DOLAR

34,3088$% 0.2

EURO

37,3788% -0.06

STERLİN

44,2627£% 0.14

GRAM ALTIN

3.030,02%0,33

ONS

2.745,97%0,09

BİST100

8.863,88%-1,58

Faysal ATMACA

Faysal ATMACA

30 Temmuz 2024 Salı

    DİRİ SOYAN ÖLÜLER!

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL



    Dünden bugüne modernite adına geçmişine karşı her haltı yiyenleri lütfen bir kere daha kantara çıkarın.

    Çıkarın ki
    Görün “ölü ruhlarıyla”,
    ölüler üzerinden iktidarlarının kaynaklarını.

    “Yavuz hırsız”kabilinden “
    dirilere” saldıran
    totaliter demokratlıklarını⁉️

    Diyorlar ki;
    Siz Gökten inen doğmalara kayıtsız şartsız tabi oluyor ve o yöndeki liderlerinize de tam itaatle bağlanıyorsunuz ve hiç sorgulamıyorsunuz.
    İşte sizin bu yaptığınız
    tam bir koyunluktur yahu.

    Sözümona dünyayı sorgulayarak anlayıp yaşama iddiasındaki antik Yunan felsefesinin artıklarından çıkıyor hemde bu ses.

    Pes doğrusu!

    Ne demişti ataları Sokrates;

    “Bildiğim tek şey;
    “hiçbir şey bilmediğimdir”

    Belkide söylediği tek doğru şey bu,ikibin beşyüz yıl öncesinden.

    Arkayı ön zanneden bu sufli akılın ise tek düşmanlığı,
    binbeşyüz yıllık herdaim güncelliğini koruyan ve her çağın problem ve ihtiyaçlarına cevap veren islam medeniyeti.

    Cenab-ı Hakk’ın Bakara suresi 171 ayeti kerimesinde ne kadar da güzel anlatıyor bize asırlar öncesinden.

    “ İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler.”

    Hani meşhur bir ata sözümüz der ya!

    ”Kişi kendinden bilir işi” misali.

    Şimdi biz gerçeği anlatalım siz koyun kim keçi kim karar verin.

    13.yy dayandırdıkları “Magna Carta” ile demokrasinin beşiği olduklarını iddia eden İngilizler varya hani şu Güneşin batmadığı imparatorluk.

    Hani şu Dünya’nın kanını emmekten doymayan imparatorluk.

    2022’nin Eylül ayında krallıklarının
    (Nasıl bir demokrasi ise)
    tepesinde yetmiş sene oturduktan sonra cehennemine kavuşan kraliçeleri Elizabet için sekiz milyar sterlin masraf ederek cenaze merasimi düzenlediler.

    Başka bir deyişle
    168 milyar Türk lirası.

    Yani yaklaşık 35 milyar ekmek.

    Yani ingiltere nüfusu 56 milyon ve kişi başı günlük bir ekmekten 625 günlük ekmek ihtiyacı demek bu.

    Kovid salgınının dünyaya açtığı ekonomik yaraları da eklersek ve hele birde İngiltere’de market raflarının talan edildiği bir zamanda olması daha da anlam kazanıyor 625 günlük ülkenin ekmek ihtiyacı değil mi?

    İşin asıl garibi ise koyun olmayan İngilizler ve sömürgeleri onlarca kilometre kuyruk oluşturarak olayı bön bön seyrediyor olmaları!

    Demek ki bağımlılık sadece uyuşturucuda olmuyor.Kişilik bozukluğuda zamanla bağımlılığa dönüşebiliyor.

    Koyun değiller ya!

    Bizdeki Sokrates’in ikibin beşyüz yıllık ilericileri de hüngür hüngür ağlayıp göz yaşı dökmeleri de cabası!

    Gülermisin ağlarmısın bilemedim.

    Dünyanın öbür yanında;:kendi halinde,etliye sütlüye karışmadan teknoloji üreten Japonya’da başbakanları Shinzo Abe suikaste maruz kalarak öldürülüyor.

    Tabi Shinzo Abe’nin de cenaze masrafları oluyor ve tamı tamına onbir milyon dolar tutuyor.

    Yani 198 milyon Türk Lirası.

    Yani 40 milyon Ekmek.

    Yani 125 milyonluk Japonya’nın yine kişi başı günlük bir ekmekten çeyrek günlük ihtiyacı..

    Peki burada halkın tepkisi ne biliyor musunuz?

    Yetmiş yaşlarındaki bir Japon cenaze masraflarını protesto etmek için intihar ediyor.

    Hemde orada kimse totaliter rejimini demokrasinin beşiği diye pazarlamıyorken.

    Hemde sadece ülkesinin sekiz saatlik ekmek ihtiyacına tekabül ediyorken.

    Demek ki dirileri seven ülkelerde varmış dercesine..

    Bizde durum farklımı?
    Kesinlikle hayır.

    Mustafa Kemal,
    beğenirsin beğenmezsin o kişisel tercih.
    Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunu ve kuruluş felsefesini üstlenmiş bir lider.

    Buraya kadar durum tespiti.

    Koyunluk meselesine gelince:

    Bütün bunlar yüz yıl öncesine ait yani o günden bu güne dünya çağ atlamış hatta ikinci milenyuma geçmiş ama benim ülkemde sadece Mustafa Kemal’in anıt mezarına;

    1953 rakamları ile 20 milyon harcanıyor..

    Yani 1953’de
    2.857.000.000 200gramlık ekmek demek bu.

    Yani 20 milyonluk 1953 Türkiye nüfusun 142 günlük ekmek ihtiyacı bu..

    Buna:
    70.000 Okulun Atatürk büstleri ve sınıflardaki portreleri,
    5.700 sağlık ocağı önleri,
    1.054 belediye meydanları,
    Resmî kurum ve kuruluşların yine aynı kabilden masrafları.

    Saymakla bitmeyecek cari masraflarda cabası.

    Kaç günlük ülkenin ekmek ihtiyacına tekabül eder.
    Varın siz hesaplayın.

    Şimdi sormak lazım, bu masraflar ister bugün ister yüz yıl önce ölmüş olsun bir ölü için yapılırken yaşayan milyonların ihtiyacına binaen yapılması mı yoksa ölüye yatırmaya devam mı koyunluktur.

    Hani ülkenin ebet müddet yönetim merkezi olacak ve canlılara hizmet edecek Ak Saray’a saldıranlardandır beklediğimiz cevap.

    Şöylede bir durum var tabi:

    Kurt ile Kuzu aynı nehirden su içiyorlar ve Kuzu nehrin aşağı kısmında Kurt ise yukarıda

    Kurt Kuzuya;

    -Suyumu niçin bulandırıyorsun der.

    Kuzu;

    -Yahu ben aşağıdayım,benim bulandırdığım su sana nasıl gelsin.
    Tabiat yasasına göre sular aşağıya doğru akar.

    Kurt:

    -Sus bakayım sen hele!.Ben seni yemeye kararlıyım bir kere.
    Buda benim bahanem vesselam.

    Dünya’nın diğer pek çok ısmarlama devletinde durum bunlardan farklı değildir elbet.

    Anlayana:
    “Dirilerin anlayabileceği” nizama dört elle sarılmaktır tavsiyemiz.

    Öyleyse ölülerin dirileri soyduğu düzene hayranlık besleyenlere;

    Hadi oradan!
    Hadi oradan!
    Sizi gidi Koyun sürüleri
    Demek kalıyor geriye..

    Selam ve Dua ile

    [email protected]

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.