatısıdır. Yeşil gibi figürler devlete çalışırken aynı zamanda devlet içindeki farklı fraksiyonların çatışmasında da araç haline gelmişlerdir.
Söz konusu ifadeler bize şunları düşündürüyor:
O dönemdeki bazı operasyonlar birileri tarafından bilerek mi sabote edildi,
Devlet içindeki hizipler arasında örtülü mücadele mi vardı,
O dönemin aktörleri kendilerini “kullanılmış” ya da “yarım bırakılmış” mı hissediyor.
Bu söylem yeni değil; 90’lardan beri alt metin hep aynı.
Karabulut:
Peki hocam, bugün devlet refleksi nasıl? Yani Türkiye 90’ların gölgesinden çıktı mı?
Alver:
Devlet refleksi dediğimiz mekanizma, ulusal güvenlik tehdidi algısıyla şekillenen bir davranış biçimidir. Türkiye 90’lardan daha kurumsal, daha dijital ve daha merkezi bir güvenlik mimarisine sahip bugün.
Ancak şunu unutmayalım: Tehdit türleri değiştiğinde refleksler de değişir.
Bugün;
Siber tehditler,
Hibrit savaş,
Sınır ötesi vekil unsurlar,
İstihbarat savaşları
devleti farklı yöntemlere mecbur bırakıyor. Yani eski JİTEM modeli bire bir yok ama mantığı bazı durumlarda, farklı biçimlerde devam ediyor diyebiliriz.
Karabulut:
Son olarak hocam… Saygı Öztürk’e gelen telefon bir başlangıç mı yoksa bireysel bir çıkış mı?
Alver:
Bu telefonun gerçekliği teyit edilirse, ben bunun sadece bireysel bir çıkış olmadığını düşünürüm.
Çünkü bu tip figürler genellikle kendiliğinden konuşmaz.
Zamanlaması dikkat çekicidir.
Eğer gerçekten Yeşil ise, bu:
“Türkiye’nin güvenlik mimarisi yeniden şekilleniyor” demektir.
“Eski aktörler bugün yaşanan gelişmelere dair bir pozisyon alma ihtiyacı hissediyor ve yeni aktörler hücreler üzerinden yeni faaliyetler olabilir ” demektir.
Ama eğer biri Yeşil’in adına konuşuyorsa, bu da ayrı bir tehlikedir:
Türkiye’de hâlâ derin devlet algısını kullanarak psikolojik manipülasyon yapmak isteyen bir çevre olabilir.
Her iki ihtimal de devlet tarafından ciddiyetle analiz edilmeyi gerektirir.
Karabulut:
Hocam kıymetli değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim. Konu kapanmış değil; anlaşılan daha çok konuşacağız.
Alver:
Ben teşekkür ederim. Türkiye’nin geçmişiyle bugünü arasındaki bu bağları doğru okumak, gelecekteki güvenlik stratejileri için çok önemli.
www.haberpars.com

12.12.2025 – Avrupa Birliği Gazetesi | Özel Haber
Gaziosmanpaşa’ya atandığı günden beri vatandaşın nabzını tutan İskender Yönden, deprem yardımlarıyla gönülleri fetheden sevilen kaymakam olarak anılıyor.

