DOLAR

36,4734$% 0.09

EURO

38,3808% 0.38

STERLİN

46,4558£% 0.35

GRAM ALTIN

3.415,86%0,87

ONS

2.914,38%0,83

BİST100

9.895,13%-0,16

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

ÜLKEDEKİ CEMAATLER VE TARİKATLAR

Türkiye siyasetinde tarikat ve cemaatlerin her zaman etkisi vardı. Seçim dönemlerinde Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a, Erbakan’dan Tansu Çiller’e birçok politikacı oyları garantilemek için bu cemaatlerin kapısını çalmış, desteğini almıştır. Özellikle sağ siyasetteki cemaat- parti ilişkisi kritik birçok seçime etki etti ve ediyor.

AKP döneminde ise bu cemaatler görünür hale geldi. AKP – Fethullah Gülen Cemaati koalisyonunda birçok tarikat ve cemaat öne çıkarken, kimisi ise iktidar kavgalarında Fethullahçılar’ ın gazabına uğramışlardır.

AKP kuruluşu itibariyle bence bir cemaatler konfederasyonunun üst yapısıdır. AKP, ” hüzünlü gurbetçi hoca efendi hazretleriyle” yani Fethullahçılarla kavgaya tutuşunca bu defa diğer cemaatler yükselişe geçti.

Tarikat deyip geçmemek lazım.

Tarikatlar siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda faaliyet gösteren varlıklardır. Bu tarikatlara bağlı çeşitli ticari kurum ve kuruluşlar olduğu bilinen bir gerçektir. Kolejler, dernekler, vakıflar, yayınevleri, televizyonlar, gazete ve dergiler…

Parlamentoda temsil edilen her siyasi partinin içinde mutlaka farklı tarikatlara mensup, o tarikatlarla doğrudan ya da dolaylı ilişkisi bulunan, TBMM’de o tarikatların ya da dini grupların sözcüsü ya da temsilcisi gibi bir işlev gören parlamenterin bulunduğu bir gerçektir.

AKP, İktidara geldiği 2002 yılından itibaren uzun yıllar ortak olduğu Gülen Cemaati ile beraber kamuda ciddi oranda kadrolaştılar. Hatta devletin hemen hemen tüm kurumlarına yerleşen Cemaat Üyeleri AKP iktidarı tarafından desteklendi.

Uzun yıllar birlikte ülkeyi yöneten AKP ile Gülen Cemaati devletin paylaşımında anlaşamayıp, önce cemaat tarafından sosyal medyaya çok sayıda kaset servisi yaparak iktidarı yaralamaya çalıştı. Ancak, AKP seçmeninin gözle görüp, sesle duymalarına karşın yapılan saldırılar rağbet görmeyince 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulunarak iktidarı ele geçirmeye kalkmalarına rağmen halkın ve tüm siyasi partilerin birlik olmaları sonucunda darbede başarısız oldular.

AKP iktidarı, FETO’ un 15 Temmuz 2016 da ki başarısız darbe girişiminden sonra tüm kamudaki cemaat kadrolarını tasfiye etmeye başladı ve hatta daha da ileri giderek iktidarı eleştiren, Cumhurbaşkanını eleştiren kişi, gazeteci, öğrenci vs. birçok insanlar hakkında ya adli takibat yaptırıldı, ya da bazıları ise hapse atıldı.

Bunların birçoğu FETO yanlısı olarak suçlanmalarına karşın hala suç dosyaları düzenlenmeyen kişiler hapiste haklı veya haksız olarak tutulmaktadırlar.

Başarısız darbe girişiminden sonra kamuda tasfiyelerin ardından boşalan yerlere yeni cemaatler ve tarikatlar doldurmaya başladı. Hatta devletin hemen her kurumunda boşalan kadrolar için Cemaat, Tarikatlar ve Vakıflar adeta sıraya girdiler.

Bunlara örnek olarak, Adalet, İçişleri, Eğitim, Sağlık, Bayındırlık, Enerji, Tarım ve benzeri bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının kritik noktalarında tarikat mensubu bürokratların bulunduğu da su götürmez bir gerçektir.

Bir tarikat kendi arasında çeşitli kollara ayrılıyor, ülkenin farklı coğrafyalarında, farklı isimler ve liderlikler altında etkili olabiliyor.

Buna bir örnek olması açısından, sadece Nakşibendi tarikatının Türkiye’de günümüzdeki temsilcilerini saymak yeterli:

Bu tarikatlar, Cemaatler ve Vakıflardan bazıları şunlardır;

– Süleymancılar Tarikatı.

