DOLAR

34,6128$% 0.19

EURO

36,3450% 0.93

STERLİN

43,5314£% 0.45

GRAM ALTIN

2.929,05%-2,53

ONS

2.632,33%-2,71

BİST100

9.659,96%1,15

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Avrasya – Atlantik rekabeti tam gaz sürerken Türkiye nerede duruyor ??

Türkiye’nin bir Avrasya stratejisi olmadığından, ufku turizm, ticaret, enerjiden ibaret olduğu için, durumun vahametini anlamamıştı. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi sonrası, işin önemini kavradı.

ABD, IŞİD terör örgütüyle mücadele eden Suriye ordusunun Deyr Ez Zor’daki mevzilerini vurdu. 62 Suriye askeri öldü. Şam ve Moskova sert açıklamalarla ABD’yi kınadılar. ABD hemen “kaza oldu, yanlışlıkla vurduk”dedi. Belleğimizdedir: ABD, Muavenet zırhlısını da “yanlışlıkla” vurduğunu açıklamıştı. ABD helikopterlerinin, PKK terör örgütüne “yanlışlıkla” havadan erzak, mühimmat attığı görüntülenmişti. Suriye ordusunu vurarak, olgusal olarak IŞİD teröristlerinin önünü açan ABD, Himalayalar’daki karıncanın fotoğrafını uzaydan çekebiliyor. Ama bu “yanlışlıkları” da hep yapıyor. Gelelim bu “yanlışlıkların” bölgemize yansımalarına…

Malum; 19. yüzyılda İngilizlerin dilinde Yakın Doğu; Balkanlar ve Doğu Akdeniz’i kapsardı. Ortadoğu ise İran, Irak, Körfez ve çevresini tanımlamak için kullanılırdı. Zamanla Ortadoğu, Afganistan ve Pakistan’ı da içerir oldu. Dünya siyasetinde İngiltere’nin yerini ABD alınca, Ortadoğu terimi öne çıktı. Kapsamı da genişledi. 2000’lerin başında Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) (sonradan adı Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) olarak değiştirildi), Orta Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar olan bölgeyi içeriyordu.

ABD’NİN RUSYA ve ÇİN’LE REKABETİ

Meselenin özü şu: ABD; Çin’le Pasifik’te; Rusya’yla Doğu Avrupa, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Baltık Denizi’nde keskin bir rekabet içinde. Dünyanın tüm önemli denizlerinde, okyanuslarında egemen olmayı, siyasi ve askeri açıdan olduğu kadar, küresel ticaretin denetim tekelini elinde bulundurmak açısından da yaşamsal görüyor. Bunun için her türlü haydutluğu yapıyor. Misal; 1982’de imzalanan, 1994’te yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni imzalamıyor. Ancak yine de devlet kapasitesinin, ekonomik gücünün, ekolojik hakimiyetinin aşınmasını engelleyemiyor. En önemli müttefiki olan Avrupa Birliği (AB) de zayıf olduğundan, küresel rekabette ABD’ye destek veremiyor. Hele de İngiltere’nin çıktığı bir AB, daha da zayıf düştüğünden, küresel diplomaside hiç sesi çıkmıyor. Almanya zaten yıllardır ABD’ye mesafeli durmaya çalışıyor. Irak, İran, Suriye, Libya, Afganistan, Ukrayna gibi konularda ABD’nin taleplerine mümkün olduğunca direniyor. Avrasya güçleriyle yakın ticari ilişkilere sahip. Rusya, Çin, İran’la daha çok yakınlaşıyor. Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesine Alman halkının önemli bölümü destek verdi. Rusya’nın Güney Osetya ve Abhazya ile yakın ittifak içinde olmasına da sert tepki göstermedi Berlin.

NATO’nun 8 – 9 Temmuz 2016 tarihlerinde Polonya’nın başkenti Varşova’da toplanan zirvesi, sadece Soğuk Savaş yıllarında Varşova Paktı’na adını veren kentte yapıldığı için değil, aynı zamanda Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana geçen 25 yıldaki en önemli iki NATO zirvesinden biri olarak tarihe geçti. 1991’de, SSCB’nin dağıldığı yıl Roma’da yapılan zirveden sonraki en önemli zirve oldu Varşova Zirvesi. Rusya tehdit olarak tanımlandı. Karadeniz’de Rusya’yla rekabet kararı alındı. ABD, Türkiye’nin bu rekabetten çok etkileneceğini, Karadeniz ve Akdeniz’de ABD – Rusya arasındaki gerilimin arasında sıkışacağını bildiği halde, Ankara’nın hassasiyetlerini dikkate almadı. NATO; Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’nın NATO üyesi olmasına, Gürcistan ve Ukrayna üzerindeki ABD nüfuzuna karşın, Rusya’ya yönelik hamlelerini sürdürdü. Karadeniz’de ABD’nin ve NATO’nun görünürlüğünü artırmakta ısrar etti. Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi konusunda daha esnek olmasını istedi. Karadeniz’de sürekli NATO Daimi Deniz Gücü bulundurmak için adım attı. Türkiye’nin Karadeniz’i barış gölü yapmak için öncülük ettiği BLACKSEAFOR gibi yapıları boşa düşürmek için de hamleler yaptı.

