DOLAR

34,3588$% 0.39

EURO

36,9807% -0.26

STERLİN

44,4709£% -0.06

GRAM ALTIN

2.972,66%-0,10

ONS

2.693,59%-0,39

BİST100

9.159,49%2,38

YÜZ YILIN DOLANDIRICILIK HİKAYESİ

Genel merkezi İstanbul Ümraniye’de bulunan ve kendilerini ‘SÜLEYMANLILAR’ olarak dillendiren Süleymancılar Cemaatin de yönetici konumundaki kişilerin yönetimindeki “FAZİLET YAPI ve FAZİLET EMLAK” firması ve bir çok isme yönelik; dini duyguları istismar ederek nitelikli dolandırıcılık, tehdit, şantaj ve adil yargılamayı etkilemeye yönelik suçlardan haklarında iki ayrı suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi. Suç duyurusu dilekçesinde cemaat lideri ‘ALİHAN KURİŞ’ isminin de yer aldığı bilgisine ulaşıldı.

Dini duyguları ‘istismar’ ederek dolandırdılar

Konut almak için ödemesini yaptıkları halde mağdur edilen şikayetçi T.A, savcılığa suç duyurunda bulunarak, “Kendilerini Süleymancılar Cemaatinin içinde üst düzey yönetici olarak tanıtan Fazilet Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti firma yetkilileri, dini duygularımızı istismar ederek önce üzerimizde güven oluşturdular. Sonra da konut projeleri üzerinden tarafımıza topraktan satış ile daire satarak ödemesini peşin aldılar. Bir yıl içinde anahtar teslimi ile dairemizi bize vereceklerini yazılı olarak da taahhüt ettiler. Ancak, aradan 4 yıl geçmesine rağmen dairemizi teslim etmedikleri gibi ödememizi de iade etmediler. Tüm bunlara rağmen haklarımızın peşine düşmeyelim diye bir de ailemle bizi tehditlerle susturmaya çalıştılar. Bir keresinde Ümraniye ilçesindeki bir AVM’de tarafımıza içerisinde tehdit yazılı not ilettiler. Bu tehdit ile ilgili polise şikayette bulundum ve savcılık soruşturması da halen devam ediyor.” dedi.

‘Cemaat lideri Alihan Kuriş’in yardımcısıyım dediler

T.A.’nın yaptığı suç duyurusunda: “Ümraniye Armağanevler Mahallesindeki Nazik sokakta bulunan ve Fazilet Emlak olarak anılan Fazilet Yapı isimli şirketin şu anda ki resmi sahibi konumunda olan H.H. isimli şahıs, İstanbul Ümraniye kermeslerden sorumlu olduğunu ve aynı zamanda cemaatin genel yöneticisi Alihan Kuriş’in de gayrimenkul ve yatırım dan sorumlu yardımcısı konumunda bulunduğunu söyledi. Hatta cemaat lideri Alihan Kuriş (Ali Erhan Kuriş) için mimar olduğunu ve cemaat içindeki zengin iş adamlarına yönelik villa ve lüks daire gibi çeşitli inşaat işlerini alt taşeron usulüyle kendi firmaları Fazilet Yapı’ya verdiğini ve bu sistemle de birlikte paydaşlık yaptığını da söyledi.” ifadelerine yer verdiği bilgisine ulaşıldı.

“Mağdurlar hukuki yoldan haklarını aramasın diye bir algı yönetimini kullanarak, gecikmeden kaynaklı kira ödemesi adı altında ve çok düşük bedellerle düzenli bir şekilde aylık ödeme yaparak hukukun önünü kapatmaya çalışmışlar. Ayrıca Fazilet Yapı isimli şirketi henüz 18 yaşına yeni girmiş F.S.Ç. isimli bir gencin üstüne de yapmışlar.”