– Menzil Tarikatı.

– İsmailağa Cemaati.

– Malatyalılar Cemaati.

– Hamiyet ve İrfan Vakfı Vs….

SÜLEYMANCILAR TARİKATI,

Cemaatler dünyasında Süleymancılar, mavi takkeli cemaat olarak bilinirler.

Kamuoyunda “Süleymancılar” olarak anılmalarına rağmen kendilerini “Süleymanlılar” olarak tanımlarlar. Süleymancılar ismi cemaatin kurucusu olan Süleyman Hilmi Tunahan’dan gelmektedir. Cemaat mensupları mavi takkeleri ile biliniyorlar. Bu sebeple de zaman zaman mavi takkeliler diye tanımlanıyorlar. Bunun kaynağı ilk liderleri Süleyman Hilmi Tunahan’ın mavi takkeyi tercih etmesine dayanıyor.

Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan beri varlığını uzun süre gizli sürdüren Süleymancılar, Özal hükümeti zamanında belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Gülen cemaati gibi bunlarda siyasete yakın ilgi duymakta olup, hatta Cemaat Liderleri Refah Partisi zamanında milletvekili seçilmiş ve bu milletvekiline bakanlık bile verilmiştir.

Süleymancılar ilk başlarda yurtlarda faaliyet gösterseler de Hükümet – Gülen Cemaati kavgası bunların işine yaradı ve Milli Eğitimde Gülen Cemaatinden boşalan kadrolar Süleymancılar tarafından dolduruldu. Bu vesile ile onlar da okul ve eğitim işine el atmış oldular. Ayrıca, ülke genelinde birçok öğrenci yurtlarını da ele geçirip oralarda dini eğitim vermeye başladılar. Adana’da yanan ve 12 can alan yurt da onlara aitti.

Vaktiyle liderlerinin bakanlık da yaptığı Refah Partisi ve Erbakan ailesine yakın olan Süleymancılar hala AK Parti’ye hayli mesafeliler. Recep Tayyip Erdoğan’a ise hayli tepkili ve yayın organlarındaki dile bakılacak olursa da ‘nefret’ yüklüler.

MENZİL TARİKATI

Adıyaman Menzil köyünde bulunan Menzil Tarikatı, son günlerin tartışma konusu olan cemaatlerinden biri. Devlette Fethullah Gülen cemaatinden boşalan yerleri Menzilciler de doldurmaya başladılar ve özelliklede Sağlık Bakanlığı’nda kadrolaştığı iddia edilmektedir.

Medya da Menzil tarikatının kullandığı GVS plakalı araçlar ile Sağlık Bakanlığı’nın satın aldığı uçakların kuyruk numarası olan GVS yazıları buna delil olarak gösteriliyor. Peki, GVS plakasının manası ne, Nakşibendilerin tarikat lideri olan Abdulbaki Erol’ a “ Gavs-ı Sani “ dedikleri için bunun kısaltması olan bu imgeyi kullanmaktalar.

AKP hükümetinin Gülen Cemaati ile ilişkilerinin bozulmasından sonra Menzil tarikatı ciddi biçimde adını duyurmaya başladı. Gülen Cemaatinden farklı olarak genellikle yetişkinleri ve ekonomik durumları iyi olanları örgütlemekte olan tarikatın “ “Semerkand “ adlı bir de dergi yayımlamaktadır.

AKP’nin Fethullah Gülen cemaatine karşı mücadele ederken aynı zamanda da diğer tarikatlar, cemaatler, dinsel gruplar AKP eliyle palazlandırılıp güçlendiriliyordu.

Gerçi Nakşibendi tarikatı ve kolları AKP döneminde hiçbir zaman geri planda kalmadı, neredeyse siyasi iktidarın adı anılmayan, resmi olmayan, doğal bir ortağı gibiydi. Gerek Cumhurbaşkanının ve gerekse de o zamanki başbakan Davutoğlu’nun tarikat liderleri ile verdiği resimler de bunun bir kanıtı olarak düşünülebilir.

Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez’ in görevden ayrılmasında pay sahibi olduğu söylenen Menzil; İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nda da etkili. Emniyet mensuplarının yükselebilmek için Menzil’ den referans aldığı iddiaları sürekli dile getiriliyor. Tarikatın etkisini en fazla hissettirdiği bakanlık ise Sağlık Bakanlığı… Menzil’ in, özellikle kabine değişikliğiyle görevinden alınan eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde bakanlıkta kadrolaştığı biliniyor.