İşte tüm detaylar Avrupa Birliği Gazetesi haberinde; Gaziosmanpaşa’nın dinamik sokaklarında, her kapı çalındığında yüzü gülen bir isim var: İskender Yönden. Bu halkın içindeki kaymakam, sadece makam odasında değil, mahalle kahvelerinde, esnaf dükkanlarında da boy gösteriyor.
Messela; deprem felaketinde gösterdiği kahramanlık unutulmaz bir iz bıraktı? Neden yerel basın, onu plaketle onurlandırdı? Bu samimi buluşma, belki de sizin de bir hikayenizi hatırlatır – hadi, bu içten yolculuğa birlikte dalalım.
SonDakika: Avrupa Birliği Gazetesi’nin edindiği bilgiye göre; İskender Yönden‘in Gaziosmanpaşa macerası, 2022 yazında başlamış. Öncesinde Hatay’ın İskenderun ilçesinde kaymakamlık yapan Yönden, 6 Şubat depreminin vurduğu o günlerde adeta bir kurtarıcı gibi sahaya inmiş. X paylaşımları ve yerel forumlar, onun depremzedelere koşusunu övüyor. İlçe İnsanıonu “Yönden, Hatay’da gecesini gündüzüne katarak çalıştı” diye yazmış. Bugün, Gaziosmanpaşa’da vatandaş sorunlarıyla birebir ilgilenen bu lider, deprem anılarını hala taze tutuyor. Ama asıl heyecan verici kısım, yerel basının bu emeğe nasıl teşekkür ettiği.
Hayatın en zor sınavlarından biri deprem, değil mi? İskender Yönden, 1971 Adana doğumlu, Kozanlı bir bürokrat. Ankara Üniversitesi mezunu, yüksek lisanslı, İngilizce ve Fransızca bilen bu mütevazı adam, 1996’dan beri mülki idare amirliği yapıyor. Hatay’daki görevinde, depremin enkazında binlerce insana umut olmuş. Bazı Web Sitelerinde; koordinasyonunda kurulan çadırkentleri, yardım konvoylarını gösteriyor Bir internet sitesi bile “Hatay’ın abisi” diye anılıyor.
Bir X postunda, “Kaymakam Yönden, depremde yardım malzemelerini bizzat dağıttı” paylaşılmış. Bu fedakarlık, onu sadece Hatay’da değil, Gaziosmanpaşa’da da efsane yaptı. Göçle yoğrulmuş bu ilçede, vatandaşın sorunlarına kulak veren Yönden, “Halkın derdi benim derdim” diyor röportajlarında. Düşünün, bir kaymakam neden gece yarısı ev ziyaretleri yapsın? İşte bu insanlık, Vatandaşların yaralarını sararken parlamış. Merak mı ettiniz? Yerel basının ziyareti, bu hikayenin en duygusal dönüm noktası.

İşte o anki kalp atışları! İskender Yönden‘e, yerel basın heyeti makamında konuk olmuş. Gazeteci Kıymet Taylan ; ilçeye verdiği emekleri için plaket sunmuş. “Hatay halkı seni saygıyla anıyor” demiş. Bu 2025 ziyareti, Yönden’in Gaziosmanpaşa’daki vatandaş sevgisini pekiştirmiş – X’te “Tebrikler kaymakam bey” yorumları yağmış.
Araştırmalarımız, bu buluşmanın Gaziosmanpaşa nın kaderini değiştiren kaymakam olduğu ve bu ilçenin yaralarını sarmaya devam ettiğini gösteriyor. Yönden, “Milletimizin derdi bizim derdimiz” diye yanıt vermiş, teşekkürlerini esirgememiş. Bu samimiyet, neden onu sevilen kaymakam yapıyor? Çünkü o, basınla da iç içe; yerel haber siteleri, onun muhtar ziyaretlerini, okul incelemelerini manşet yapıyor. Bu plaket, sadece bir ödül değil, toplumun alkışı. Peki, Gaziosmanpaşa’da yarattığı değişim ne? Bir sonraki başlıkta, o büyüleyici vizyona göz atalım – hazır olun, ilham alacaksınız!
Değişim rüzgarları esiyor Gaziosmanpaşa’da! İskender Yönden, atandığı 2022’den beri eğitimden sağlığa, her alanda koşuşturuyor. X paylaşımlarında, Valisi Davut Gül’le okul inşaatlarını incelediği fotoğraflar var – Mesleki Teknik Anadolu Lisesi gibi projeler, gençlere umut. Kadına şiddet etkinliklerinde, Atatürk anmalarında ön saflarda; bir etkinlikte yüzlerce katılımcıya seslenmiş.
Yerel arşivler, onun “Dönüşüm Adımları” programını öne çıkarıyor: Şiddet mağdurlarına bilişsel terapi, uluslararası temsilcilerle imzalanmış. Siyasi partilerden derneklere, ziyaretler bitmiyor. Bu vizyon, ilçeyi daha güçlü kılıyor: Dijital eğitim kartları dağıtan, depremzedeleri hastanede ziyaret eden bir lider. Neden mi başarılı? İnsan odaklılık bir X thread’inde, “Yönden abi, mahalleyi aile yaptı” yazılmış.
Bu emekler, sadece rakamlar değil; hikayeler. İskender Yönden, Gaziosmanpaşa’nın kalbine dokunuyor, depremden bugüne vatandaş sevgisini büyütüyor. Yerel basın ziyareti gibi anlar, onun mirasını taçlandırıyor.
Avrupa Birliği Gazetesi editörünün derlediği bu habere göre; Yönden gibi liderler, yarınları şekillendiriyor. Sizce deprem anılarından ne öğrendik? Yorumlarda anlatın, belki bir ziyaret hikayeniz vardır!
#İskenderYönden #GaziosmanpaşaKaymakamı #YerelBasınZiyareti #DepremYardımı #Halkınİçinde #VatandaşSorunları #HatayDepremi #PlaketTeşekkürü #EğitimProjeleri #KadınaŞiddet #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #kesfet #keşfetteyiz #canliyayin #avrupabirligigazetesi

