DOLAR

34,1128$% 0.27

EURO

38,1380% 0.19

STERLİN

45,3925£% 0.18

GRAM ALTIN

2.861,68%1,16

ONS

2.611,78%0,98

BİST100

9.971,38%-0,04

a

VARLIK BARIŞI DENİLEN UCUBE SİSTEM

suç örgütü lideri Sedat Peker’in yaptığı tüm açıklamalar gösteriyor ki ülkemizde 3Y olarak anılanlardan olan YOLSUZLUK’ lar sadece bizim gördüğümüz buz dağının görünen kısmı imiş. Bize sosyal medyadan yaptığı açıklamalar buz dağının görünmeyen kısmına ışık tuttu. Ancak bana kalırsa yapılan bu açıklamaların ötesinde açıklamadığı daha nice bilgiler olduğunu düşünüyorum.

Yapılan bu açıklamalar beni daha derin düşünmeye sevk etti ve zamanın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın dedikleri aklıma geldi. Ne demişti o zaman, “ Yurtdışında parası olan gurbetçiler belli bir zaman içinde yurtdışında bulundurdukları paralarını ister bavulla, ister banka yoluyla Türkiye’ye getirirlerse “ nereden buldun” diye sormayacağız, inceleme yapmayacağız ve çok cüzi bir vergi uygulamak veya hiç uygulamadan sisteme sokacağız. Böylece piyasadaki likidite sorununa ve ekonomiye çare bulmada kullanılacağız.”

Daha sonra bunu takip eden günlerde “VARLIK BARIŞI “ adı altında ne olduğu belli olmayan ve bana göre “Kayıt Dışı Varlıkla Barış “ denilen bir sistem uygulamaya sokuldu. Bu Varlık Barışı sistemi uygulamaya girdikten daha sonraki günlerde vergi cennetlerindeki kara paranın yurtiçine vergi incelemesi olmadan girmesine neden oldu ve kara para aklama sistemine dönüştü. 2008 ve 2013 yıllarında yapılan Varlık Barışı uygulamasında getirilen paradan % 2 vergi alınıyordu. Daha sonra ise 2016 yılında getirilen varlıklardan % 0 vergi alındı. (Şöyle ki, 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanununa göre yurtdışından getirilen varlıklar herhangi bir vergi düzenlemesine tabi olmadığından Vergi Dairesine kayıt bildirim şartı yoktu. Varlıklarını getirenler kaynak göstermeden direk olarak bankaya mevduatını yatırabiliyor ve nereden buldun gibi sorular sorulmayıp ayrıca vergiden de muaf tutuluyordu. ) Daha sonra Maliye Bakanlığına getirilen Naci AĞBAL yeni bir düzenleme yaparak vergi oranını tekrar artırarak % 3 e çıkardı. Ancak hala 2016 yılında vergi oranının % 0 a neden indirildiği ve bu dönemden kimler faydalandı bunların hepsi düşündürücüdür.

Dünya ülkeleri, vergi cennetlerinde bulunan kara paraları kontrol altına almak için çaba harcarken ülkemizi yönetenlerin tam tersi karar almaları hep aklımı karıştırmıştır.

Ülkeyi yönetenlerin, ülkede üretmeden ve katma değer getirecek yatırımlar yapmadan kolay sıcak para sağlamak amacıyla bu tür uygulamalara yönelmesine bir türlü anlam verememiştim.

Ülkemizde uygulamaya sokulan ve adına Varlık Barışı denilen sistemden ancak gurbetteki Türkler ve bunlardan yurtdışında parası olanlar faydalanabiliyorlardı.

Ülkeyi yönetenler ileriye dönük ne düşündülerse ve bu uygulamadan hemen kısa bir süre sonra her nedense “ Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte “ değişiklik yaparak bu yönetmeliği, 19 Eylül 2018’de Resmi Gazete’ de yayınlamış ve Türk vatandaşı olmak için gereken yatırım tutarlarında değişiklik yapılma yoluna gitmişlerdir.

Böylece Türk vatandaşı olma şartı esnetmiş ve aşağıdaki şartlardan en az birini gerçekleştirmesi yeterli sayılmıştır. Bunlar;

– Önceden 2.000.000 Amerikan Dolar olan Sabit Sermaye Yatırımı bu uygulama ile en az 500.000 Amerikan Dolarına indirildi.

– Önceden 1.000.000 Amerikan Dolar tutarında satın alınacak taşınmaz bu yeni uygulama ile en az 250.000 Amerikan Dolarına indirilmiş ve tapu kayıtlarına 3 yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla getirilmiştir.