Menzil Tarikatı, “Yolsuzluk Operasyonu” sonrası Recep Tayyip Erdoğan tarafından cemaatlere yönelik, “Ya benimlesiniz ya onlarla” çağrısından sonra Erdoğan’ın yanında taraf tutan ilk dini yapılanmadır. Özellikle esnaflar arasında örgütlenen Menzil, Adıyaman kökenli bir tarikat olmasına karşın bütün ülkeye yayıldı. Tarikatın, “Semerkand Öğrenci Yurdu” adı altında ülke genelinde yüz ellinin üzerinde yurdu bulunmaktadır.

Hükümetin hacamat ve sülük tedavisini yasallaştıran Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin yanı sıra, hastanelerin hasta odalarına kıble yönünü gösteren işaretler, seccade, Kuran ve “Peygamberin Hayatı” kitabının konması uygulamasını Menzil’in etkisiyle gerçekleştirdiği ifade ediliyor.

İSMAİLAĞA CEMAATİ

AKP’li bürokratlarının cemaatin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’yla verdiği pozlarla akıllarda kalan İsmailağa Cemaati, 15 Temmuz’un ardından pastadan en büyük pay alan cemaatlerdendir.

Cemaat, kamuoyunda Cübbeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’ nün medyaya yansıyan haberleriyle geleneksel Cemaat Profilinden uzak bir çizgi sergilese de son bir yılda eğitimin gericileşmesinde etkin rol oynuyor.

Nakşibendi geleneğinin Türkiye’deki en etkin grubu olan İsmailağa Cemaati’nin “Marifet Derneği” adı altında ülke genelinde açtığı çok sayıda öğrenci yurdu olduğu biliniyor.

Genellikle eğitim almayan insanlar arasında örgütlenen İsmailağa Cemaati’nin mensupları devlet kadrolarında etkili görevler üstlenemese de dernek adı altında açtığı yurt ve Kuran kurslarıyla etki alanı genişletiyor.

Cemaate, İstanbul Beykoz’da geçmiş yıllarda tartışmalı bir biçimde büyük bir imar alanını tahsis edildi. Cemaatin bu arazi üzerinde “ Müceddid Mahmud Efendi Külliyesi Kız Medresesi ” isimli bir okulu bulunuyor.

Adalet, içişleri, eğitim, sağlık, bayındırlık, enerji, tarım ve benzeri bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının kritik noktalarında tarikat mensubu bürokratların bulunduğu da su götürmez bir gerçektir

MALATYALILAR CEMAATİ

AKP iktidarı zamanında en fazla nemalanan Gülen Cemaati olsa da en az onun kadar nemalan diğer bir grup da Radikal Görünümlü Malatyalılar Cemaatidir. Bu cemaatte Gülen Cemaatinden boşalan kadrolara kendi kadrosunu yerleştirmeye çok önem verdi ve özellikle de Eğitimde buna öncelik tanıdı.

Seçim Hükümeti olarak kurulan 63. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu döneminde bu grup en çok TRT ve Dışişleri Bakanlığında kadrolaşsa da Malatya’da bulunan İnönü Üniversitesi’ nde ve Malatya’daki tüm kamularda çok etkili oldular.

Hatta kamuya en alt kadroda eleman dahi bunlardan habersiz alınamıyor. Şayet Davutoğlu Başbakan olarak devam etseydi, şu an tüm Türkiye’de söz sahibi olacakları söyleniyordu.

28 Şubat 1997 günü yapılan ( MGK ) Milli Güvenlik Kurulu Toplantı sonucu açıklanan kararlar, irticaya karşı olduğu iddia edilse de Türk siyasi tarihine geçen kararlar olup Türkiye’de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçtir. Ve aynı zamanda biri ılımlı ( FETÖ ) diğeri Radikal görünümlü (Malatyalılar Grubu) iki dini hareketin önünü açan bir dönüm noktası olmuştur.

Son yıllarda Amerikan Emperyalizminin ılımlı İslam Projesi olan Fettullah Gülen Cemaati, deşifre olsa da Radikal Görünümlü hareket şu an için hiç bilinmiyor veya bilinmiyor gözüküyor. Bürokraside özellikle de güvenlik bürokrasisinde çok etkinler. Aynı zamanda tehlikeliler ve haklarında konuşanları ölümle tehdit ederler.