12.12.2025 – Avrupa Birliği Gazetesi | Özel Haber
Gaziosmanpaşa’nın renkli simalarından Muhammed Kansız, esnaf dünyasının duayenlerinden biri olarak tanınıyor. Yıllardır mahallelinin gönlünde taht kuran bu sevilen iş insanı, zor günlerinde el uzatan bir dost gibi anılıyor.
İşte tüm detaylar Avrupa Birliği Gazetesi haberinde;

Gaziosmanpaşa’nın kalabalık sokaklarında, kahvehanelerin köşesinde veya esnaf dükkanlarının önünde sıkça rastladığınız bir isim var: Muhammed Kansız. Bu sevilen iş insanı, sadece ticari başarılarıyla değil, mahallelinin derdine ortak oluşuyla da dikkat çekiyor. Peki, bu mütevazı adamın hikayesi nasıl başladı? Neden herkesin derdine deva olmaya çalışıyor? Gelin, bu ilham verici yolculuğu birlikte keşfedelim – kim bilir, belki sizin de bir anınız vardır onunla ilgili.

SonDakika: Avrupa Birliği Gazetesi’nin edindiği bilgiye göre; Muhammed Kansız‘ın Gaziosmanpaşa serüveni, 1980’lerin başında göçle şekillenmiş. O dönemler, Karadeniz’in dan kopup İstanbul’un bu dinamik ilçesine sığınan binlerce aileden biri olarak, küçük bir atölyede başlamış işe.
Hayatın sürprizlerle dolu olduğunu kanıtlayan bir hikaye bu. Muhammed Kansız, 1977’larda doğmuş, Rize kökenli bir aileden geliyor. Ailesinin göçüyle Gaziosmanpaşa’ya adım attığında, henüz 20’li yaşlarının başında.
İnternet araştırmaları ve yerel X paylaşımları, o dönemin zorluklarını yansıtıyor: Ekonomi dar boğazda, işsizlik hat safhada.
Bir X kullanıcısının 2023’te paylaştığı anekdotta, “Gaziosmanpaşa’nın eski esnafı Kansız’ı anlatıyor: borçlu dükkanlara mal verip, ‘Ödeyemezsen kardeşiz’ derdi” diye yazılmış. Bu, onun yardımsever yanını özetliyor. Çünkü herkesin derdine deva olmak, onun için bir iş değil, yaşam felsefesi.
Bu mücadele, onu sadece zenginleştirmemiş; empati dolu bir lidere dönüştürmüş. Yerel haber sitelerinde rastlanan bir röportajda, “Benim başarım, komşumun başarısıdır” demiş. Peki, bu felsefe nasıl pratikte hayat buluyor? Merak edenler için ipucu: Bir sonraki başlıkta, hayır işlerinin perde arkasını açıyoruz.
Ah, işte burası yürekleri ısıtan kısım! Muhammed Kansız‘ın hayırseverliği, X’te viral olan paylaşımlarda sıkça övülüyor. 2024’te bir kullanıcı, “Kansız abi, pandemi sırasında 500 aileye erzak dağıttı, sessiz sedasız” diye yazmış. Araştırmalarımız, onun esnaf dernekleri aracılığıyla gençlere burs verdiğini gösteriyor – Gaziosmanpaşa’da 20’den fazla öğrenci onun sayesinde üniversite okuyor.
‘Benim derdim sizin derdiniz’ diyor” diye bahsedilmiş. Bu, onu sevilen iş insanı yapan sır: Empati. Düşünün, bir iş adamı neden gece yarısı telefonlara cevap versin? Çünkü o, Gaziosmanpaşa’yı bir aile gibi görüyor.
Bu hayırseverlik, sadece maddi değil; manevi de. Yerel etkinliklerde, yaşlılara ev ziyareti yapan, sokak hayvanlarına mama bırakan biri olarak anılıyor. X’te bir thread’de, “Kansız’ın sayesinde mahallemiz daha insani” yorumu yapılmış. Ama durun, ticari başarıları da cabası bir sonraki bölümde, nasıl zirveye tırmandığını anlatacağız. Hazır mısınız bu ilham verici yükselişe?
Zirveye tırmanış mı dediniz? Gaziosmanpaşa ekonomisine katkısını vurguluyor: İstihdam yaratan, yerel tedarikçileri destekleyen bir model. X paylaşımlarında, “Kansız abi, esnafı batırmaz, kaldırır” diye övgüler var.
Ama asıl vizyonu? Gelecek nesillere aktarmak. Röportajlarında, “Gençlerimizi unutmayalım, derdi deva olacak onlar” diyor. Bu, onu sıradan bir iş insanından ayırıyor. Yerel forumlarda, “Onun gibi sevilen iş insanı nadir bulunur” deniyor.
Peki, bu başarıların sırrı ne? Disiplin ve insan odaklılık. Bir X postunda, “Kansız, krizde bile çalışanlarını işten çıkarmadı” paylaşılmış. Bu vizyon, Gaziosmanpaşa’yı daha güçlü kılıyor. Merak uyandırıcı değil mi? Belki siz de bir girişimci olarak ondan ilham alırsınız.
Bu yolculuk, sadece bir adamın hikayesi değil; toplumun aynası. Muhammed Kansız, zorluklara rağmen ayakta kalan, herkesin derdine deva olmaya çalışan bir ikon. Yerel arşivler ve sosyal medya, onun mirasını doğruluyor: Minibüsçülerden tekstilcilere,İş İnsanlarından, Sokaktaki herkesin abisi.
Avrupa Birliği Gazetesi editörünün derlediği bu habere göre; Kansız gibi figürler, mahallelerimizi ayakta tutan gizli kahramanlar. Sizce o, bir sonraki adımda ne yapacak? Yorumlarda paylaşın, belki bir tanıklığınız vardır!
#MuhammedKansız #Gaziosmanpaşa #Sevilenİşİnsanı #HerkesinDerdineDeva #Esnaf #Hayırsever #Tekstil #Girişimcilik #YerelEkonomi #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #kesfet #keşfetteyiz #canliyayin #avrupabirligigazetesi


