36,4258$% 0.01
39,4364€% 0.23
47,0371£% 0.07
3.397,36%-0,70
2.903,62%-0,62
10.194,08%0,05
İktidarın yanlışlarının getirdiği zararı maalesef devamlı halk çekmekte olup, bundan da iktidar kendisine hata çıkarmaması çok manidardır.
Kör bile aynı çukura iki kere düşmez iken bu iktidarın devamlı hataya düşmesi, aldatılması artık bilmeyerek değil bilerek ve kendilerine menfaat sağlamak olduğu düşüncesi beni bayağı düşündürmektedir.
Bir ülke özelleştireme amacıyla bazı milli değerlerini satabilir bu çok doğaladır. Ancak kendi iletişim kaynaklarını ve askeri değerlerini özelleştirme amacıyla satması düşündürücüdür. Bunlara Türk Telekom ve Tank Palet Fabrikasını örnek olarak gösterebiliriz. Her ikisi de sonuca ulaşamadan ülke zararına uğramış sektörlerdir.
Kasasında 2 Milyar Dolar parası olan ve hiçbir borcu bulunmayan Türk Telekom 21 yıllığına ve bedelsiz olarak kamuya devredilmek üzere 2005 yılında % 55 hissesi özelleştirme kapsamı altında Lübnanlı Hariri Ailesine 6,5 Milyar Dolara işletme hakkı satıldı.
Ancak Lübnanlı iş adamı bu özelleştirme borcunu ödeyebilmek için Türk Telekom hisselerini teminat göstererek bankadan kredi aldı ve ödeyemedi. Bankalara tekrar müracaat ederek eski borcu yapılandırdı ve ayrıca yeni 4,75 Milyar Dolar kredi çekti ancak bu krediyi de geri ödemedi. Bu arada bankalardan aldığı kredinin tamamını ise 10 yılda bu sektör aracılığıyla kazandı.
Bu sektörü aldıktan sonra,
– Ödenmeyen faturaları tahsil etti,
– Adli mercie düşmüş batık paraları topladı,
– Şirket demirbaşlarını sattı,
– Şirkete ait taşınmaz olan arsa ve binaları sattı,
– Depo bulunan bakır kabloları sattı
Ve bu satıştan doğan kazancı ise muhasebe mevzuatı gereği Kar Payı olarak dağıtıp kendi özel hesaplarına aktardı. Böylece şirketin varlıkları satılıp bankaya olan borçları da ödenmedi.
Sonunda bugün AKP özelleştirme politikası adı altında 6,5 milyar Dolara satılan Türk Telekom 16 yıl sonra Türkiye Varlık Fonu (TVF) tarafından 1,6 milyar dolara satın alınarak kamulaştırmaya imza attı.
Bunu görünce aklıma bir fıkra geldi ve affınıza sığınarak bunu sizle paylaşmak istedim.
“ Bir gün ağa marabası ile kendi at arabasıyla kasabaya gidiyorlar. Yolun yarısında, arabayı çeken at patır kütür yola pisliyor. Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor. Hem marabayı küçük düşürmek hem de eğlenmek için, “ ula Hasan Şu b*ku yersen, arabayı sana vereceğim ” der. Bizimki bir an düşünür ve kararını verir ve anlaşırlar. Arabadan inip gereğini yapar. Ağa “ Tamam araba senin ” der. Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanar. Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmaz, ikisi de kurdukça kurarlar. Tam marabanın pislik yediği noktaya geldiklerinde ağa dayanamaz ve “ ula Hasan ben bir halt ettim, şaka uğruna araba elden gitti, gel bu arabayı bana geri sat “
der. Maraba ise “tamam ağam, aldığım fiyata veririm “ der. Ağa gözü kararmış, iner ve mecburen b*ku yer ve arabayı geri alır.
Çiftliğe yaklaşırlarken, Maraba düşünceli, kederli bir şekilde “Ağam, bu araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?”
Son günlerin cinnet ortamında ben de aynı soruyu sorup duruyorum kendime.
Bu fıkra aynı zamanda Suriye olayını da hatırlattı bana,
Düne kadar “ kardeşim Esat “ bir anda oldu “kalleş Esed “. Şimdi Esat, Halep’ten sonra kalan son toprağı olan İdlip’ ide geri alırsa ve önceki toprak bütünlüğüne kavuşursa AKP iktidarına şu soruyu sormak lazım.
– Ölüp giden ana kuzuları,
– Harcanan 45 Milyar Dolar,
– Geri dönmeyen kayıtlı kayıtsız toplam 10 milyon Suriyeli,
– Ülkenin bozulan demografik yapısı,
– Yıllarca ülkenin girdiği bu bataklığın getirdiği ekonomik sorunların
Hesabını biz kimden soracağız.12.03.2022
RUSYA UKRAYNA ŞAVAŞININ PERDE ARKASI