37,9071$% -0.11
40,9547€% -0.23
48,9960£% -0.14
3.818,30%0,19
3.132,58%0,29
9.659,48%0,49
29 Ocak 2025 Çarşamba
Annemin karnındayım. Dünyaya dair hiç bir bilgim yok.
Annem çok üzgün.
‘Kaybettik’ dedi biri. Kaybetmek neydi? Yanı başında duran göremedikleri var ardından öylece bakakaldıkları.
Bazen kesemdeki su beni boğuyor içim içime sığmıyor gitmek istiyorum.
Sanki doğsam daha çok boğulacak gibiyim. Geri dönmenin bir yolu var mı?
Ağlamak diye bir şey varmış annem her gün ağlıyormuş. Galiba bende ağlıyorum kesem bundan boğuyor olmalı beni. Dışarıdaki sesleri duymak bir şey değilim ama burada sıkışıp kalmak. Bazen yaşadığım o çaresizlik. Sonra bir anda vazgeçmişlik. Ne oluyordu bana….
…Çok güçlü bir kadınmış annem böyle yapmamalıymış bana da zarar verebilirmiş.
Annem o kaybettiğini benden daha mı çok seviyordu. Hani ilk zamanlar ‘seni sabırsızlıkla bekliyorum meleğim’ diyordu….
Annem bugün çok korktu babam el kaldırdı ona. Nasılda sıkıca sarıldı bana. Bende çok korktum, ya vursaydı anneme! Doğunca sorarım elbet elini neden kaldırdın diye.
Az kalmış dünyaya gelmeme annem artık daha iyiymiş ağlamıyormuş. Ama son zamanlarda hiç benimle konuşmuyor. Sevmiyor beni eğer sevse ellerini hissederdim. Nasıl yapıyor bilmiyorum ama o elleri ile karnına dokununca benim kalbim ısınıyor, kesem kocaman oluyor bana.
Çok büyüdüm burada bu karanlığın içinde ne çok şey yaşadık annemle ve diğerleri ile.
Bundan çıkınca ilk işim annemin gözyaşlarını silmek, bundan sonra yalnız olmayacak ben varım üzülürse de sevinirse de beraberiz.
Hazırmışız artık birkaç saate annemle birlikte olacağım çok heyecanlıyım ama uykumuz geldi galiba annemin gözleri kapanıyor….
Gözünüz aydın sağlıklı bir kızınız oldu, kucağınıza alabilirsiniz.
‘Meleğim hoş geldin.’
Merhaba anne seninle bir olmaya geldim, artık yalnız değilsin beraber ağlayalım mı seninle…
“Konfor” söylemesi bile ne kadar rahatlatıcı.
Ama bir o kadar da aynı. Hiç bozulmayan hiç değişmeyen ve gittikçe yerinde sayan.
Her gün yürüdüğün yolu değiştirsen, üç dakika daha uzayacak yolun ama o ara sokağa girsen kim bilir belki çok güzel çiçek bahçeleri vardır yeni yolunun üzerinde.
Yanlış anlama konfor deyince keyfin yerinde demiyorum.
Acının da konforu vardır. Alıştığın acıdır tadını bilirsin, dokunduğu yer bilirsin saatini bilirsin gardını almayı öğrenirsin ona karşı. Şimdi onu bırakmak istesen nasıl olacak ki ? Ya o acıyı bırakırken yüzleşmek zorunda kaldıklarını daha ağır gelirse ya altından kalkamazsan? Bir anda acını bırakınca yeni karışılacakların dev bir canavara dönüşürse ? Sakinleş şimdi tüm kötü ihtimalleri yıllarca düşündün zaten. Şimdi bir düşünsene çiçekleri kurumuş bir bahçe, ot sarmış dört bir yanını otları temizlemişsin. Ellerin biraz kanamış dikenlerden ama temizlenmiş bahçen. Toprağı havalandırmışsın yeni tohumlar ekmeye başlamışsın bir damla yağmur bile can suyu olmuş sana. Güneş açmış hafif bir meltemle gelen “oh be içim ferahladı “huzurunu bulmuşsun.
Şems-i Tebriz’i demiş ya “Düzenim bozulur hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nerden biliyorsun, altının üstünden daha iyi olmadığını.”
Evet evet zor bir seneydi .
.
Yeni yılın gelişi mutluluk huzur bereket getirsin gibi klişe dileklerimden ziyade. Yeni yıla (yola ben ne kadar yıl yazmaya çalıştımsa o yol oldu 🙃) neler kazanarak girdim bu yıl tanıdıklarım gördüklerim sevdiklerim sevmedikleri bana neler öğretti heybemde neler var heybem bana Yeni yıla giderken de mi bana yük oldu yoksa artık onların hepsi benim için zaman zaman çıkarıp bak başıma buda gelmişti artık adımımı hangi tarafa atacağımı biliyorum öğrendim mi? Mutluluk huzur bereket tüm güzel duyguların mimari diğer negatif duygular gibi yine biziz. Hani inşallah deyince kul ister Allah inşa edermiş derler ya işte öyle. Biz bazen sorgusuzca üzüntüye kapılır gideriz bilmeyiz bizi nerelerden yaralandığını bazen geçecek bile diyemeyiz. Öyle unuttuk ki dua ile tevekkül ile sabır ile kabul etme anlama ile sevmek ile her şeyin iyileşebileceğini geçer bile diyemiyoruz gönülden. Oysaki dun geçmez dediğimiz şeylerin yarını değil mi bugün ❣️
.
