34,2554$% -0.03
37,3036€% 0.17
44,2015£% -0.53
3.012,37%-1,90
2.738,57%-1,74
8.857,03%-1,66
Çürük yetkisi sivil doktorda!..
Gazetelerin yazdığına göre, asker hastanelerinin kapatılmasıyla çürük raporu verme, komando olabilme ya da pilotaj muayenelerine kadar, TSK personeline ve askere alınacak yükümlülere her türlü sağlık raporu verme yetkisi sivil hastanelere devredilmiş…
Asker hastanesi kalmadığına göre, rapor verecek başka bir yer olmadığı için, işin gereği de bu. Böyle olmakla birlikte bu haberi askerlik görevini yapmış, sıradan yurttaşlara söyleseniz, “olamaz öyle şey!” der.
Yani sıradan bir yurttaşın bile kabul edemeyeceği bir kararı, etkili ve de yetkililerimiz düşünememiş!
Rapor vermenin ötesinde askerlere reçete yazmak bile birikim gerektirir. Bu konuda üç anıdan söz edeceğim. Başka söze gerek yok.
* * *
Birinci anı, İstanbul Üniversitesi’nden doktora hocam, rahmetli Prof. Dr. Gültekin Sunam’a ait.
Hocam pratisyen hekim iken askerliğini 1950’lerde Erzurum’da, tümen revirinde yapmış. Revirde Başhekim olan bir muvazzaf üsteğmenin yanında, kendisinden başka bir yedek subay asteğmen daha varmış.
Hocam, “hastayı tanıma” ile ilgili örnek olarak, bir askerlik anısını anlatırdı: “Başhekimin izinli olduğu bir sırada, askerler arasındakabakulak salgını çıktı. Hastaları Mareşal Çakmak Asker Hastanesi’ne sevk ediyoruz, onlar da 3 ay hava değişimi verip memleketlerine gönderiyorlar. 3 Ay hava değişimi duyulunca salgın hızla yayılmaya başladı. Askerlere, Erzurum’un soğuğundan kurtulup kışı evde yatarak geçirmek çok çekici geldi. Hastalar her gün katlanarak artıyor. Revirde çalışan sıhhiye erleri söyledi; sağlam askerler, hastaları ağızlarına tükürtüyorlarmış…
Birkaç gün sonra Başhekim döndü. Hemen birlikleri dolaşmaya başladı. Yemekhanelere topladığı askerlere kabakulağı anlattı: ‘Çocuklar aman dikkat! Hastalardan vebalı gibi uzak durun. Sakın ha! Kardeşiniz de olsa elinizi bile sürmeyin. Çok kötü bir hastalıktır bu. Şakası yok. Erkeklik gider!..’ Ve hastalık ‘şak’ diye kesildi.”
* * *
İkinci anı, 1970’lerin başında Erzincan Asker Hastanesi’nden.
Hastanenin psikiyatri uzmanlığına yedek subay bir arkadaş atandı. Bir süre sonra psikiyatri servisinin yataklarının dolduğu, arkadaşın, hastaları diğer servislere yatırmak için izin istediği, duyuldu. Çünkü, “yeni bir asteğmen doktor gelmiş, hastayım diyeni yatırıyormuş” duyumunu alan askerler, hastaneye akın etmeye başlamıştı.
Başhekimimiz arkadaşa “mesele nedir?” diye sorduğunda, “maalesef askerler arasında ağır depresyon yaygın” yanıtını aldı. “Hasta olduklarından emin misin?” sorusuna psikiyatr, “biz, bize başvuran herkesi hasta kabul ederiz” yanıtını verdi. Başhekim, “askerlikte öyle değildir. Gel, birlikte hastaları ziyaret edelim” dedi.
Koğuşa girdiler. Başhekim, hastaların omzuna elini koyarak “geçmiş olsun” dedikten sonra, teker teker “hal hatırlarını ve nereli olduklarını” sormaya başladı. Aldığı yanıta göre bir espri yapıyordu; “efeler diyarı”, “yiğidin harman olduğu yer”, “dadaşlar diyarı”, “gakkoş” gibi…
Memleketlerinden övgüyle söz edilmesi askerlerin hoşuna gidiyordu. Sıradaki “Urfalıyım” yanıtını verince, “hayır, Urfalı değilsin. Şanlıurfalısın. Sen, tarihi şan ve şerefle dolu bir kentin çocuğusun” dedi. Mest olmuş Urfalı’dan, hemen bir istekte bulundu: “Şanlıurfalı olduğuna göre sesin de şanlıdır! Hele şöyle, oyun havası bir türkü söyle de neşelenelim.”
