34,3506$% 0.01
37,4177€% 0.04
44,5887£% 0.08
3.018,33%-0,14
2.735,72%-0,05
8.663,88%-2,49
04 Kasım 2024 Pazartesi
Bugünden itibaren gazeteniz “ AVRUPA BİRLİĞİ GAZETESİ “ de yorumlarımı yazarak sizlere yaşanan olayları tarafsız bir biçimde paylaşmaya çalışacağım.
Beni gazetesine davet eden 20 yıllık arkadaşım olan sevgili Sayın Kıymet TAYLAN hanımefendiye de ayrıca teşekkür ederim.
BEYİN GÖÇÜ EN ÇOK GENÇLERDEN OLUŞMAKTADIR.
Liyakat denildiğinde aklımıza ( TDK’ a göre) ehli, iş bilir, değerli anlamı gelir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de eğitimin amacı konusuna göre liyakatli insanlar eğitip devlete kazandırmaktır. Bu demek değildir ki çok üniversite açmak daha çok liyakatli insan yetiştirmek anlamı taşısın.
Çok üniversite açmak ülkede orta meslek grubunu yok etmek demektir. Yani tekniker, teknisyen gibi..
Bu itibarla, ülkemizde yetişen liyakatli gençlerimiz, devlet kadrolarında, kamu kurum ve kuruluşlarında siyasi görüş ön planda olduğundan iş bulamamakta ve sonuç olarak da kendilerini yurt dışına atarak ülkeyi terk etmektedirler.
Türkiye’de beyin göçü lise seviyelerine kadar düşüş göstermektedir. Ülkede refah seviyesinin düşmesi, işsizliğin giderek artması ve gençlerin gelecekten umutlarını kesmesi sonucu beyin göçü giderek artmaktadır.
Beyin göçü genellikle gençlerden oluşmaktadır. TÜİK’ in yaptığı istatistiklerine göre 2018 yılı beyin göçü 323 bin 918 oldu ve bu nüfusun % 53,3 ü erkek, % 46,7 si ise kadınlardan oluşmaktadır. Ayrıca bu göç edenlerin yaş grubu incelendiğinde % 11,9 unu ise 25 – 29 yaş grubu, % 11,5 unu 20 -24 yaş grubu, % 10,3 ünü ise 30 – 34 yaş grubu oluşturmaktadır.
Açıklanan bu tablo karşısında ise ülkemizde yaşayan gençlerin ülkemizdeki gergin havadan, geleceğin belirsizliğinden, refah seviyesinin düşmesinden, işsizliğin artmasından ve en önemlisi ise çalışma şartlarının liyakate göre değil siyasi düşünceye göre alınması sonucu umutsuz olduğu ve umutlarını yurt dışında aramaları sonucu beyin göçünü artırmaktadırlar.
Uzmanlara göre beyin göçünün Türkiye’ ye maliyeti 200 milyar doların üzerinde olup, bu kayıp ülkemizi ekonomik, sosyal ve kültürel kayıp olarak gerileterek ileride ciddi bir eğitim krizi yaşatacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi sadece ve sadece ülkenin gençlerine emanet etmiştir.
Bu sebepten, ülkenin hızla artan bu beyin göçünün yurt dışına kaçışını engellemek için genç nesillerinin önünü açmak ve onlara iyi bir gelecek hazırlamak hangi siyasi görüşte olursa olsun hükümetlerin önceliği olması gerekmektedir.
Ancak, genç nesillerin yurt dışına çıkmasının önüne geçmek için iktidarda olan şu an ki hükümetin bir politikasının olmaması ise düşündürücüdür.