Yeni yılda kuralların olsun #kuralbasitsadecesev kendini kendine açmayı öğren sevmeyi öğren öfke ile bağırdığın haykırdığın kişinin bir zamanlar senin gibi bir masum çocuk olduğunu hatırla. Başkalarını çekiştirirken kendi yapamadıklarını onlar yaptı diye kendine kızgın olduğunu anla. Başkalarını affeder misin bilmem ama kendini Azad et. Sana aktarılan olumsuzluklardan dayatmalardan kendinden Azad et. .
.
Hadi gönlün olsun sana tüm güzellikleri getirsin yeni yıl, senin de kabul edebileceğin şekilde ✌🏻.
.
Sevgi ve şifa ile
Toplu katliamlar, susulan cinayetler, eziyetler, bitmek bilmeyen işkenceler. Geçmişten günümüze izleri kalmış mıdır sizce? Bugün sadece ailesi kıtlıktan savaştan kaçanlar mı hisseder bu acıyı?
Düşünsene, bir meydandasın koca bir ekran var ekranda dehşet dolu bir film, sadece bir film kurgu gerçek yaşanmış gerçeğe dayanan tek bir an bile yok. Ama film öyle gergin öyle dehşet dolu ki izleyenlerin arasında korkudan bayılanlar donup kalanlar gözlerini ayırmadan izleyip birazdan ne olacak diye meraktan ölenler var. Birde bir kenarda tüm donmuşluğu ile hem etrafı hem filmi izleyenler var ne bayılanlara aldırıyorlar ne filme sadece izliyorlar sanki sağır gibi. Sanki kör gibi bakıyorlar anlamadan öylece. Film bitiyor herkes evine sıcak yatağına gidiyor. Uyku vakti ama kimseyi uyku tutmuyor kayıtsız kalanlar bile bir şeyler düşünüyor hiç bir şey düşünmese insanların yaptıklarını filmi anlamlandırmaya çalışıyor. O gece izlenen o korku dolu film yıllarca anlatılıyor ufak bir hatırada aklına geliyor herkesin ve orada olanların tüm duygusal travmaların aktarılması gibi, gelecek nesillere aktarılıyor bu hikâye.
Sonra mı? Sonrası bugün olduğu yada dün olduğu gibi zulme susanın çocukları çaresiz ve suçlu hissediyor kendini. O vahşete korku ve merak içinde bakanların çocukları aynı korku ve dehşet içinde ama neye olduğu bilmeden hep huzursuz. Kimisi yaşamayı hak etmediğini düşünüyor sebepsiz.
Sen kendi başıma sustum sanırsın, bu kötülüğü kendi başıma yaptım sanırsın ama öyle değildir maalesef.
Hani derler ya haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Hani eden bulur ya.
Hani rüzgar eken fırtına biçer ya.
Masuma dokunma,
Yetime dokunma, vatana dokunma HAYVANA DOKUNMA!
İLAHİ SİSTEME MÜDAHELE ETME ! SİSTEMİN SAHİBİ SİSTEMİ KAPATIRSA VAY HALİMİZE.
Gözler önünde çocukların, yalnız yaşayan yaşlıların. Bir garip çobanlık yapanın canından can alma. İnsanların içine zalimlik yerleştirme. Yoksa vay gelmiş halimize.
Ey Aşk.
Bazen uzaklarda bir yerlerde bizim hiç tanıma fırsatı bulamadığımız ruhumuzun parçaları vardır. Onlar bizden önce gelenler. Bizden önce büyüyen seven, acıyan, belki de acıtan.
Evvelce zaman güzel akıllı bir kız varmış o zamana göre oldukça akıllıymış ki köyde durmam demiş öyle yapmış böyle yapmış şehre gelmiş. Bulmuş kendine iş de aşta zaman geçmiş hayaller kuracak zamana gelmiş. İş bu ya sevmiş birini korkuyla büyüyen çocuklar için masal burada biter. Gelip almışlar şehirden. Başka birine vermek için. Kim bilir hesap neydi.
Seveni sevdiğine kavuşturmayan kimdi “Allah’ın emri ve peygamberin kavli” böyle miydi?
Hz. Ali Fatma’yı severek almamış mıydı?
Hz. Hatice annemiz severek gitmemiş miydi Peygamberimize(s.a.v).
O zaman nerden çıkmıştı bu zorla sevmeyeni denk getirmeler.
Neler olur görürlerdi de anlamazlardı bir türlü sevmeden evlenenin ne kendi yuvası ne ardında bıraktıklarının yuvası çiçeklenmez filiz vermezdi.
Tohumu gül olmayan çölde gül açar mı?
Güzel kız istemese de hiç tanımadığı bir adamla evlenmek zorunda kaldı.
Yıllar geçti mevsim geçti derdi hiç bitmedi. Sevilmek bir yana dursun görmediği kalmamıştı. Defalarca ölmek isterken bulmuştu kendini. Bir gün eşi göçtü gitti dünyadan ardında bir sürü kırık cam parçası ile.
Ailede doğan kız çocuklarından sevdiğine varmayanlar oldu. Sonra torunlardan da bu böyle biri o aşkı görüp sahiplenene kadar ona saygı duyana kadar sürüp gider. Çünkü dünyada hiç bir şey kaybolmaz. Şekil değiştirir ama mutlaka geri gelir. Hani derler ya yarına kalır ama yanına kalmaz. Yanımıza bırakmıyor hiçbir şeyi onu görüp kabul edip anlayana kadar.
Ey aşk
Geldiğin yer neresi, kaldığın yuva neresi.
Niceleri peşinde divane oldu, efsane oldu, perişan oldu.
Kimlerin dalında baharlar açtırır, kimlerin evini yıkarsın?
Ey aşk sen bana başkasından kalan mısın ?