Urfalı türküye başladı, kendisi alkışa.. Hastaları da alkışa davet etti. Derken yanındaki askerin elinden tutarak halaya başladı. Biraz sonra tüm hastalar halaya katılmış, koğuş bayram yerine dönmüştü…
Sonunda, yaşananları şaşkınlıkla izleyen psikiyatra halaybaşılığı devrederek koğuştan çıktı, odasına gitti…
* * *
Öte yandan askere reçete yazarken sınıfını/ görevini göz önüne almanız gerekir. Örneğin, başka birine rahatlıkla yazabileceğiniz bir ilacı savaş pilotuna ya da denizaltıcıya yazamayabilirsiniz.
Üçüncü anı askerlere ilaç vermek konusunda.
Bilindiği gibi dalgalı denizlerde yolculuk yapmak, çoğu insanda şiddetlibulantı ve kusmaya neden olur; sonuçta kişi son derece bitkin/halsizduruma düşer. Tıpta ‘hareket hastalığı’ denilen bu duruma, halk arasında ‘deniz tutması’ ya da daha genel adıyla “taşıt tutması’ denir. Yolculuk başlamadan önce alınan bazı ilaçlar bunu önler. Ancak bu ilaçların uykuoluşturucu yan tesirleri vardır.
Sıradan bir yolcu için bu yan tesirin fazla bir zararı yoktur. Fakat çıkarma harekatı yapacak, yani karaya ayak basmadan savaşa başlayacakaskerlerin çok uyanık olmaları gerekir. Eğer askerlere böyle ilaçlar verilecek olursa savaş daha başlamadan kaybedilir. Öte yandan ilaç verilmeyecek olursa, oluşabilecek hastalık nedeniyle bitkin duruma düşecek olan askerler de savaşamazlar.
Buna karşı, hareket hastalığına etkili olan fakat uyku oluşturmayan, tersine kişiyi uyanık tutan amfetamin benzeri maddeler vardır. Ancakdoping yapıcı özellikleri nedeniyle, bu maddeler kötüye kullanılabilme ve bağımlılık yapabilme riski taşıdıkları için yasaklanmışlardır. Fakat 1-2 kez kullanılmalarının bir sakıncası yoktur.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı planlanırken, Gülhane Farmakoloji Anabilim Dalının önerisi üzerine, MSB İlaç Fabrikası’nda amfetamin içeren ilaç üretilmiş ve çıkarma birliklerindeki askerlerde kullanılmıştır.
* * *
Askerlik çok farklı bir meslek, daha doğrusu bir yaşam tarzıdır.
Askerini tanımayan bir insan komutanlık yapamaz. Buna karşıMehmetçiğin ruhunu bilen bir komutan “size ölmeyi emrediyorum” dediğinde, onlar gözlerini kırpmadan, ölümüne savaşırlar.
İnsanlarımız arasında, askerlikten yırtmak için kendisini sakatbırakmayı göze alabilecek yollara başvuranlar da vardır, askerlik yapmak için bedensel engelini gizlemeye çalışanlar da. Engeli anlaşılarak çürük raporu verilenler arasından, askere gitmek için ağlayarak torpil arayanları çok gördüm.
İşte bunları, Sağlık Bakanı bilmez! Öğrenciliğinden beri aldığı eğitimle Mehmetçiğin ruhunu okuyan askeri hekimler çok iyi bilir…
Türkiye de Belediyeler Kutul Amare Meydanları Yapmalı
Antalya’da ambulansa yol vermeyen sürücü: Görmedim
Erdoğan'dan İsrail'e 'daha fazla baskı' mesajı
Özgür Özel: Esenyurt'un iradesine darbe yapıldı
Pendik açıklarında gemide yangın!
Antalya’da ambulansa yol vermeyen sürücü: Görmedim
Erdoğan'dan İsrail'e 'daha fazla baskı' mesajı
Özgür Özel: Esenyurt'un iradesine darbe yapıldı
Pendik açıklarında gemide yangın!