DOLAR

33,9970$% 0.29

EURO

37,8820% 0.7

STERLİN

44,9564£% 0.87

GRAM ALTIN

2.821,93%0,45

ONS

2.582,42%0,18

BİST100

%

a

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çocuklarımızı ufku geniş, çağın becerileriyle yetiştireceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile çocuklarımızı zihni açık, ufku geniş, milli ve manevi değerlerle donanmış, bilgili ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz." dedi.

ANKARA-BHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Açılışı ve Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’nde önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

Saygıdeğer Bakanlık mensupları, değerli öğretmenlerimiz, sevgili öğrencilerimiz, kıymetli misafirlerimiz; hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. 5. Uluslararası Eğitim Teknolojileri Araştırma Geliştirme ve Kalite Zirvesi’nde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Bilgi ve deneyimlerini paylaşan tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum.

Yeni eğitim öğretim yılı tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve eğitim camiamıza hayırlar getirsin. Pazartesi günü okul öncesi ve ilkokul 1. sınıflarımızın uyum programlarıyla yeni yıla başladık. Diğer öğrencilerimiz de 9 Eylül Pazartesi günü okullarına kavuşuyor. Yaklaşık 3 ay süren yaz tatilinin ardından heyecanla okullarına dönen tüm yavrularımızı sevgiyle kucaklıyor, Rabbimden hepsine başarılar diliyorum.

Vatanımızın her köşesinde, köylerden kasabalara kadar, eğitimimize hizmet eden tüm eğitim çalışanlarımıza da saygılarımı sunuyorum. Öğrencilerimizin gelişimi için büyük özveri gösteren tüm öğretmenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Kendi öğretmenlerimi de saygıyla anıyor, aramızdan ayrılanlara Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyorum.

İdeallerine bağlı, azimli öğretmenlerimizin milletimize yaptığı hizmetleri kelimelerle anlatmak elbette yetersiz kalır. Rabbim tüm öğretmenlerimizin yardımcısı olsun, yollarını açık etsin. Burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Bizler, bu toprakları vatan yapmak ve korumak için yaklaşık 1000 yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı toprağa verdik. Çanakkale’den İstiklal Harbi’ne, bölücü teröre karşı mücadeleden 15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsüne kadar, istiklalimize yönelik tüm saldırıları aziz şehitlerimizin fedakarlıklarıyla püskürttük.

Türkiye’yi yükseltme ve ilelebet yaşatma mücadelemizde canlarını ortaya koyanlar arasında öğretmenlerimiz de vardı. Şehit öğretmenlerimizi, özellikle de Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi genç yaşta terör örgütlerinin hain saldırıları sonucu kaybettiğimiz eğitim neferlerimizi rahmetle anıyorum. Aynı şekilde, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizi de asla unutmayacağız, hatıralarını yaşatacağız. Rabbim hepsinin ruhunu şad eylesin.

Türkiye Yüzyılı hedefimiz sadece bir vizyon değil, aynı zamanda bu aziz vatanın her bireyinin geleceğine dair güçlü bir söz. Yeni eğitim yaklaşımımız, teknolojik atılımlarımız ve demokratikleşme adımlarıyla bu sözü yerine getiriyoruz. Eğitime yaptığımız her yatırım, hayata geçirdiğimiz her proje, Türkiye Yüzyılı hedefimize daha da yaklaştırıyor. Son 22 yıldır, ülkemizin eksiklerini gidermek için tarihi nitelikte adımlar attık. Bu adımlardan birkaçını paylaşmak istiyorum.

2002’de 367 bin olan derslik sayımız, hayırseverlerimizin de katkılarıyla 2 katından fazla arttı. Bu sayede ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısını 36’dan 23’e, ortaöğretimde ise 30’dan 22’ye indirdik. Böylece evlatlarımız daha kaliteli, daha ferah bir eğitim ortamında eğitim görüyor. 2002’de 540 bin olan öğretmen sayımız 1,2 milyona ulaştı. Hükümetlerimiz döneminde 800 bin yeni öğretmen ataması gerçekleştirdik.

Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri gibi imkanları sağlayarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. Son 22 yılda yaklaşık 4 milyar ders kitabı ücretsiz olarak dağıttık. Özel eğitim ihtiyacı olan 1 milyon 200 bin öğrencimizin evlerinde, hastanelerde ve okullarda eğitime erişimini sağlıyoruz.

Seçmeli ders havuzunu genişleterek insan, bilim ve toplum, din, ahlak ve değer, kültür, sanat ve spor alanlarında yeni dersler ekledik. Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberimizin hayatı derslerine ek olarak geçen yıl yeni dersler de ekledik. Görgü kuralları ve nezaket, aile, yapay zeka uygulamaları, masal ve destanlarımız, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği, hukuk bilimine giriş ve İslam bilim tarihi gibi dersler bunlardan bazıları.

28 Şubat döneminde milletimiz üzerinde baskı kurmak amacıyla yürürlüğe konan vesayetçi uygulamaları kaldırdık. Evlatlarımız arasında adaletsizliğe yol açan katsayı zulmüne ve başörtüsü yasağına son verdik. Okullarımızın fiziki altyapısını iyileştirirken, sınıflarımızı en son teknolojiyle donattık. Bugün 21 bin 580 okulumuzun ağ altyapısı tamamlandı. 4 bin 800 okulumuzda da bu altyapıyı geliştirerek okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 12 bin 350 okulumuzu yüksek hızlı ve güvenli fiber internet erişimine kavuşturduk. Dijital eşitliği sağlamak amacıyla şu ana kadar 28 bin okulumuza kablolu internet erişimi sağladık.

Öğrencilerimizin modern interaktif ve zengin bir öğrenme ortamında eğitim görmeleri için 626 bin 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Dünyada neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta bulunan tek ülke Türkiye’dir. İçerisinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar, robotik ve kodlama kitleri, 3 boyutlu yazıcılar bulunan bilişim teknolojileri sınıflarının yanı sıra bu sene 500 yenilikçi sınıf daha okullarımıza kazandırdık. 2028 yılına kadar bu sayıyı 5 bin 500’e çıkarmayı hedefliyoruz. Geleceğin mühendisleri, bilim insanları ve teknoloji liderleri bu yenilikçi sınıflarda yetişecek.

Bu alanda attığımız adımlar uluslararası alanda da takdir görüyor. OECD ülkeleri arasında eğitimde teknolojik altyapı sağlama konusunda üst sıralarda yer alıyoruz. PISA 2022 raporunda, dijital kaynak eksikliği bildiren okulların oranı OECD ortalamasının çok altında. Dijital öğrenmeye hazır olma konusunda yüzde 91 gibi bir iyileşme oranıyla OECD ülkelerini geride bıraktık. Hamdolsun. Öğretmenlerimizin dijital cihazları kullanabilme becerisi yüzde 88 oranında, bu da OECD ortalamasının üzerinde. İnşallah daha da iyi yerlere geleceğiz.

Milli Eğitim Bakanımız az önce mesleki eğitimde yürütülen projelerle ilgili detaylı bilgi verdi. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alıyoruz.

Deprem bölgesindeki çalışmalarımız devam ediyor. Öğretmenlerimizin konaklama ihtiyaçlarından öğrencilerimizin akademik kayıplarını telafi etmeye kadar her alanda yoğun çaba gösteriyoruz. Depremin yaralarını sarmakla kalmayacak, bölgenin eğitim altyapısını eskisinden çok daha güçlü hale getirene kadar durmayacağız.

Kıymetli kardeşlerim, teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir dönemdeyiz. Birkaç saatlik internet kesintisi bile hayatın durmasına sebep oluyor. Teknolojiyle birlikte bağımlılık, evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın ve oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef sık sık şahit oluyoruz.

Oyun platformları şiddeti teşvik etmekle kalmıyor, aile yapımızı bozan sapkın akımların yayılmasına da aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki çocuklarımız bile oyunlar aracılığıyla sinsice yerleştirilen LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar aracılığıyla sadece şiddet, sapkın akımlar değil, aynı zamanda ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere, insanlarımızı birbirine düşmanlaştıran ırkçı faşizm buradan besleniyor.