“Hakkını arayan mağdurları susturmak için, suç çetelerine ödeme yapmışlar”

“Suç duyurusunda:”Fazilet Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. de sigortasız çalıştırıldığı için işinden ayrılmak zorunda kalan bir işçi tarafından, mağdur T.A.’ya yaptığı uyarı ile başlayan suç duyurusunun dilekçesinde, “cemaat üyeleri tarafından suç çetesine yapılan ödeme karşılığında, şikayetçi T.A. ve ailesinden kurtulabilmek için öldürülmeleri amaçlı çetesi lideri M.A. ile anlaşma yapıldığını ve bu anlaşmayı da kendisini cemaatin istanbul anadolu yakası emlakçılık yöneticisi olarak tanıtan ve Resmi belgede sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçundan daha önce de cezaevinde yatmış olan S.Ç. isimli şahsın yaptığına bizzat şahit olduğunu ifade ederek” uyarıda bulunmuş.

Bir keresinde aynı iş yerindeyken, “suç çetesi lideri M.A.’ın şirket telefonunu aradığını, o esnada yalnız olduğu için telefona kendisinin çıktığını ve kendisinden de para istediğini ve bu talep üzerine ödeme yapamayacağını söyleyerek telefonu kapatmış. Hemen arkasından bu defa şahsına ait olan cep telefonu çalmış ve kayıtsız numara ile gelen aramayı açınca da az önce konuştuğu M.A.’ın olduğunu anlamış ve hemen telefonunu kapatmış. Çete lideri M.A.’nın numarasını engellemiş. Tüm bu bilgiler üzerinden de mağdur şikayetçi T.A.’nın ve ailesinin dikkatli olmasını ve bu yönde mutlaka korunması gerektiği uyarısın da bulunmuş.” Bilgisinin de yer aldığı görüldü.

Bağış adı altına ‘Cemaate para istediler, Kuran’a el basarak yemin de ettiler’

Suç duyurusu dilekçesinde; verilen taahhüte öncelik verilmesi için cemaate defalarca kez bağış yapılmasına zorlanarak, paralar alındığını ve yapılan bu ödemelerin karşılığında taleb edilmesine rağmen her hangi bir makbuz verilmediği, haklarının peşine düşerek ofislerine gidildiğinde cemaatin yöneticileri olduğunu söyleyen isimler tarafından, ‘Kuran-ı Kerim’e el basmak şekliyle ikna etmek için yemin ettikleri ve bu şekilde güven sağlayarak taahhüt edilen sözlerin yerine gelecek algısı üzerinden, oyalama yolunu seçtikleri’ de iddialar arasında yer alıyor.

Mağdur şikayetçi T.A.’nın cemaatin Ümraniye kurs (yurt) okullarından resmi olarak sorumlu olan müdürü H.İ.U.’na kadar ulaşıp, kendilerine ailece yaşatılan mağduriyeti aktardığını, ancak tüm bunlara rağmen dolandırıcılara yönelik her hangi bir yaptırım uygulayamadıklarını söylendiğinin bilgisini de verdi. Kendisini istanbul anadolu yakası emlakçılık yöneticisi olarak tanıtan ve resmi belgede sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçundan daha önce cezaevinde bulunan S.Ç.’nin Whatsapp üzerinden kendisine, “cemaate geri dönüp uzlaştığımızı söylersen, sana ödemeni garanti altına alabileceğin senetler veririm.” diyerek, telkinde bulunduğu ve bu nedenle de tarafına senetler verildiğini söyledi. Bu zorbalığı kurs müdürlerinden H.İ.U.’na da iletmiş. Ancak ilgili şirket üzerine bir mal varlığı ve senete imza atan şahsın üzerine kayıtlı bir varlık olmadığı anlaşılınca da telefonlara çıkmadığı da belirtildi.

Cemaat üyesinden korkunç itiraf ‘azmettiricimiz babam’

Şikayetçi T.A., “Kendisini cemaatin Anlara emlakçılık sorumlusu olarak tanıtan M.Ç. bir telefon konuşmamız da, kardeşlerinin resmi belgede sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçlarından daha önce de cezaevinde yattıklarını ve buna neden olan kişinin de babaları olan H.H. olduğunu itiraf etti. Bir defasında babasının yine usulsüz bir şekilde kendisini resmi bir belgeye imza attırmaya azmettirerek sahtecilik suçunu işletmiş ve bu nedenle de yıllarca cezaevinde kaldığını da dile getirdi. Hatta babası H.H.’nin bu yönde Ankara’da suç çetesi kurduğunu ve bir çok usulsüzlük yapmak suretiyle suç işlemiş ve işletmiş, bu yüzden de üyelerden bir çoğu cezaevlerinde tutuklu kalmış. Tüm bu nedenlerle yaşadıkları Ankara’da işledikleri suçlardan dolayı toplumda artık kötü anıldıkları için cemaatin merkezinin de bulunduğu İstanbul Ümraniye ilçesine yerleşmiş ve babasının ‘H.Ç.’ olan soyismini de ‘H.H.’ şeklinde değiştirerek cemaat içinde kamufle olduğunu söyledi.” vurgusunda bulundu.