12.12.2025 – Avrupa Birliği Gazetesi | Özel Haber
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Meydanı’nda İBB’nin stant kurma girişimi, ilçe belediyesiyle sert bir gerginliğe dönüştü. Polisin müdahalesiyle alan ablukaya alındı, halk tedirgin. İşte tüm detaylar Avrupa Birliği Gazetesi haberinde;
Dün geceden beri süren tansiyon, bugün tam anlamıyla patlak verdi. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Meydanı, yıllardır hem tören alanı hem de halkın yoğun geçiş noktası olarak biliniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri, meydanda bir etkinlik stantı kurmak için harekete geçtiğinde, ilçe belediyesi yetkilileri buna sert tepki gösterdi. Alanın Atatürk büstü nedeniyle resmi törenlere ayrıldığını savunan ilçe tarafı, stant izninin olmadığını vurguladı. Kısa sürede olay yerine çevik kuvvet polisleri sevk edildi ve meydan adeta abluka altına alındı. Bu kriz, sadece yerel bir anlaşmazlık mı, yoksa daha derin siyasi rekabetin yansıması mı? Merak edenler için ipuçları artıyor.
SonDakika: Avrupa Birliği Gazetesi’nin edindiği bilgiye göre; İBB’nin stant kurma girişimi, aslında Ramazan ayı etkinlikleri veya STK kermesleri gibi rutin bir organizasyonun parçası olarak planlanmıştı. Ancak ilçe belediyesi, meydanın halk geçiş güzergahı olduğunu belirterek, alternatif alanlar önerdi. Belediye binasının yanındaki tiyatro önü veya kaymakamlık karşısı gibi noktalar, geçmişte benzer etkinlikler için sorunsuz kullanılmıştı. Bu önerilere rağmen İBB ekiplerinin ısrarı, gerginliği tırmandırdı. Gözaltı veya yaralanma bildirilmedi, ama meydandaki esnaf ve vatandaşlar saatlerce tedirgin bir bekleyiş yaşadı.