Açık ve net söylemek gerekirse, Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve güvenlik açısından zayıflatmayı hedefleyen ırkçılık tuzağının merkezi sanal alemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getiriyor. Artan risklere bağlı olarak eleştiriler yoğunlaşıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde dijital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirler, kısıtlamalar ve düzenlemeler devreye alındığını görüyoruz. Özellikle Batılı devletlerin kendi çıkarlarını ve vatandaşlarını korumak amacıyla aldığı sert önlemleri de dikkat ederseniz, kimse özgürlükten, demokrasiden veya serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımızı korumak için benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarının hedefi oluyoruz.

Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi, hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Üzülerek ifade etmek durumundayım ki, ülkemizdeki bazı çevreler çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor.

Çocuk istismarına karşı çıkmak varken, özgürlük adı altında, istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyorlar. Özgürlük maskesiyle şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının, hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez.

Bir defa şu gerçeği hepimizin kabul etmesi gerekiyor: Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığı her türlü hesabın üzerindedir. Çocuklarımızı koruma noktasında hepimiz tek yürek, tek bilek olmalıyız. Bu dünyada yaşanan değişime direnmek elbette mümkün değil. Ama değişimi yönetmek, sağlıklı bir şekilde değişimi yönlendirmek bizim elimizdedir. Sadece iktidarın değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir sorumluluğu bulunuyor. Tabii ki değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklara sunacak, bunun altyapısını sağlayacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına asla izin vermeyeceğiz. Ama bunları yaparken, çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceğiz.

Teknolojinin bize hükmetmesine, çocuklarımızı esir almasına izin verirsek ne kendimize ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz. Şunu lütfen unutmayalım: Hayattaki her şey gibi teknoloji de insan içindir. Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur, insanla teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa, işte o zaman işler çığırından çıkar.

Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi biliyoruz. Bakınız, bilgisayar yüzünden, cep telefonu yüzünden, bilgisayar oyunları yüzünden huzursuz, mutsuz olan, öfke nöbetleri geçiren çocuklarımız var. Akranlarını bir tarafa bıraktım, aynı yuvayı paylaştığı ebeveynleri ile, kardeşleri ile iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında, oyun başında, ekran başında geçirdiği için eğitimi aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal alem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için, sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşayan insanlarımız var.

Sadece çocuklar, gençler değil, her yaş grubundan vatandaşımız dijital teknolojinin getirdiği sorunlarla mücadele ediyor. Dolayısıyla olumlu yanlarıyla birlikte menfi tarafları da olan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu noktada hepimize sorumluluklar düşüyor. Başta öğretmenler ve anne babalar olmak üzere, kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırmak durumundayız. Önce öğretmen ve anne babaları, ardından da çocukları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz.

Teknolojiyi üreten, geliştiren ve bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz TEKNOFEST kuşağı diyoruz. Çocuklarımızın kişisel verilerinin kötüye kullanılmasını, çevrim içi ortamlarda şiddet, zorbalık, cinsel istismar gibi içeriklere maruz kalmalarını önlemek amacıyla gereken tüm yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu konuda ailelerimizin ve öğretmenlerimizin de gereken hassasiyeti göstereceklerine, çocuklarımızın çevrimiçi mahremiyetinin korunmasına dikkat edeceklerine inanıyorum.

Kıymetli dostlar, tarih boyunca milletimiz köklerinden kopmadan, özünü muhafaza ederek dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşma mücadelesi vermiştir. Bugün de aynı ideal doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz. “Köklerden geleceğe” düsturu ile geliştirdiğimiz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bunun en son örneğidir. Bu modelle çocuklarımızı zihni açık, ufku geniş, milli ve manevi değerlerle donanmış, bilgili ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu sene uygulamaya başlanan yeni maarif modelimizin öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İskenderun'da maymun çiçeği iddiası

HIZLI YORUM YAP