Bu Malatyalılar Grubu radikal bir grup olup aynı zamanda İran Rejimini fanatik olarak savunurlar. Avrupa devletlerine yakın ilişki içinde olup, küresel kapitalist emperyalistlere karşı uyumlu politika izlerler. Mesela eski ABD 44. Devlet Başkanı Barack Obama ile iyi anlaştığı gözlemlenmiştir.

Türkiye’nin yanlış politikası sonucu iflas eden Suriye Politikası, PYD’ in oluşumu ve yayılması, Çözüm Süreci gibi hareketlerde bu grubun etkisi olduğu düşünüldüğünde, bunların ne kadar etkin ve güçlü olduğunu siz düşünün.

Bunlar ortada çok fazla gözükmese de bu kadar nasıl etkin oldukları düşünüldüğünde ise, Hükümette, Bakanlıklarda, Kamu kurum ve Kuruluşlarda yani her yerdeler. Aynı zamanda birçok Milletvekili ve Bakanları bile var. Çünkü kimlikleri daima şimdilik gizlidir.

Malatya’daki İnönü Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitelerde çok etkinlerdir. Eğitimleri ve kültür düzeyleri çok güçlü olup, yurt dışı çoğu Master, Doktoralı olup yabancı dil ağırlıklı akademisyenlerden oluşmaktadırlar.

Dışarıda Malatyalılar Grubu içeride de Meşaleciler olarak da bilinen bu yapının liderleri arasında Ramazan Kayan, Davut Güler, Zeki baba gibi İslamcı isimler yer almaktadır.

Vuslat TV, Vuslat Gazetesi gibi Malatya’da birçok yerel veya görsel basının ve yayınevlerinin Meşaleci diye anılan grupla yakın oldukları söylenir.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, düzenlediği basın toplantısında Malatya’yı Cemaatler Yönetiyor ifadesi göz ardı edilmiş olup üzerine gidilmemiştir.

HAKİMİYET VE İRFAN VAKFI

2006 yılında Ankara’da kurulan Hamiyet ve İrfan Vakfı (AHİ) Gülen-AKP ilişkilerinin bozulmaya başladığı 2013 yılından bugüne etki alanını genişletmeye devam ediyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’yle protokol imzalayan vakfın, Ankara başta olmak üzere İstanbul, Konya ve İzmir de çok sayıda öğrenci yurdu bulunuyor.

Ankara’nın Batıkent semtinde Büyükşehir Belediyesi tarafından vakfa tahsis edilen büyük bir arazide AHİ’ nin öğrenci yurdu bulunuyor. Tabelası olmayan, etrafı yüksek duvarlarla çevrili yurt, çevrede yaşayan yurttaşların tepkisine yol açmıştı..

Darbe girişimi ardından ülke genelinde Gülen’e ait okullar ve kurslar kapatılırken, AKP iktidarı eğitimi, vakıflar eliyle yürütmeye devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Karaman’daki yurdunda çocuklara yönelik yaşanan tecavüz olaylarıyla tepki çeken Ensar’a imzaladığı protokolle eğitimde büyük alan açıyor. Bu protokolün açtığı yoldan Ensar, ortaokul ve liselerin yanı sıra üniversiteye giriş kursundan Kuran kursuna kadar istediği her alanda eğitim verebiliyor.

İnançlı bir Müslüman olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkeye yaptığı en büyük hizmetlerinden biri nedir diye sorsanız, tereddüt etmeksizin tekke ve zaviyeleri kaldırmasıdır derim.

Atatürk eğer o tekke ve zaviyeleri kaldırmamış olsaydı, bugün Türkiye’de bırakın her şehir ya da semtte, her mahallede adına İslam denen farklı farklı dinler olurdu. Ayrıca da tekke ve zaviyelerin tamamına yakını hem emperyalizmin hem de din bezirganlarının kontrolüne geçmişti.

Sonuç olarak yasalarla kurulan ve faaliyette bulunan illegal her yapıların her hareketleri illegal olmayabilir. Bunları denetlemek ileride yaşanacak ülke bekasını zor duruma düşürecek hal ve davranışların önlemi alınması amacıyla gereklidir.

AKP İktidarına diyeceğim o ki, İlk hata saflığın diyelim, fakat sonrakiler suçun ürünleridir.

( Bu yazı tüm akademisyenlerin ve gazetelerin görüşlerini içeren yazılardan esinlenerek ve kendi görüşüm de eklenerek yazılmış bir yazıdır. )05.04.2022

NEJDET DERİCİ
Latest posts by NEJDET DERİCİ (see all)
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

KÜRESEL ÇUKUR

ZAFER PARMAKSIZ EMRE ÇARŞIM

HIZLI YORUM YAP