(The Roots of Tension: Political Change and Venue Allocation Conflict)
Gaziosmanpaşa, son yıllarda siyasi depremlerle sarsılan bir ilçe. Hatırlanacağı üzere, 2025 Haziran ayında CHP’li Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe‘nin İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanması, belediyeyi AK Parti’ye devretmişti. Bu geçiş, yerel yönetimlerde köklü değişiklikler getirdi. İçişleri Bakanlığı’nın 5 CHP’li belediye başkanını görevden alma kararı, İstanbul’un birçok ilçesinde benzer gerilimlere zemin hazırladı. Gaziosmanpaşa’da da, İBB’nin proje ve etkinlik izinleri artık daha sıkı denetleniyor.
Avrupa Birliği Gazetesi olarak edindiğimiz kulis bilgileri, ilçe yönetiminin İBB’nin meydan kullanımını “siyasi araç” olarak gördüğünü işaret ediyor. Cumhuriyet Meydanı, Atatürk büstünün bulunduğu sembolik bir nokta. İlçe yetkilileri, buranın resmi törenler için ayrıldığını, günlük etkinliklere kapatılması gerektiğini savunuyor. Öte yandan, İBB tarafı, meydanın halka açık bir alan olduğunu ve STK’lara destek vermek için kullanıldığını belirtiyor. Bu ikilem, dün gece başlayan tartışmalarla alevlendi. İlçe zabıta ekipleri, stant malzemelerini kaldırmaya çalışırken, İBB personeli direndi. Sonuç? Polis müdahalesi ve saatlerce süren bir çıkmaz.

Bu olay, sadece bir stant meselesi değil; yerel demokrasi ve yetki paylaşımının test edildiği bir arena. Vatandaşlar, sosyal medyada “Meydan halkın, neden kilitleniyor?” diye soruyor. Gerçekten de, Gaziosmanpaşa gibi yoğun nüfuslu bir ilçede, böyle krizler günlük hayatı felç edebiliyor. Sizce bu gerginlik, barışla mı yoksa daha büyük bir fırtınayla mı bitecek? Yorumlarınızı bekliyoruz!
(Hot Details of the Incident: Riot Police Intervention and Public Reaction)
Sabah saatlerinde başlayan hareketlilik, öğlene doğru zirveye ulaştı. İBB ekipleri, Cumhuriyet Meydanı’na 20 metrelik bir stant alanı için malzeme taşıdı. İlçe belediyesi zabıtası, “Burası İBB kullanım alanı ama tören alanıdır, etkinlik yasaktır!” yazılı uyarılarla karşılık verdi. Tartışma alevlenince, 110 numaralı polise haber verildi. Kısa sürede çevik kuvvet birimleri meydanı kuşattı, giriş-çıkışlar kontrol altına alındı.
Görgü tanıkları, Avrupa Birliği Gazetesi’ne “Halk panik içinde, çocuklar ağlıyor, esnaf kepenk kapattı” diye aktardı. Bir vatandaş, “Biz yöre derneklerinin kermeslerine açığız, ama yolumuzu kesmeyin!” diyerek özetledi durumu. İlçe yönetiminin geçmişteki uygulamalarına atıf yapanlar da var: Ramazan etkinlikleri ve şehit aileleri derneği çalışmaları, hep alternatif alanlarda, geçişi engellemeden yapılmıştı. Bu seferki krizde ise, İBB’nin “hızlı kurulum” ısrarı, işleri kızıştırdı.

Sosyal medyada #GaziosmanpaşaGerginlik etiketiyle paylaşımlar yağdı. Bir kullanıcı, “Siyasi intikam mı bu? Halk niye bedel ödüyor?” diye sordu. Başka bir yorum: “Stant kurulsun, kermes olsun, ama meydan boş kalmasın!” Bu tepkiler, olayın ne kadar yankı bulduğunu gösteriyor. Peki, polis ablukası ne zaman kalkacak? İBB’den resmi açıklama geldi mi? Merakla bekliyoruz – siz ne düşünüyorsunuz, yorumlara yazın!
(What Lies Ahead? Expert Opinions and Solution Proposals)
Çözüm için, ilçe belediyesi alternatif alanları tekrar masaya yatırabilir: Tiyatro önü veya kaymakamlık karşısı, 15 bin metrekarelik genişlikleriyle ideal. STK’lar da, “Biz kermes istiyoruz, ama huzur bozulmasın” mesajı veriyor. Eğer diyalog kurulmazsa, mahkemeye taşınabilir – ki bu, aylarca sürecek bir yük olur.
Avrupa Birliği Gazetesi editörünün derlediği bu habere göre; Gaziosmanpaşa halkı, barışçıl bir çözüm bekliyor. Bu kriz, belki de yerel siyasetin yeniden tanımlanması için bir fırsat. Ne dersiniz, diyalog mu yoksa devam eden gerilim mi? Yorumlarınızı paylaşın, sesinizi duyurun!
#Gaziosmanpaşa #İBBGerginlik #CumhuriyetMeydanı #StantKrizi #BelediyeÇatışması #ÇevikKuvvet #SiyasiDeğişim #STKKermes #YerelYönetim #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #kesfet #keşfetteyiz #canliyayin #avrupabirligigazetesi