– Önceden 100 kişilik olan istihdam rakamı yeni uygulama ile en az 50 kişiye indirilmiştir.

– Önceden 3.000.000 Amerikan Dolar olan mevduat miktarı yeni uygulama ile en az 500.000 Amerikan Dolara indirilmiş ve Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara yatırarak 3 yıl tutma şartı getirilmiştir.

– Önceden 3.000.000 Amerikan Dolar olan devlet borçlanma araçları yeni uygulama ile En az 500.000 Amerikan Dolarına düşürülerek 3 yıl tutmak şartıyla getirildi.

– Önceden 3.000.000 Amerikan Doları olan gayrimenkul yatırım fonu katılma payı veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma payı yeni uygulama ile en az 500.000 Amerikan Dolarına düşürülerek en az 3 yıl elinde tutma şartı getirildi.

Ancak bu dönemde her ne hikmetse son müracaat tarihi de normalde 30 Kasım 2018’de sona erecek olan Varlık Barışı, 405 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararıyla süre 31 Mayıs 2019 tarihine kadar 6 ay uzatıldı. Ayrıca ülkede yaşayan Türk vatandaşların beyanı da 31.Aralık 2019 a kadar uzatıldı

ŞİMDİ BURAYA DİKKATİNİZİ ÇEKMEK İSTİYORUM.

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerine bakıldığında “Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “ 12 Ocak 2017 tarihinde değiştirilmesinden sonraki bir yıl içinde (yani varlık barışı vergi oranının % 0 a indirildiği dönem) ABD, Rusya, Kanada, Irak, Afganistan, Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, Mısır, Filistin, Libya, Lübnan, Saint Kitts ve Nevis Federasyonu, Suudi Arabistan, Sudan, Azerbaycan, Pakistan, Cezayir ve diğer çok sayıda ülkeden tam 2 bin 611 yabancı yatırımcı Türk vatandaşlığa geçmiştir. Bu rakam aile bireyleriyle birlikte 14 bin 876 ya yükselmiştir.

Her ne hikmetse ve de az da olsa bu uygulamadan faydalananlar arasında Almanya, Venezuela, Fransa, Suriye, Belize, Belarus, Polonya, Antigua ve Barbuda, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Grenada, Güney Afrika, Hindistan, Kanada, Komorlar Birliği ve Ukrayna gibi ülkelerin vatandaşları da yer aldı.

Ayrıca, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği 19 Eylül 2018 tarihinden itibaren 8 aylık süre içinde yabancıların konut yatırımı önemli oranda artış göstermiş olup, bir önceki döneme göre % 50 oranında artarak 30 bin civarına yaklaşmıştır.

Bu kadar ülkeden gelen bu kadar insan arasında mutlaka ama mutlaka kara para aklayıcıların olmaması mümkün değildir. Özellikle 2016 yılında çıkartılan” 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanununu “ sonunda Türkiye’ye gelen yığılmalar arasında kara paracıların sızmaları kaçınılmaz olmuştur.

Zaten bu Kanunun dönemsel olarak uygulamaya sokulması da manidardır. Çünkü vergi oranı % 2 iken % 0 a düşür ve daha sonra % 3 e çıkar. Yukarıdaki yığılmalarda nedense vergi oranı % o iken olmuştur ve bu da düşündürücüdür.

– Ülkemizde bu kara para aklayıcıların başında, İran petrol parasını Türkiye’de aklayan ve önemli iş adamı olarak bize tanıtılan ayrıca “ülkenizin cari açığının % 15 ini ben kapattım” diyerek kasılan ve Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları olan 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarının kilit ismi 34 yaşındaki Reza Zarrab (Rıza Sarraf).

– Türkiye’de de hakkında uluslararası kara para aklama suçlaması bulunan ve ABD’nin talebiyle Avusturya’da gözaltına alınan SBK Holding ve 6 şirketine yönelik kara para aklama soruşturması kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran KORKMAZ.

– Çiftlik Bank’ın kurucusu olan ve yerli şirketler ile yabancı şirketlerle faaliyetlerde bulunan ve milyonlarca Doları yanına alarak yurt dışına elini kolunu sallayarak kaçan “ Tosun “ lakaplı Mehmet AYDIN,

– Türkiye’de aktif olarak kullanılan Kripto Para Borsalarından Thodex’ in kurucusu olan ve Kripto para adını kullanarak insanları dolandırıp servet sayılacak miktarda olan 2 Milyar Dolarlık Kripto Varlıkla yurt dışına kaçmasına göz yumulan Faruk Fatih ÖZER,

– Ve daha da sayabiliriz.

Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Kara Para aklamanın önüne geçebilmek amacıyla Avrupa Konseyi 2017 yılından beri vergi kaçırma, vergiden kaçınma ve kara paranın aklanması gibi konulara karşı aksiyon alabilmek adına iki liste yayımlıyor.

1 Sayılı Liste, vergi konularında işbirliği yapmayan ülkeler listesi olup buna “ KARA LİSTE “ deniliyor.

2 Sayılı Liste ise vergi konularında işbirliği yapan veya yapmak için taahhütte bulunan ülkeler olup buna da “GRİ LİSTE “ deniliyor.

Türkiye, Şubat 2020’den beri 2 Sayılı Liste’de yani “GRİ LİSTE” de yer alıyor. Avrupa Birliği Konseyi 22 Şubat 2021 tarihli raporunda, Türkiye’nin vergisel iyi yönetişim kurallarını uygulamak için verdiği taahhütleri henüz yerine getirmediği ve bu konuda bir ilerleme kaydetmediği belirtildi.

Bu arada Konsey diğer AB üyelere olduğu gibi Türkiye’ye 2019 mali yılına ait bilgileri 01 Eylül 2021 tarihine kadar, 2020 mali yıl bilgilerini 30 Eylül 2021 tarihine kadar 2021 yılı mali bilgileri ise 30 Eylül 2022 yılına kadar paylaşılması konusunda çağrıda bulundu. Türkiye daha önceden taahhütte bulunduğu konulardan birine dahi uymaması durumunda Konsey’in Ekim 2021 tarihinde yapacağı toplantıda Türkiye’yi “KARA LİSTE” ye almayı değerlendireceklerini belirttiler.

AB Konsey’in Gri Liste’de bulunan ülkelerden istediği taahhütler şunlardır;

– Listelerdeki ülkelerden gelen faturaların vergi matrahından düşülmemesi,

– Listelerdeki ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin kontrol edilen yabancı kurum kapsamında değerlendirilmesi,

– Listelerdeki ülkelere yapılan ödemelerden stpaj kesintisi yapılması,

– Listelerdeki ülkelerden gelen kar dağıtımlarını istisna dışında tutulması,

Buradaki amaç vergi cenneti olan ülkelerdeki kara para aklamayı kontrol altına almak ve önüne geçmektir.

Dünyada vergi uygulamalarının ciddi manada esnek olduğu ve vergi cenneti olarak bilinen dünyanın en esnek ve en rahat ülkeleri arasında Andorra, Lihtenştayn, Guernsey, Monako, Morityus, Liberya, Seyşeller, Brunei, Hong Kong, Maldivler, Cook Adaları, Nauru, Niue, Marshall Adaları, Vanuatu, Anguilla, Antigua ve Barbuda, Bahamalar, Barbados, Belize, Bermuda, İngiliz Virgin Adaları, Cayman Adaları, Grenada, Montserrat, Panama, St Vincent ve Grenadines, St Kitts ve Nevis, Turks ve Caicos, Amerikan Virgin Adaları bulunuyor.

Ülkenin ileri gelen zenginleri, ülkelerinde yaptıkları haksız kazançlarını gizlemek amacıyla ülkeden kaçırdıkları varlıklarını sakladıkları ülkelere göndermektedirler. Daha sonra ise Varlık Barışı adı altında yapılan uygulama ile kara paralarını aklamaktadırlar.

Cumhuriyet gazetesi yakın geçmişte Malta’daki “Off-Shore “ şirketlerin deşifre olduğu Paradise Papers belgelerini yayımlamıştı. Söz konusu belgelerle birlikte Türkiye’nin önde gelen zenginleri, hükümete yakın isimlerin ve ünlü siyasetçiler ile yakınlarının da yurtdışındaki gizli hesapları ortaya çıkmıştı. Bu yayınlanan belgelerde günümüzün önemli siyasilerinin ve ünlü iş adamların isimleri ortaya dökülünce ismi geçenlerin haberin erişime engellenmesi için mahkemeye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi bir skandala imza atarak erişimi engelledi.

Sonuç olarak şayet ülkeyi yöneten AKP İktidarı, Avrupa Birliği Konsey’in verdiği süre içinde istenilen uygulamaları diğer 26 üye ülke ile OBD başlatılmazsa ilerde AB – Türkiye ticaretini tehdit edecek adımlarla karşı karşıya kalabilecek olup, haliyle bu olumsuzluk da biz halkımıza yansıyacaktır

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

KİMSE BANA ADALETTEN SÖZ ETMESİN HANGİ ADALET ???

HIZLI YORUM YAP