Devlet yöneticilerinin isimlerini de kullanarak ‘göz dağı’ verdiler

Cemaat içinde üst düzey konumda olduğu söylenen bazı isimlere ulaşarak yaşadıklarını anlattığını da vurgulayan mağdur şikayetçi T.A., ‘Mağduriyetimizin giderilmesi konusunda büyük zorluklarla ancak ulaşabildiğim önemli isimler, böylesi ciddi bir konu da ilgililer hakkında davranışlarından vazgeçmelerine yönelik herhangi bir yaptırımda bulunmadılar. Özelliklede çevrelerine cemaat içinde yönetici konumunda olduklarını söyleyerek güven oluşturan ve sonra da yasalara ve usullere uygun hareket etmeyen kişiler hakkında ‘BU KİŞİLER CAMİAMIZDAN DEĞİL” veya “DİKKAT EDİLSİN’ gibi her hangi bir deklarasyon da yayımlamadılar. Hatta bu nedenle suç duyurusunda bulunacağımızı defalarca kez beyan etmemize rağmen, ilgililere sahip çıkarak bizi dikkate bile almadılar.’ Dedi.

Ümraniye Belediye Başkanı ‘bizden’ dediler

Şikayetçi T.A., “Ümraniye İlçe Belediye Başkanı İsmet Yıldırım için cemaatimizden kardeşimizdir. Bizdendir ve çok sık görüşürüz, tüm işlemlerimize öncelik veriyor ve özel olarakta bize kolaylık sağlıyor dediler. Üstüne üstlük bir de bazı devlet büyüklerimizin isimlerini kullanarak, yakınlığımız var diyerek bize göz dağı da verdiler. Bu yapı içinde bulunan yönetici konumunda olduklarını söyleyen üyeler tarafından başımıza ne geleceğini bilmiyoruz.” vurgusunu yaptı.

Ailece can güvenliğimiz yok

Ailece can güvenliğimizden endişe duyuyoruz ve bu nedenle tedbir amaçlı İl Valiliğine başvuru dilekçesi de verdik diyen mağdur şikayetçi T.A., “Bu sebeple tüm bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldım. Ayrıca, yine aynı yöntemlerle mağdur ettikleri kişiler tarafından suç duyuruları ile açılmış davaların bulunduğunu ancak cemaat üyeleri tarafından kendilerine zarar verilir korkusuyla açıklama yapmaktan çekindiklerini biliyorum.” Ayrıntısına dikkat çekti.

‘Sakın açıklama yapma’ dediler

En son olarak da cemaatin en tepe noktasında uzun yıllar hizmet verdiği söylenen Y.B. isimli yöneticiye zor da olsa ulaşabildim diyen T.A., “Yaşadığımız tüm mağduriyeti kendisine aktardıktan sonra da artık basın açıklaması yapacağımı söyledim. Kendisi de bana ‘Sakın böyle bir şey yapma, zaten medya üzerimize geliyor. Bir de böyle vahim bir durumla gündeme gelirsek çok kötü olur. Ben Alihan Kuriş veya yanındakilerle konuşmaya çalışacağım. Benden haber bekle, mutlaka sana dönüş yapılacak’ dedi. Ama ne Y.B. tarafından ne de Alihan Kuriş (Ali Erhan Kuriş) kanadından herhangi bir dönüş olmadı. Tüm bu yaşadığımız mağduriyetler neticesinde bu açıklamayı yapmaktan başka hiç bir çare bırakmadılar. Ayrıca Devletimize ve yargımıza da güveniyorum. Şikayetçiyim.” diyerek sözlerini tamamladı.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

TİAZ/2022 SONUÇ BİLDİRGESİ

HIZLI YORUM YAP