NATO ve ABD’nin bu hamlelerine Rusya ve Çin’in tepkisi gecikmedi. Eylül 2016’da, Güney ve Doğu Çin Denizi’nde 8 günlük ortak tatbikat yaptılar. Çin açıklarındaki bu tatbikat sürerken, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov Karadeniz’le ilgili de bir açıklama yaptı. Karadeniz’deki Rus filosu ve Türk Deniz Kuvvetleri arasındaki güç oranının son birkaç yıl içerisinde ciddi biçimde değiştiğini söyledi. “Türkiye’nin neredeyse Karadeniz’in efendisi olduğu söyleniyordu. Artık her şey değişti” dedi.

AVRASYA – ATLANTİK REKABETİNDE TÜRKİYE NEREDE?

ABD, Çin’i Pasifik’te çevrelemeye yöneldiğini açıkça ilan etmişti, 2010’ların başında. 2020’ye dek deniz gücünün yüzde 60’ını Pasifik’te konuşlandıracak. Bunu yaparken, Pasifik’teki ülkelerle de ikili ve çoklu anlaşmalar imzalayarak Çin’i kışkırtıyor. AB ile müzakerelerini sürdürdüğü ve inişli – çıkışlı ilerleyen Trans Atlantik Çok Taraflı Yatırım ve Ticaret Anlaşması’nın (TTIP) benzeri olan Trans Pasifik Ortaklık ve Ticaret Anlaşması (TPP) ile Çin’in bölgede artan ticari ağırlığını kırmak, onu yalnızlaştırmak istiyor. Bölgedeki ülkelerle ABD arasındaki iktisadi bağları güçlendirmeye çalışıyor. ABD, Çin’in ticaretinin üçte ikisini Güney Çin Denizi’nde yaptığını bilerek, onu kuşatmaya çalışıyor. Güney Çin Denizi’nde yılda 5.3 trilyon dolar ticaret yapıldığını, balıkçılık açısından zengin olan bu denizde 11 milyar varil ham petrol olduğunu, 2035 yılına dek Ortadoğu’da çıkan fosil yakıtların yüzde 90’ının Asya’ya yine bu denizi aşarak ulaşacağını biliyor. O yüzden Çin’i sıkıştırmak için, Güney Çin Denizi’ne sahildar olan ülkeleri hızla silahlanmaları için teşvik ve tahrik ediyor.

Peki, Türkiye ne yapıyor? Bu soruyu yanıtlamak için 2015’e, Türkiye’nin Rus savaş uçağını vurduğu günlere dönelim. Olaydan hemen sonra “Vur emrini ben verdim, bugün olsa yine veririm” diyenler, 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi sonrası “Uçağı biz vurmadık, FETÖ’cü pilot düşürdü” demeye başladılar. Rus uçağı düşürüldükten sonra “Reis, dik dur eğilme. Biz tezekle de ısınırız” diyen insanımız, 15 Temmuz sonrasında Putin’e toz kondurmuyor. “Putin eniştemiz, delikanlı adam” diyor. İki ülke ticaret hacmi, 35 milyar dolardı. Uçak bunalımı sonrasında 27 milyar dolara düştü. Türkiye’nin bir Avrasya stratejisi olmadığından, ufku turizm, ticaret, enerjiden ibaret olduğu için, durumun vahametini anlamamıştı. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi sonrası, işin önemini kavradı. Rusya, 1.2 trilyon dolara yaklaşan milli geliri ile yaklaşık 800 milyar dolarlık milli geliri olan Türkiye’nin önünde olsa da, geliri ağırlıklı olarak enerji, hammadde, demir- çelik ihracına dayanıyor. Çok sağlıklı bir ekonomisi yok. Makine, elektrikli araçlar, motorlu taşıtlar, tarım, gıda, tekstil ürünleri ithal ediyor. Rusya, Türkiye’nin, Moskova’nın desteğine ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu gördü. Darbe girişimi sonrasında da büyük kazanım elde etti.

Kıssadan Hisse: “Biz Türkler Asyai bir milletiz, Asyai bir devletiz” diyenAtatürk’ün adını okullardan, futbol sahalarından, meydanlardan silmeye kalkanlar, şimdilerde O’nun kalpaklı fotoğraflarını asıyorlar. Keşke Gazi’nin Avrasya siyasetini, mazlum milletler için önemini, bölge merkezli dış politikasını da anlasalar.

Barış Doster

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

HIZLI YORUM YAP